TABERÎ, Ebü’t-Tayyib

(أبو الطيّب الطبري)

Ebü’t-Tayyib Tâhir b. Abdillâh b. Tâhir et-Taberî (ö. 450/1058)

Şâfiî fakihi.

348 (959) yılında Taberistan’a bağlı Âmül’de doğdu. Memleketinde Ebü’l-Abbas İbnü’l-Kās’ın seçkin talebesi Ebû Ali Hasan b. Muhammed ez-Zücâcî’den fıkıh dersleri aldı. Tahsilini ilerletmek için gittiği Dînever’de Ebü’l-Kāsım Yûsuf b. Ahmed b. Kec’den fıkıh, Cürcân’da Muhammed b. Ahmed el-Gıtrîfî’den hadis ve Ebû Sa‘d İsmâil b. Ahmed el-İsmâilî’den fıkıh, İsferâyin’de Ebû İshak el-İsferâyînî’den usûl-i fıkıh okudu. Nîşâbur’da dört yıl Ebû İshak el-Mervezî’nin talebesi Ebü’l-Hasan el-Mâsercisî’nin derslerine devam etti. Daha sonra Bağdat’a gitti. Dârekutnî, Mûsâ b. Arefe, Muâfâ en-Nehrevânî, Ali b. Ömer el-Harbî’den hadis, Abdullah b. Muhammed el-Bâfî’den ileri düzeyde fıkıh dersleri aldı; Ebû Hâmid el-İsferâyînî’nin ilim meclisine katıldı. Çok geçmeden Irak bölgesinde


Şâfiî mezhebinin otoritesi haline geldi ve Irak Şâfiî fukahası ondan mezhep fıkhını öğrenip sonraki kuşaklara aktardı. Talebeleri arasında Hatîb el-Bağdâdî, Ebû İshak eş-Şîrâzî, İbnü’s-Sabbâğ, İbn Mâkûlâ, Ebû Ma‘şer et-Taberî ve Ebû Nasr Muhammed b. Muhammed el-Ukberî gibi âlimler anılır. Kendisine on yıl kadar talebelik yapan gözde öğrencisi Ebû İshak eş-Şîrâzî’yi önce kendi ders halkasında, 430 (1039) yılından itibaren başka bir mescidde fıkıh okutmakla görevlendirdi. Bağdat’ta Bâbüttâk kadılığına getirildi. Hanefî kadısı Hüseyin b. Ali es-Saymerî’nin vefatıyla (436/1045) boşalan Kerh kadılığı da kendisine verildi, ölünceye kadar bu görevi sürdürdü. 19 Rebîülevvel 450 (16 Mayıs 1058) tarihinde vefat etti ve ertesi gün Bâbüharb Mezarlığı’na defnedildi.

Taberî “ashâbü’l-vücûh”tan olup mezhep içinde önemli bir konuma sahiptir. Nevevî, Şâfiî fakihleri içinde üslûbu ondan daha güzel olan birini görmediğini belirtir (el-MecmûǾ, I, 509). Fıkıh yanında usul, cedel ve hilâf konularında da iyi bir donanıma sahipti. Diğer mezhep ileri gelenleriyle yaptığı ilmî münazaralarda kendi mezhebini başarıyla temsil etmiştir. Tâceddin es-Sübkî, Taberî’nin biri Hanefîler’in Belh fukahasından Ebü’l-Hasan et-Tâlekānî, diğeri dönemin Bağdat Hanefî otoritesi kabul edilen Kudûrî ile girdiği iki münazarayı nakleder (Ŧabaķāt, IV, 245-252). Şîrâzî hocası Taberî’yi gördüğü en nitelikli âlim diye niteler. İleri yaşına rağmen zihnî melekelerinde herhangi bir bozukluk meydana gelmediğini, son yıllarına kadar ilmî faaliyetlerini sürdürdüğünü ve fetva verdiğini kaydeder. Ebü’l-Vefâ İbn Akīl de Taberî’yi görme ve kendisiyle sohbet etme şerefine nâil olduğunu, fakat bunun tedrîs ve münazarayı bırakmasından sonraki bir döneme rastladığını söyler (İbn Receb, I, 142-143). Şiire de yatkın olan Taberî daha öğrenciliği yıllarında bu yeteneğini kanıtlamıştır. Dînever’de fıkıh tahsil ettiği hocası Ebü’l-Kāsım İbnü’l-Kecc’in meclisinde hocasının ders arkadaşı şair İbn Bâbek’e karşı uzunca bir kaside okumuştur. Taberî’nin biyografisine oldukça geniş bir yer ayıran Sübkî bu kasidenin yanı sıra ona ait diğer şiirlerden de örnekler verir. Ebû İshak eş-Şîrâzî gibi Şâfiî mezhebinin Irak çizgisinde yetişmiş fakihlerin eserlerinde mutlak olarak geçen “Kādî”dan maksat Ebü’t-Tayyib et-Taberî, İmâmü’l-Haremeyn el-Cüveynî gibi mezhebin Horasan çizgisinde yetişmiş âlimlerinin eserlerinde “Kādî” ile kastedilen ise Ebû Ali el-Merverrûzî’dir.

Eserleri. 1. Şerĥu Muħtaśari’l-Müzenî. Ebû İshak eş-Şîrâzî’nin zikrettiği bu eser (Ŧabaķātü’l-fuķahâǿ, s. 128) Taberî’nin Şâfiî fıkhına olan geniş vukufunu göstermekte, klasik mezhep literatüründe kendisine sıkça atıf yapılmaktadır. İbn Kādî Şühbe, et-TaǾlîķ adıyla verdiği bu eserin yaklaşık on cilt olduğunu, Ebû İshak eş-Şîrâzî’nin el-Müheźźeb’ini yazarken en çok hocasının bu eserinden faydalandığını söyler (Ŧabaķāt, I, 207, 221). Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde et-TaǾlîķatü’l-kübrâ fi’l-fürûǾi’ş-ŞâfiǾiyye ismiyle kaydedilen eser (Karatay, II, 637), Hidîviyye Kütüphanesi (bugün Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye) kayıtlarında Şerĥu Muħtaśari’l-Müzenî diye geçmekte (Fihristü’l-Kütübħâneti’l-Ħidîviyye, III, 239), Sezgin tarafından da bu adla gösterilmektedir (bk. bibl.). Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde on yedi ciltlik takımın II, VII, XI, XV. ciltleri (III. Ahmed, nr. 850, 858’de sadece ilk iki cilt mevcuttur), Hidîviyye Kütüphanesi’nde ise on bir ciltlik takımın ilk cildi eksiktir. Bu şerh, Medine İslâm Üniversitesi’nde et-TaǾlîķatü’l-kübrâ fi’l-fürûǾ adıyla on dört araştırmacı tarafından yüksek lisans ve doktora tezi olarak neşre hazırlanmıştır (1419-1425/1999-2004). 2. Ravżatü’l-müntehâ fî mevlidi’l-İmâmi’ş-ŞâfiǾî (AÜ DTCF Ktp., İsmail Saib Sencer, nr. 3101). Muħtaśar fî mevlidi’ş-ŞâfiǾî adıyla da bilinen eserin sonlarında bazı Şâfiî fakihlerine ait biyografilere yer verilmiş olup bu yapısıyla mezhebin tabakata dair ilk eserlerinden biri sayılabilir (Şîrâzî, neşredenin girişi, s. 23). Şîrâzî muhtemelen hocasına ait bu esere muttali olmuş ve onu geliştirip kendi Ŧabaķātü’l-fuķahâǿsını oluşturmuştur. 3. Manžûme fi’l-fıķh. Yetmiş sekiz beyitten oluşmaktadır (Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye, Umumi, nr. 3778, Mecâmî‘, nr. 41). 4. er-Red Ǿalâ men yuĥibbü’s-semâǾ (nşr. Mecdî Fethî es-Seyyid, Tanta 1410/1990). Nüshalarında eser Kitâb fî semâǾi’l-ġınâǿ, Cevâb fi’s-semâǾ ve’l-ġınâǿ adlarıyla da geçer (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 22; DMBİ, V, 653). Taberî’nin kaynaklarda Şerĥu FürûǾi İbni’l-Ĥaddâd, el-Mücerred fi’l-meźheb (Nevevî el-MecmûǾda bu esere atıfta bulunmuştur), el-Minhâc fi’l-ħilâfiyyât, Şerĥu’l-Kifâye fi’l-uśûl adlı eserleri de zikredilmektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

Ebû Âsım el-Abbâdî, Ŧabaķātü’l-fuķahâǿi’ş-ŞâfiǾiyye (nşr. G. Vitestam), Leiden 1964, s. 113-114; Hatîb, Târîħu Baġdâd, II, 86; IV, 252; Şîrâzî, Ŧabaķātü’l-fuķahâǿ, s. 127-128, ayrıca bk. neşredenin girişi, s. 23; İbnü’l-Cevzî, el-Muntažam, IX, 288-290; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil (nşr. Halîl Me’mûn Şîhâ), Beyrut 1422/2002, VIII, 35-36, 89; Nevevî, el-MecmûǾ, I, 509; İbn Hallikân, Vefeyât, II, 512-515; IV, 197; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XVII, 668-671; Sübkî, Ŧabaķāt (Tanâhî), III, 317; IV, 245-252; V, 12-50; İbn Receb, eź-Źeyl Ǿalâ Ŧabaķāti’l-Ĥanâbile, Kahire 1372/1952-53 → Beyrut, ts. (Dârü’l-ma‘rife), I, 142-143; İbn Kādî Şühbe, Ŧabaķātü’l-fuķahâǿi’ş-ŞâfiǾiyye (nşr. Ali M. Ömer), Kahire, ts. (Mektebetü’s-sekāfeti’d-dîniyye), I, 205-207, 221; Fihristü’l-Kütübħâneti’l-Ħidîviyye, III, 239; Karatay, Arapça Yazmalar, II, 637-640; Sezgin, GAS, I, 493, 502; A. Shiloah, The Theory of Music in Arabic Writings, München 1979, s. 343; M. Hasan Heyto, el-İctihâd ve ŧabaķātü müctehidî eş-ŞâfiǾiyye, Beyrut 1409/1988; M. Ebû Bekir b. Ali v.dğr., İstidrâkât Ǿalâ Târîħi’t-türâŝi’l-ǾArabî, Cidde 1422, V, 204-205, 245-246; Abdullah Muhammed el-Habeşî, CâmiǾu’ş-şürûĥ ve’l-ĥavâşî, Ebûzabî 1425/2004, II, 1301; III, 1636; Saîd el-A‘zamî en-Nedvî, “el-Ķāđî Ebü’ŧ-Ŧayyib Ŧâhir eŧ-Ŧaberî”, el-BaǾŝü’l-İslâmî, XXVI/7, Leknev 1982, s. 91-96; E. Chaumont, “al-Ŧabarī”, EI² (İng.), X, 15-16; J. Wakin, “Abu’l-Ŧayyeb Ŧabarī”, EIr., I, 390; Esad Şeyhülislâmî, “Ebû Ŧayyib Ŧaberî”, DMBİ, V, 652-653.

Bilal Aybakan