ÜMMÜ HAKÎM
(أمّ حكيم)
Ümmü Hakîm bint el-Hâris b. Hişâm el-Kureşiyye el-Mahzûmiyye (ö. 14/635)
Kadın sahâbî.
Adı bilinmemektedir. Babası Ebû Cehil’in kardeşi Hâris b. Hişâm, annesi Hâlid b. Velîd’in kız kardeşi Fâtıma’dır. Amcasının oğlu İkrime b. Ebû Cehil ile evlendi, fakat çocukları olmadı. İslâm’ın zuhurundan Mekke’nin fethine kadar kocası ile birlikte müslümanların aleyhinde bulundu, Uhud Savaşı’na onunla beraber katıldı. İkrime, İslâmiyet aleyhindeki faaliyetleri dolayısıyla Hz. Peygamber’in öldürülmesini emrettiği birkaç kişiden biriydi. Ümmü Hakîm, Mekke fethedilince annesi ve babasıyla birlikte Müslümanlığı kabul etti;
İkrime ise öldürüleceği korkusuyla Yemen’e kaçtı. Mekkeli diğer kadınlarla birlikte Ümmü Hakîm de Resûlullah’a biat ettikten sonra kocasının hayatının bağışlanmasını istedi. Resûl-i Ekrem ona teminat verince bu defa İkrime’yi geri getirmek için Hz. Peygamber’den izin aldı ve kölesiyle birlikte Yemen’e gitti; kocasını buldu ve ona Resûlullah’ın bütün düşmanlarını affettiğini, kendisine de eman verdiğini bildirdi ve onu Medine’ye dönmeye ikna etti. İkrime, Medine’ye gelip Resûl-i Ekrem’in huzurunda müslüman oldu; Resûlullah buna çok sevindi, onu ayakta karşılayıp kucakladı. Hz. Peygamber, Ümmü Hakîm ile İkrime’nin nikâhını yenileme gereğini duymamış, önceki nikâhlarıyla evlilikleri devam etmiştir (el-Muvaŧŧaǿ, “Nikâĥ”, 46). Bu durum karısı kendisinden önce müslüman olan müşriğin nikâhı konusunda örnek teşkil etmiştir.
Ümmü Hakîm, İslâmiyet’i benimsedikten sonra müslümanların yanında savaştı. Kocasıyla beraber Bizanslılar’a karşı kılıcıyla çarpıştı. İkrime, Hz. Ebû Bekir’in hilâfeti döneminde yapılan Ecnâdeyn Savaşı’nda şehid olunca (13/634) mücahidler arasında bulunan Ümmü Hakîm, daha sonra ilk müslümanlardan ve Hz. Peygamber’in kâtiplerinden Hâlid b. Saîd ile nikâhlandı. Devamlı surette savaştıklarından 14 (635) yılında Dımaşk yakınlarındaki Mercisuffer’de savaşa ara verildiği bir sırada düğünleri oldu, ancak Hâlid evlendiği gün şehid düştü. Ümmü Hakîm’in, üzerinde gerdeğe girerken sürdüğü kokunun izi bulunurken savaşa devam ettiği ve içinde kaldıkları çadırın direğiyle yedi veya dokuz Bizanslı’yı öldürdüğü rivayet edilmiştir (İbn Sa‘d, IV, 99; İbn Hacer, IV, 444; Hazrecî, s. 488). Sonraları, Ümmü Hakîm ile Hâlid b. Saîd’in evlendikleri Mercisuffer’deki yerin yakınında bulunan köprüye Ümmü Hakîm Köprüsü adı verildi. Ardından Ümmü Hakîm Hz. Ömer ile evlendi ve ondan Fâtıma adında bir kızı doğdu (İbn Sa‘d, III, 266; V, 50). Ümmü Hakîm’in vefat tarihi kesin olarak bilinmemekte, ancak 14 yılında (635) öldüğü zikredilmektedir (Ahmed Halîl Cum‘a, II, 365). Buna göre Hz. Ömer ile uzun süre evli kalmamış, çocuğu olduktan kısa bir süre sonra vefat etmiştir. İyi yetiştirilmiş, akıllı ve anlayışlı bir kişiliğe sahip olan Ümmü Hakîm’in fetih hareketlerine katılması sebebiyle ilmî faaliyette bulunamadığı ve kendisinden hadis rivayet edilmediği anlaşılmaktadır.
BİBLİYOGRAFYA:
Abdürrezzâk es-San‘ânî, el-Muśannef (nşr. Habîbürrahman el-A‘zamî), Beyrut 1403/1983, VII, 170, 171; İbn Sa‘d, eŧ-Ŧabaķāt, III, 266; IV, 99; V, 50; VIII, 261; İbn Abdülber, el-İstîǾâb, IV, 443-444; İbn Asâkir, Târîħu Dımaşķ: Terâcimü’n-nisâǿ (Şihâbî), s. 501-506; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ġābe, VII, 321; İbn Hacer, el-İśâbe, IV, 443-444; Mizzî, Tehźîbü’l-Kemâl, XIII, 153-155; Hazrecî, Ħulâśatü Teźhîb, s. 488; Köksal, İslâm Tarihi (Medine), VIII, 316-319; Ahmed Halîl Cum‘a, Nisâǿ min Ǿaśri’n-nübüvve, Beyrut 1412/1992, II, 355-365; M. Yaşar Kandemir, “Hâlid b. Saîd”, DİA, XV, 287-288; Abdullah Aydınlı, “İkrime b. Ebû Cehil”, a.e., XXII, 42-43.
Aynur Uraler