YEMENÎ

(اليمني)

Ebü’l-Mehâsin Tâcüddîn Abdülbâkī b. Abdilmecîd b. Abdillâh el-Yemenî el-Mekkî el-Mahzûmî (ö. 743/1343)

Arap dili ve edebiyat âlimi, tarihçi.

680 Recebinde (Ekim-Kasım 1281) dünyaya geldi. Kaynaklarda Birzâlî’den naklen Mekke’de doğduğu ve ilk bilgilerini burada aldığı kaydedilirse de çağdaşı Yûsuf b. Ya‘kūb el-Cenedî’nin onun Aden’de doğduğu, çocukluk ve ilk öğrenim dönemini bu şehirde geçirdiği, on dört-on beş yaşlarında babasıyla birlikte Mekke’ye gidip yerleştiği, Mekke’de Ahmed b. İbrâhim el-Fârûsî’den hadis semâ ettiği şeklindeki rivayeti daha isabetli görülmektedir (Yemenî, İşâretü’t-taǾyîn, neşredenin girişi, s. 15-16). Mekke’de yaklaşık sekiz yıl kalarak tahsilini tamamladı ve 704’te (1304) Aden’e döndü. Ardından Taiz’e geçerek Resûlîler Devleti Hükümdarı el-Melikü’l-Müeyyed Dâvûd b. Yûsuf’un divanında inşâ kâtibi olmak istediyse de tecrübesizliği ve mağrur tabiatı yüzünden bu gerçekleşmedi. 705 (1305) yılına doğru Kahire’ye gitti; âlim ve ediplerle görüşerek devlet ricâli ile tanışma imkânı buldu. Ebû Hayyân el-Endelüsî, Şehâbeddin Ahmed b. Abdülvehhâb en-Nüveyrî, İbn Fazlullah el-Ömerî, İbnü’z-Zübeyr es-Sekafî ve Abdülmü’min b. Halef ed-Dimyâtî gibi âlim ve ediplerden faydalandı. İlmi ve sağlam kişiliğiyle kısa zamanda tanındı. Câmiu’l-Ahmer’de derslerine katıldığı Ebû Hayyân, Yemenî’den övgüyle söz etmiş ve bütün eserlerinin rivayeti konusunda ona icâzet vermiştir. Yemenî muhtemelen 708’de (1308) Dımaşk’a göç etti. Dımaşk’ta saltanat nâibi Cemâleddin Akkuş el-Efrem kendisine maaş bağladı; Emevî Camii’nde aruz, kafiye dersleri verdi ve Maķāmâtü’l-Ĥarîrî okuttu. Yine 1308’de bilinmeyen bir sebeple Yemen’e ikinci defa gitti ve el-Melikü’l-Müeyyed’e bir kaside sundu (Hazrecî, I, 379). Aynı yılın sonuna doğru Aden’e ailesini ziyarete gitti, burada fazla kalmadan Dımaşk’a döndü. 716-717 (1316-1317) yıllarında el-Melikü’l-Müeyyed’in davetiyle tekrar Yemen’e gitti ve onun divanında derc kâtipliği görevinde bulundu. el-Melikü’l-Müeyyed’in 721’de (1321) vefatına kadar bu görevine devam etti; onun oğlu el-Melikü’l-Mücâhid Ali zamanında da bir süre aynı görevi sürdürdü. el-Melikü’l-Mücâhid amcasının oğlu el-Melikü’z-Zâhir tarafından tahttan indirilince Yemenî Zâhir’in yanında yer aldı, bir süre onun vezirliğini yaptı. Ancak el-Melikü’l-Mücâhid tahtını geri aldığında azledildi ve mallarına el konuldu. Yemenî de önce Mekke’ye kaçtı, oradan 730’da (1330) Mısır’a geçti. Mısır medreselerinde ders verdi. İbn Fazlullah el-Ömerî ile yaptığı yazışmalardan anlaşıldığına göre inşâ kâtipliğinde bulundu; Dımaşk ve Kudüs’te hocalık yaptı. Bu dönemde Kahire, Dımaşk, Kudüs, Halep, Trablus (Şam) arasında gidip geldi ve 741 (1340) yılında Dımaşk’a yerleşti. 29 Ramazan 743 (25 Şubat 1343) tarihinde vefat etti (İbn Hacer, II, 317); onun Kahire veya Kudüs’te öldüğünü kaydedenler de vardır (İbnü’l-İmâd, VI, 138).

Mağrur bir tabiata sahip olan Yemenî şiirde ve edebî nesirde zamanın önde gelen edipleri arasında yer alıyordu. Nesirde kendini Kādî el-Fâzıl’dan üstün görüyor, nesri lafız sanatlarına boğduğunu söyleyerek onu eleştiriyor, Ziyâeddin İbnü’l-Esîr’i Kādî el-Fâzıl’dan daha üstün tutuyordu. Müstakil bir divanı bulunmayan Yemenî’nin bazı şiirleri başta Nüveyrî’nin Nihâyetü’l-ereb’i, Ömerî’nin Mesâlikü’l-ebśâr’ı ve Hazrecî’nin el-ǾUķūdü’l-lüǿlüǿiyye’si olmak üzere biyografi eserlerinde mevcuttur. Târîħu’l-Yemen’in nâşiri Mustafa Hicâzî, eserin sonunda Yemenî’nin biyografisiyle birlikte bazı kaynaklarda yer alan edebî nesrinin ve şiirlerinin bir kısmını bir araya getirmiştir (s. 146-169).

Eserleri. 1. Kitâbü’t-Tercümân Ǿan ġarîbi’l-Ķurǿân. Daha çok Zemahşerî tefsirinden yararlanılarak hazırlanan eserde sûre sırasına göre yaklaşık 1800 garîb kelimenin mânası açıklanmaktadır (nşr. Yahyâ Murâd, Beyrut 1425/2000; nşr. Halit Zevalsiz, İstanbul 2007). 2. el-İktifâǿ fî şerĥi elfâži’ş-Şifâǿ li’l-Ķāđî Ǿİyâż. Şevkânî bu eseri Żabŧu elfâži’ş-Şifâǿ li’l-Ǿİyâż adıyla zikretmektedir (el-Bedrü’ŧ-ŧâliǾ, I, 318). Yemenî’nin daha sonra Telħîśü’l-İķtifâǿ adıyla özetlediği eseri Muhammed b. Tolûn el-Abâicî de ihtisar etmiştir (eser ve ihtisarının yazmaları için bk. Brockelmann, GAL Suppl., I, 631; Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye, nr. 2127/Hadîs). 3. Risâletü’l-ķındîl ve’ş-şemǾadân (Berîdü’l-cenân fi’l-müfâħare beyne’l-ķındîl ve’ş-şemǾadân, Zehrü’l-cinân fi’l-münâžara beyne’l-ķındîl ve’ş-şemǾadân). Kandil ve şamdanın birbirlerine karşı üstün yanlarını, birbirlerinin eksik ve kusurlu taraflarını dile getirdikleri edebî bir münazaradır. Risâle Münâžara beyne’l-ķındîl ve’ş-şemǾadân adıyla yayımlanmıştır (Kahire 1934). 4. İşâretü’t-taǾyîn fî terâcimi’n-nüĥât ve’l-luġaviyyîn. Yazımı 733’te (1333) Kahire’de tamamlanan eserde 246 Arap dilcisi ve lugat âliminin hayatı ve eserleri veciz bir üslûpla alfabetik sıraya göre anlatılmıştır (nşr. Abdülmecîd Diyâb, Riyad 1986). 5. Târîħu’l-Yemen (Behcetü’z-zemen fî târîħi’l-Yemen) (nşr. Mustafa Hicâzî, Beyrut 1985). Umumi Yemen tarihine dair muhtasar bir eserdir. 6. Luķaŧatü’l-Ǿaclân el-muħtaśar min Vefeyâti’l-aǾyân. İbn Hallikân’a ait eserin muhtasarı olup Abdullah b. Muhammed el-Matarî’nin isteği üzerine


kaleme alınmıştır (yazma nüshaları için bk. Brockelmann, GAL, II, 220). Müellif bunlardan başka Źeylü Vefeyâti’l-aǾyân li’bni Ĥallikân ismiyle yazdığı zeyilde Vefeyâtü’l-aǾyân’a otuz kadar biyografi eklemiş, Cevherî’nin sözlüğünü Muħtaśarü’ś-Śıĥâĥ adıyla özetlemiştir (İbnü’l-İmâd, VI, 139; Şevkânî, I, 318). Ayrıca kaynaklarda Muŧribü’s-semǾ fî şerĥi Ĥadîŝi Ümmi ZerǾ adında bir hadis şerhinden söz edilmektedir (Kütübî, II, 247; İbn Hacer, II, 316; Şevkânî, I, 318; Keşfü’ž-žunûn, II, 1718).

BİBLİYOGRAFYA:

Yemenî, İşâretü’t-taǾyîn fî terâcimi’n-nuĥât ve’l-luġaviyyîn (nşr. Abdülmecîd Diyâb), Riyad 1406/1986, neşredenin girişi, s. 14-28; a.mlf., Târîħu’l-Yemen (nşr. Mustafa Hicâzî), Beyrut 1985, s. 146-169, ayrıca bk. neşredenin girişi, s. 6-12; Nüveyrî, Nihâyetü’l-ereb, III, 342 vd.; VIII, 149-163; İbn Fazlullah el-Ömerî, Mesâlik, XII, 348-354; Kütübî, Fevâtü’l-Vefeyât, I, 58, 125, 429; II, 82, 246-249, ayrıca bk. tür.yer.; Ali b. Hasan el-Hazrecî, el-ǾUķūdü’l-lüǿlüǿiyye (nşr. M. Besyûnî Asel), Kahire 1329/1911, I, 379-380, 419-421; Kalkaşendî, Śubĥu’l-aǾşâ, V, 495; VI, 422; Fâsî, el-Ǿİķdü’ŝ-ŝemîn, V, 321-322; İbn Hacer, ed-Dürerü’l-kâmine, II, 315-318; Keşfü’ž-žunûn, I, 107, 310; II, 959, 1718, 2018; İbnü’l-İmâd, Şeźerât (Arnaût), VI, 138-139; Şevkânî, el-Bedrü’ŧ-ŧâliǾ, I, 317-318; Brockelmann, GAL, I, 455; II, 220; Suppl., I, 631; II, 220; Ziriklî, el-AǾlâm, IV, 45-46; Kehhâle, MuǾcemü’l-müǿellifîn, V, 73, 75; VI, 197; Neşet Çağatay, “Resûlîler”, İA, IX, 693.

İsmail Durmuş - Halit Zevalsiz