UGAN, Zakir Kadiri

(1878-1954)

Tatar asıllı tarihçi, mütercim.

Bugünkü Rusya Federasyonu’nda Kazan’ın güneyinde Samara’nın (Kuibişev) Stavropol kazasının Ortakandal köyünde doğdu. Babası imam Halim Efendi, Mendi ailesinden Abdülkadir Efendi’nin oğludur. İlk eğitimini köyünde tamamladıktan sonra Simbir’de Velî Hazret ve Şâkir Ahund medreselerine devam etti. Ardından Buhara’daki amcası hâfız Veliyyullah’ın yanına gitti ve orada beş yıl kadar İslâm felsefesi öğrenimi gördü. Daha sonra İstanbul’a giderek Yakup Mustafa adıyla Dârülfünun İlâhiyat Fakültesi’ne kaydoldu. Aralarında Tantâvî Cevherî’nin de bulunduğu hocalardan ders okudu. II. Abdülhamid devrinde yönetim karşıtı fikirleri savunduğu gerekçesiyle bir ara takibata uğradı ve bu yüzden İstanbul’dan ayrılıp Hicaz’a geçti. Hicaz’da kaldığı iki yıl boyunca Şeyh İshak el-Hindî’den tefsir ve hadis, Edîbü’l-Hicâz Mehmed Ali Efendi’den Arap edebiyatı dersleri aldı. Ardından Mısır’a gitti ve Ezher’de Muhammediyye Medresesi’ne girdi. Bu sırada Hizbü’l-vatanî reisi Mustafa Kâmil Paşa’nın el-Livâǿ gazetesinde dört yıl süreyle siyasî makaleler yazdı; yine Kâmil Paşa’nın çıkardığı el-ǾÂlemü’l-İslâmî mecmuasında müslüman Türkler hakkında tarihî ve içtimaî muhtevalı yazılar kaleme aldı. Mısır’da kaldığı süre içerisinde et-Tilmîź dergisinin yönetimini de üstlendi.

1905-1917 yılları arasında siyaset ve ilim sahasında faaliyet gösteren ve Tatar halkının sevgisini kazanan Zakir Kadiri, Bolşevik İhtilâli öncesinde Çarlık Rusyası’nda yaşayan müslüman liderlerden Rızâeddin Fahreddin tarafından Orenburg’da açılan Hüseyniyye Medresesi’ne başmüderris olarak davet edildi. Burada iki yıl kadar hocalık yaptıktan sonra yine davet üzerine Ufa’da Ziyâeddin Kemâlî idaresinde kurulan Medrese-i Âliye-i Dîniyye’de altı yıl, Medrese-i Osmâniyye’de üç yıl müderrislik yaptı. Bu arada bacanağı Viz Nevruz ile birlikte Turmuş adıyla bir gazete çıkardı (1913-1916), böylece faal bir şekilde siyaset hayatına atıldı. O sırada Ruslar azınlıkların okuduğu mekteplerde Rusça’yı mecburi ders haline getirmek isteyince müslüman halktan bir kesim de derslerin Rusça okutulmasına taraftar oldu. Bunun üzerine Zakir Kadiri, gazetesinde Türkler’in


kendi akademi ve üniversitelerinde kendi dilleriyle öğrenim yapmalarını savunan yazılar kaleme aldı. Bu esnada gazete ve mecmualarda yer alan bir başka konu müftünün nasıl tayin edileceği meselesiydi. Rusya müslümanlarının müftüsü Mehmedyar vefat edince çarlık yönetimi Rus yanlısı Safâ Molla Bayezid adlı bir kişiyi müftülükle görevlendirdi. Ancak müslüman Tatarlar, Safâ Molla’yı Ufa’dan uzaklaştırdı ve yerine Âlimcan Barudî müftü tayin edildi. Zakir Kadiri bu gelişmeler sırasında, Tatar halkının kendi topraklarında bağımsız kararlar alıp müslüman-Türk kültürünün hâkim olması için uzun süre fikrî-siyasî bir mücadele verdi. 1917 Rus İhtilâli’nde İdil-Ural Türkleri’nin millî mücadelesine katıldı. Güney İdil-Ural Cumhuriyeti’nin kurulması üzerine bir süre millî idare üyesi seçildi, bu esnada Maarif nâzırlığı görevini üstlendi. Ancak Bolşevik İhtilâli’nin ardından idareye Ruslar tarafından el konunca millî hükümet Çin’e sığınmak zorunda kaldı. Zakir Kadiri eşi Sâniye İffet Hanım’ın da gayretleriyle Çin’de Gulca Türkleri için bir muallim mektebi, bir de ilk mektep açtı.

1923’te Ankara’ya gidip yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına girdi. Bir müddet Tarsus’ta öğretmenlik yaptıktan sonra dönemin Maarif Vekili Hamdullah Suphi (Tanrıöver) kendisini Ankara’ya çağırarak Türk Tarih Kurumu Telif ve Tercüme Heyeti’ne üye tayin etti. Heyetin dağılması üzerine bir süre tercümanlık yaptı, ardından Süleymaniye Kütüphanesi’nde tasnif komisyonunda çalıştı. 1936’da Finlandiya Suomi Tatarları Birliği tarafından gençlere millî terbiye vermek üzere davet edildiği Finlandiya’da dört yıl kaldı ve konferanslar düzenledi. II. Dünya Savaşı’ndan önce Türkiye’ye döndü, ilmî çalışmalarını ve tercümanlık görevini sürdürdü. 22 Ekim 1954 tarihinde Ankara’da vefat etti ve Ankara Asrî Mezarlığı’na defnedildi.

Zakir Kadiri çalışmalarından anlaşıldığına göre bir süre felsefe ile de meşgul olmuştur. İngiliz filozofu ve sosyoloğu H. Spencer’ın insan ve eğitim üzerine kaleme aldığı bir kısım eserlerini Tatarca’ya çevirmiş, onun fikirlerinin Doğu ülkelerinde tanınması için gayret göstermiştir. Ayrıca Muhammed Ayyâd et-Tantâvî’nin kitaplarını Tatar diline çevirmiştir. Zakir Kadiri’nin, Rusya’da Bolşevik İhtilâli sonrasındaki baskı ve zulümlerden kurtulma arzusuyla Batı bilim felsefesiyle İslâm tarihi ve İslâmî ilimlerden özellikle hadise yöneldiği görülür. Hadis ya da rivayet ilminin müslümanlar tarafından en ciddi ve ilmî metotlarla geliştirildiğine işaret eden Zakir Kadiri hadisteki isnad tenkit sisteminin yetersiz olduğunu, muhaddislerin isnadları gereğince eleştiriye tâbi tutmadıklarını, bununla birlikte hadislerin metninden ziyade isnada önem verdikleri için metin ve muhtevanın arka planda kaldığını, bu durumun hadis ilmine gölge düşürdüğünü ileri sürmüştür. Hadis sahasında Batılı araştırmacıların çalışmalarından yararlanmış, I. Goldziher, de Quie, Dozy, Baron Kramer, Schmidt ve Krimskiy’nin eserlerine ve görüşlerine duyduğu hayranlığı açıkça dile getirmiştir.

Eserleri. Zakir Kadiri’nin bazı çalışmaları şunlardır: Telif Eserleri. 1. Kızlar Dünyası (Kazan 1911). 2. Hatun-Kız Meselesi. Ufa Halk Üniversitesi’nde okuttuğu derslere ait notlardır. 3. İlm-i Kelâm Dersleri (Ufa 1910). İslâm ilâhiyatının yeni metotlarla ele alındığı bir eser olup İslâm dünyasında büyük ilgi görmüştür. 4. Kuvvet Hem Ruh (Ufa 1910). Materyalizme reddiye mahiyetinde felsefî bir çalışmadır. 5. Memleket İdaresi Revişleri (Usulleri). Rusya’nın Amerikan sistemine göre yeni baştan kurulması ve Türk federasyonlarının müdafaası hakkındadır. Eser ihtilâlden sonra İslâm Medeniyeti Tarihi adıyla anılmıştır. Tercümeleri: et-Tâcü’l-murassâ (Tantavî Cevherî’den, Orengburg 1907); el-Mer’etü’l-Cedîde yahut Yeni Kadın (Kāsım Emîn’den, Kazan 1908); Tahrîrü’l-mer’e yahut Kadınların Esaretten Azadı (Kāsım Emîn’den, Kazan 1909); Mukaddime (İbn Haldûn’dan, I-III, Ankara 1954); Milletler ve Hükümdarlar Tarihi (İbn Cerîr et-Taberî’den, Ahmet Temir’le birlikte, I-IV, İstanbul 1954-1958); Kitâbü’s-Sülûk (Makrîzî’den); Arap Edebiyatı Tarihi (Krimskiy’den); Hiyungnular (Dr. Inostransef’ten); Fütûhu’l-büldân (Belâzürî’den, I-II, Ankara 1955-1956). Zakir Kadiri’nin araştırma ve incelemeleri Türk Yurdu, Kutlu Bilgi ve Dârülfünun İlâhiyat Fakültesi Mecmuası sayfalarında kalmıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

Hüseyin Tuncer, Türk Yurdu Üzerine Bir İnceleme, Ankara 1990, s. 133-137, 491-492; Hamit Er, İstanbul Dârülfünûnu İlâhiyat Fakültesi Mecmuası Hoca ve Yazarları, İstanbul 1993, s. 189-190; Muhammed Allam Mustafa, “Zakir Kadiri Ugan Cenapları”, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Kuruluş ve Gelişmesine Hizmeti Geçen Türk Dünyası Aydınları Sempozyumu Bildirileri (haz. Abdulkadir Yuvalı v.dğr.), Kayseri 1996, s. 435-438; H. Zübeyr Koşay, “Zâkir Kadirî Ugan”, TY, sy. 239 (1954), s. 428-430; Azat Ugan, “Prof. Zakir Kadirî Ugan”, Kırım, sy. 9-12, Ankara 1957, s. 318-320; Osman Güner, “Zakir Kâdirî Ugan’ın Hadis Sistematiğine Yönelik Eleştirilerinin Tahlil ve Tenkidi”, Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, sy. 17, Samsun 2004, s. 65-94.

Osman Güner