ZÂİDE b. KUDÂME

(زائدة بن قدامة)

Ebü’s-Salt Zâide b. Kudâme es-Sekafî

(ö. 161/777)

Kûfeli muhaddis, tâbiî.

Babası Kudâme’nin Kûfeli muhaddislerden olduğu bilinmektedir. Zâide’nin kendilerinden hadis öğrendiği hocaları arasında Humeyd et-Tavîl, Hişâm b. Urve, Âsım b. Behdele, Simâk b. Harb, Ebû İshak es-Sebîî, A‘meş, Atâ b. Sâib, Süleyman b. Tarhân ve Süddî gibi muhaddisler bulunmakta, kendisinden hadis rivayet edenler arasında da Abdullah b. Mübârek, Süfyân b. Uyeyne, Süfyân es-Sevrî, Abdurrahman b. Mehdî, Ebû Nuaym Fazl b. Dükeyn, Ebû Dâvûd et-Tayâlisî başta olmak üzere pek çok muhaddis yer almaktadır.

Zâide’nin talebesi Osman b. Zâide er-Râzî’nin kaydettiğine göre kendisi hadis tahsili için Kûfe’ye geldiğinde Süfyân es-Sevrî’ye kimlerden hadis öğrenebileceğini sormuş, o da Zâide b. Kudâme ile Süfyân b. Uyeyne’yi tavsiye etmiştir. Diğer bir talebesi Ebû Üsâme Hammâd b. Üsâme el-Kûfî hocasının en doğru ve en iyi insanlardan biri olduğunu söylemiştir. Ahmed b. Hanbel hadiste dört kişinin titiz davrandığını belirterek Süfyân, Şu‘be b. Haccâc, Ebû Hayseme Züheyr b. Harb ve Zâide b. Kudâme’nin adlarını saymış, bir başka sefer de, “Bir hadisi Zâide b. Kudâme ile Züheyr b. Harb’den duymuşsan Ebû İshak es-Sebîî’nin rivayetleri hariç onu başkalarından duymana gerek yoktur” demiştir. Ebû Zür‘a er-Râzî, Zâide’yi sadûk ve ilim ehli, Ebû Hâtim er-Râzî ise sika ve sünnete çok bağlı bir muhaddis diye niteleyerek onu Ebû Avâne el-Vâsıtî’den daha çok beğendiklerini ve hadis hâfızları Şerîk b. Abdullah ile Ebû Bekir b. Ayyâş’tan daha güçlü bir hadis hâfızı olduğunu söylemiş, Nesâî ve Ebü’l-Hasan el-İclî de Zâide’nin sika kabul edildiğini zikredenler arasında yer almıştır. Zâide kendisinden hadis öğrenmeye gelenleri titizlikle seçer, bütün varlığı ile sünnete bağlı olmayanlara hadis rivayet etmezdi (Hatîb el-Bağdâdî, I, 332-333). Züheyr b. Muâviye, Zâide’nin yanına geldiğinde Zâide onun hadis rivayet ettiği birini eleştirerek, “O adam sünnete bağlı mı?” diye sormuş, Züheyr onun herhangi bir bid‘atını görmediğini söyleyince, “O sünnete titizlikle bağlı mı?” diye tekrar sormuş, bu defa Züheyr’in sorduğu, “İnsan ne zaman bid‘atçı olur?” sorusuna, “Ebû Bekir ile Ömer’e hakaret ettiği zaman” cevabını vermiştir (Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, VII, 377). Muâviye b. Amr el-Ezdî’nin naklettiğine göre Zâide b. Kudâme, Abbâsîler’in önde gelen kumandanlarından Hasan b. Kahtabe’nin ordusunda Bizans topraklarında yapılan bir savaşta çoğunlukla kabul edilen görüşe göre 161 yılı başlarında (777 yılı sonlarında) vefat etmiştir (İbn Sa‘d, VIII, 499). Bu tarih 160 (776) ve 162 (778) olarak da zikredilmiştir. Hayatının önemli bir kısmı hadis tarihinin tedvin dönemine rastlayan Zâide ilk musanniflerden biri olarak rivayet ettiği hadisleri tasnif etmiş, et-Tefsîr, Kitâbü’l-Ķırâǿât, es-Sünen, ez-Zühd ve el-Menâķıb adlı eserlerinin bulunduğu nakledilmiştir. Rivayetleri Kütüb-i Sitte’de ve diğer hadis kitaplarında yer almaktadır.

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Sa‘d, eŧ-Ŧabaķāt, VI, 378; VIII, 499; Buhârî, et-Târîħu’l-kebîr, III, 432; VII, 179; İbn Ebû Hâtim, el-Cerĥ ve’t-taǾdîl, III, 613; İbnü’n-Nedîm, el-Fihrist (nşr. İbrâhim Ramazan), Beyrut 1417/1997, s. 282; Hatîb el-Bağdâdî, el-CâmiǾ li-aħlâķı’r-râvî ve âdâbi’s-sâmiǾ (nşr. Mahmûd et-Tahhân), Riyad 1403/1983, I, 332-333; Bâcî, et-TaǾdîl ve’t-tecrîĥ li-men ħarrece lehü’l-Buħârî fi’l-CâmiǾi’ś-śaĥîĥ (nşr. Ebû Lübâbe Hüseyin), Riyad 1406/1986, II, 600; Mizzî, Tehźîbü’l-Kemâl, IX, 273-277; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, VII, 375-378; a.mlf., Teźkiretü’l-ĥuffâž, I, 215-216; İbn Hacer, Tehźîbü’t-Tehźîb, I, 231; III, 306-307.

Hayati Yılmaz