ZİHNE

Yunanistan’da Ege Makedonyası kesiminde tarihî bir kasaba.

Yunanca Zichna şeklinde anılır. Yunanistan Ege Makedonyası’nda güneybatısındaki Serez/Siroz ile (Serres) kuzeydoğusundaki Drama (Dırama) arasında sarp bir kayalık üzerinde kurulmuştur. Bugün tamamen terkedilmiş olan bu Ortaçağ ve Osmanlı dönemi Zihne’sinin adı 10 km. kadar güneyindeki Yeni Zihne’de (Nea Zichna/Nea Zichni) yaşamaktadır. Şehrin antik dönemde Ichna adıyla bilindiği ve daha sonra ortadan kalktığı belirtilir. Bizans döneminde yeniden tarihî kayıtlarda görülen şehir Serez’in kuzeyindeki Prodromos Manastırı ile bağlantılı şekilde geçer. Prodromos Manastırı’nın gerek şehrin merkezinde gerekse şehri çevreleyen alanlarda oldukça geniş mülkleri bulunmaktaydı. Manastırla olan bağı, ikinci kurucusu Ioakeim’in 1288’de Zihne’nin ilk piskoposu (metropolit) olarak tayin edilmesine kadar geri gider. Zihne’nin Osmanlılar’ca Gazi Evrenos Bey tarafından fethedildiği (tah. 1374) dönemle ilgili bilgi yoktur. Ancak 1378’e ait bir belgede Zihne’nin hâlâ bir piskoposun oturduğu yer olarak belirtilmesi buranın Osmanlılar’a anlaşma yoluyla intikal ettiği hakkında belirleyicidir. Prodromos Manastırı’nın statüsüyle ilgili erken döneme ait birkaç Osmanlı belgesi (buraya Osmanlılar, Serez’deki ileri gelen bir aile adından dolayı Margaridis/Margarid Manastırı demişlerdir), manastırın Zihne ve civarında Osmanlı idaresi altında iken de koruyabildiği önemli sayıda mülkü bulunduğunu kanıtlamaktadır. Gerçekte bu mülkler, 1455 ve 1478 tarihli tahrirlerde Gorne Trliç, Megalos Lakkos, Monospita, Hrisostomos ve Braniça adlı beş köyden yıllık 8.012 akçelik bir gelir elde edildiği kayda geçirilmiştir.

Tahrir defterlerinin kapsadığı dönemde (1455-1530) Zihne’nin nüfusunun çoğunluğu hıristiyandı; müslümanlar ise 1455’te yaklaşık 2800 kişilik nüfusun sadece % 5,9’unu (32 hâne müslüman; 395 hâne, 148 bîve hıristiyan, toplam 575 hâne), 1478’de tahminî 2700 kişilik nüfusun % 6,1’ini (32 hâne müslüman; 388 hâne, 127 bîve, 2 bekâr hıristiyan, toplam 547 hâne) ve 1530 yılında yaklaşık 2600 kişilik nüfusun % 6,9’unu (43 hâne, 16 bekâr müslüman; 394 hâne, 95 bîve, 45 bekâr hıristiyan, toplam 532 hâne) teşkil ediyordu. Bu tahrir kayıtlarından anlaşılacağı üzere 1455’ten itibaren yetmiş beş yıl boyunca şehrin nüfusunda bir düşüş yaşandı; buna rağmen Zihne, Osmanlı idaresinde bir kaza merkezi olma durumunu korudu. Zamanla da önemi giderek arttı. 1455’te Zihne hemen yakınındaki Drama’ya göre (1400 kişi) nüfus bakımından iki kat büyük iken Serez’den de (6000 kişi) neredeyse yarı yarıya küçük, Ege Makedonyası’nın önemli yerleşme merkezlerden biri özelliğini taşıyordu. 1478’de bölgenin en büyük şehri olan Selânik’in sadece 10.500 dolayında bir nüfusu olduğu göz önüne alındığında bu gerçek daha iyi anlaşılır. 1478’de Zihne’de on beş mahalle mevcuttu.

Zihne’nin vergi gelirleri arasında bağcılık önemli bir yere sahipti, bu da şehirde şarap üretildiğine işaret eder. Prodromos Manastırı’nın kayıtlarında Zihne’deki manastır rahiplerinden şarap yanında yağ ve kiremit imalâtından, ayrıca koyundan vergi alındığı belirtilir. Buradan Zihne halkının mesleğine ilişkin birtakım bilgiler edinilmektedir. 1478 tahririnde bazı müslüman hâne halkının adları yanında yer alan meslek unvanlarına bakıldığında tekstil üretiminin önemli bir ekonomik faaliyet olduğu görülür. Kayıtlarda listelenen otuz altı


yetişkin müslümanın yedisi hallaç, biri hallaç oğlu diye gösterilmiştir. Ayrıca iki makramacı, bir de terzi kayıtlıydı; buna göre otuz altı hâneden on biri tekstil işinde çalışıyordu. 1530 tarihli kayıtlarda Zihne’de bir cami, iki mescid ve bir hamamdan söz edilir.

Osmanlı dönemindeki Zihne’nin ayrıntılı yegâne tasvirini 1667-1668 yıllarında buraya gelen Evliya Çelebi yapar. Evliya Çelebi, Zihne’yi Kanûnî Sultan Süleyman tarafından kurulan ve şehrin günden güne ilerlemesini ve zenginleşmesini sağlayan vakıfların dindar mütevellisinin ikamet ettiği yer olarak gösterir. Ona göre Zihne sarp ve tehlikeli bir kayalığın üzerinde iki mahalleli, 200 evi olan bir yerdir. Evler birbiri üstüne yapılmış gibidir, aralarındaki dar geçitlerle birbirinden ayrılır. Bazı evler ölüyü bile yıkayacak yer bulunmayacak derecede küçüktür. Bütün sokaklar çok dar ve diktir. Herhangi bir arabayı bu yollarda kullanmak da zordur, burası yerleşme için hiç uygun bir yer değildir. Evliya Çelebi ayrıca güneye doğru uzanan vadinin verimli topraklara, üzüm bağlarına sahip olduğunu, şehirde elli dükkân yanında tüccarlar için iki büyük han bulunduğunu, ancak kasabada kapalı bir çarşının (bezzâzistan) yer almadığını belirtir. Zihne’nin seramik kâsesi ve bardağı meşhurdur. Sebebi de toprağının çok temiz olmasıdır. Bu kâseler vilâyetten vilâyete hediye olarak gönderilir. Ayrıca Evliya Çelebi Zihne’nin önemli binalarının tasvirini yapar. Şehrin tek camisini Eskicami diye adlandırır. Bu cami II. Bayezid tarafından yaptırılmıştır. Caminin çatısı kiremit kaplıdır. Mevcut mahalle mescidi de cami yapılmaya uygun bir konumdadır. Ayrıca bir medrese, mektep, tekke ve Eskicami önünde bir küçük hamam mevcuttur. Burası, yerleşim için müsait olmayan konumundan ve 1890’larda inşa edilen İstanbul-Selânik demiryolunun şehrin 15 km. kadar güneyinden geçmesinden dolayı XIX. yüzyılın sonundan itibaren terkedildi ve vadide yeni bir yerleşim birimi (Yeni Zihne) ortaya çıktı. Kāmûsü’l-a‘lâm’da kazaya adını veren eski merkezinin harap olduğu, Serez’in güneydoğusundaki bir köye (Zilhova) taşındığı belirtilir. Bugün eski Zihne şehrinin Osmanlı kalıntıları dokunulmamış arkeolojik bir alandır ve Evliya Çelebi’nin kayıtlarına göre pek çoğunun bulunması imkân dahilindedir. Mihraptan dolayı cami duvarı olduğu anlaşılan yapının karşısındaki ufak hamam ayaktadır. Hatta Evliya Çelebi’nin bildirdiği gibi 300 yıl önce Evrenos tarafından yıkılan Bizans surlarının kalıntıları yanında tuğla ile kaplı küçük taş evlerden biri de günümüze ulaşmıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

BA, TD, nr. 3, s. 422-431 (1455 tarihli); nr. 7, s. 220-237 (1478 tarihli); nr. 167, s. 40 (1530 tarihli); Evliya Çelebi, Seyahatnâme (Dağlı), VIII, 56; Ayverdi, Avrupa’da Osmanlı Mi‘mârî Eserleri IV, s. 278-285, 316-318; H. W. Lowry, “Changes in 15th Century Ottoman Peasant Taxation: The Case Study of Radilofo”, Continuity and Change in Late Byzantine and Early Ottoman Society (ed. H. W. Lowry-A. Bryer), Birmingham 1986, s. 23-37; a.mlf., “The 15th Century Vilayet-i Keşişlik: Its Location, Population and Taxation”, Humanist and Scholar: Essays in Honor of Andreas Tietze (ed. H. W. Lowry-D. Quataert), İstanbul 1993, s. 15-26; a.mlf., The Shaping of the Ottoman Balkans: 1350-1550, Istanbul 2008, s. 212-225; Evangelia Balta, Les vakifs de Serrès et de sa règion (XVe et XVIe siècle), Athens 1995, s. 45; S. Petmézas, “Serres et sa région sous les ottomans”, Conseils et mémoires de Synadinos, prêtre de Serrès en Macédoine: XVIIe siècle (ed. P. Odorico), [baskı yeri yok] 1996 (Editions de l’Association Pierre Belon), s. 429-485, 551-569; K. Moustakis, The Transition from Late Byzantine to Early Ottoman Southeastern Macedonia (14th-15th Centuries): A Socioeconomic and Demographic Study (doktora tezi, 2001), University of Birmingham, s. 444; İsmail Bıçakçı, Yunanistan’da Türk Mimarî Eserleri, İstanbul 2003, s. 432; N. Bakirtzis, Hagios Ioannis Prodromos Monastery on Mount Menoikeion: Byzantine Monastic Practice, Sacred Topography, and Architecture (doktora tezi, 2005), Princeton University; G. Ostrogorsky, “La prise de Serrès par les turcs”, Byzantion, XXXV, Bruxelles 1965, s. 302-319; E. Zachariadou, “Early Ottoman Documents of the Prodromos Monastery (Serres)”, SOF, XXVIII (1971), s. 1-35; N. Beldiceanu-I. Beldiceanu-Steinherr, “Un paléologue inconnu de la région de Serrès”, Byzantion, XLI (1971), s. 5-17; N. Beldiceanu, “Margarid: Un timar monastique”, REB, XXXIII (1975), s. 227-255; a.mlf.-P. S. Nasturel, “Les églises byzantines et la situation économique de Drama, Serrès et Zichna aux XIVe et XVe siècles”, Jahrbuch der Österreichischen Byzantinistik, XXVII, Wien 1978, s. 269-285; N. Moutsopoulos, “To Byzantino kastro tês Zichnas. Symbolê stê Metetê enos Byzanitou Ochyrou Oikismou stên Periochê tou Strymôna”, Annual of the School of Engineering of the Aristoteleian University of Thessalonica. Department of Agriculture, X (1986), s. 163-338; Kāmûsü’l-a‘lâm, IV, 2438.

Heath W. Lowry