VELİYYÜDDİN CÂRULLAH
(ولـيّ الدين جار الله)
(ö. 1151/1738)
Osmanlı âlimi, kadı, fakih ve mantıkçı.
1070 (1659) yılında Rumeli’nin Yenişehir kazasına bağlı bir köyde doğdu. Bazı kaynaklar doğum tarihini 1069 olarak verir. Babasının adı Mustafa, dedesinin adı Ali’dir. İlk öğrenimini köyünde tamamladı. On beş yaşında iken Yenişehir’in Eminler mahallesindeki Taşmektep’te ders okudu. Otuz iki yaşında Mekke’ye giderek orada yedi yıl kaldı ve bu sebeple “Cârullah” lakabını aldı. Kendisi, Feżâǿilü’l-cihâd adlı eserinin giriş kısmında Mescid-i Nebevî ile Mescid-i Aksâ’ya da mücâvir olduğunu söyler. Mekke’de iken seyahatlerde bulundu. Kudüs, Şam, Halep, Hama, Nablus ve Bağdat’a giderek âlimlerin derslerine katıldı. Mekke’de Nakşibendîliğin Müceddidiyye kolundan Yekdest-i Mekkî diye bilinen Ahmed Cüryânî’ye intisap etti; bundan dolayı adı Müceddidîler arasında zikredilir (Şimşek, s. 236, 237, 405). Veliyyüddin Efendi, Şerĥu Risâleti’l-Ǿadl fî beyâni ĥâli’l-Ħađır adlı eserinin sonunda tarikatının şeyhleri hakkında ayrıntılı bilgi verir. Burada Ahmed eş-Şirvânî en-Nakşibendî, Sofyalı Bâlî Efendi’nin müntesiplerinden ve Melâmiyye’den Ahmed Çâvuş el-Halvetî, Ahmed el-Meczûb el-Bektâşî, Şeyh es-Seyyid Ali el-Hamevî el-Kādirî, Şâtır Dede diye bilinen Şeyh Mehmed, Abdullah el-Lâhûrî ve Derviş Zülfü’nün isimleri geçmektedir. Veliyyüddin Cârullah, 1110’da (1698) İstanbul’a gelerek müderrisliğe başladı. Tuĥfetü’l-erîb adlı eserindeki ifadelerden 1128’de (1716) Fatih’teki Feyziye (Feyzullah Efendi) Medresesi’nde ders verdiği anlaşılmaktadır. Daha sonra Galata ve Edirne’de kadılık yaptı. Edirne kadılığı sırasında Fâtih Camii avlusunda Ayak Medrese yanında bir kütüphane inşa ettirdi. Cemâziyelâhir 1151’de (Eylül 1738) vefat eden Veliyyüddin Efendi yaptırdığı medresenin hazîresine defnedildi.
Veliyyüddin Cârullah, Şeyhülislâm Feyzullah Efendi’nin Fatih’teki medresesinin bir odasında bulunan 800 cilt kitabını vakfetmiş (1134/1722), 1147’de (1734) bu kitaplar, Ayak Medrese yanında Fâtih Camii avlusuna yapılan kendi kütüphanesine nakledilmiştir. Kütüphanenin daha çok Fâtih medreselerindeki talebelerin faydalanması için oluşturulduğu tahmin edilmektedir. Veliyyüddin Efendi’nin kendi kitaplarıyla birlikte topladığı çok sayıda değerli yazma da bu kütüphanede muhafaza edilmekteydi. Onun medresesine vakfettiği kitapların sayısı 2200 olup bunların hemen hemen tamamı (2194) yazma halindedir. 21 Kânunuevvel 1334 (21 Aralık 1918) tarihli bir kayıtta Veli Efendi Kütüphanesi ve kütüphane binası hakkında bazı bilgiler yer almaktadır (Kütükoğlu, s. 101-102). Osmanlı Müellifleri’nde, kütüphane binasının depremde ağır hasar görmesi sebebiyle kitapların Kütübhâne-i Umûmî-i Osmânî’ye (Beyazıt Devlet Ktp.) nakledildiği belirtilir. Bazı kaynaklarda Veliyyüddin Cârullah, III. Mustafa dönemi şeyhülislâmlarından Veliyyüddin Efendi ile karıştırılarak kütüphanesinin Beyazıt Camii avlusunda bulunduğu kaydedilir (Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 501); Ziriklî de kitapların Beyazıt Camii’ne nakledildiğini yazar (el-AǾlâm, VIII, 119). Veliyyüddin Efendi’nin kitapları önce Beyazıt Devlet Kütüphanesi’ne, daha sonra Millet Kütüphanesi’ne, 1963’te de Süleymaniye Kütüphanesi’nde Cârullah Efendi Bölümü’ne nakledilmiştir.
Kaynaklarda Veliyyüddin Cârullah’ın çok güçlü bir hâfızaya ve yüksek bir hitabet kabiliyetine sahip, inceleme ve araştırmaya önem veren, zâhid bir kişi olduğu kaydedilir. Tefsir, hadis, fıkıh, akaid, kıraat, mantık, meânî, tasavvuf ve astronomi alanlarında çok sayıda eser telif etmiştir. Özellikle kendisinden önceki mantık metinlerini derlemiş, bunların üzerine şerh ve hâşiyeler kaleme almıştır. Bursalı Mehmed Tâhir, onun on altı eserine dair bilgi verdikten sonra birçok esere ta‘lîkātının bulunduğunu belirtir ve kendisini Osmanlı ulemâsı içinde ikinci tabakada yer alan önemli âlimler arasında sayar, bununla birlikte ulemâ arasında yeterince tanınmadığını belirtir. Cârullah Efendi’nin ayrıca kütüphanesinde mevcut kitaplar üzerine kaydettiği değerli notlara rastlanmaktadır.
Eserleri. Veliyyüddin Efendi eserlerini genellikle gençliğinde Mekke, Şam, Halep, Bağdat gibi şehirlerde bulunduğu yıllarda telif etmiş, İstanbul’a geldikten sonra bunları gözden geçirmiş, bir kısmını yeniden kaleme almıştır. Bu sebeple bazı eserlerinin nüshaları arasında farklılıklar görülmekte, bazı eserler üzerinde ise birden fazla çalışması bulunmaktadır. Eserlerinin önemli bir kısmının müellif nüshaları günümüzde Süleymaniye Kütüphanesi Cârullah Efendi Bölümü’ndedir. 1. Ĥâşiye Ǿalâ Ĥâşiyeti’l-Ǿİśâm. Sa‘deddin et-Teftâzânî’nin ǾAķāǿidü’n-Nesefî şerhine İsâmüddin el-İsferâyînî’nin yazdığı hâşiyenin hâşiyesi olup aynı esere Akkirmânî Kefevî’nin yazdığı hâşiye ile birlikte basılmıştır (baskı yeri yok, 1274 [Dârü’t-tıbâati’l-âmire]). İsâmüddin hâşiyesinin daha sonra yapılan bir baskısında (baskı yeri yok, 1316) sayfa kenarında Kefevî’nin, sayfa altında ise Veliyyüddin Efendi’nin hâşiyesi yer alır. Ayrıca MecmûǾatü’l-ĥavâşi’l-behiyye Ǿalâ Şerĥi ǾAķāǿidi’n-Nesefiyye adlı eser içinde İsâmüddin ve Akkirmânî’nin hâşiyeleriyle birlikte yayımlanmıştır (IV, Kahire 1329). 2. Ĥâşiye Ǿalâ Ĥâşiyeti’l-Ħayâlî ve’ş-şerĥ. Teftâzânî’nin ǾAķāǿidü’n-Nesefî şerhi için Ahmed b. Mûsâ el-Hayâlî’nin kaleme aldığı hâşiyenin hâşiyesidir (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 1139, vr. 1-65). 3. Ĥâşiye Ǿalâ Şerĥi’l-Bircendî (Ĥâşiye Ǿale’l-Mülaħħaś fi’l-heyǿe ve Ǿalâ şerĥihî li-Ķāđîzâde ve Ǿalâ Ĥâşiyetihî li’l-Bircendî) fî Ǿilmi’l-heyǿe. Eserde, Çağmînî’nin el-Mülaħħaś fi’l-heyǿe adlı metnine Kadızâde-i Rûmî tarafından yazılan şerh ile bunun üzerine Abdülalî el-Bircendî’nin yazdığı hâşiyede açıklanması gereken yerlere notlar ilâve edilmiştir. Eserin yetmiş üç varaktan oluşan müellif müsveddesi Süleymaniye Kütüphanesi’n-dedir (Cârullah Efendi, nr. 1466); bu nüshadan kitabın ancak üçte birinin yazılabildiği anlaşılmaktadır. 4. Ehâdîs-i Kudsiyye Tercümesi. Eserin girişinde belirtildiğine göre kutsî hadisler Cârullah Efendi tarafından üç kısımda ele alınmış, Eyüp Camii’nin imamı el-Hâc Abdullah Efendi eserin birinci kısmını tercüme etmiştir. Bu tercümenin tesbit edilebilen tek nüshası Millet Kütüphanesi’nde kayıtlıdır (Ali Emîrî Efendi, Şer‘iyye, nr. 71). Osmanlı Müellifleri’nde 319 kutsî hadisin toplandığı bildirilen eserin metni ve tercüme edilmeyen kısımları günümüze ulaşmamıştır. 5. es-SebǾu’s-seyyâretü’n-nûriyye Ǿalâ Ĥâşiyeti’l-Fevâǿidi’l-Fenâriyye li-Îsâġūcî fi’l-manŧıķ. Ĥâşiye Ǿalâ Ĥâşiyeti Ķul Aĥmed Ǿale’l-Fevâǿidi’l-Fenâriyye, Ĥâşiye Ǿalâ Ķul Aĥmed Ǿale’l-Fenârî gibi isimlerle de kaydedilmiştir. Veliyyüddin Efendi eserine, Molla Fenârî’nin Îsâġūcî hâşiyesi üzerine yazılan yedinci hâşiye olduğu için es-SebǾu’s-seyyâretü’n-nûriyye adını verdiğini belirtir (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 1139, 1239, 1365, 1365 [müellif hattı], 1369; Beyazıt Devlet Ktp., Veliyyüddin Efendi, nr. 2226; Akseki İlçe Halk Ktp., nr. 249). 6. Ĥâşiye Ǿalâ Ĥâşiyeti Muĥyiddîn Ǿalâ Şerĥi Ĥüsâmiddîn el-Kâtî Ǿalâ Îsâġūcî. Hüsâmeddin Hasan el-Kâtî’nin Îsâġūcî (Ebherî) şerhine Muhyiddin et-Tâlişî’nin yaptığı hâşiyeye ta‘lîkāttır. Veliyyüddin Efendi
eserin girişinde tahsili esnasında 1098’de (1687) Kâtî’nin çalışması üzerine bazı notlar yazdığını, İstanbul’a yerleştikten sonra 1128’de (1716) bunları temize çekerek ilâveler yaptığını kaydeder. Müellif nüshası Cârullah Efendi’de bulunan (nr. 1366) esere ait farklı nüshaların içeriklerinin de farklı olduğu anlaşılmaktadır (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 1367, 1368; Beyazıt Devlet Ktp., Veliyyüddin Efendi, nr. 2227; Millî Kütüphane, nr. 225, vr. 116b-155b). Fevâǿid celîle fî Ǿibârât ķalîle adıyla kaydedilen eser de (Süleymaniye Ktp., Giresun, nr. 16) muhtemelen bu hâşiyedir. 7. TaǾlîķa Ǿalâ Şerĥi’l-Ĥanefiyye ve Ĥâşiyeti Mîr Ebi’l-Fetĥ. Eserin müellif nüshası Ĥâşiye Ǿalâ Şerĥi’l-âdâb li’l-Ĥanefî ve Ǿalâ Ĥâşiyeti Mîr Ebi’l-Fetĥ adıyla kayıtlıdır (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 1856; Kılıç Ali Paşa, nr. 877). Veliyyüddin Efendi, Mîr Ebü’l-Feth Muhammed el-Erdebîlî hâşiyesinin müellif nüshasını Şam’da edindiğini, önce üzerine notlar düştüğünü, ardından şerhine şerh, şerh ve şerhin şerhi üzerine ta‘lîkāt yazdığını ifade eder. Ayrıca eserin sonunda kendi kaynaklarını sıralar ve özellikle Seyyid Şerîf el-Cürcânî ile İsâmüddin el-İsferâyînî’yi esas aldığını belirtir. 8. Ĥâşiye Ǿalâ şerĥi’l-Maķāśıd li-Teftâzânî (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 1172). Teftâzânî’nin eserine Fenârî tarafından yapılan tahkikle bazı ta‘lîkātın toplanmasıyla telif edilmiştir. Bağdatlı İsmâil Paşa bu eseri Şerĥu Maķāśıdi’ŧ-ŧâlibîn fi’l-uśûl adıyla zikreder ve Ebü’l-Abbas Ahmed b. Muhammed ed-Delâî el-Mağribî tarafından şerhedildiğini söyler (Îżâĥu’l-meknûn, II, 531-532). 9. Şerĥu Risâleti’l-Ǿadl fî beyâni ĥâli’l-Ħađır Ǿaleyhisselâm (Şerĥu’l-Ķaśîdeti’l-Ħađıriyye) li-NuǾmân Paşa. Sultan III. Ahmed döneminde reîsületıbbâ olan Yenibahçeli Mehmed Efendi, Köprülüzâde Nûman Paşa’nın risâlesine bazı itirazlarda bulunmuş, Veliyyüddin Efendi de buna reddiye mahiyetinde bir hâşiye kaleme almış (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 1699, vr. 143-171), daha sonra öğrencilerinin isteği üzerine aynı esere bir de şerh yazmıştır. Müellif eserin sonunda kendilerinden tarikat ahzettiği kişileri sıralar ve haklarında bilgi verir; ayrıca Hz. Peygamber’le ilgili bir rüyasından bahseder (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 1699, 1957, Yazma Bağışlar, nr. 1957; Köprülü Ktp., Köprülü Ahmed Paşa, nr. 122, vr. 41-190 [vr. 1-40, Nûman Paşa’nın risâlesidir]; ayrıca Süleymaniye Kütüphanesi’nde [Cârullah Efendi, nr. 1700] Nûman Paşa’nın eserinin kenarında Veliyyüddin’e ait ta‘lîkāt mevcuttur). 10. el-Fevâǿidü’n-nûriyye Ǿale’l-âdâbi’l-Ĥüseyniyye (Ĥâşiye Ǿale’l-Ĥüseyniyye, Ĥâşiye Ǿalâ Şerĥi’l-âdâbi’l-Ĥüseyniyye). Muhammed b. Eşref el-Hüseynî es-Semerkandî’nin Âdâbü’l-baĥŝ adlı eserine hâşiyedir (Süleymaniye Ktp., Cârulllah Efendi, nr. 1862, 1864, Fâtih, nr. 4703, Kılıç Ali Paşa, nr. 885; Akşehir İlçe Halk Ktp., nr. 271). 11. Ĥâşiye Ǿalâ Şerĥi’l-Âdâb li-Ŧaşköprizâde (Ĥâşiyetü Şerĥi Taşköprizâde fi’l-Âdâb) (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 1864, vr. 1-41; Süleymaniye, nr. 909). Müellif hâşiyeyi ayrıca ihtisar etmiştir (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 1863, vr. 1-24). Süleymaniye Kütüphanesi’nde kayıtlı (Fâtih, nr. 4714) Ĥâşiye Ǿalâ Ĥâşiyeti Âdâbi Taşköprizâde’nin Ĥâşiye Ǿalâ Ĥâşiyeti’l-Ǿİśâm olduğu anlaşılmaktadır. 12. Feżâǿilü’l-cihâd (Kitâbü’l-Cihâd). 107 babdan meydana gelen otuz dört varaklık eserin girişinde kaynaklar remizleriyle birlikte kaydedilmiştir; müellif Gazi Ali Paşa’ya takdim ettiği eserini Şam’da cemettiğini ve İstanbul’a geldiğinde temize çektiğini söyler (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 396, müellif nüshası). 13. Şerĥu Âdâbi’l-Birgivî (eż-Żiyâǿü’l-maǾnevî Ǿalâ Âdâbi’l-Birgivî). Birgivî’nin Âdâbü’l-baĥŝ adlı eserinin şerhidir; Veliyyüddin Efendi’nin eser üzerine kaleme aldığı büyük, orta ve küçük üç şerh aynı cilt içinde bulunmaktadır (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 1867, vr. 1-12; vr. 13-18; vr. 18-25). 14. Ĥâşiye Ǿalâ Şerĥi Ĥikmeti’l-Ǿayn. Muhammed b. Mübârekşah el-Buhârî’nin mantığa dair eseri üzerine yazılmış hâşiyedir (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 1854, vr. 41-50). 15. Ĥâşiye Ǿalâ CâmiǾi’r-rumûz. Kûhistânî’nin Hanefî fıkhına dair CâmiǾu’r-rumûz fî şerĥi’n-Nuķāye isimli eserinin hâşiyesidir (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 1361, vr. 28-59). 16. Ĥâşiye Ǿalâ Şerĥi Ciheti’l-vaĥde. Veliyyüddin Efendi, Sadreddinzâde Şirvânî’ye ait eser üzerine yapılmış hâşiyelerin hatalı olduğunu görmüş, kendisi önce bir ta‘lîkāt kaleme almış, daha sonra hâşiyesini yazmıştır (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 1361, vr. 1-26’da ta‘lîkātın, nr. 1360 ve 1362’de hâşiyenin nüshaları mevcuttur). 17. Ĥâşiye Ǿalâ Şerĥi Risâleti’l-istiǾâre (Ĥâşiye Ǿalâ Ĥâşiyeti Şerĥi Ǿİśâmiddîn Ǿale’r-Risâle fi’l-istiǾâre). Ebü’l-Kāsım es-Semerkandî’nin Risâletü’l-istiǾârât adlı eserine İsâmüddin el-İsferâyînî tarafından yapılan şerhin hâşiyesidir (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 1854, vr. 1-40 [müellif nüshası]; nr. 1700, vr. 49-168). 18. MecmûǾatü’l-ĥavâşî Ǿale’l-İşârât. Nasîrüddîn-i Tûsî’nin İbn Sînâ’nın el-İşârât ve’t-tenbîhât adlı eseri için kaleme aldığı Şerĥu’l-İşârât etrafında Kutbüddîn-i Şîrâzî ve Burhâneddin tarafından yazılanların toplandığı bir eserdir (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 1347). 19. Şerĥu’l-Âdâb li-Sinâniddîn el-Kencî. Sinâneddin Yûsuf el-Kencî’nin (Keşfü’ž-žunûn, I, 41) Risâletü’l-âdâb’ının şerhi olup Veliyyüddin Efendi eseri ilk defa kendisinin şerhettiğini kaydeder (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 1700, vr. 16-49). 20. Tuĥfetü’l-erîb. Âyana izâfe edilen tahrîmin icmâli gerektirip gerektirmediğine dair Fahreddin er-Râzî’nin Mefâtîĥu’l-ġayb adlı eserindeki tartışma üzerine kaleme alınmış bir risâledir (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 1678; Risâle fî taĥķīķi’l-meźâhib fi’l-ĥürmeti’l-mużâfe ile’l-aǾyân adıyla, Süleymaniye Ktp., Yazma Bağışlar, nr. 1958). Veliyyüddin Cârullah’ın diğer eserleri de şunlardır: el-Furķān fî ķırâǿati’l-Ķurǿân (ve iǾrâbih ve terâcimi ķurrâǿih) (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 16, 17; Osmanlı Müellifleri’nde ayrıca zikredilen İǾrâbü’l-Ķurǿân’ın el-Furķān ile aynı eser olması muhtemeldir); Ĥâşiye Ǿalâ Şerĥi Âdâbi’l-MesǾûdî (Ĥâşiye Ǿale’ş-Şerĥi’l-MesǾûdî fi’l-âdâb ve Ǿalâ ĥâşiyetih ve Ǿalâ ĥâşiyeti’l-ĥâşiye) (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 1861 [müellif nüshası]); Ĥâşiye Ǿalâ Şerĥi’l-Hidâye fi’l-ĥikme li-Ķāđî Mîr ve Ǿalâ Ĥâşiyeti Muśliĥiddîn el-Lârî (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 1296); Ĥâşiye Ǿalâ Ĥâşiyeti’l-Ǿİśâm Ǿalâ Tefsîri’l-Beyżâvî (Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 5355; Yazma Bağışlar, nr. 1961, vr. 6-20; eserin başında müellifin Halep’teki Atabek Medresesi müderrisi Sâlih’in Veliyyüddin Efendi için yazdığı bir methiye mevcuttur, vr. 1-4); Ĥâşiye Ǿalâ Şerĥi Âdâbi’l-Birgivî li-Ķazâbâdî li-Cârillâh (Birgivî’nin eserine yazdığı şerhlerin sonunda yer alır [Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 1867, vr. 25-29]); Risâle fi’l-ķıyâsi’l-müştemil Ǿale’l-maķālâti’ŝ-ŝelâŝe (Süleymaniye Ktp., Yazma Bağışlar, nr. 1953).
BİBLİYOGRAFYA:
Sicill-i Osmânî, IV, 613; Osmanlı Müellifleri, I, 267; Bursalı Mehmed Tâhir, “Terâcim-i Ahvâl: Cârullah Veliyyüddin Efendi”, SM, V/129 (1326), s. 410-411; Îżâĥu’l-meknûn, II, 3, 531-532; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 501; Kehhâle, MuǾcemü’l-müǿellifîn, XIII, 168; Uzunçarşılı, İlmiye Teşkilâtı, s. 237; Mübahat S. Kütükoğlu, Dârü’l-hilâfeti’l-aliyye Medresesi ve Kuruluşu Arefesinde İstanbul Medreseleri, İstanbul 1978, s. 101-102; Abdülcebbâr Abdurrahman, Zeħâǿirü’t-türâŝi’l-ǾArabiyyi’l-İslâmî, [baskı yeri yok] 1401/1981, I,
942; Ziriklî, el-AǾlâm (Fethullah), VIII, 118-119; Günay Kut - Nimet Bayraktar, Yazma Eserlerde Vakıf Mühürleri, Ankara 1984, s. 192; Erünsal, Türk Kütüphaneleri Tarihi II, s. 84, 257; a.mlf., Osmanlı Vakıf Kütüphaneleri: Tarihî Gelişimi ve Organizasyonu, Ankara 2008, s. 207, 426, 518; Nüveyhiz, MuǾcemü’l-müfessirîn, II, 720; Ramazan Şeşen v.dğr., Fihrisü maħŧûŧâti Mektebeti Köprülü, İstanbul 1406/1986, II, 463; Ekmeleddin İhsanoğlu v.dğr., Osmanlı Astronomi Literatürü Tarihi, İstanbul 1997, I, 403-404; Abdullah Muhammed el-Habeşî, CâmiǾu’ş-şürûĥ ve’l-ĥavâşî, Ebûzabî 1425/2004, I, 72, 335, 351, 972; II, 1191; III, 1792, 1853; Halil İbrahim Şimşek, Osmanlı’da Müceddidîlik: XII/XVIII. Yüzyıl, İstanbul 2004, s. 236, 237, 405, 407; MuǾcemü’l-maħŧûŧâti’l-mevcûde fî mektebâti İstânbûl ve Ânâŧûlî (haz. Ali Rıza Karabulut), [baskı yeri ve tarihi yok], III, 1635; Ahmed Abdülmecîd Herîdî, “Veliyyüddîn Cârullāh ve bernâmecü ķırâǿetih”, AIsl., XVI (1980), s. 1-60.
Tahsin Özcan