TOKAY, Mehmet Fehmi
(1889-1959)
Türk mûsikisi bestekârı.
İstanbul Üsküdar’da Tabaklar mahallesinde doğdu. Babası Dîvân-ı Muhâsebât murakıplarından Hüsnü Bey, annesi Üsküdar’da Harmanlık Mektebi müdiresi Şâdiye Hanım’dır. İlk öğrenimini Üsküdar’da Ravza-i Terakkî Mektebi’nde tamamladıktan sonra Toptaşı Askerî Rüşdiyesi ve İdâdîsi’nden mezun oldu. 1907’de Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyun içindeki Hendese-i Mülkiyye-i Şâhâne’ye kaydolduysa da araya giren Balkan ve I. Dünya savaşları yüzünden ancak 1920’de mezun olabildi. Kocaeli, Ankara, Bolu, Çankırı, Kütahya ve Trabzon’da Nâfia Vekâleti müdürü, mühendisi, başmühendisi ve müşavirliği görevlerinde bulundu. 1938 yılı sonlarında Nâfia Vekâleti Şose ve Köprüler Dairesi reis muavini oldu. Aynı kurumun müşavirliğinden emekliye ayrılınca (1954) bir süre İstanbul Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü’nde sözleşmeli olarak çalıştı. Hayatının bundan sonraki kısmını mûsiki çevrelerinde geçirdi. 28 Haziran 1959 tarihinde
Fransız Hastahanesi’nde kalp krizinden öldü ve Karacaahmet’te aile mezarlığına defnedildi.
Hâfızasındaki dinî ve din dışı eserlerin zenginliğiyle bilinen Fehmi Tokay özellikle bestelediği şarkılarla dönemin mûsikişinasları arasında önemli bir yer edinmiştir. Küçük yaşlarında evlerinde düzenlenen, kemânî Aleksan, Ali Rifat (Çağatay), kemençeci Salih (Benli), Kemal Niyazi (Seyhun), Ûdî Nevres Bey, hânende Kaşıyarık Hüsamettin Bey gibi seçkin mûsikişinasların katıldığı mûsiki toplantıları onun mûsikideki ilk dönemini teşkil etmiş, ardından babasından aldığı derslerle mûsiki çalışmalarına başlamıştır. 1919’da babasının da hocası olan Yeniköylü Hâdi Bey’in evinde yapılan mûsiki meşklerine iftirak etmiş, ondan pek çok klasik eserle birlikte ilâhi, tevşih ve durak meşketmiş, ayrıca dinî mûsiki tavrı öğrenmiştir. Bu arada dergâhlara devam ederek dinî mûsiki repertuvarını geliştirmiş, Rauf Yektâ Bey’den eserler meşketmiş, Yenişehirli Ferid Efendi’den edebiyat ve tasavvuf dersleri almıştır.
Bestelerinde klasik üslûptan ayrılmamaya özen gösteren Fehmi Tokay özellikle güfte seçimindeki titizliğiyle tanınırdı. Beste, semâi, şarkı, durak, nefes ve ilâhi formlarında 130’a yakın eser bestelemiş (123 eserinin listesi için bk. Öztuna, II, 398-399), on zamanlı Türk evferi adlı bir usul terkip etmiştir. İlk bestesi, “Ne durursun gafil insan” mısraıyla başlayan hüzzam ilâhisi (1917), son eseri, “Ne neyim var ne meyim ne de bir sâkî-i dilcû” mısraıyla başlayan şehnaz şarkısıdır (1959). İlk şarkısı 1941’de bestelediği, “Gülle heme bezm-i visâliz gerçi hâr olsak da biz” mısraıyla başlayan tâhir-bûselik eseri olup en başarılı dinî eserinin, “Muhammed’den diğer yok vâsıl olmuş kābe kavseyne” mısraıyla başlayan müstear durağı olduğu söylenir. Bestekârlıktaki en verimli dönemi 1941-1945 yıllarıdır. Eserleri arasında, “Benzemez kimse sana tavrına hayrân olayım” mısraıyla başlayan bayatî, “Geçti bahâr hazân erdi bu yerde” mısraıyla başlayan bûselik, “Terket beni artık yetişir sende vefâ yok” mısraıyla başlayan hicaz, “Aşkı seninle tattı hicranla yandı gönül” mısraıyla başlayan hümâyun, “O âhû bakışlara bir anda kandın gönül” mısraıyla başlayan karcığar, “Tutam yâr elinden tutam çıkam dağlara dağlara” mısraıyla başlayan hüseynî, “Bitmez tükenmez bu dert ömür diyorlar buna” mısraıyla başlayan mâhur, “Bir bakışla bağladın zülfüne şeydâ dili” mısraıyla başlayan rast şarkılarıyla, “Allah diyelim dâim Mevlâ görelim neyler” mısraıyla başlayan rast ve, “Gelin Allah diyelim” mısraıyla başlayan uşşak ilâhileri en sevilenlerden bazılarıdır. Ankara Mûsiki Cemiyeti’nin kurucusu olan ve görevli bulunduğu yerlerde mûsiki dernekleri kurarak öğrenci yetiştiren Fehmi Tokay nota öğrenmemiş, şarkılarını çoğunlukla Cüneyt Orhon, Nevzat Atlığ ve Alâeddin Yavaşça notaya almıştır. Gamze Ege Köprek Fehmi Tokay’ın Hayatı, Eserleri ve Mûsikimize Etkileri adıyla bir yüksek lisans tezi (1996, İstanbul Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü), Filiz Kaya da Fehmi Tokay’ın Hayatı ve Eserleri ismiyle bir mezuniyet çalışması (2001, İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Mûsikisi Devlet Konservatuvarı Çalgı Eğitimi Bölümü) hazırlamıştır.
BİBLİYOGRAFYA:
Sadettin Nüzhet Ergun, Türk Musikisi Antolojisi, İstanbul 1943, II, 653, 710-711; İbnülemin, Hoş Sadâ, s. 182-183; Mustafa Rona, 20. Yüzyıl Türk Musikisi, İstanbul 1970, s. 320-330; Özalp, Türk Mûsikîsi Tarihi, II, 208-211; Öztuna, BTMA, II, 398-399.
Nuri Özcan