UKLÎŞÎ

(الأقليشي)

Ebü’l-Abbâs Şihâbüddîn Ahmed b. Mead b. Îsâ el-Uklîşî (ö. 550/1155)

Endülüslü hadis âlimi, mutasavvıf.

485’te (1092) Dâniye’de (Denia) dünyaya geldi; Tuleytula’ya (Toledo) bağlı Uklîş’te (Ucles) doğduğu da söylenmektedir (Kehhâle, I, 310). Dâniye’ye yerleşen babası Mead aslen Uklîş’ten olduğu için Uklîşî nisbesiyle anılmıştır. Bazı kaynaklarda İbnü’l-Uklîşî diye geçer (Makkarî, II, 599). Uklîşî, Murâbıtlar döneminde yaşamış olup bu hânedan zamanında VI. (XII.) yüzyılın ilk yarısında çeşitli alanlarda pek çok âlim yetişmiştir. Endülüs ve Mağrib’de yöneticilerin ilim adamlarına yakın ilgi göstermesi, saraylarda ve devlet görevlerinde âlimlere öncelik tanınması bölgedeki ilmî ve edebî faaliyetlerin gelişmesini teşvik etmiştir. Böyle bir ortamda yetişen Uklîşî ilk eğitimini babasından aldıktan sonra uzun süre Ebü’l-Abbas Ahmed b. Tâhir ed-Dânî’nin öğrencisi oldu. Ebû Ali el-Gassânî, Ebû Ali es-Sadefî, Ebû Bekir İbnü’l-Arabî, Abbâd b. Serhân el-Meâfirî, Ebü’l-Velîd İbnü’d-Debbâğ gibi âlimlerden hadis dersleri aldı. Kıraat ilmini Ebû Abdullah Muhammed b. Hasan’dan okudu. Belensiye’de (Valencia) Batalyevsî’den Arap dili ve edebiyatı tahsil etti. Meriye’de (Almeria) İbn Verd diye bilinen Ebü’l-Kāsım Ahmed b. Muhammed’den fıkıh, usûl-i fıkıh ve tefsir, İbn Atıyye el-Endelüsî’den tefsir dersleri gördü; İbnü’l-Arîf’in tasavvuf eğitiminden geçti.

Tahsilini tamamladıktan sonra öğretim faaliyetlerine başlayan Uklîşî, Dâniye’de ve Endülüs’ün birçok şehrinde ders verdi. Derslerini çoğu zaman evinde yapardı. Hz. Peygamber’e olan sevgisiyle, zühd ve takvâsıyla şöhret buldu. Hadislerin, zühd ve rikākla ilgili kitapların okunduğu meclislerde çok defa ağladığı görülürdü. Öğrencileri arasında oğlu Ebû Ahmed el-Uklîşî, Vezir Ebû Bekir b. Süfyân, Âbid unvanıyla bilinen Ebû Bekir Ahmed b. Muhammed b. Ca‘fer el-Uklîşî, Ebü’l-Hasan Ali b. Ahmed b. Kevser, kadı ve müfessir Beybeş b. Muhammed el-Abderî sayılabilir. Uklîşî ilmî seyahatlerine ileri yaşlarına kadar devam etti. 542’de (1147) Ebü’l-Hasan Târık b. Yaîş’le birlikte Doğu İslâm ülkelerine gitti. Hac farîzasını yerine getirdikten sonra birkaç yıl Mekke’de kaldı. 546’da (1151) Mısır’a geçti ve İskenderiye’de Silefî ile bilgi alışverişinde bulundu. Ertesi yıl Mekke’ye döndü ve Ebü’l-Feth Abdülmelik b. Abdullah el-Kerûhî’den Tirmizî’nin el-CâmiǾu’ś-śaĥîĥ’ini dinledi. Kaynaklar Uklîşî’nin vefat tarihi ve yeri konusunda farklı bilgiler verir. Onun Mekke’de öldüğü zikredilmekle birlikte tercih edilen görüşe göre son seyahatinden dönerken 550’de (1155) Mısır’daki Kûs şehrinde vefat etti. Daha çok hadis alanındaki eserleriyle tanınan Uklîşî aynı zamanda Arap dili, nahiv ve tasavvufta döneminin önde gelen şahsiyetlerindendir. Fasih konuşmaları ve edipliğiyle bilinirdi. Kendini tamamen ilme ve ibadete vermiş, özellikle zühdle ilgili şiirleri rivayet edilmiştir.

Eserleri. 1. el-İnbâǿ fî ĥaķāǿiķi(şerĥi)’ś-śıfât ve’l-esmâǿ. Esmâ-i hüsnâ şerhidir (Beyazıt Devlet Ktp., Veliyyüddin Efendi, nr. 64; el-Mektebetü’l-Ezheriyye, nr. 28924 [tasavvuf]). 2. Envârü’l-âŝâr el-muħteśśa bi-fażli’ś-śalâti Ǿale’n-nebiyyi’l-muħtâr. Hz. Peygamber’e salâtü selâm getirmenin fazileti hakkında kırk hadisten ibaret olup Muhammed b. Azzûz tarafından müellifin Şerĥu’l-Bâķıyâti’ś-śâliĥât adlı eseri ile birlikte yayımlanmıştır (Beyrut 2003). 3. ed-Dürrü’l-manžûm fîmâ yüzîlü’l-ġumûm ve’l-hümûm (ed-Dürrü’l-munaž-žam fî mevlidi’n-nebiyyi’l-aǾžam). Resûl-i Ekrem’den ve ashaptan seçme rivayetlerin yer aldığı eser on fasıl halinde tertip edilmiştir (nşr. Ebû Huzeyfe İbrâhim b. Muhammed, Tanta 1410/1990).


4. el-Ĥaķāǿiķu’l-vâżıĥât fî şerĥi’l-Bâķıyâti’ś-śâliĥât fî bürûzi’l-ümmehât (Îżâĥu’l-meǾâni’z-zâhirât ve’l-ifśâĥ bi-ĥaķāǿiķi’l-Ǿibârât fî şerĥi’l-kelimâti’l-Bâķıyâti’ś-śâliĥât). Eser daha çok Şerĥu’l-Bâķıyâti’ś-śâliĥât adıyla bilinir (nşr. Muhammed b. Azzûz, Beyrut 2003). 5. el-Ġurer min kelâmi seyyidi’l-beşer (Ezher Ktp., nr. 1/238). Muħtaśar min Kitâbi’l-Ġurer min kelâmi seyyidi’l-beşer adıyla ihtisar edilmiştir (Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye, Hadis, Arabî, nr. 1581). 6. en-Nücem min kelâmi seyyidi’l-ǾArab ve’l-ǾAcem. Kudâî’nin Şihâbü’l-aħbâr’ına bazı hadisler ve hikmetli sözlerin ilâvesiyle oluşturulan ve on bölümden meydana gelen eserin sonuncu bölümü müstakil bir cilt olarak Hz. Peygamber’den nakledilen dualara ayrılmıştır (Kahire 1302). Ebû Saîd Muhammed b. Mes‘ûd el-Kâzerûnî eseri şerhetmiş (Keşfü’ž-žunûn, II, 1930), Radıyyüddin es-Sâgānî ed-Dürrü’l-mülteķaŧ fî tebyîni’l-ġalaŧ adlı kitabında (nşr. Ebü’l-Fidâ Abdullah el-Kādî, Beyrut 1405/1985) en-Nücem’de mevcut, uydurma olduğunu ileri sürdüğü on dört rivayete yer vermiştir (s. 39-41). 7. el-Kevkebü’d-dürrî fi’l-ĥadîŝi’n-nebevî (Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye, nr. 23183-B, nr. 386- Hadis, Arabî). 8. el-Kevkebü’d-dürrî el-müstaħrec min kelâmi’n-nebiyyi’l-ǾArabî (Muĥammed el-Muśŧafâ). en-Nücem’den sonra yazılan eserde (Keşfü’ž-žunûn, II, 1523) on hadis kitabından derlenen rivayetler alfabetik sırayla kaydedilmiştir (Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 1512; Beyazıt Devlet Ktp., Bayezid, nr. 1051, 1055; Burdur İl Halk Ktp., nr. 825; Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye, Hadis, nr. 386). 9. Mecâlisü’l-mecâlis. Tasavvufun esaslarına dairdir (Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye, nr. 342). 10. Nažm fi’d-difâǾ Ǿan fikri’l-imâm Ebî Ĥâmid el-Ġazzâlî. Müellif yetmiş beyitlik bu kasidesinde Gazzâlî’yi savunmuştur. Kasideyi özel bir kütüphanedeki nüshasına dayanarak Hayât Kâre’nin yayımladığı söylenmektedir (Uklîşî, neşredenin girişi, s. 29). 11. Tefsîrü’l-Fâtiĥa (Tefsîrü’l-Ǿulûm ve’l-meǾânî el-müstevdeǾa fî sebǾi’l-meŝânî; nşr. Ahmed Muhammed el-Cündî, Beyrut 2010). 12. İġāŝetü’l-lehfân fî tefsîri’l-emlâk ve’l-cân (Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye, nr. 73-Tal‘at). Uklîşî’ye ayrıca el-Baĥrü’l-mezîd fi’l-mevżûǾât, Şifâǿü’ž-žamǿân fî fażli’l-Ķurǿân ve birkaç ciltten meydana geldiği belirtilen hadise dair Żiyâǿü’l-evliyâǿ, MuǾaşşerâtühû fi’z-zühd gibi eserler nisbet edilmiştir.

BİBLİYOGRAFYA:

Uklîşî, Tefsîrü’l-Fâtiĥa (nşr. Ahmed Muhammed el-Cündî), Beyrut 2010, neşredenin girişi, s. 9-30; İbnü’l-Ebbâr, et-Tekmile (nşr. Alfred Bel - M. Ben Şeneb), Cezayir 1920, s. 74-76; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XX, 358; İbn Ferhûn, ed-Dîbâcü’l-müźheb, I, 246-247; İbn Tağrîberdî, en-Nücûmü’z-zâhire, V, 321; Süyûtî, Buġyetü’l-vuǾât, I, 392; Makkarî, Nefĥu’ŧ-ŧîb, II, 513, 598-600; Keşfü’ž-žunûn, I, 171, 186, 218; II, 988, 1032, 1050, 1523, 1930; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, I, 85; Îżâĥu’l-meknûn, II, 316; Brockelmann, GAL, I, 456-457; Suppl., I, 633; Kehhâle, MuǾcemü’l-müǿellifîn, I, 310; İhsan Abbas, Aħbâr ve terâcim Endelüsiyye: Müstaħrece min MuǾcemi’s-sefer, Beyrut 1405/1985, s. 24-25; Nâtık Sâlih Matlûb, “el-Uķlîşî, Ebü’l-ǾAbbâs et-Tücîbî Aĥmed b. MeǾad”, Mv.AU, II, 260-265.

Cemal Ağırman