TOKADÎ, Hayreddin
(ö. 937/1530’dan sonra)
Halvetî şeyhi.
Hayatına dair yeterli bilgi yoktur. Kendisinden söz eden ilk müelliflerden Nev‘îzâde Atâî ile (Zeyl-i Şekāik, s. 62) Şeyhî Mehmed Efendi (Vekāyiu’l-fuzalâ, s. 51) ve İbrâhim Hâs (Şabâniyye Silsilesi, s. 65) onun Konrapalı (Düzce ile Bolu arasında bir yer) olduğunu belirtmiş, Atâî’nin çağdaşı Halvetî-Şâbânî şeyhi Ömer Fuâdî ise doğum yeriyle ilgili herhangi bir bilgi vermeden Bolu’da faaliyet gösterdiğini kaydetmiştir (Menâkıb-ı Şerîf-i Pîr-i Halvetî, s. 39). Tomar-Halvetiyye (s. 57, 62-63) ve Sefîne-i Evliyâ (III, 512-513) gibi sonraki kaynaklarla bunlara dayanan çalışmalarda Hayreddin
Efendi’nin Tokatlı diye gösterilmesinin Cemâleddin Hulvî’nin Lemezât’ta yer verdiği (vr. 280b-281a) aynı isimdeki bir başka Halvetî şeyhiyle karıştırılmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Hulvî’nin 1008 (1599-1600) yılında Bursa’da görüştüğü Tokatlı Hayreddin Efendi, gençliğinde Konrapalı Hayreddin Efendi’nin halifelerinden Kastamonulu Şâban Efendi’ye mürid olmuş, Bursa’da müderrislik yaptığı sırada Kasım Çelebi adlı bir Halvetî şeyhine intisap ederek sülûkünü tamamlamış ve aynı şehirde irşad faaliyetinde bulunmuştur. 1018’de (1609) Bursa’da vefat etmiş ve oraya defnedilmiştir (a.g.e., a.y.). Halvetî-Şâbânî şeyhlerinden İbrâhim Hâs, Hayreddin Efendi’nin 931’de (1525) vefat ettiğini ve Bolu’da Dutaş denilen yerde defnedildiğini ifade etmekte, kabrinin büyük ziyaretgâhlar arasında yer aldığını söylemektedir (Şabâniyye Silsilesi, s. 66). Nev‘îzâde Atâî ile Ömer Fuâdî ise ölüm tarihini vermemiş, ancak Atâî kabrinin Üsküdar’da bulunduğunu belirtmiştir (Zeyl-i Şekāik, s. 62). Hayreddin Efendi’ye Bolu’da mürid olan ve kendisine on iki yıl hizmet ettikten sonra hilâfetle Kastamonu’ya gönderilen Şâbân-ı Velî’nin intisap tarihinin 925 (1519) olduğu tahmin edilmektedir (Yazar, s. 13; Abdülkadiroğlu, s. 39). Bu durumda Hayreddin Efendi’nin 937 (1530) yılından sonra vefat ettiğini kabul etmek gerekir.
Hayreddin Efendi, Halvetiyye tarikatının dört ana kolundan Cemâliyye’nin pîri, Çelebi Halîfe diye bilinen Cemâl-i Halvetî’nin yanında yetişmiştir. Pîrdaşı Sünbül Sinan Efendi, Cemâl-i Halvetî’den sonra İstanbul’da Koca Mustafa Paşa Dergâhı’nda posta oturduğunda Hayreddin Efendi’nin dergâhta bir müddet vazife gördüğü belirtilmektedir. Ardından Bolu’ya gönderilmiştir. Onun Çelebi Halîfe’den önce Kasım Çelebi’ye mürid olduğu, ayrıca Bursa’da Murâdiye Medresesi’nde müderrislik yaptığına dair Hüseyin Vassâf’ın verdiği bilgiler (Sefîne-i Evliyâ, III, 513) yine diğer Hayreddin Efendi ile karıştırılmasından kaynaklanmaktadır. İrşad faaliyetini Bolu’da ve Düzce Pazar’da sürdüren Hayreddin Efendi, Halvetiyye-Şâbâniyye’nin kurucusu Şâbân-ı Velî’nin mürşididir. Onun yanı sıra Muslihuddîn-i Konrapavî ve Mahmûd-i Kürevî gibi halifeler yetiştirmiştir. Bolu’ya 13 km. mesafedeki Elmalık köyünde Hayreddin Efendi’ye nisbet edilen bir mezar bulunmakta, yaz mevsiminde burada çok geniş bir katılımla anma törenleri yapılmaktadır.
BİBLİYOGRAFYA:
Atâî, Zeyl-i Şekāik, s. 62, 199; Ömer Fuâdî, Menâkıb-ı Şerîf-i Pîr-i Halvetî Hazret-i Şa‘bân-ı Velî, Kastamonu 1294, s. 39; Hulvî, Lemezât, Süleymaniye Ktp., Hâlet Efendi, nr. 281, vr. 280b-281a; Şeyhî, Vekāyiu’l-fuzalâ, s. 51; İbrâhim Hâs, Şabâniyye Silsilesi: Silsile-i Tarîk-i Halvetiyye-i Karabaş el-Kastamonî el-Üsküdarî (haz. Mustafa Tatcı), İstanbul 2008, s. 65-67; Tomar-Halvetiyye, s. 57, 62-63; Hüseyin Vassâf, Sefîne-i Evliyâ (haz. Mehmet Akkuş-Ali Yılmaz), İstanbul 2006, III, 512-514; L. Nihâl Yazar, Halvetiliğin Şa‘bâniyye Kolu: Menâkıb-ı Şa‘bân-ı Velî ve Türbenâme, [baskı yeri ve tarihi yok] (Mas Matbaacılık), s. 13; Abdülkerim Abdülkadiroğlu, Halvetilik’in Şa‘bâniyye Kolu: Şeyh Şa‘bân-ı Velî ve Külliyesi, Ankara 1991, s. 39; Muhammed İhsan Oğuz, Hazret-i Şa’bân-ı Velî ve Mustafa Çerkeşî, İstanbul 1995, s. 42; İhsan Ozanoğlu, Türk Bilginlerinden Ünlü Bilgin ve Mutasavvıf Şâban-ı Velî Hayatı, Eserleri ve Külliyesi, Kastamonu 1996, s. 7, 14; Reşat Öngören, Osmanlılar’da Tasavvuf, İstanbul 2003, s. 80-81.
Kerim Kara