TÂHİRÎLER

(بنو طاهر)

Endülüs’te 1031-1078 yılları arasında hüküm süren bir hânedan.

Adnânîler’den Benî Kays Aylân’a mensup olan Tâhirîler V. (XI.) yüzyılın başlarında Mürsiye’nin (Murcia) en nüfuzlu iki kabilesinden biriydi (diğeri Benî Hattâb). Tâhirî ailesinden hakkında bilgi bulunan ilk şahıs âlim ve mutasavvıf Muhammed b. Tâhir el-Kaysî’dir (ö. 377/988). Hayatının son yıllarında cihada katılmak amacıyla köyünden ayrılan Muhammed b. Tâhir, İbn Ebû Âmir el-Mansûr’un Semmûre (Zamora) ve Kulumriye (Coimbra) seferlerine iştirak ederek şehid olmuş ve “Şehîd” lakabıyla tanınmıştır. Mülûkü’t-tavâif devrinde Saklebî kumandanı Vâsıl tarafından yönetilen Mürsiye 403’te (1012) yine Saklebî asıllı Hayrân el-Âmirî’nin eline geçti. Meriye’de bağımsız olarak hüküm süren Hayrân’ın yerine geçen Züheyr es-Saklebî döneminde Dâniye ve Balear adaları emîri Mücâhid el-Âmirî 420 (1029) yılı dolaylarında Mürsiye üzerine yürüyüp şehre hâkim oldu. Mürsiye’yi şehrin yönetimi için mücadele eden iki aileden Benî Hattâb’ın liderine teslim eden Mücâhid, Benî Tâhir’in o sıradaki lideri Ebû Bekir Ahmed b. İshak’ı Dâniye’ye götürüp hapsetti. Ancak Benî Hattâb’a karşı Tâhirî ailesini destekleyen Meriye Emîri Züheyr es-Saklebî, büyük bir fidye karşılığında Ahmed b. İshak’ı kurtardıktan sonra Mürsiye valiliğine tayin etti (422/1031). Ahmed b. İshak, Züheyr es-Saklebî’nin ölümünden (429/1038) sonra Belensiye (Valencia) Âmirî Emîri Abdülazîz b. Abdurrahman el-Mansûr’a tâbi oldu.

Valilik görevini 455’te (1063) ölümüne kadar otuz yılı aşkın bir süre devam ettiren Ahmed b. İshak müstakil bir hükümdar gibi davrandı. Belensiye emîrine bağlılığı ödediği yıllık vergiden ibaret kaldı. Bölgesinde birlik ve beraberliği tesis etti, halkın huzur ve refahını sağladı. Büyük karışıklıkların yaşandığı Endülüs şehirlerinde ender görülen bu durum sayesinde halkın sevgi ve desteğini kazandı. Adı dönemin büyük âlim ve edipleri arasında zikredilen Ahmed b. İshak’ın yerine oğlu Ebû Abdurrahman Muhammed geçti. Muhammed, Belensiye Âmirîleri’nin çöküş dönemine girmesinden faydalanarak Mürsiye ve civarını tamamen bağımsız şekilde yönetti. Bununla birlikte emîr veya hükümdar unvanını


kullanmayıp “sâhibü’l-mezâlim” ve “zü’l-vizâreteyn” unvanlarıyla yetindi. İşbîliye Abbâdîleri’nin ünlü veziri İbn Ammâr el-Endelüsî, 471 (1078) yılında Mürsiye’yi ele geçirince Ebû Abdurrahman’ı Müntekīdü’de (Monteagudo) hapsetti. Belensiye Âmirî Veziri Ebû Bekir b. Abdülazîz tarafından hapisten kurtarılan Ebû Abdurrahman, Belensiye’ye yerleşti. Burada Vezir Ebû Bekir’in ve onun ölümünün ardından oğlu Ebû Amr Osman’ın destek ve himayesini gördü, onlara danışmanlık yaptı. Daha sonra Belensiye’yi ele geçiren Zünnûnî hükümdarıyla da iyi geçindi. 487’de (1094) El Cid (Sîd) Rodrigo Diaz de Vivar’ın Belensiye’yi işgal etmesi üzerine buradan ayrıldı. Ardından Murâbıtlar şehre hâkim olunca tekrar Belensiye’ye döndü. Bu devirde Yûsuf b. Tâşfîn’i destekledi ve ordusunda savaştı. Sonraki yıllarını itikâfta geçiren Ebû Abdurrahman 507’de (1113) Belensiye’de öldü ve Mürsiye’ye götürülüp orada defnedildi. Ebû Abdurrahman da babası gibi dönemin büyük âlim ve edebiyatçılarındandır. İbn Bessâm eź-Źaħîre’sinde ona müstakil bir bölüm ayırmış, risâlelerini Silkü’l-cevâhir min nevâdiri ve tersîli İbn Ŧâhir adıyla derlemiştir. Sarayında birçok şair ve âlimin toplandığı kaydedilmektedir.

Tâhirîler, Murâbıtlar’ın çöküşü sırasında ikinci defa tarih sahnesine çıktılar. Bu dönemde Mürsiye halkı, yönetimlerinden çok memnun olduğu için Tâhirîler’den Ebû Abdurrahman Muhammed b. Ahmed b. Abdurrahman b. Tâhir’e biat etti (540/1145). Bağımsızlığını ilân eden Ebû Abdurrahman’ın hâkimiyeti sadece elli gün sürdü. Endülüs’ün doğusunda istiklâlini ilân eden İbn İyâz, Mürsiye’yi ele geçirdi. Mürsiye ve Kurtuba’da (Cordoba) fıkıh tahsil etmiş olan Ebû Abdurrahman, bunun üzerine kendini tamamen ilme verip daha ziyade kelâm ve felsefeyle meşgul oldu. Muvahhidler’in kurucusu İbn Tûmert’in tevhid anlayışını benimsedi. Onun öncülüğünde Kuzey Afrika’da Murâbıtlar’a karşı başlatılan Muvahhidler hareketini destekledi. İbn Tûmert’in görüşleri çerçevesinde kaleme aldığı el-Kâfiye fî berâhîni’l-İmâmi’l-Mehdî rađıyallâhu teǾâlâ Ǿanhü Ǿaķlen ve naķlen adlı risâlesini Muvahhid halifesine sunmak ve onun başşehrinde ölmek için Merakeş’e gitti ve orada vefat etti (574/1178-79). Meşhur müfessir İbn Atıyye’nin kızı Emetürrahmân’la evlenen Ebû Abdurrahman’ın bu hanımından doğan oğlu da kendisi gibi fakih ve şairdir.

Tâhirîler devrinde Mürsiye her alanda gelişme göstermiştir. Endülüs’ün önemli tarım merkezlerinden olan şehir meyve bahçelerinin çokluğu bakımından İşbîliye’ye (Sevilla) benzetilmiştir. Tâhirî emîrleri sayesinde Mürsiye bir ilim merkezi olma özelliğini bu dönemde de sürdürmüştür. Kıraat alanında Ebü’l-Asbağ Îsâ b. Abdurrahman es-Sâlimî el-Mukrî, fıkıhta Ebü’l-Kāsım Ahmed b. İbrâhim İbn Ebû Leylâ, Ebû Bekir Hasan b. Ali et-Tâî, Ebû Bekir Muhammed b. Abdullah el-Huşenî, dil ve edebiyatta İbn Sîde, İbnü’t-Teyyânî olarak da bilinen Temmâm b. Gālib bu dönemde yaşayan Mürsiye kökenli ilim adamlarının önde gelenleridir.

BİBLİYOGRAFYA:

İbnü’l-Faradî, Târîħu Ǿulemâǿi’l-Endelüs (nşr. İbrâhim el-Ebyârî), Beyrut 1404/1984, II, 765-766; Feth b. Hâkān el-Kaysî, Ķalâǿidü’l-Ǿiķyân (nşr. Hüseyin Yûsuf Haryûş), Zerkā 1409/1989, s. 170-206; İbn Bessâm eş-Şenterînî, eź-Źaħîre fî meĥâsini ehli’l-Cezîre (nşr. Sâlim Mustafa el-Bedrî), Beyrut 1998, I/3, s. 44-103, 240; İbnü’l-Kattân el-Merrâküşî, Nažmü’l-cümân (nşr. Mahmûd Ali Mekkî), Beyrut 1410/1990, s. 101-122 vd.; İbnü’l-Ebbâr, el-Ĥulletü’s-siyerâǿ (nşr. Hüseyin Mûnis), Kahire 1985, II, 116-127; İbnü’l-Hatîb, Târîħu İsbâniyyeti’l-İslâmiyye: AǾmâlü’l-aǾlâm ( nşr. E. Lévi-Provençal), Beyrut 1956, s. 159-162, 201-203; Himyerî, er-Ravżü’l-miǾŧâr (nşr. İhsan Abbas), Beyrut 1984, s. 539-540; M. Abdullah İnân, Düvelü’ŧ-ŧavâǿif, Kahire 1997, s. 174-186; a.mlf., el-Âŝârü’l-Endelüsiyyetü’l-bâķıye, Kahire 1997, s. 99-102; Lütfi Şeyban, Reconquista: Endülüs’te Müslüman-Hıristiyan İlişkileri, İstanbul 2003, s. 106, 145, 222, 293; a.mlf., “A Typical Portrait of the ‘Reconquista’ Age: Al-Vizier Abu Bakr Ibn Ammar (422/1031-477/1085)”, Ozean Journal of Social Sciences, II/1 (2009), s. 29-41; E. Lévi-Provençal, “Mürsiye”, İA, VIII, 810-812; Manuela Marin, “Ŧāhirids”, EI² (İng.), X, 105-106; Ahmed Bedr, “eŧ-Ŧâhiriyyûn fi’l-Endelüs”, el-MevsûǾatü’l-Arabiyye, Dımaşk 2005, XII, 447-449; Mehmet Özdemir, “Mülûkü’t-tavâif”, DİA, XXXI, 554-556; a.mlf., “Mürsiye”, a.e., XXXII, 56-58.

Lütfi Şeyban