TA‘LÎKĀT

(التعليقات)

İslâm telif geleneğinde bir metnin daha iyi anlaşılabilmesi için sayfa kenarlarına yazılan notlar, bir müellifin bazı görüş ve düşüncelerinin notlar halinde toplandığı eserlerin ortak adı.

Sözlükte “asılı olmak, yapışmak, ilişmek” mânasındaki alak kökünden türeyen ve “iliştirmek; iliştirilen şey” anlamlarına gelen ta‘lîk (ta‘lîka) kelimesinin çoğulu olan ta‘lîkāt (teâlîk) “bir eserdeki ifade ve görüşlere yönelik tenkit, açıklama, ilâve, çıkarma ve tashih mahiyetinde sayfaların kenarlarına ya da alt kısımlarına eklenen notlar” demektir. Ayrıca bir âlimin bir ilim alanındaki görüş ve düşüncelerinin notlar halinde toplandığı risâle veya kitaplar için kullanılır. Ta‘lîk kelimesi dil bilgisi kurallarının, lafızların ve anlamlarının doğru şekilde tesbiti için nazım ve nesir örneklerinin delil kabul edildiği dönemlerden (istiş-hâd devri) sonra türetilmiştir. Nitekim Fârâbî’nin et-TeǾâlîķ (et-TaǾlîķāt) fi’l-ĥikme ve İbn Sînâ’nın et-TaǾlîķāt adlı kitapları başka bir eserin üzerine yapılan açıklamalar olmayıp dersler esnasında üzerinde durdukları konuların veya sorulara verdikleri dolaylı cevapların bir araya getirildiği, belli bir iç düzeni bulunmayan eserlerdir. Ayrıca İbn Sînâ’nın et-TaǾlîķāt’ının, dersler sırasında öğrencisi Behmenyâr b. Merzübân’ın tuttuğu notlardan oluştuğu bilinmektedir. İbnü’n-Nedîm’in el-Fihrist’inde et-TaǾlîķāt ismiyle sadece iki eser zikredilmekte olup bunlar, Osman b. Süveyd el-İhmîmî ve İstefan er-Râhib (Stephen of Alexandria) adlı müelliflere ait kimya ilmine dair kitaplardır. Bilindiği kadarıyla “bir esere düşülen notlar” anlamında ta‘lik kelimesini ilk kullanan âlim Ahfeş el-Evsat (ö. 215/830 [?]) olup kendisine Kitâbü Sîbeveyhi üzerine notlardan meydana gelen bir eser nisbet edilmektedir.

Açıklama niteliğinde kaleme alınan ta‘lîkāt, bir eserin anlaşılamayan yerlerini açıklığa kavuşturmaya yönelik olabildiği gibi konuyu daha ayrıntılı biçimde ortaya koymak amacıyla da yapılmıştır. Yazma ve basma eserlerde ta‘lîkāt hâşiyede görüldüğü üzere sayfa kenarlarına konulur. Satır aralarına düşülen kısa notlara ise hâşiyenin yanı sıra ta‘lîkāt da denilmiştir. Genel bir kural bulunmamakla birlikte meselâ Arapça metinde karışıklığa yol açan zamirin


merciini göstermek, bazı kelimelerin mânasını izah etmek veya gramer bakımından cümle içindeki fonksiyonunu belirtmek için üstüne işaret niteliğinde bir rakam veya harf yazılır, sayfa kenarında aynı işaret altında gerekli açıklamalar yapılır. Metinde geçen âyet ve hadisleri açıklayıp bunların kaynağına dair bilgi vermek amacıyla yazılan ta‘lîkātlar da vardır. Birçok eserde sayfa kenarlarına düşülen notların başında “fâide, latife, tenbih, nükte” vb. kayıtların yer aldığı görülür. Bu kayıtları taşımayan bir kısım ta‘lîkāt sonraki müstensihler tarafından asıl metinle karıştırılmıştır.

Ta‘lîkāt türü eserler daha çok başka müelliflerin kitaplarına yazılan, bazan doğrudan metin, bazan şerh, bazan hâşiye üzerine düşülmüş notlardır. Ta‘lik ile hâşiyeyi birbirinden ayırt etmek zaman zaman güç olmakla birlikte bazıları ta‘likin hâşiyeden daha seyrek rastlanan mülâhazalar olduğunu söyler. Ayrıca Ebû Dâvûd’un es-Sünen’inin şerhi ǾAvnü’l-maǾbûd’a müellifi Azîmâbâdî’nin yaptığı gibi müelliflerin kendi eserlerine ta‘lik demeleri tevazu olarak değerlendirilmiştir (Çakan, s. 206). Doğrudan metin üzerine yazılan ta‘lîkāta Ebû Ali el-Fârisî’nin TaǾlîķa (TaǾlîķāt) Ǿalâ Kitâbi Sîbeveyhi adlı eseri örnek gösterilebilir. Diğer taraftan Muhammed Emîn b. Ebû Bekir en-Niğdevî’nin TaǾlîķāt Ǿale’n-Netâǿic’i, Birgivî’nin İžhârü’l-esrâr’ına Adalı Şeyh Mustafa’nın yaptığı Netâǿicü’l-efkâr adlı şerhe düşülen notlardan ibaret olup hâşiye şeklinde de anılmaktadır. Adudüddin el-Îcî’nin el-Mevâķıf’ına Seyyid Şerîf el-Cürcânî’nin yazdığı şerhin Hasan Çelebi Fenârî tarafından yapılan hâşiyesine Kınalızâde Ali Çelebi’nin ta‘lîkātı ise hâşiyeler üzerine yazılan pek çok ta‘lîkāttan biridir. Ta‘lîkāt türü çalışmaların çoğu ilgili oldukları eserin bütünü, bazıları ise bir bölümü için kaleme alınmıştır. Lâlezârî’nin TaǾlîķāt Ǿalâ mevâżiǾa mine’l-Fütûĥâti’l-Mekkiyye’si, Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin eserinin “er-Risâletü’l-beşeriyye” adlı bölümünde yer alan “yâ” harfinin esrarına dair görüşleri açıklamaktadır.

İslâm kültüründe pek çok ilim dalında ta‘lîkāt kaleme alınmıştır. Önemi dolayısıyla Kitâbü Sîbeveyhi, hakkında en çok ta‘lîkāt yazılan nahiv eserleri arasındadır. Ahfeş el-Evsat, Ebû Ali el-Fârisî, Şelevbîn el-Kebîr ve İbnü’z-Zübeyr es-Sekafî’nin ta‘lîkātı bunlardandır. İbn Bâbeşâz’a ait et-TaǾlîķ fi’n-naĥv’in (TaǾlîķu’l-ġurfe) on beş ciltlik bir eser olduğu belirtilmektedir. Ali b. Abdurrahman b. Ebü’l-Bişr el-Ensârî’nin İbnü’s-Serrâc’a ait el-Uśûl’ü, Şerîf er-Radî’nin Ebû Ali el-Fârisî’ye ait el-Îżâĥ’ı, İbn Ebü’l-Hadîd’in Zemahşerî’ye ait el-Mufaśśal’ı ve Arapkirli Hüseyin Avni’nin İbnü’l-Verdî’ye ait et-Tuĥfetü’l-verdiyye fî müşkilâti’l-iǾrâb adlı kasidesi üzerine ta‘lîkātı da bu alandaki eserler arasında yer alır. Hârûn b. Zekeriyyâ el-Hecerî’nin et-TaǾlîķāt ve’n-nevâdir’i ile Ahfeş el-Asgar’ın Asmaî’nin Kitâbü’n-Nebât’ına ta‘lîkātı Arapça sözlüklerle ilgili çalışmalardır. Fritz Krenkow’un Lisânü’l-ǾArab’a eserin yarısı hacminde, Seyyid b. Ali el-Mersafî’nin ise kitabın hacmine yakın ta‘lîkātı vardır. Adudüddin el-Îcî’ye ait er-Risâletü’l-vażǾiyye’nin Ali Kuşçu şerhine Seyyid Hâfız’ın yazdığı hâşiyeye Mustafa Şevket Efendi’nin ta‘lîkātı da bu türdeki eserlerden biridir.

Kelâm literatüründeki ta‘lîkāt arasında ǾAķāǿidü’n-Nesefî’ye Teftâzânî şerhinin Hayâlî hâşiyesi üzerine Siyâlkûtî’nin ta‘lîkātı ve Nasîrüddîn-i Tûsî’nin Tecrîdü’l-kelâm’ına Ali Kuşçu’nun yaptığı şerhin ilâhiyyât bölümü için Şemseddin Haferî’nin kaleme aldığı hâşiyeye Abdürrezzâk b. Ali el-Lâhîcî’nin ta‘lîkātı ve Hasan Fehmi Efendi’nin TaǾlîķa Ǿalâ Ĥâşiyeti’s-Siyâlkûtî Ǿalâ Şerĥi’l-ǾAķāǿid’i anılabilir. Fıkıh usulündeki ta‘lîkātlar arasında Kiyâ el-Herrâsî’nin TaǾlîķ fî uśûli’l-fıķh’ı ve İbnü’l-Hâcib’in Müntehe’s-sûl ve’l-emel’inin Adudüddin el-Îcî şerhi üzerine Seyyid Şerîf el-Cürcânî’nin yazdığı hâşiyeye Hasan el-Herevî’nin ta‘lîkātı, fıkıhta ise Ebû Hâmid el-İsferâyînî’nin Müzenî’nin el-Muħtaśar’ı için kaleme aldığı elli cilt civarındaki et-TaǾlîķātü’l-kübrâ adlı eseri, Ebü’l-Berekât en-Nesefî’nin Kenzü’d-deķāǿiķ’ı üzerine Keşfü’l-ĥaķāǿiķ Ǿan esrâri Kenzi’d-deķāǿiķ adlı İbn Sultân’a ait şerhe Muhammed el-Behnesî’nin ta‘lîkātı, Kemalpaşazâde’nin Iślâĥu’l-Viķāye’sine Molla Uzun Bâlî, Gazzâlîzâde Abdurrahman ve Birgivî’nin ta‘lîkātları, Muzafferüddin İbnü’s-Sââtî’nin MecmaǾu’l-baĥreyn ve mülteķa’n-neyyireyn’i üzerine Ebü’l-Mevâhib Ahmed b. Ebü’r-Rûh Îsâ b. Halef er-Reşîdî’nin Ķurretü’l-Ǿayn fî ĥalli elfâži MecmaǾi’l-baĥreyn adlı ta‘lîkātı, Humeynî’nin Muhammed Kâzım-ı Horasânî’nin Kifâyetü’l-uśûl’üne yazdığı Envârü’l-hidâye fi’t-taǾlîķa Ǿale’l-Kifâye’siyle Ebü’l-Hasan İsfahânî’nin Vesîletü’n-necât’ına yazdığı TaǾlîķāt Ǿalâ Vesîleti’n-necât’ı sayılabilir. Ayrıca fıkıh mezhepleri arasındaki ihtilâfları konu edinen hilâf ilmine dair et-TaǾlîķa fi’l-ħilâf adıyla birçok eser kaleme alınmıştır.

Tefsirle ilgili olarak Ahîzâde Yûsuf Efendi ve Menteşzâde Abdürrahim Efendi’nin Beyzâvî’nin Envârü’t-tenzîl’ine ta‘lîkātları zikredilebilir. Hadis usulünde Yemlihazâde Mustafa Kâmil Efendi’nin İbn Hacer el-Askalânî’ye ait Nuħbetü’l-fiker’in sonraları nazma çekilmiş şekline TaǾlîķāt Ǿale’l-manžûmeti’l-Ǿaliyye fi’l-aħbâri’n-nebeviyye adlı ta‘lîkātı, hadiste Murtazâ ez-Zebîdî’nin İbn Akīle’nin el-Fevâǿidü’l-celîle’sine, ayrıca Muhammed Tâhir İbn Âşûr’un Müslim’in el-CâmiǾu’ś-śaĥîĥ’ine ta‘lîkātları anılabilir. Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin Fuśûśü’l-ĥikem’ine Ebü’l-Alâ el-Afîfî’nin ta‘lîkātı, Dâvûd-i Kayserî’nin Fu-śûśü’l-ĥikem şerhiyle Sadreddin Konevî’nin Miftâĥu’l-ġayb’ına Molla Fenârî’nin yazdığı şerh için Humeynî’nin kaleme aldığı ta‘lîkāt tasavvuf alanındaki eserlerdir. İslâm felsefesindeki ta‘lîkātlar arasında Esîrüddin el-Ebherî’nin Hidâyetü’l-ĥikme’sinin Kādî Mîr şerhine Muslihuddîn-i Lârî’nin hâşiyesi üzerine İsmâil Gelenbevî’nin ta‘lîkātı ve Şehâbeddin es-Sühreverdî’nin Ĥikmetü’l-işrâķ’ına Kutbüddîn-i Şîrâzî’nin yazdığı şerhe Vedûd Tebrîzî’nin ta‘lîkātı zikredilebilir. İbn Bâcce’nin TeǾâlîķ Ǿalâ kitâbeyi’l-Ķıyâs ve’t-Taĥlîl li’l-Fârâbî ve Mehmed Nûrî es-Sofyevî’nin et-TaǾlîķāt Ǿale’ş-Şemsiyye fi’l-ķavâǾidi’l-manŧıķıyye adlı eserleri mantık alanındaki ta‘lîkāt türü çalışmalardır. Muhammed b. Eşref es-Semerkandî’nin Risâle fî âdâbi’l-baĥŝ’ine Mes‘ûd b. Hüseyin eş-Şirvânî’nin yazdığı şerhe Bihiştî Ramazan Efendi’nin ta‘lîkātı ile Adudüddin el-Îcî’nin Âdâbü’l-baĥŝ’ine Muhammed et-Tebrîzî el-Hanefî tarafından yapılan şerhe Mîr Zâhid Ebü’l-Feth es-Saîdî’nin yazdığı hâşiye üzerine Gelenbevî’nin ta‘lîkātı münazara âdâbına dairdir. Leknevî’nin el-Fevâǿidü’l-behiyye fî terâcimi’l-Ĥanefiyye’sine kendisinin yazdığı et-TaǾlîķātü’s-seniyye Ǿale’l-Fevâǿidi’l-behiyye’si ve Ahmed Râfi‘ et-Tahtâvî’nin Teźkiretü’l-ĥuffâž zeyilleri üzerine kaleme aldığı et-Tenbîh ve’l-îķāž li-mâ fî źüyûli Teźkireti’l-ĥuffâž’ı biyografi eserlerine dair ta‘lîkāta örnektir. Matematik alanında İbnü’l-Hâim’in Nüzhetü’n-nüžžâr fî śınâǾati’l-ġubâr’ına İbn Emîru Gafele’nin, ayrıca Nasîrüddîn-i Tûsî’nin Taĥrîrü’l-uśûl’üne Takıyyüddin er-Râsıd’ın ta‘lîkātı anılabilir. Ta‘lîkāt türüne giren bazı eserlere “takrîrât” ismi de verilmiştir. Meselâ Timurtaşî’nin Hanefî fıkhına dair Tenvîrü’l-ebśâr’ı


üzerine Haskefî’nin ed-Dürrü’l-muħtâr isimli şerhine İbn Âbidîn’in Reddü’l-muĥtâr adlı hâşiyesi üzerine Abdülkādir b. Mustafa er-Râfiî’nin et-Taĥrîrü’l-muħtâr li-Reddi’l-muĥtâr’ı Taķrîrâtü’r-RâfiǾî diye anılır.

Osmanlı sahasında Necmeddin en-Nesefî’nin ǾAķāǿidü’n-Nesefî, Zemahşerî’nin el-Keşşâf, Kādî İyâz’ın eş-Şifâǿ, Burhâneddin el-Mergīnânî’nin el-Hidâye, Sekkâkî’nin Miftâĥu’l-Ǿulûm, Ali b. Ömer el-Kâtibî’nin eş-Şemsiyye, Adudüddin el-Îcî’nin el-Mevâķıf, Teftâzânî’nin el-Muŧavvel, Birgivî’nin İžhârü’l-esrâr ve el-ǾAvâmil gibi çoğu medreselerde okutulan eserler üzerine pek çok ta‘lîkāt yazıldığı görülmektedir. Ta‘lîkāt kaleme alan Osmanlı müellifleri arasında Kemalpaşazâde, Taşköprizâde Ahmed Efendi, Ebüssuûd Efendi, Vanî Mehmed Efendi, Ahmed Cevdet Paşa gibi isimler yer alır. Bursalı Mehmed Tâhir’in Osmanlı Müellifleri’ne Ahmed Remzi Dede’nin (Akyürek) yazdığı Miftâhu’l-kütüb ve Esâmî-i Müellifîn Fihristi’nde pek çok Osmanlı müellifine ait ta‘lîkāt yer almaktadır.

BİBLİYOGRAFYA:

Kāmus Tercümesi, III, 26, 28-29; İbrâhim Mustafa v.dğr., el-MuǾcemü’l-vasîŧ, İstanbul, ts. (el-Mektebetü’l-İslâmiyye), “Ǿalķ” md.; Fârâbî, et-TaǾlîķāt (nşr. Ca‘fer Âl-i Yâsîn), Beyrut 1408/1988, neşredenin girişi, s. 9, 19; İbnü’n-Nedîm, el-Fihrist (Teceddüd), s. 424; İbn Sînâ, et-TaǾlîķāt (nşr. Abdurrahman Bedevî), Kum, ts. (Mektebü’l-i‘lâmi’l-İslâmî), neşredenin girişi, s. 5; Keşfü’ž-žunûn, I, 41, 423-424; Brockelmann, GAL Suppl., I, 674; II, 919; III, 1118-1119; Sezgin, GAS, IV, 108; VIII, 174, 186, 240; IX, 58, 59, 62, 84; ayrıca bk. İndeks, s. 495-496; İsmail Lütfi Çakan, Hadis Edebiyatı, İstanbul 2003, s. 206; F. Rosenthal, “TaǾlīk”, EI² (İng.), X, 165; Mahmut Kaya, “Fârâbî”, DİA, XII, 159; Şerafettin Gölcük - Metin Yurdagür, “Gelenbevî”, a.e., XIII, 554; Tevfik Rüştü Topuzoğlu, “Hâşiye”, a.e., XVI, 420; Ömer Mahir Alper, “İbn Sînâ”, a.e., XX, 338-339; İsmail Durmuş, “Kitâbiyat”, a.e., XXVI, 84; Hulûsi Kılıç, “Lisânü’l-Arab”, a.e., XXVII, 195.

Sedat Şensoy