YAHYÂ b. SAÎD el-ENSÂRÎ

(يحيى بن سعيد الأنصاري)

Ebû Saîd (Ebû Nasr) Yahyâ b. Saîd b. Kays en-Neccârî el-Hazrecî el-Ensârî (ö. 143/760)

Hadis âlimi, tâbiî.

70 (689) yılından önce doğduğu anlaşılmaktadır. Dedesi Kays b. Amr b. Sehl sahâbî idi; ondan sabah namazının iki rek‘at sünneti hakkında bir hadis rivayet edilmiştir (Ebû Dâvûd, “TeŧavvûǾ”, 6; Tirmizî, “Śalât”, 196). Annesi ise ümmüveleddir. Yahyâ b. Saîd fukahâ-i seb‘anın talebelerindendi ve yaşadığı devrin Medine âlimi diye bilinirdi. Enes b. Mâlik dışında Sâib b. Yezîd, Ebû Ümâme b. Sehl gibi sahâbîlerden; Saîd b. Müseyyeb, Zeynelâbidin Ali b. Hüseyin, Muhammed b. Abdurrahman b. Sevbân, Amre bint Abdurrahman, Ebû Seleme b. Abdurrahman b. Avf, İbn Şihâb ez-Zührî, A‘rec lakabıyla tanınan Abdurrahman b. Hürmüz gibi tâbiîlerden hadis öğrendi. Kendisinden de yaşça daha büyük olan İbn Şihâb ez-Zührî ile Hişâm b. Urve, Humeyd et-Tavîl, Eyyûb es-Sahtiyânî, Mâlik b. Enes, İbn İshak, Şu‘be b. Haccâc, Süfyân es-Sevrî, Hammâd b. Seleme, Evzâî, Hammâd b. Zeyd, Abdullah b. Mübârek, İmam Ebû Yûsuf, Süleyman b. Bilâl, Süfyân b. Uyeyne, Yahyâ b. Saîd el-Kattân ve İbn Cüreyc gibi hadisçiler hadis rivayetinde bulundu.

Yahyâ el-Ensârî, Emevîler döneminde Velîd b. Abdülmelik’in halifeliği zamanında Vali Yûsuf b. Muhammed es-Sekafî’nin görevlendirmesiyle Medine’de, Abbâsîler döneminde Halife Ebû Ca‘fer el-Mansûr’un görevlendirmesiyle de Kûfe yakınlarındaki Hâşimiye’de kadılık yaptı. Onun memleketinden çok uzakta kadılık yapmayı kabul etmesinde muhtemelen maddî durumunun iyice bozulması ve büyük bir borç yükü altına girmesi etkili olmuştur. Yahyâ el-Ensârî’nin, Halife Ömer b. Abdülazîz’in (717-720) zekât âmili sıfatıyla gittiği Tunus’ta gençlere ders verdiği ve oraya yerleştiği belirtilmektedir. Sade yaşamayı tercih eden ve Bağdat kadılığı yaptığı da söylenen Yahyâ’nın son derece tok gözlü olduğu, bir miras dolayısıyla iki defa gittiği İfrîkıye’den 500 dinarla döndüğü ve bu mirası hiçbir yakınlığı bulunmayan fakih ve muhaddis Rebîatürre’y ile paylaştığı söylenmektedir (İbn Sa‘d, s. 336). Yahyâ b. Saîd, kadılık yaptığı Hâşimiye’de 143 (760) yılında vefat etti, bu tarih 144 (761) ve 146 (763) olarak da zikredilmiştir. Yahyâ’nın Adî b. Neccâr oğullarından Ümeyme bint Sırma ile evlendiği, bu evlilikten Abdülhamîd, Abdülazîz ve Emetülhamîd adlarında üç çocuğunun olduğu belirtilmektedir.

Yahyâ b. Saîd hakkında övgü dolu sözler söylenmiş, hadis ilminde “sika, hüccet ve imâm” diye nitelenmiş, döneminde Hicaz bölgesinin en önde gelen muhaddisi kabul edilmiş, Eyyûb es-Sahtiyânî de Medine’de ondan daha fakih birinin bulunmadığını söylemiştir. Bağdat kadısı muhaddis Saîd b. Abdurrahman el-Cumahî, Yahyâ b. Saîd’in Zührî’ye çok benzediğini ve bu iki âlimin sünnetin büyük bir kısmını kaybolmaktan kurtardığını söylemiştir. Ali b. Medînî büyük tâbiîlerden sonra Medine’nin en büyük âlimlerinin Zührî, Yahyâ b. Saîd, Ebü’z-Zinâd ve Bükeyr b. Eşec olduğunu belirtmiştir. İmam Mâlik hocası Yahyâ b. Saîd’in üstün şahsiyetine temas ederek Irak’a gidenlerin değiştiğini, yalnız onun değişmediğini dile getirmiştir. Ahmed b. Hanbel de, Yahyâ’yı “insanların en güveniliri” diye tanımlamıştır (İbn Hacer, XI, 223). Yahyâ el-Kattân, hakkında ihtilâf edilmediği gerekçesiyle Yahyâ b. Saîd’i Zührî’den üstün tutmuşsa da Zehebî onun Zührî’yi görmediği için bu kanaate vardığını söylemiştir (AǾlâmü’n-nübelâǿ, V, 474-475).

Hadis hâfızı Yezîd b. Zürey‘in belirttiğine göre Yahyâ talebelerine hadis imlâ etmezdi, onlar da hocalarından dinledikleri hadisleri ezberler, ezberlediklerini oradan ayrıldıktan sonra yazarlardı. “Ameller niyetlere göre değerlenir” hadisi Yahyâ b. Saîd’den önce ferd olarak rivayet edilirken ondan 200 kadar râvinin rivayet etmesiyle meşhur derecesine yükselmiş, Zehebî bu hadisi ondan rivayet edenlerin listesini vermiştir (a.g.e., V, 476-481). İbn Mahled el-Attâr’ın (ö. 331/943) düzenlediği Mâ revâhü’l-ekâbir Ǿan Mâlik b. Enes ve Yaĥyâ el-Enśârî ve İbn Cüreyc adlı eserin içinde Yahyâ b. Saîd el-Ensârî’nin rivayet ettiği hadisler de bulunmaktadır; söz konusu eserin bir nüshası Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye’de kayıtlıdır (Mecmua, nr. 98/7, vr. 202a-209a).

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Sa‘d, eŧ-Ŧabaķāt: el-Mütemmim, s. 335-337; Ebü’l-Hasan el-İclî, MaǾrifetü’ŝ-ŝiķāt


(nşr. Abdülalîm Abdülazîm el-Bestevî), Medine 1405/1985, II, 352; Vekî‘, Aħbârü’l-ķuđât (nşr. Abdülazîz el-Merâgī), Kahire 1947-50, III, 241-245; İbn Ebû Hâtim, el-Cerĥ ve’t-taǾdîl, IX, 147-149; Ebû Ya‘lâ el-Halîlî, el-İrşâd fî maǾrifeti Ǿulemâǿi’l-ĥadîŝ (nşr. M. Saîd b. Ömer İdrîs), Riyad 1409/1989, I, 207-208; Hatîb, Târîħu Baġdâd, XIV, 101-106; Bâcî, et-TaǾdîl ve’t-tecrîĥ li-men ħarrece lehü’l-Buħârî fi’l-CâmiǾi’ś-śaĥîĥ (nşr. Ebû Lübâbe Hüseyin), Riyad 1406/1986, III, 1216-1218; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, V, 468-481; a.mlf., Teźkiretü’l-ĥuffâž (nşr. Zekeriyyâ Umeyrât), Beyrut 1998, I, 104-105; İbn Hacer, Tehźîbü’t-Tehźîb, XI, 221-224; Ziriklî, el-AǾlâm (Fethullah), VIII, 147.

Hayati Yılmaz