YÂKUTİYE MEDRESESİ ve KÜMBETİ

Erzurum’da XIV. yüzyılın başında inşa edilen İlhanlı devri medresesi ve kümbeti.

Bânisine ithafen Hoca Yâkut Medresesi adıyla da anılır. Kaynaklara göre uzun süre, eski Yeniçeri Kışlası’nın yerine 1877-1879’da yaptırılan yeni kışlanın içinde kalmıştır. Yine uzun yıllar top dökümhanesi olarak kullanılan binanın etrafında 1970’li yıllarda askerî birlikler bulunmaktaydı. Taçkapısının üzerindeki tek satırlık Arapça kitâbeye göre medrese, Olcaytu Hudâbende döneminde 710’da (1310-11) Gāzân Han ve Bolugan Hatun’un paralarıyla İlhanlılar’ın Bayburt ve Erzurum vilâyetlerinin emîri Cemâleddin Hoca Yâkut Gāzânî tarafından yaptırılmıştır.

Yapı üç eyvanlı olup avlusunun üzeri kapalı medreseler grubuna girmektedir. Kesme taştan tek kat halinde inşa edilen dikdörtgen planlı medrese ön cephe düzeniyle dikkati çekmektedir. Cephenin ortasında dışa taşkın, bitkisel, geometrik ve figürlü süslemeli taçkapı yer almakta, sağ köşede minare, sol köşede minare kaidesi bulunmaktadır. Ana eyvanın arkasında bir kümbet mevcuttur. Cephenin ortasında dışa taşkın olarak yerleştirilen taçkapıyı mukarnaslı, geometrik ve bitkisel süslemeli yüksek kabartma bordürler üç yönde dolaşmaktadır. Taçkapının basık kemeri geçme motifli olup kemerin iki ucunda yaprak motifleri üzerinde palmetler görülür. Kemerin köşeliklerinde de palmet desenleri işlenmiştir. Kapının iki köşesinde kabarık palmet süslemeli sütunçeler üzerinde palmet desenli sütun başlıkları yer almaktadır. Kapının yan nişleri sivri kemerli düzenleme içinde iki yanı sütunçeli ve beş sıralı mukarnaslıdır. Nişin içinde on


iki kollu yıldızdan gelişen geometrik süsleme vardır. Nişin dikdörtgen çerçevesini oluşturan ince bordür üzerinde palmet dizisine yer verilmiştir. Kemer üzerinde dikdörtgen bir kartuş içinde yivli dallarla birbirine bağlanmış palmetlerden meydana gelen düzenleme bulunmaktadır. Kapının üstünde bir sıra mukarnas, yan nişlerin üzerinde dikdörtgen formlu düzenleme içinde sekiz kollu yıldızdan gelişen geometrik düzenleme görülmektedir. Kitâbe kuşağı yan nişler ve kemer üzerinde kapıyı üç yönden çevrelemektedir. On sıralı mukarnas kavsara, rûmî-kıvrık dal süslemeli sivri kemer içinde yer almaktadır. Kemer köşeliklerinde günümüze oldukça bozulmuş durumda ulaşan bir kitâbe vardır. Kapıyı üç yönden dolaşan dikdörtgen bordürlerden ilki üzerinde palmet, rûmî ve kıvrık dallardan oluşan bir düzenleme görülür. On iki kollu yıldızdan gelişen geometrik düzenleme her iki yanında rûmî ve palmet dizisinden meydana gelen iki ince bordür bulunmaktadır. Bir sonraki bordür üzerinde yüksek kabartma palmetler, zemininde palmet, rûmî ve kıvrık dallı süsleme mevcuttur. Kapının dış köşelerinde gövdeleri palmet desenli, palmetli ve mukarnaslı başlıklara sahip üst üste kullanılmış ikişer sütunçe vardır. Kapıyı iki yandan sınırlayan çift katlı, gövdeleri palmet desenli sütunçeler yine palmetli sütun başlıklarına sahiptir.

Dışa taşkın taçkapının yan cephelerinde iki katlı bir düzenleme görülmektedir. Kaval silmelerle çevrili dikdörtgen panolar içinde kıvrık dal, rûmî ve palmet dizilerinden oluşan bordürlerin ortasında beş kollu yıldızdan ve kırık hatlardan meydana gelen geometrik desenli bordür bulunmaktadır. Cephenin alt kısmında taç kapısındaki kaval silmeden oluşan sivri kemerli niş palmet desenli vazo formlarıyla sonlanmaktadır. Geometrik süslemeli bir vazodan çıkan, iri yaprakları belirgin bir ağaç motifinin altında her iki yanında birer aslan-pars figürü işlenmiştir. Parsların vücutları spiral biçimde kıvrımlarla işlenmiş, yüzlerinde gözler, dişler, ayrıca ayaklar gibi ayrıntılar da belirtilmiştir. Ağacın üzerindeki çift başlı kartal motifinde vücut, kanatlar, kuyruk açıkça işlenmiştir; başının üzerinde geometrik süslemeli bir kabara yer almaktadır.

Minareler cephenin kuzey ve güney köşelerindedir. Kesme taştan, alt kısımları pahlı yuvarlak kaidesi üstünde yalnızca güney yönündeki minare ayaktadır. Kaidenin üzerinde, minarenin yüzeyinden dışa taşkın yerleştirilmiş tuğlaların meydana getirdiği ok ucu şeklinde geometrik düzenlemeler içinde fîrûze ve mor sırlı tuğlaların yerleştirilmesiyle elde edilen örgülü geometrik süslemeye sahip gövde belli bir yüksekliğe kadar sağlam kalabilmiştir. Yıkılan üst kısmı ise kurşun bir kapakla kapatılmıştır. Diğer minarenin ise yapıldıktan sonra yıkıldığı veya hiç yapılmadığı konusunda farklı görüşler vardır. Günümüze pahlı kaide üzerindeki silindirik gövde cephe yüksekliğinde ulaşmıştır. Erzurum’u gösteren gravürlerden minarelerin orijinal durumu anlaşılamamaktadır.

Taçkapıdan sonra beşik tonoz örtülü eyvanın her iki yanında birer mekân yer almaktadır. Köşelerde kalan odalar pahlı kapı geçişleriyle orta mekâna bağlanmıştır. Bu mekânlardan sağdakinde bulunan merdivenlerle çatıya, buradan da minarelere ulaşılmaktadır. Orta mekân dilimli kemerli bir kapı ile avluya açılmaktadır. Medresenin dikdörtgen planlı orta mekânında dört kalın ayağa oturan revak kemerleri, ortadaki oldukça süslemeli mukarnaslı tonozu taşımaktadır. Sağda ve solda birer koridor oluşturan revak kemerlerinin arkasında kalan cephelerde ortada birer eyvan, bunların iki yanında ikişer oda vardır. Medrese odalarının düz taş hatıllı silmeleri üzerinde bitkisel ve geometrik bezemeli rozetler görülmektedir. Revakların üzerleri kuzey-güney ve doğu-batı yönlerinde sivri kemerli tonozlarla örtülmüştür. Yapının içte giriş biriminin üstü medresenin içine açılan sivri kemerli bir mahfil şeklinde düzenlenmiştir. Medresenin uzun süre âtıl durumda kalmasından dolayı bu mekâna geçiş önceleri tam olarak anlaşılamamış, avlu içinden bir merdivenle buraya çıkıldığı düşünülmüştür. Ancak daha sonra üst katta yapılan araştırmalarda minare kapılarının önünden orta bölüme geçen birer kapının bulunduğu tesbit edilmiştir.

Güneydeki yan eyvanda bir mihrap ve eyvan duvarlarını çevreleyen vakfiye kitâbesi mevcuttur. Medresenin doğu cephesinde büyük bir eyvan, bunun güneyinde bir oda, kuzeyinde aynı zamanda kümbete de geçişi sağlayan bir mekân mevcuttur. Ana eyvanda yer alan bir pencere avludaki kümbetle bağlantılıdır. Medresenin ana eyvanına bitişik konumdaki kümbet, kenarları pahlı kare bir mumyalık katı üzerinde dıştan çokgen planlı ve külâhlı, içten yuvarlak planlı ve kubbeli olup önünde kare planlı bir hazırlık mekânı vardır. Kümbetin kaidesinin üzerinde bir silme, doğu ve güneydoğu cephelerinde mukarnaslı birer pencere yer almaktadır. Külâh eteğinde gövdeyi geometrik motifli iki kuşak çevreler. Kümbetin kuzeyinde bulunan ve yapıya girişi sağlayan birime medresenin içinden ulaşılmaktadır. Kümbetin mumyalığı kare planlı ve aynalı tonoz örtülüdür. Mumyalık katı önündeki hazırlık mekânı mevcuttur. Bu bölüme de medresedeki mekândan geçilmektedir. Kümbette herhangi bir kitâbe olmadığı için gömülü olan kişi ya da kişilere dair bilgi yoktur.

BİBLİYOGRAFYA:

Abdürrahim Şerif Beygu, Erzurum: Tarihi, Anıtları, Kitabeleri, İstanbul 1936, s. 150-153; İbrahim Hakkı Konyalı, Abideleri ve Kitabeleri ile Erzurum Tarihi, İstanbul 1960, s. 302-335; Rahmi Hüseyin Ünal, Les monuments islamiques anciens de la ville d’Erzurum et de sa région, Paris 1968, s. 32-51; a.mlf., Erzurum Yakutiye Medresesi, Ankara 1992; Metin Sözen, Anadolu Medreseleri,


İstanbul 1972, II, 1-7; Tanju Cantay, XII.-XIII. Yüzyıllarda Anadolu’da Cephe Mimarisinin Gelişmesi (doktora tezi, 1982), İÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 290-292, 427-429; Orhan Cezmi Tuncer, Anadolu Kümbetleri: Beylikler ve Osmanlı Dönemi, Ankara 1991, II, 183-187; Esma Şaziye Zeren, Erzurum Çifte Minareli ve Yakutiye Medreseleri’nin Bazı Çağdaş ve Benzer Anadolu Yapılarının Ön Yüz Taçkapı Süslemeleri ile Karşılaştırılması: XIII. ve XIV.yy. (doktora tezi, 1996), Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; Ayşe Denknalbant, Osmanlı Öncesi Anadolu Türk Mimarisinde Çifte Minareli Cephelerin Gelişimi: İran, Azerbaycan, Hindistan (doktora tezi, 2010), İÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 181-200, 387-392; İlhan Akçay, “Yakutiye Medresesi”, VD, sy. 6 (1965), s. 146-152; Nusret Çam, “Erzurum’daki Yakutiye Medresesi ile İlgili Mülahazalar”, a.e., sy. 20 (1988), s. 289-310.

Ayşe Denknalbant