ÜSDÜ’l-GĀBE

(أسد الغابة)

İzzeddin İbnü’l-Esîr’in (ö. 630/1233) sahâbenin hayatına dair eseri.

Eserin adını, muhtemelen Medine ormanı (gābe) kastedilerek “ormanın aslanları” anlamına gelen Üsüdü’l-ġābe şeklinde okuyanlar da vardır. Girişte yöntemini açıklayan İbnü’l-Esîr sahâbîlerin isimlerini oldukça titiz şekilde alfabetik sırayla vermiş, sıralamada ismin türediği kökü değil ilk harfleri esas almıştır. Hadis naklettiği kaynakların kendisine ulaşan isnadlarını zikrettikten sonra sahâbî tanımına dair açtığı bir fasılda bu husustaki farklı görüşleri belirtmiş, hadisçilerin sahâbî tanımını benimsemiştir. Ardından Hz. Peygamber’in şemâili, ahlâkı, mûcizeleri, elbiseleri, silâhları, binekleri, akrabaları, eşleri, câriyeleri, vefatına kadar bütün hayatı anlatılmış, daha sonra sahâbîlere geçilmiştir.

İbnü’l-Esîr, daha önce yazılan sahâbe biyografilerindeki karışıklıktan yakınan çağdaşlarının teşvikiyle Üsdü’l-ġābe’yi yazmaya başladığını söylemektedir. Çalışmasında özellikle Ebû Abdullah İbn Mende ve Ebû Nuaym el-İsfahânî’nin MaǾrifetü’ś-śaĥâbe, İbn Abdülberr’in el-İstîǾâb ve Ebû Mûsâ el-Medînî’nin İbn Mende’ye yazdığı zeyil olan Tetimmetü MaǾrifeti’ś-śaĥâbe adlı eserlerini temel kaynak edinmiş ve bunlarda geçen bütün sahâbîleri kitabına almıştır. Bunların dışında İbn Sa‘d’ın eŧ-Ŧabaķāt’ı, Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’i, İbn Asâkir’in Târîħu Medîneti Dımaşķ’ı gibi eserlerde geçen sahâbîleri kaydetmiş, her biyografinin başında İbn Mende için “د”, Ebû Nuaym için “ع”, İbn Abdülber için “ب” ve Ebû Mûsâ için “س” rumuzlarını kullanmış, sonunda bu dördünden söz konusu sahâbîyi zikreden müelliflerin isimlerini vermiştir. Ebû Mûsâ dışındaki üç kaynakta yer alan biyografilerin sonunda “ahracehü’s-selâse” kaydını koymuştur. Biyografilerde hiçbir rumuzun bulunmaması bu dört kaynakta o sahâbînin zikredilmediği anlamına gelmektedir. İbnü’l-Esîr, İbn Mende ve Ebû Nuaym’ın hal tercümesini verdikleri sahâbînin rivayet ettiği hadisleri ve bunların illetlerini belirtmelerini tasvip etmeyip İbn Abdülberr’in yöntemini benimsemiş, rivayetlerden çok sahâbîyi tanıtacak nesep, hayat hikâyesi, menkıbe vb. bilgileri aktarmayı tercih etmiştir. Kaynaklarındaki bilgileri hatalarıyla beraber aktarmakla birlikte bunların çoğunu tenkit ve tashih etmiş, ancak İbn Hacer el-Askalânî’nin de kaydettiği gibi (el-İśâbe, I, 3) tâbiînden olduğu halde bazı kişileri sahâbî diye zikretmiş, bir kısım hataları da düzeltmemiştir.

Eserde bazı sahâbîler hem isimleri hem de künyelerinin bulunduğu yerde tanıtılmıştır. Bu durumda bazan yeni bilgiler verilmekle birlikte genelde muhtasar olan kısımdan sahâbînin daha geniş tanıtıldığı kısma atıf yapılmıştır. Bir sahâbî hakkında yakınlarından birinin biyografisinde ilâve bilgi verilmişse buna da işaret edilmiştir. Müellif lakap, künye ve neseplerin zikredilip zikredilmemesi veya isimlerin yanlış okunması gibi sebeplerle ortaya çıkan karışıklıklar üzerinde durmuş ve kendi tercihini belirtmiştir. İbnü’l-Esîr biyografi sahibinden hadis nakletmesi halinde o rivayeti isnadıyla zikretmiş, eğer rivayet zayıfsa bunu da söylemiştir. Hadislerde geçen garîb kelimelerin mânalarını biyografinin sonuna eklemiştir. Eserin sonunda nisbelerle künyelere, meçhul / müphem isimlerle kadın sahâbîlere özel bölümler ayırılmıştır.

Birçok defa neşredilen eser (nşr. İbrâhim el-Müveylihî, I-V, Kahire 1868-1870; nşr. Şehâbeddin Necefî, I-V, Tahran 1377/ 1958; nşr. Muhammed İbrâhim el-Bennâ v.dğr., Kahire 1964, I-VII, Kahire 1970-1973; nşr. Halîl Me’mûn Şîhâ, Beyrut 1418/1997) çeşitli sayımlara göre 7500’den fazla (İbn Hacer’e göre 7554, Kahire 1970 baskısında 7703, Beyrut 1997 baskısında 7712) biyografi içermektedir. Üsdü’l-ġābe Nevevî (DİA, XXXIII, 49), Muhammed b. Muhammed el-Kâşgarî (Keşfü’ž-žunûn, I, 82; Chester Beatty Ktp., nr. 3213), Ali b. Muhammed b. Tâhir (Chester Beatty Ktp., nr. 5319-5322), Bedreddin Muhammed b. Ebû Zekeriyyâ el-Makdisî (Dürerü’l-âŝâr ve ġurerü’l-aħbâr, Köprülü Ktp., Fâzıl Ahmed Paşa, nr. 284), Zehebî (Üsdü’l-ġābe’deki rivayetleri çıkarıp yeni ilâveler yaptığı Tecrîdü esmâǿi’ś-śaĥâbe, Haydarâbâd 1315; I-II, Beyrut, ts.) gibi âlimler tarafından ihtisar edilmiştir. Moğultay b. Kılıç Üsdü’l-ġābe’deki hataları tashih etmek amacıyla bir çalışma yapmış (DİA, XXX, 231), Muhammed b. Saîd b. Abdullah el-Halebî de ez-Ziyâde Ǿalâ Üsdi’l-ġābe adıyla bir eser yazmıştır (Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 151).

BİBLİYOGRAFYA:

İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ġābe (Bennâ), I, 9-13; İbn Hacer, el-İśâbe, I, 3-4; Keşfü’ž-žunûn, I, 82; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 151; M. Abdullah el-Hamdân, Benü’l-Eŝîr: el-Fürsânü’ŝ-ŝelâŝe, Tâif 1394/ 1974, s. 89; İsmail L. Çakan, Hadîs Edebiyatı, İstanbul 1989, s. 238-240; el-Fihrisü’ş-şâmil: el-Ĥadîŝ (nşr. el-Mecmau’l-melekî), Amman 1991, I, 186-187; Abdülvehhâb es-Sâbûnî, ǾUyûnü’l-müǿellefât (nşr. Mahmûd Fâhûrî), Halep 1413/ 1992, I, 48-49; Kettânî, er-Risâletü’l-müstetrafe (Özbek), s. 256, 414; M. Yaşar Kandemir, “Moğultay b. Kılıç”, DİA, XXX, 231; a.mlf., “Nevevî”, a.e., XXXIII, 49.

Bünyamin Erul