TOPHÂNE

Osmanlı Devleti’nde top dökümünün yapıldığı yer.

Tophâne, top döküm yeri yanında barut, top ve güllelerin depo edildiği mekânları da içine alır. Osmanlılar’ın ateşli silâhlarla tanışması XIV. yüzyılın ikinci yarısına kadar inmekle birlikte sabit top dökümhanelerinin tam olarak ne zaman kurulduğu bilinmemektedir. Elde kesin deliller bulunmamasına rağmen ilk sabit top dökümhanesinin Edirne’de II. Murad tarafından tesis edildiği ve Fâtih Sultan Mehmed tarafından da kullanıldığı kabul edilir. Ancak bu tarihlerden önce Osmanlılar’ın muhtelif savaşlar için top döktüğü ve bunların bir kısmını seyyar top dökümhanelerinde imal ettiği bilinmektedir.

Tophâne-i Âmire. Tesbit edilebildiği kadarıyla Edirne’den sonra inşa edilen ikinci top döküm merkezi İstanbul’da bugünkü Tophane semtindeydi. Kesin inşa tarihi tesbit edilememekle birlikte Tursun Bey’in Yeni Saray’ın bir tarafının Tophâne’ye baktığından söz etmesi, yine aynı tarihlerde kaleme alınan Fâtih Vakfiyesi’nde (867-875/1462-1470) Ayasofya Camii’nin gelirleri arasındaki Galata’da Kapıiçi Hamamı’nın Karaköy mahallesinde ve Tophâne Kapısı yakınında bulunduğunun belirtilmesi fetihten yaklaşık on iki yıl sonra (1465) tophânenin varlığını gösterir. Buradaki yapının Osmanlılar tarafından mı inşa edildiği yoksa mevcut bir yapının mı dökümhaneye çevrildiği konusu henüz kesinlik kazanmamıştır.

Bir kurum olarak Tophâne ve Tophâne-i Dergâh-ı Âlî tabiri 905 (1499-1500) tarihli Avlonya Tophânesi Muhasebe Defteri’nde geçer (BA, A. E, Bayezid II, nr. 41). Tophâne-i Âmire terkibi ise kuruma ait 1513 tarihli bir muhasebe defterinde yer alır (BA, KK, nr. 4726, s. 1). Fâtih Sultan Mehmed döneminde kurulan Tophâne-i Âmire’nin II. Bayezid zamanında artan


ihtiyacı karşılamak için dökümhane civarına topçuların ve dökücülerin ikametine tahsis edilmek üzere odalar eklenerek genişletildiği söylenebilir. Kanûnî Sultan Süleyman döneminde ise mevcut binaların tamamı yıkılmış, yerine yeni ve büyük bir bina inşa edilmiştir. Evliya Çelebi’ye göre tam bir kale görünümündeki bu yeni müştemilât içinde kumbara (humbara) imalâthanesi, dökümhane imalâthanesi, kundakhâne, marangozhane, topçubaşı ve dökücübaşı odaları, topçu ve dökücü âsitâneleri (kışla), Sarıyer toprağı kesme kârhânesi, kalıp kârhânesi, falya delme kârhânesi, top arabası ve tekerlekleri imalâthaneleri gibi bölümler vardı.

Büyük bir sanayi merkezi halinde olan Tophâne-i Âmire özellikle savaş dönemlerinde top dökümü faaliyetlerinin hızlanması, çok yüksek sıcaklıkta ateş yakılması gibi sebeplerle zaman zaman büyük hasara uğramış ve ciddi tamirat görmüştür. Bu tür sebeplere bir de yangın ve deprem gibi doğal âfetler eklendiğinden XIX. yüzyılın sonuna kadar pek çok defa ciddi tâdilât ve tamirat gerçekleştirilmiştir. Dökümhane (kârhâne) binası 1743 yılında tamamen yıkılmış ve bugünkü şekliyle beş kubbeli olarak yeniden inşa edilmiştir. Dönemin topçubaşısı, aynı zamanda mimar olan Mustafa Ağa günün ihtiyaçlarına cevap verecek yeni bir Tophâne planı yapmıştır. Yeni binanın duvarları iki sıra ince tuğla, bir sıra taş örgüden meydana gelen kâgir bir yapıdır. İçinde iki büyük ergitme fırını, biri doğuya, biri batıya açılan iki büyük kapısı bulunmaktadır. Bu inşaatın üzerinden çok geçmeden 1765’te tekrar bir yangın geçiren Tophâne binaları III. Mustafa tarafından tamir ettirilmiş ve her topçu ortasına bir kışla ile orta sofası, mutfak ve mescid yaptırılmıştır. Tophâne-i Âmire, III. Selim ve II. Mahmud zamanlarında da tamirat ve tâdilât geçirmiştir. 1205 (1790-91) yılında Tophâne’de tamamı elden geçirilerek onarımı yapıldığı gibi 1793’te civardaki arsalar satın alınıp Tophâne-i Âmire müştemilâtına dahil edilmiş, böylece yeni yapılan fabrika ve imalâthanelerle birlikte XIX. yüzyılın ortalarında 10 hektar genişliğinde bir alana yayılmıştır. 1804’te çıkan yeni bir yangın Tophâne kışlaları ile birlikte 400 evin yanmasına yol açmıştır.

III. Selim bir taraftan binaların imarı, tamiri ve modernleşmesiyle ilgilenirken diğer taraftan Avrupa tarzında kaliteli toplar dökülebilmesi için Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyun başhocası Hüseyin Rıfkı Tamânî’yi topların yeniden tertip ve tanzimiyle görevlendirmiş, Osmanlı mühendis ve ustaları yanında İsveç, İngiltere ve bilhassa Fransa’dan uzmanlar getirtmiştir. Ayrıca Tophâne’deki fırınları geliştirip çevik ve hareketli topların dökümüne öncelik verilmesini emretmiştir. 1823’te Cihangir semtinde çıkan büyük Fîruz Ağa yangınında dökümhane kısmen, topçu ve top arabacı kışlaları tamamen yanmış, binalar II. Mahmud’un emriyle 1825 yılında yeniden elden geçirilmiştir. 1832’de seraskerliğe bağlı bir birim halinde Tophâne Müşirliği kurulmuştur. Abdülaziz döneminde kısmen yenilenen Tophâne-i Âmire, II. Abdülhamid devrinde yeni baştan tamirat görmüştür. Büyüklü küçüklü muhtelif tezgâhlardan oluşan Tophâne-i Âmire’deki belli başlı imalâthaneler şunlardır: Tophâne-i Âmire resimhanesi, top numunehanesi, muayenehane, Tüfenkhâne-i Âmire, kundakhane, tavhane, demirhane, çarkhane, nakkaşhane, cilâhane, baskıhane, mahzenler/depolar ve Tophâne-i Âmire Matbaası. 1843’te Ohannes ve Boghos Dadian tarafından kurulan Zeytinburnu Demir Fabrikası’nın izâbe bölümünün 1846’da faaliyete geçmesiyle top ve diğer silâhlar burada dökülmeye başlanmış, 1850’de fabrikanın tam kapasite ile çalışması neticesinde Tophâne-i Âmire’de top dökümü işi zamanla kaldırılmıştır. Bu tarihlerden itibaren burada Zeytinburnu Fabrikası’nda dökülen topların dövülüp tavlandıktan sonra kaba haliyle soğuk işlerinin yapımı sürdürülmüştür. Tophâne’de tornadan geçirilen toplar perdahlanmak ve diğer işlemleri yapılmak üzere ilgili bölümlere sevkedilmekteydi. Bu dönemde Tophâne-i Âmire’de büyük bir çarkhane, namlu delme ve yiv açma, nişangâh ve kama şubeleriyle namlu tavlama ve sulama tesisleri bulunurdu.

Cumhuriyet’in kuruluşuna kadar perdah merkezi şeklinde faaliyetini sürdüren Tophâne-i Âmire, I. Dünya Savaşı’ndan sonra önemini kaybetmiştir. Tophâne-i Âmire’ye ait birtakım tezgâh ve makineler, Ankara’ya Türk Makine Kimya Endüstrisi fabrikalarına götürülmüş olup burada hâtıra niteliğinde muhafaza edilmektedir. Uzun süre âtıl vaziyette bırakılan Tophâne-i Âmire binaları 1992’de Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne devredilmiştir. Üniversite tarafından restore ettirilen beş kubbeli büyük bina halen sergi salonu görevi yapmaktadır. Bugünkü bina 20,50 × 37,50 ebadında, 1,60 m. kalınlıkta duvarlı olup 2 metrelik ayaklara oturan ve her birinde nefes deliği bulunan on beş kubbe ile örtülüdür. XIX. yüzyılda Rönesans üslûbunda inşa edilen ve sonraları Sanat Enstitüsü olarak kullanılan Tophâne Müşirliği binası 1957’de yıktırılmıştır.

Tophâne-i Âmire’nin Personeli. Topçu Ocağı’nın başında bulunan topçubaşı hem topçu birliklerinin hem Tophâne-i Âmire’nin


idarecisi konumundaydı. Ancak Tophâne-i Âmire’deki işlerin ve teknik personelin başında dökücübaşı/dökümcübaşı adıyla anılan bir görevli bulunurdu ve buradaki bütün faaliyetlerden sorumluydu. Dökücübaşı Tophâne’deki teknik personel ve sanatkârların da başıydı; kethüdâ ve bölükbaşılar vasıtasıyla işlerin yürümesini takip ederdi. Topçubaşı, yapılan işlerle çok yakından ilgilenir, top dökümü zamanlarında bizzat padişah ve sadrazam gibi üst seviyeli devlet adamları döküm merasimleri için buraya gelirlerdi. Sefer esnasında topların dökümü ve gerekli yerlere ulaştırılması gibi işlerin organizasyonu için bir nâzır tayin edilirdi. Dökümhane emini de topçubaşı, nâzır ve dökücübaşı ile birlikte faaliyetlerle ilgili defterlerin tutulmasından, gerekli bürokratik işlemlerin ve personel işlerinin takibinden sorumluydu. Nâzır ve eminler Hâcegân-ı Dîvân-ı Hümâyun denilen rütbeli kişiler arasından seçilirdi. Bunların yanı sıra kâtip ve bölükbaşılar da burada çalışan üst düzey yöneticilerdi. Tophâne’deki top ve buna bağlı olarak kundak, top arabası, gülle, humbara ve barut yapımı gibi asıl faaliyetler dökücübaşı ve onun maiyetindeki dökücü (rîhtegân), haddâd, errekeş, bennâ, eğeci, kalemkâr, mücellit, kefçeci, şebkâr, sengtırâş ve neccar gibi sanatkârlar tarafından yürütülürdü. Bunların dışında Tophâne için ihtiyaç olduğunda gemici ve peremeci, hamal, ırgat, arabacı, bekçi, vardiyan, duâgû, imam ve muvakkit gibi kimseler de istihdam edilirdi. Tophâne-i Âmire’deki büyük çoğunluğu yaya, müsellem ve piyade gibi askerî bir teşkilâta bağlı askerî zümrelerin “nöbetlü” denilen hizmet grupları oluşturmaktaydı. Bu gruplar altışar aylık periyotlarla Tophâne’ye gelir ve hizmetleri bittiğinde geri dönerlerdi. Söz konusu özellikleri sebebiyle Tophâne-i Âmire, Tersâne-i Âmire’den sonra Osmanlı Devleti’nin en büyük askerî sanayi kuruluşu durumunda olup ilk askerî silâh üretim fabrikalarından biridir.

Osmanlılar’da sabit top dökümhanelerinin yanı sıra ihtiyaç durumunda seyyar top dökümhaneleri inşa edilerek top döküldüğü bilinmektedir. Bu şekilde top dökümüne ait en eski bilgi, 1438’de Mora’daki Germehisar (Hexamilion) kuşatması dolayısıyla verilir. Ardından 1440’ta Semendire’de, 1444’te Varna seferine gidiş sırasında Boğaziçi kıyılarında, 1448’de Akçahisar Kalesi (İskenderiye) önünde seyyar dökümhaneler kurularak toplar dökülmüştür. Fâtih Sultan Mehmed’in İstanbul muhasarası esnasında surlar önünde top dökümü yapıldığı bilinmektedir. Eldeki kayıtlardan seyyar top dökümü faaliyetinin XVI. yüzyılın ortalarına kadar devam ettiği anlaşılmaktadır. Bu tarz top dökümü özellikle engebeli bir araziye sahip Balkanlar’da ve Doğu Avrupa’daki kale kuşatmalarında gerçekleştirilmiştir. Döküm yapılacak yerlere develerle bakır ve kalay taşınır, kurulan ocaklar vasıtasıyla istenilen ebatta top dökülebilirdi.

Tophâne-i Âmire ve seyyar top dökümü faaliyetlerinin yanında Osmanlılar’ın bir kısım eyaletlerinde de tophâneler vardı. Bazı kaynaklarlarda ismi tophâne diye zikredilen yerlerde top dökümünün yapılıp yapılmadığı ise tesbit edilememektedir. Eyaletlerdeki tophânelerin teknik personeli önemli ölçüde, döküm yapılacağı zaman bir bölükbaşı idaresinde İstanbul’daki Tophâne-i Âmire’den veya diğer büyük tophânelerden temin edilirdi. İstanbul dışında faaliyet gösteren tophânelerin, özellikle Avrupa topraklarında bulunanların önemli bir kısmının daha önce de aynı işleve sahip olduğu bilinmektedir. Bu tophâneler fetihten sonra eski çalışanlarıyla birlikte faaliyetlerine devam etmiştir. Osmanlılar’ın Avrupa topraklarındaki tophânelerinin bulunduğu şehirler şunlardır: Edirne, Avlonya, Semendire, Nova Brdo, İskenderiye, Belgrad, Budin, Pravişte, Rudnik, Hersek livâsı, Klis. Asya topraklarındaki tophâneler ise Erzurum, Kahire, Basra, Birecik, Van’dadır. Bunların yanı sıra Cezayir, Rodos, Kıbrıs’ta da dökümhaneler olduğu kaydedilmektedir. Söz konusu tophânelerin faaliyetleri genellikle ihtiyaca göre değişmiş, bir kısmı zamanla top ve gülle deposu haline gelmiştir. Başta İstanbul’daki Tophâne olmak üzere bu merkezlerin ortak yanları ulaşıma elverişli deniz veya nehir kenarlarında bulunması, ayrıca maden bölgelerine yakın olmasıdır. Tophâne-i Âmire’de dökülen toplarla taşrada dökülen topların standardı ve kalitesi konusunda bilgi yoktur. Ancak standardın bilhassa Tophâne-i Âmire’de tutturulduğu ve top sevkinin daha çok buradan yapıldığı açıktır.

BİBLİYOGRAFYA:

Fatih Mehmed II Vakfiyeleri (nşr. Vakıflar Umum Müdürlüğü), Ankara 1938, s. 213-214; Atîk ve Cedîd Topa Dair Fenn-i Harb ve Hendese Üstatlarından Menkul Makālât Mecmuası, Deniz Müzesi Ktp., Yazmalar, nr. 824; Evliya Çelebi, Seyahatnâme, I, 435-441; Tahsin Esencan, Türk Topçuluğu ve Kaynakları, Ankara 1946; Tahsin Öz, “İstanbul’da Fatih Tophanesi”, Atatürk Konferansları II: 1964-1968, Ankara 1970, II, 131-138; G. L. F. Marsigli, Stato Militare dell’ Imperio Ottomanno (ed. M. Kramer-F. Kreutel), Graz 1972, tür.yer.; Muzaffer Erendil, Topçuluk Tarihi, Ankara 1988; G. Ágoston, “Ottoman Gunpowder Production in Hungary in the Sixteenth Century: Baruthane of Buda”, Hungarian-Ottoman Military and Diplomatic Relations in the Age of Süleyman the Magnificent (ed. G. David-P. Fodor), Budapest 1991, s. 149-159; a.mlf., “Ottoman Artillery and European Technology in the Fifteenth and Seventeenth Centuries”, AOH, XLII/1-2 (1994), s. 15-48; W. Müller-Wiener, “15-19. Yüzyılları Arasında İstanbul’da İmalathane ve Fabrikalar”, Osmanlılar ve Batı Teknolojisi: Yeni Araştırmalar Yeni Görüşler (haz. Ekmeleddin İhsanoğlu), İstanbul 1992, s. 53-120; Salim Aydüz, XV ve XVI. Yüzyılda Tophâne-i Âmire ve Top Döküm Teknolojisi, Ankara 2006; a.mlf., “Cıgalazâde Yusuf Sinan Paşa’nın Şark Seferi için Tophâne-i Âmire’de Hazırlanan Toplar ve Tophâne-i Âmire’nin 1012 (1604) Yılı Gelir-Gider Muhâsebesi”, Osmanlı Bilimi Araştırmaları, II, İstanbul 1998, s. 139-172; Turgut Işıksal, “Eski Türk Topları ve İstanbul Tophanesinde Bulunan Bir Kayıt Defteri”, BTTD, I/2-3 (1967), s. 61-63, 68-70, 72-76; C. Heywood, “The Activities of the State Cannon-Foundry (Tophâne-i Âmire) at Istanbul in the Early Sixteenth Century According to an Unpublished Turkish Source”, POF, XXX (1980), s. 209-217; Çelik Gülersoy, “Son 400 Yılda Tophane Semti”, TTK Bildiriler, VIII (1983), III, 1637-1650, lv. 517-520; a.mlf., “Tophane”, DBİst.A, VII, 274-276; Tülin Çoruhlu, “Osmanlı İmparatorluğu’nun Silah Üretim Merkezi: Tophâne”, İlgi, sy. 86, İstanbul 1996, s. 28-35; J. L. Bacque Grammont, “La fondeie de canons


d’Istanbul et le quarter de Tophane. Textes et images commentés”, Anatolia Moderna: Yeni Anadolu, Paris 1999, s. 3-17; E. Güngören Gönen, “Tophâne-i Âmire’nin Restorasyonu ve Geleceği”, Yapı, sy. 167, İstanbul 1995, s. 103-111; a.mlf., “Sur la réhabilitation et l’avenir de la fonderie impériale d’Istanbul (Tophâne-i Amire)”, Anatolia Moderna: Yeni Anadolu, VIII (1999), s. 221-235; İdris Bostan, “La fonte de canons à la fonderie impériale d’Istanbul au début du XVIe siècle”, a.e., IX (2000), s. 171-182; Ayşe Yetişkin Kubilay, “Tophâne-i Âmire”, DBİst.A, VII, 279-280.

Salim Aydüz