YANIKKALE

Macaristan’da tarihî bir şehir.

Macaristan’ın kuzeybatısında Tuna havzasına su taşıyan çaylardan biri olan Raba çayının (Türk döneminde Aksu) kenarında yer alır ve Macarca’da GyÆr olarak bilinir. Günümüzde ekonomi, sanayi, din, kültür, eğitim ve spor alanlarında önemli bir merkez konumundadır. Yukarı Panonya’da bir Roma şehri olarak Arrabona adıyla kuruldu. Şehir için Batı kaynaklarında geçen Raab/Raba adı buradan gelir. Ortaçağ Latin kaynaklarında Jaurinum diye anılır. Arrabona’nın da Arrabo akarsuyuna dayandığı belirtilir. Bazı araştırmacılar bunu şehrin ilk askerî kumandanı Şövalye Geur’dan hareketle onun adına bağlar. Şehir Macar Devleti’nin kuruluşundan itibaren bir piskoposluk merkezidir. Macar devlet tarihindeki Arpad Dinastisi’nin dokuzuncu kralı Aziz László’nun kafatası kemikleri bugün piskoposluk başkilisesinde muhafaza edilmektedir.

GyÆr, 1526’daki Mohaç yenilgisinden sonra bir süreliğine János Szapolyai, ardından Habsburg Arşidükü I. Ferdinand’ın egemenliği altına girdi. Ferdinand kaleyi Kont Kristof Lamberg’in idaresine verdi. Lamberg, Kanûnî Sultan Süleyman’ın Viyana Kuşatması (1529) sebebiyle yaklaşan Osmanlı ordularından kaçarken şehri de yaktı; Osmanlı kaynaklarında şehir bu sebeple Yanıkkale ismiyle anıldı. Harabeye dönen GyÆr şehrinin ve kalesinin yeniden inşasına ancak 1561’de başlanabildi. Bu inşa aşamasında modern İtalyan kale mimarisi uygulandı. Hisarların yapımı İtalyan mimarlar tarafından gerçekleştirildi. Böylece şehir Viyana’yı koruyan savunma sisteminin en önemli parçası haline geldi. Macaristan’ın Osmanlılar’a karşı meydana getirilen savunma sistemi birbirine paralel iki teşkilâtlanma şeklinde çalıştı: Macaristan tarafından finanse edilen başkaptanlıklar ile Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu’nun ve ona bağlı olan veraset hukukuna dayalı Avusturya eyaletlerinin yardımıyla serhat bölgelerinde kurulan başkaptanlıklar. Bu sonuncusunun Viyana’nın ön bölgesini koruyan en önemli yapılanması GyÆr serhad boyu başkaptanlığı oldu. “Uzun Türk savaşları” sırasında (1591-1606) Sadrazam Koca Sinan Paşa’nın bir aydan fazla süren kuşatmasının ardından kale Osmanlılar’ın eline geçti (12 Muharrem 1003/27 Eylül 1594). GyÆr’ün savunması için Başprens Matthias’ın önderliğinde kalabalık bir ordu Tuna nehrinin kuzey tarafında karargâh kurmuştu. Osmanlı ordularının nehirden karşıya geçmesiyle başprens geri çekilmek zorunda kaldı. Böylece kalenin kaptanı Kont Ferdinand von Hardegg kaleyi elinde tutamayacağını anlayınca Osmanlılar’la müzakere yoluna gitti ve müzakereler kalenin Osmanlılar’a teslimiyle sonuçlandı. Kaleyi teslim eden Kont Hardegg ve kalenin teslimi hakkında Osmanlılar’la görüşmelerde bulunan tabya kumandanı Niklas Perlin 16 Haziran 1595’te Viyana’da Am Hof Meydanı’nda Viyana Savaş Konsili’nin kararıyla idam edildi. GyÆr ve yakınlarında Sinan Paşa’nın seferleri sırasında ele geçirilen topraklarda Tata merkezli oldukça küçük iki vilâyet kuruldu ve buralara beylerbeyiler tayin edildi. GyÆr vilâyetinin beylerbeyi önceleri İskenderiye sancak beyi olan Arnavut Osman Paşa idi. Onun 1595 Ağustosunda Estergon yakınlarındaki çatışmalarda hayatını kaybetmesi üzerine yerine Mahmud Paşa getirildi.

GyÆr Kalesi’ndeki Osmanlı gücünün durumu hakkında fazla bilgi yoktur. Bu döneme ait kayıtlarda rütbeli memurlar arasında Defterdar Mehmed Efendi ve Yeniçeri Ağası Yahyâ Paşa gibi isimlere rastlanmaktadır. Peçuylu İbrâhim, kalede hizmet veren askerlerin büyük kısmının Macaristan’ın Güney kısmından Pécs (Peçuy) sancağından GyÆr’e geldiğini anlatır. Bunlar, hem aile bağları dolayısıyla hem de GyÆr Kalesi’nin iaşesinin büyük kısmının Pécs’ten gönderilmesi sebebiyle buraya yerleşmişlerdi. Beylerbeyi Mahmud Paşa’nın arpalığı da Pécs sancağında bulunuyordu. Almanlar’a esir düşen Voyvoda Rüstem adlı bir Osmanlı askerinin verdiği bilgiler kalede bulunan görevli sayısının 3000 civarında olabileceğini gösterir. Ancak bunların 2050-2060’ı bilfiil hizmette bulundu. Kale muhafız kuvvetlerinin ana birlikleri hisar eri topçu, yardımcı topçu birlikleri, gönüllüler, atlılar, firkateynci azebler, martoloslar, yeniçeriler ve cebeciler şeklinde gruplara ayrılmaktaydı. İlk beylerbeyi Osman Paşa ve daha sonra Mahmud Paşa merkez olarak kullandıkları kaleyi neredeyse yeniden inşa ettiler; hisarların güçlendirilmesi bu dönemde de sürdü, Osmanlı kuşatması sırasında çatlayan iki top yeniden döktürüldü.

GyÆr’ün Osmanlılar tarafından ele geçirilmesinin ardından bölgedeki Macar Krallığı’nın savunma hattı yaklaşık 100 km. genişliğinde kalmıştı. GyÆr’den Viyana’ya kadar sürekli tekrarlanan askerî saldırılara karşı hiçbir önemli hıristiyan kalesi bulunmuyordu. Değişen stratejik dengelerle birlikte Viyana’nın tehlikeye girmesi sebebiyle ortaya çıkan çözüm arayışı neticesinde GyÆr’ün karşısında yeni bir uç bölgesinin oluşturulmasına karar verildi. Magyaróvár-sárvári végek (Magyaróvár-Sárvár serhaddı) adıyla anılan bölge böylece meydana geldi. Yeni Macar savunma hattının teşkil edilmesinde bölgenin en büyük Macar toprak sahipleri Ferenc Nádasdy ve Yukarı Tuna bölgesinin başkaptanı GyÆrgy Zrínyi’nin görüşleri dikkate alınmıştır. GyÆr ve çevresindeki yerlerini kaybeden hıristiyan muhafız birlikleri Sárvár ve Magyaróvár kalelerine yerleşmişlerdi. Nehir geçişlerine imkân veren yerlerin savunması için palanka-kaleler yapıldı, bunun yanı sıra geçiş yerlerindeki savunmaya elverişli yapılar


güçlendirildi. Böylece batı yönünün kapısı durumundaki Raba ve Rabça nehirlerinin geçiş yerlerini kontrol altında tutarak Osmanlı ordularının muhtemel saldırılarını, özellikle GyÆr’den harekete geçen yağmacı birliklerin akınlarını önlemeye çalıştılar. Yeni savunma sistemi o kadar iyi çalıştı ki Osmanlı orduları 1600 yılında Kanije’yi aldıklarında Kanije Kalesi’nin karşısında yapılan savunma hattı GyÆr örnek alınarak oluşturulacaktı. Osmanlılar’ın elindeki bu serhad kalesinde bulunan muhafızların iaşe sıkıntısı çektiklerine dair kayıtlar vardır. 1595’te Habsburg ve Macar Krallığı kuvvetlerinin Estergon’u ele geçirmesiyle iaşe konusundaki sıkıntılar daha da arttı.

Tata ve Papa kalelerini ele geçiren hıristiyan müttefik güçler GyÆr’ü başlıca hedefleri haline getirdiler. Miklós Pálffy ve Adolf von Schwarzenberg kumandasındaki ordu kale üzerine yürüdü. Gece karanlığında farkedilmeden Fehérvár Geçidi’ne yaklaştılar. Türkçe bilen Macar askerleri kendilerini firari Türkler diye tanıtıp Pécs’ten iaşe getirdiklerini, fakat düşmanın peşlerinde olduğunu söylediler ve hemen içeri alınmalarını istediler. Kale muhafız birliği kale kapısının açılması için izin isteyinceye kadar hıristiyan askerleri kale kapısını ağaç topuyla yıktılar. Kale içindeki mücadele, Miklós Pálffy idaresinde süvari birliklerinin yardıma gelmesiyle müttefikler lehine döndü. Böylece GyÆr tekrar Macar Krallığı’nın hâkimiyetine girdi (29 Mart 1598). Viyana Savaş Konsili’nin tâlimatıyla GyÆr serhad boyu başkaptanlığı tekrar kuruldu ve önceleri geriye çekilmiş olan ordular yeni ele geçirilen kalelere ve özellikle GyÆr’e yerleştirildi.

GyÆr’ün stratejik önemi Macaristan’daki Osmanlı egemenliğine son verilmesine kadar sürdü. XVIII. yüzyılda şehir merkezi barok stilinde yeniden düzenlendi, GyÆr bir sanayi ve ticaret merkezine dönüştü, XX. yüzyılda da bir sanayi şehri olarak adını duyurdu, bu durumunu günümüze kadar muhafaza etti. Macaristan’daki rejim değişikliğine kadar ülkenin en önemli ağır sanayi ve makine sanayii merkezlerinden biriydi. Rába-Steiger marka iş makineleri, traktörler ve kamyonlar burada üretildi. Ağır sanayi alanındaki bu gelişmişlik 1990’lı yıllarda kısmen gerileme evresine girdi. Şehir 2003 yılı tahminlerine göre 135.000 nüfusa sahipti. GyÆr, Macar-Osmanlı araştırmaları için de önem arzetmektedir. XX. yüzyılın önde gelen Türkologlar’ından Imre Karácson burada yaşadı ve çalışmalarını da bu şehirde sürdürdü (DİA, XXIV, 379). Şehir halkının saygısını temsilen GyÆr’de 1915’te adına bir anıt dikildi.

BİBLİYOGRAFYA:

Naîmâ, Târih (haz. Mehmet İpşirli), Ankara 2007, I, 71-80, 126-127, 142-148; G. Dávid, A Simontornyai szandzsák a 16. században, Budapest 1982, s. 23-26; G. Pálffy - I. Hermann, A pápai vár felszabadításának négyszáz éves emlékezete 1597-1997, Pápa 1997, s. 7-80; G. Pálffy, A császárváros védelmében. A Györi fökapitányság története 1526-1598, GyÆr 1999; S. L. Tóth, A mezökeresztesi csata és a tizenöt éves háború, Szeged 2000, s. 145-165; I. Arbanász - Gy. Csorba, “Magyar kutatók Isztambuli levélés könyvtárakban a második világháború elÆtt”, A kísérlet folytatódik II: Nemzetközi Vámbéry Konferencia (ed. Mihály Dobrovits), Dunaszerdahely 2005, s. 7-46; K. Hegyi, A török hódoltság várai és várkatonasága, Budapest 2007, I, 129-130, 150-151; III, 1467-1475; J. Kelenik, “Egy fogoly török tiszt vallomása a GyÆri vár és helyõrség állapotáról 1597-bÆl”, Hadtörténelmi Közlemények, sy. 102, Budapest 1989, s. 74-77; Atilla Çetin, “Karácson, Imre (Emeric)”, DİA, XXIV, 379.

Sandor Papp