TEDBÎRÜ’l-MENZİL

(تدبير المنزل)

Felsefî metotla yazılmış ahlâk kitaplarında ev idaresini ve aile ahlâkını ifade eden terim.

Sözlükte “bir kimsenin işini çekip çevirmesi, sonunu hesap etmesi” anlamındaki tedbîr (Lisânü’l-ǾArab, “dbr” md.) ahlâk ve siyaset kitaplarında “yönetim, siyaset” mânasında sıkça geçmekte, “ev” anlamındaki menzil ile birlikte kullanıldığında daha çok felsefî yöntemle yazılmış ahlâk kitaplarında pratik ahlâkın üç ana bölümünden ikincisi olan aile ahlâkını ifade etmektedir (diğerleri tehzîbü’l-ahlâk, tedbîrü’l-medîne). Nasîrüddîn-i Tûsî Aħlâķ-ı Nâśırî’de (s. 207) buradaki menzilin maddî anlamda evi değil karı ile koca, ebeveynle çocuk, hizmetçiyle efendi, mal sahibiyle mal arasındaki ilişkiyi anlattığını belirtir. Aynı açıklama Kınalızâde Ali Efendi’de de görülür (Ahlâk-ı Alâî, II, 3).

Ahlâk kitaplarının “tedbîrü’l-menzil” (tedbîrü’l-menâzil, siyâsetü’l-menzil) başlıklı bölümlerinde ev idaresi ve aile ahlâkına dair konulara yer verilir. Ailenin beş unsuru kabul edilen karı ile koca, çocuk, hizmetçi ve malla ilgili yönetim esasları, aile fertlerinin hak ve sorumlulukları, ailenin geçimi, mal varlığının kazanılması, korunması ve harcanmasıyla ilgili kurallar üzerinde durulur. Sistematik eserler yanında ilimler tasnifine dair kitaplarda ve bibliyografik kaynaklarda da tedbîrü’l-menzil hakkında bilgi bulunmaktadır. Fârâbî Risâle fîmâ yenbaġī ... başlıklı eserinde (s. 60) tedbîrü’l-müdün ve tedbîrü’l-menzil şeklinde sıraladığı ahlâk bölümlerine ilişkin kavramları kısaca tanıtmıştır. Hârizmî’nin Mefâtîĥu’l-Ǿulûm’da yaptığı açıklamalara göre (s. 80) amelî felsefenin bölümlerinden ahlâk kişinin kendini yönetmesi, yakınların yönetilmesi, toplumun ve ülkenin yönetilmesine dair bilgilerden oluşur. İhvân-ı Safâ’nın Resâǿil’inde (I, 274) siyasetin kısımları anlatılırken tedbîrü’l-menzile de yer verilir. İbn Sînâ ǾUyûnü’l-ĥikme’de (I, 13) pratik felsefeyi medenî, menzilî ve hulkî olmak üzere üçe ayırmış, tedbîrü’l-menzil yerine “el-hikmetü’l-menziliyye” terkibini kullanmış ve bu disiplinin karı ile koca, ebeveyn ile çocuklar ve efendi ile köle arasında iyi ilişkiler kurulmasını sağlayacak biçimde ev işlerinin ve aile birliğinin düzenlenmesiyle ilgili bilgilerden oluştuğunu belirtmiştir. Fî Aķsâmi’l-Ǿulûmi’l-Ǿaķliyye adlı risâlesinde ise (s. 73) aynı disiplini


tedbîrü’l-menzil ismiyle anmakta ve Urûnus’un (?) (Bryson) kitabının (aş.bk.) buna dair olduğunu söylemektedir. İbn Sînâ’nın Manŧıķu’l-meşriķıyyîn’inde (s. 7-8) amelî hikmet yerine amelî ilim sözü kullanılmış, bu ilmin ilmü’l-ahlâk, tedbîrü’l-menzil, tedbîrü’l-medîne bölümlerinden meydana geldiği belirtilmiştir. Luvîs Ma‘lûf’un Eŝerün mechûlün li’bn Sînâ başlığıyla neşrettiği bir risâlede (bk. bibl.) kişinin kendini, ailesini, çocuğunu, hizmetçilerini ve gelir giderini yönetmesi konuları yer almaktadır. Muhammed b. Mahmûd eş-Şehrezûrî, Resâǿilü’ş-Şecereti’l-ilâhiyye’de (II, 17-30) ev idaresi ve aile ahlâkını İbn Sînâ gibi “el-Hikmetü’l-menziliyye” başlığı altında incelemiştir. İbnü’l-Ekfânî, İrşâdü’l-ķāśıd adlı eserinde (s. 21, 64) hikmet-i ameliyyenin geleneksel üçlü taksimini vermiş ve bu alanda yazılmış en meşhur eserin Burûşün’e (?) (Bryson) ait olduğunu söylemiştir. İslâm ahlâk ve siyaset literatürünün önemli bir temsilcisi olan Şehâbeddin Ahmed b. Muhammed İbn Ebü’r-Rebî‘in Sülûkü’l-mâlik fî tedbîri’l-memâlik adlı eserinin ev idaresi ve aile ahlâkına ayrılan ikinci bölümünde konuyla ilgili kitaplarda ev yönetiminin temel unsurları sayılan mal, kadın, evlât ve köle konularına tedbir de eklenmiştir (s. 150). Nasîrüddîn-i Tûsî, Aħlâķ-ı Nâśırî’sinde (s. 208) eski filozoflardan Ebrûsun (Bryson) sözlerinden bir kısmının Arapça’ya tercüme edildiğini belirterek müslümanların bu eserden yararlandığını kaydetmiştir. Kınalızâde Ali Efendi, Ahlâk-ı Alâî’nin ikinci bölümünün başında Tûsî’nin adını zikrederek Bryson hakkında verdiği bilgileri tekrarlar (II, 2-4). İbn Haldûn’un Muķaddime’sinde (s. 38) tedbîrü’l-menzile dair çok kısa bir açıklama yer almaktadır. Taşköprizâde’nin Miftâĥu’s-saǾâde’sinde (I, 406-413) hikmet-i ameliyyenin bölümleri çerçevesinde tedbîrü’l-menzile ve Bryson’un (Burûş [?]) kitabına işaret edilmiştir. Kâtib Çelebi Keşfü’ž-žunûn’da (I, 381) tedbîrü’l-menzilin tanımını yaparken İbn Sînâ’nın ǾUyûnü’l-ĥikme’deki ifadelerini ve menzil kelimesini açıklarken Tûsî ve Kınalızâde Ali’nin sözlerini tekrar etmiştir.

İshak b. Huneyn tarafından Arapça’ya çevrilen Aristo’nun Ethique à Nicomaque adlı eserinde (s. 294, 295 [VI.8, 9]) “oikonomia” (ev ekonomisi, ev idaresi) terimi geçmektedir. Yine Aristo’ya isnat edilen ve Ebû Ali İbn Zür‘a tarafından Arapça’ya tercüme edildiği belirtilen Maķālât fi’t-tedbîr adlı bir eserle (Kaya, s. 302) Ŝimârü Maķāleti Arisŧoŧâlîs fî tedbîri’l-menzil başlıklı risâle (bk. bibl.) günümüze kadar gelmiştir. Ancak İslâm kaynaklarında Bryson’a yapılan atıflara ve araştırmacıların tesbitlerine göre müslüman düşünürler, tedbîrü’l-menzil tabirini -bilindiği kadarıyla ismini ilk defa İbn Miskeveyh’in andığı (Tehźîbü’l-aħlâķ, s. 68)- Yeni Pisagorcu Bryson’a (ö. m.ö. II. yüzyıl) ait kitabın adı olduğu belirtilen (EI² [Fr.], X, 54) Oikonomikos’un karşılığı olarak kullanmış, yine amelî felsefenin üçlü tasnifini bu eserden almıştır. Luvîs Şeyho tarafından 1921’de Kitâbü Birisîs (?) fî tedbîri’r-recül li-menzilihî adıyla yayımlanan bu kitapta (bk. bibl.) aile reisinin yönetimindeki evin dört unsuru mal, hizmetçiler, kadın ve evlât şeklinde sıralanmıştır. Mal konusuna ayrılan ilk bölümde malın yaratılış hikmeti ve insanların mala ihtiyacı, malın kazanılması, korunması ve harcanmasıyla ilgili kurallar belirtilmektedir. Hizmetçiler ve kölelere dair bölümün başında üç türlü kölelikten söz edilir: İnsanın insana köleliği, insanın şehvete köleliği ve doğal yapıdan kaynaklanan kölelik. Bu sonuncusu bedenen güçlü, ancak zihinsel yetenekleri zayıf olanların köleliğidir. Müellif, bu tür insanların hayvanlara yakın bir mertebede bulunduklarını ve akıllı kişilerce kullanılmaya elverişli olduklarını ifade eder. Kadınların yönetilmesiyle ilgili bölümde kadının varlık sebebini neslin devamı ve ev işlerinin görülmesi şeklinde özetleyen Bryson, erkeğin huyu ile kadının huyu arasında uyum sağlanamadığı takdirde ev işlerinin düzgün gitmeyeceğini belirtir. Eserin son bölümünde çocuk eğitimi üzerinde durulur.

İlk dönem âhlâk kaynaklarında tedbîrü’l-menzil konusuna çok az yer verilmiştir. Gazzâlî, İĥyâǿü Ǿulûmi’d-dîn’in aileyle ilgili bölümlerinde tedbîrü’l-menzil tabirini kullanmış (meselâ bk. II, 24, 31, 34), eserin 11 ve 15. bölümlerinde konuyu tamamen İslâmî kaynaklara dayanarak ele almıştır. İlk defa Nasîrüddîn-i Tûsî, Aħlâķ-ı Nâśırî’nin “Tehźîb-i Aħlâķ” adlı birinci bölümüne “Tedbîr-i Menâzil” ve “Siyâset-i Müdün” başlıklarıyla iki bölüm eklemiştir. Adudüddin el-Îcî’nin Aħlâķ-ı ǾAđudiyye’si, Cemâleddin Aksarâyî’nin Ahlâk-ı Cemâlî’si, Celâleddin ed-Devvânî’nin Aħlâķ-ı Celâlî’si, Kınalızâde Ali Efendi’nin Ahlâk-ı Alâî’si, Muhyî-i Gülşenî’nin Ahlâk-ı Kirâm’ı gibi sonraki dönem ahlâk kitaplarında bu planın uygulanması gelenek halini almıştır. Tedbîrü’l-menzilin en geniş biçimde işlendiği Kınalızâde’nin Ahlâk-ı Alâî’sinde büyük ölçüde Tûsî’nin görüşleri tekrar edilmişse de eserde Osmanlı aile kültürünü yansıtan ayrıntılar bulunmaktadır.

BİBLİYOGRAFYA:

Wensinck, el-MuǾcem, “dbr” md.; M. F. Abdülbâkī, el-MuǾcem, “dbr” md.; Aristoteles [Aristo], Ethique à Nicomaque (trc. J. Tricot), Paris 1994, s. 294, 295 (VI.8, 9); a.mlf., Ŝimârü Maķāleti Arisŧoŧâlîs fî tedbîri’l-menzil (MMİADm. içinde), I/12 (1921), s. 380-385; Bryson, Kitâbü Birisîs (?) fî tedbîri’r-recül li-menzilihî (nşr. Luvîs Şeyho, el-Meşriķ içinde), XIX/3 (1921), s. 161-181; Fârâbî, Risâle fîmâ yenbaġī en yüķaddem ķable teǾallümi’l-felsefe (el-MecmûǾ içinde), Kahire 1325/1907, s. 60; Muhammed b. Ahmed el-Hârizmî, Mefâtîĥu’l-Ǿulûm, Kahire 1342/1923, s. 80; İhvân-ı Safâ, Resâǿil, Beyrut 1376/1957, I, 274; İbn Miskeveyh, Tehźîbü’l-aħlâķ (nşr. Hasan Temîm), Beyrut 1398, s. 68; İbn Sînâ, ǾUyûnü’l-ĥikme (nşr. Hilmi Ziya Ülken, Resâǿilü İbn Sînâ içinde), Ankara 1953, I, 13; a.mlf., Fî Aķsâmi’l-Ǿulûmi’l-Ǿaķliyye (TisǾu Resâǿil içinde), İstanbul 1298, s. 73; a.mlf., Manŧıķu’l-meşriķıyyîn, Kum 1405, s. 7-8; a.mlf., Eŝerün mechûlün li’bn Sînâ (nşr. Luvîs Ma‘lûf, el-Meşriķ içinde), IX/22 (1906), s. 1037-1042; IX/23 (1906), s. 1073-1078; Gazzâlî, İĥyâǿ, II, 24, 31, 34; Şehâbeddin Ahmed b. Muhammed İbn Ebü’r-Rebî‘, Sülûkü’l-mâlik fî tedbîri’l-memâlik (nşr. Nâcî et-Tikrîtî), Beyrut 1403/1983, s. 137-172; Nasîrüddîn-i Tûsî, Aħlâķ-ı Nâśırî (nşr. Müctebâ Mînovî - Ali Rızâ Haydarî), Tahran 1373 hş., s. 205-208; Muhammed b. Mahmûd eş-Şehrezûrî, Resâǿilü’ş-Şecereti’l-ilâhiyye fî Ǿulûmi’l-ĥaķāǿiķi’r-rabbâniyye (nşr. M. Necip Görgün), İstanbul 2004, II, 17-30; İbnü’l-Ekfânî, İrşâdü’l-ķāśıd (nşr. J. J. Witkam), Leiden 1989, s. 21, 64; İbn Haldûn, Muķaddime, Beyrut 1402/1982, s. 38; Taşköprizâde, Miftâĥu’s-saǾâde, I, 406-413; Kınalızâde Ali Efendi, Ahlâk-ı Alâî, Bulak 1248, II, 2-4; Keşfü’ž-žunûn, I, 381; Mahmut Kaya, İslâm Kaynakları Işığında Aristoteles ve Felsefesi, İstanbul 1983, s. 302-303; W. Heffening - [G. Endress], “Tadbīr”, EI² (Fr.), X, 53-54.

Mustafa Çağrıcı