VASFÎ

(وصفى)

XVI. yüzyıl divan şairi.

Günümüzde Yunanistan sınırları içinde bulunan Serez (Siroz) yakınlarındaki Demirhisar’da doğdu. Eğitimini tamamladıktan sonra kadılık mesleğine girdi, Sadrazam Hadım (Atik) Ali Paşa (ö. 917/1511) ve Koca Mustafa Paşa’nın (ö. 918/1512) himayesi altında mesleğinde ilerleyerek sırasıyla Serez, Demirhisar ve Malkara’da kadılık yaptı. Şiirlerinden anlaşıldığına göre maddî bakımdan sıkıntılı bir ömür sürmüştür. Latîfî onu bedenen zayıf ve sürekli hastalıktan mustarip biri olarak anlatır. Bu yüzden sık sık öldüğü haberinin yayıldığını,


kendisine mansıp tahakkuk ettiğinde onun mansıbını başkalarının almaya gittiğini söyler. Bununla beraber yaşlılık ve hastalıktan ayağa kalkamaz durumda olduğu zamanlarda bile Ali Paşa’ya şiir götürerek halini arzetmiştir (Latîfî, s. 565). Vasfî son kadılık yeri olan Malkara’da vefat etti ve orada gömüldü (Sehî Bey Tezkiresi, s. 148). Tâcîzâde Câfer Çelebi’ye sunduğu bir kasidenin tarihinden hareketle Yavuz Sultan Selim devri başlarına kadar (1512) yaşadığı belirtilmektedir (Temel, s. 1). Kaynaklar şairin memuriyet hayatına dair çelişkili bilgiler verir. Sehî Bey, onun zamane kadıları gibi dünyaperest değil Hak yoluna ulaşmak isteyen biri olduğunu söylerken (Sehî Bey Tezkiresi, s. 147) Latîfî, kadılığı sırasında idaresi altındaki mal üzerinde haksız tasarrufta bulunması ithamıyla hapis yattığını nakleder.

Sehî’ye göre Vasfî’nin farklı bir nazım üslûbu vardır ve aruz bahirleri arasından monoton olmayan, zengin sesli vezinleri kullanmasıyla dikkat çekmiştir. Kınalızâde Hasan Çelebi, Vasfî’yi ince hayalli, hoş edalı, latif sözlü, belâgat ve beyan kaidelerine uygun şiirler yazan orta derecede bir şair diye niteler (Divan, Tenkidli Basım, neşredenin girişi, s. 14). Latîfî dil bakımından Necâtî Bey tarzını devam ettirdiğini kaydeder. Şiirlerindeki bazı ifadeleri ve sade dili ile Fuzûlî’yi andırır. Melîhî ve Necâtî Bey’e nazîreler yazmıştır. Beyânî, Vasfî’nin dostu Mesîhî ile sıkça beraber olduğunu, bu sebeple onun etkisi altında yetiştiğini belirtir. Vasfî âşıkane tarzda gazeller yazan, kasidelerinde de başarılı sayılan bir şairdir. Bazı gazellerine nazîreler yazılmıştır. Cinas sanatının görüldüğü şiirlerinde devrin âdet ve inanışlarına, aralarında Arapçalar’ı da bulunan veciz ifadelere sıkça rastlanır (Temel, s. 10-15). Vasfî, hem şiir hem de kendi sanatı hakkındaki görüşlerini yansıtan manzumeler de yazmıştır. Buna göre şiirde mâna lafızdan önemlidir ve şiirden maksat büyükleri övmektir, ancak övülen kişinin vasıfları da şiiri süslemelidir (Tatcı, sy. 56 [1987], s. 35-37).

Vasfî’nin divanı, Mehmed Çavuşoğlu tarafından Manchester John Rylands Kütüphanesi’nde mevcut divanlar mecmuasındaki nüsha ile bir kopyası İsmail E. Erünsal’da bulunan Kahire nüshası esas alınarak yayımlanmıştır. Çavuşoğlu bu nüshadaki manzumeleri diğer şiir ve nazîre mecmualarındaki şiirlerle karşılaştırmış, gerekli gördüğü şiirleri eklemek suretiyle divanı yeniden düzenlemiştir (Divan, Tenkidli Basım, neşredenin girişi, s. 16). Buna göre divanda dokuz kaside, 102 gazel, iki musammat ve dört kıta yer alır. II. Bayezid ile Hadım Ali Paşa ve Sadrazam Koca Mustafa Paşa gibi devrin büyüklerine yazılan kasideler dikkat çekicidir. Kıtalar arasında tarih manzumeleri de vardır. Vasfî’nin divanında bulunmayan bir mersiyesi ayrıca yayımlanmıştır (Yakup Karasoy, “Vasfî’nin Bilinmeyen Bir Mersiyesi”, Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, sy. 24 [2008], s. 1-6). Vasfî divanı üzerine üç yüksek lisans (Şahin Baranoğlu, Vasfî Divanı Gramer İndeksi, 1991, Ege Üniversitesi; Enver Aktuna, Vasfî Divanı Gramer İndeksi, 1992, Ege Üniversitesi; Yasemin Sevim, Vasfî Divanı’nın Tahlili, 1999, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü) ve Can Temel tarafından bir doktora tezi (bk. bibl.) hazırlanmıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

Vasfî, Divan, Tenkidli Basım (haz. Mehmed Çavuşoğlu), İstanbul 1980, neşredenin girişi, s. 14, 15, 16, ayrıca bk. tür.yer.; Sehî Bey Tezkiresi: Heşt-Behişt (haz. Mustafa İsen), Ankara 1998, s. 147-148; Âşık Çelebi, Meşâirü’ş-şuarâ, vr. 78b; Latîfî, Tezkiretü’ş-şu’arâ ve tabsıratü’n-nuzamâ (haz. Rıdvan Canım), Ankara 2000, s. 563-565; Kınalızâde, Tezkire, s. 1032-1033; Can Temel, Vasfî Divanı’nın Tahlili (doktora tezi, 2001), MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, tür.yer.; Ahmet Kartal, “Erken Dönem Nazım (XV. Yüzyıl)”, Türk Dünyası Edebiyat Tarihi, Ankara 2004, V, 48-50; Mustafa Tatcı, “Şair Vasfî’nin Şiirle İlgili Düşünceleri”, MK, sy. 56 (1987), s. 34-37.

Vildan S. Coşkun