ZÂHİR b. HARÂM

(زاهر بن حرام)

Zâhir b. Harâm el-Eşcaî el-Gatafânî

Sahâbî.

Hicazlı olup Adnânîler’den Eşca‘oğulları’na mensuptur. Babasının adının Hizâm olduğu da zikredilmiştir. Resûl-i Ekrem’in sağlığında çöl hayatı yaşayan Zâhir b. Harâm, Bedir Gazvesi’ne katıldı ve Bey‘atürrıdvân’da bulundu. Resûlullah bir defasında, “Her şehirlinin bir köylüsü vardır, Muhammed ailesinin köylüsü de Zâhir b. Harâm’dır” demiş, diğer bir rivayete göre ise, “Zâhir bizim köylümüz, biz de onun şehirlisiyiz” diye ona iltifat etmişti (Ferrâ el-Begavî, XIII, 181). Zâhir, Hz. Peygamber’i ziyarete geldiğinde özellikle yetiştirdiği mahsulden mutlaka bir hediye getirirdi. Bundan dolayı “sâhibü’l-hedâyâ” diye anılmıştır (Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî, s. 192). Zâhir köyüne dönmek istediğinde Resûl-i Ekrem de onun ihtiyaçlarını karşılardı.

Kısa boylu ve çirkin görünümlü bir kişi olduğu rivayet edilen Zâhir b. Harâm’ı Resûlullah çok sever ve kendisiyle şakalaşırdı. Bir gün Medine çarşısında Zâhir’i yetiştirdiği bazı malları satarken görünce arkasından yaklaşarak onu kucaklamış ve elleriyle gözlerini kapatarak, “Bu köleyi kim satın almak ister?” diye sormuş, kendisine bu oyunu kimin oynadığını anlamayan Zâhir kurtulmak için çırpınırken bunu yapanın Resûl-i Ekrem olduğunu farkedince rahatlamış ve sırtını onun göğsüne dayayarak, “Şu halde sen beni değersiz biri görüyorsun” demiş, bunun üzerine Resûlullah, “Hayır, sen Allah nezdinde değerlisin” cevabını vermiştir (Müsned, III, 161). Daha sonraları Kûfe’ye yerleşen Zâhir b. Harâm’ın vefatına dair bilgi bulunmamakta,


Resûl-i Ekrem ile aralarında geçen olay dışında ondan hadis rivayet ettiği de bilinmemektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

Abdürrezzâk es-San‘ânî, el-Muśannef (nşr. Habîburrahman el-A‘zamî), Beyrut 1403/1983, X, 454-455; Müsned, III, 161; Buhârî, et-Târîħu’l-kebîr, III, 442; Bezzâr, el-Baĥrü’z-zeħħâr (nşr. Mahfûzurrahman Zeynullah), Medine-Beyrut 1409/1988, XIII, 319-320; İbn Abdülber, el-İstîǾâb, I, 575; Ferrâ el-Begavî, Şerĥu’s-sünne (nşr. Şuayb el-Arnaût-Züheyr eş-Şâvîş), Beyrut 1403/1983, XIII, 181; Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî, Telķīĥu fühûmi ehli’l-eŝer (nşr. Ali Hasan), Kahire 1975, s. 192; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ġābe (Bennâ), II, 245-246; İbn Hacer, el-İśâbe, I, 542; Ali el-Kārî, CemǾu’l-vesâǿil fî şerĥi’ş-Şemâǿil, Kahire 1307, II, 35-38.

Zekeriya Güler