TACİKLER

Orta Asya’da yaşayan yerli topluluklardan biri.

Kendilerini Tocik diye adlandıran Tacikler’in büyük çoğunluğu anavatanları olan Mâverâünnehir’de ve Horasan’da; Tacikistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Kazakistan, Afganistan, İran, Hindistan, Pakistan, Çin ve Rusya Federasyonu gibi ülkelerde yaşamaktadır. Tacik kelimesi tarihte çeşitli kavimler için kullanılmıştır. Önceleri Araplar için Tacik denilirken sonraları Acemler Tacik olarak adlandırılmıştır. Dîvânü lugāti’t-Türk’te ve Kutadgu Bilig’de Tacik “İranlı” mânasındadır (İA, XI, 616). V. V. Barthold, Tacik kelimesinin bir Arap kabilesinin adı olan Tay’dan geldiğini ileri sürer. İran tarihi uzmanı H. Ritter ise Tacik soyunun ve Tacik kelimesinin farklı yönlerini ortaya koymaktadır. Ona göre milâttan önce 301-122 yıllarına ait Tan-Kiao adlı Çince yazılı kaynaklarda Tiodji ismiyle Tacikler hakkında bilgiler yer almaktadır ve Tacikler’in kökü milâttan evvel birkaç binyıl öncesine kadar gitmektedir. Tacikler’le ilgili en önemli araştırmacılardan biri olan Sadreddin Aynî, Tacik kelimesinin etimolojisi hakkında Arapça ve Farsça yazılmış Ortaçağ kaynaklarına dayanarak bunun, VIII. yüzyıldan itibaren


Orta Asya ve Horasan’da tarihin en eski dönemlerinden beri yaşayan ve Farsça konuşan halkın adı olduğunu ve Eskiçağ’lardan beri kullanıldığını belirtir. Aynî’ye göre Tacik adı “toc” kelimesinden türemiştir (< toc + i + k). Tacikler arasında özellikle dağlık kesimlerde bu kökten türetilmiş Tocak, Tociddin, Tocbaht, Tockurbon gibi isimlerin yaygın olduğu görülmektedir. S. Aynî’nin bu fikri M. S. Andreev, S. Nefîsî, A. A. Semenov, Babacan G. Gafurov, A. M. Mirzoev ve Ritter gibi bilim adamlarınca desteklenmiştir. Barthold ise gerek dil açısından gerekse tarihî sebeplerden dolayı Tacik adının toc kelimesinden türediği görüşünü reddetmektedir. Diğer bir görüşe göre Tacik adı Araplar’ın Orta Asya’ya gelişi ve Türk-Moğol boylarının bölgeyi istilâsından sonra ortaya çıkmıştır. Türk-Moğol beyleri Arap olduğunu düşündükleri kimseleri Tacik veya Tazı diye adlandırmıştır. Günümüzde Tacik adı hakkında bilim adamları arasında ortak bir görüş yoksa da Tacik adının tocdan geldiği genel kabul görmüş olup Tacikistan’ın başşehri Duşanbe’ye 1997 yılında dikilen Sâmânî Hükümdarı İsmâil b. Ahmed’in heykelinin başına zikzaklı bir taç konulması Tacik adının tocdan geldiğini destekler niteliktedir.

Tacikler, Sâmânî Devleti’nin ortadan kalkmasından (1005) sonra bir daha kendi devletlerini kuramadılar. Orta Asya’da Türk-Moğol devletlerinin egemenliği altında ve onların belirlediği alanlarda yaşamak zorunda kaldılar. Şeybânîler’in yıkılışının (1599) ardından XIX. yüzyılın ortalarına kadar Hîve-Hokand hanlıkları ve Buhara Emirliği’nin hâkimiyeti altında bulunan Tacikler, Buhara Emirliği dışındaki Türkistan topraklarının Rusya İmparatorluğu’na dahil edilmesiyle Rusya’ya bağlandılar. Rusya’da 1897’de yapılan nüfus sayımında Türkistan’daki Tacikler’in 519.200 kişi olduğu belirtilmiştir. Bunların 217.000’i Semerkant’ta, 172.000’i Fergana’da, 130.000’i Siriderya’da yaşıyordu. Bu dönemde Buhara Emirliği’nde yaşayanlarla birlikte Türkistan’da 1.890.000 Tacik’in bulunduğu zikredilmektedir. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nde 1970’te yapılan nüfus sayımına göre Tacikler’in toplam sayısı 2.136.000 idi. 1.630.000’i Tacikistan’da, 449.000’i Özbekistan’da (Surhanderya, Kaşkaderya, Fergana, Endican, Nemengan, Semerkant ve Buhara bölgelerinde), 22.000’i Kırgızistan’da (Leylek bölgesinde), 10.000’i Güney Kazakistan’da ve 25.000’i Rusya’nın diğer cumhuriyetlerinde yaşıyordu. Bu dönemde İran’da 55.000 civarında Tacik’in olduğu tahmin ediliyordu.

Afganistan’da Tacikistan’daki Tacikler’den daha fazla Tacik bulunmaktadır. Afganistan nüfusunun %27’sini oluşturan Tacikler’in sayısı 9 milyon civarındadır ve ülkenin kuzeyinde (Bedahşan, Tahar, Kunduz, Mezârışerif, Samangan ve Belh bölgelerinde), merkezî kısmında (Parvan, Bomian, Gur, Herat ve Kâbil bölgelerinde) ve güneydoğusunda (Kandehar, Paktiya, Farah, Logar) yaşamaktadır. Afganistan’ın ikinci resmî dili Tacikçe’dir; Tacikler ülkenin sosyal, kültürel ve ekonomik hayatında önemli bir yere sahiptir. 1992 yılında Afganistan’daki yazarların ve gazetecilerin çoğu Tacik’ti. Afganistan’daki iç savaş sırasında ismi öne çıkan Ahmed Şah Mesud da Tacik kökenlidir. Afganistan’ın Sovyetler tarafından işgali ve daha sonra başlayan iç savaş sürecinde, Tacikistan’daki iç savaşta (1992-1997) yüz binlerce insan iki ülke arasında yer değiştirdi. 1980-1997 yılları arasında genç nüfus göçe tâbi tutuldu.

Günümüzde Tacikistan’da mevcut Tacikler’in sayısı 5-6 milyon civarındadır ve Orta Asya’da nüfusu en hızlı artan topluluklardan biridir. Tacikistan nüfusunun %70’e yakın bölümü kırsal kesimde kışlak denilen köylerde yaşamaktadır, bu bölgelerde nüfus artışı çok fazladır. Nüfusun artışında Afganistan’dan göç edenlerin de önemli etkisi vardır. Afganistan, Özbekistan ve İran’da yaşayanların toplam sayısının 11-12 milyon olduğu hesaba katılırsa bütün Tacik nüfusunun 17-18 milyona ulaştığı söylenebilir. Ayrıca Avrupa, Afrika ve Amerika’daki değişik devletlerde 40-50.000 civarında Tacik yaşamaktadır. Çin, Hindistan ve Pakistan’da mevcut Tacikler hakkında fazla bilgi yoksa da Afganistan’daki iç savaş sırasında binlerce Tacik’in Pakistan’a sığındığı bilinmektedir. Tacikler’in %85’i Sünnî, %5’i Şiî, %5’i İsmâilî’dir. İsmâilîler Pamir bölgesinde yaşamaktadır. Tacikler’in Rusya’nın tebaası haline gelmesinden sonra Rus bilim adamları Tacikler’in tarihi, dili, edebiyatı ve etnografyası üzerine 1872’den itibaren araştırma yapmaya başladılar. Tacik tarihiyle ilgili araştırma yapan bilim adamları arasında A. B. Bunyakovskiy, N. Koldevin, F. W. Radloff, A. F. Middendorf, V. V. Nalivkin, I. L. Yavorskiy, N. Pavlov, V. L. Vyatkin, A. Vámbéry, A. I. Kuropatkin, V. I. Masalskiy, N. V. Hanikov, A. A. Semenov, A. Serebrenikov, K. I. Bogdanoviç, A. Polovtsev, I. Zarubin, R. N. Fray, V. V. Barthold önde gelen isimlerdir.

Rusya’da 1905 yılından sonra basın alanındaki özgürlükten Tacikler de faydalandı. Bu dönemde Buhârâ-i Şerîf, Şûrâ-yi İnkılâb, Zarafşan, Ovozi Tocik gibi gazete ve dergiler çıktı. Bunlarda F. Hocaev, Sadreddin Aynî, A. Muhiddinov, S. Alizoda, T. Zehnî, A. Sattor, M. H. Hudjand, A. İsmoilzoda gibi aydınlar Tacik tarihi ve kültürü hakkında makaleler yazdı. 1925’te Taşkent’te V. V. Barthold, M. S. Andreev gibi Tacik uzmanlarının makalelerinin yer aldığı Tacikistan isimli bir almanak yayımlandı. 1947 yılında Babacan Gafurov, Krataya istoriya tadjikskogo naroda (Tacik halkının kısa tarihi) isimli ilk monografiyi Tacikçe yazdı. Bu monografi daha sonraki yıllarda Tacikçe ve Rusça tekrar basıldı. Sovyetler Birliği döneminde Rusya Bilimler Akademisi, Tacikler hakkında N. A. Kislyakov, A. F. Monogarov, N. N. Negmatov gibi bilim adamlarının makale ve eserlerini Rusça ve Tacikçe yayımladı. Tacikler’le ilgili önemli araştırmacılardan biri olan Babacan Gafurov’un 1917 yılına kadarki Tacik tarihini anlatan Tacikler adlı eseri birçok defa basılmış olup günümüzde en önemli kaynaklardan biri olarak kabul edilmektedir.

9 Eylül 1992 tarihinde Tacikistan’ın başşehri Duşanbe’de çeşitli ülkelerde yaşayan Tacikler’in katılımıyla ilk defa “Tacik dünyası” toplantısı yapıldı. 1994 yılından itibaren Tacik dünyası tarihi dersleri Tacik Millî Üniversitesi, Rus-Tacik Üniversitesi (Slavyan Üniversitesi), Hogor, Kulyab ve Kurgantepe üniversitelerinde öğretilmeye başlandı. 1992’den sonra milliyetçi Tacik bilim adamlarının yazdığı eserlerde yaklaşık 900 yıl çeşitli Türk devletlerinin egemenliğinde yaşayan Tacik toplumunun gelişemediği ve asimile edildiği ileri sürülse de (1905 sonrası pantürkizm ve panislâmizm etkisi abartılı biçimde dile getirilmektedir) bu konuda objektif bir araştırma yapılmadı. Ayrıca kaynaklarda Tacikler tarafından asimile edilmiş Türk ve Arap toplulukları hakkında hiçbir bilgi yoktur. 1924’te Tacikistan’ın güney bölgelerinde (Duşanbe, Kulyab, Hovaling, Şerabad, Baysun, Tangan, Kâfirnihân) yaşayan ve kendilerini Türk (23.212 kişi), Türk-Karluk (7238 kişi) olarak adlandıran (Karmışeva, s. 72-78), Türkçe ve Tacikçe konuşan etnik gruplar hakkında bugün resmî bir bilgi bulunmamaktadır. Muhtemelen bunların sayısı günümüzde 200.000 dolayındadır.

BİBLİYOGRAFYA:

A. Djalilov, İz istorii kulturnoy jizni tadjikskogo naroda, Düşenbe 1973, s. 1-29; B. H. Karmışeva, Oçerki etniçeskoy istorii yujnıh rayonov Tadjikistana i Uzbekistana, Moskova 1976, s. 29-66, 72-78; B. G. Gafurov, Tadjiki drevneyşaya,


drevniyaya i srednevekovaya istoriya, Düşenbe 1989, s. 1-120; D. İsfandiyerov, “Tadjiki Afganistana”, Tadjikistan v ogne (haz. A. Rudenko - A. Sorokin), Düşenbe 1993, s. 9-14; B. M. Babahanoviç, İstoriya tadjikov mira, Düşenbe 2005, s. 12-36; R. Masov, Tadjiki istoriya natsionalnaya tragedii, Düşenbe 2008, s. 252-272; W. Barthold, “Tadjiki istoriceskiy oçerk”, Soçineniya, II, Moskova 1963, s. 451-468; a.mlf., “Tacik”, İA, XI, 616-617; N. A. Kislyakov, “Tadjiki”, BSE, XXV, 169.

İsmail Türkoğlu