SÜRÂKA el-BÂRİKĪ

(سراقة البارقي)

Sürâka b. Mirdâs b. Esmâ’ b. Hâlid el-Asgar el-Ezdî el-Bârikī (ö. 78/697)

Kûfeli Emevî şairi.

Yemen asıllı bir ailenin çocuğu olarak Kûfe’de doğdu, orada yetişti ve uzun süre orada yaşadı. Hz. Peygamber’e yetiştiği, hatta Yermük Savaşı’na (15/636) katıldığı ve Ebû Hüreyre’den hadis rivayet ettiği kaydedildiğine göre (Bedrân, VI, 73) hicretten birkaç yıl önce doğmuş ve seksen yıldan fazla yaşamış olmalıdır (Ömer Ferruh, I, 469). Yine Ezd kabileler topluluğunun Bârik koluna mensup olan Câhiliye şairi Sürâka b. Mirdâs el-Ekber’den ayrılması için Sürâka b. Mirdâs el-Asgar diye anılmıştır. Hz. Hüseyin’in intikamını almak amacıyla Emevîler’le savaşan Muhtâr es-Sekafî’ye karşı Kûfe’yi savunmak gayesiyle savaşırken esir düştü. Esaretten, hatta öldürülmekten zekâsı ve Muhtâr es-Sekafî’nin huzurunda yaptığı güzel konuşması sayesinde kurtuldu. Bazı kaynaklarda Muhtâr’ın Sürâka’yı üç defa esir aldığı ve üçünden de zekâsı ve güzel konuşmasıyla kurtulduğu kaydedilir. Sürâka daha sonra Muhtâr es-Sekafî’yi durdurmak için Basra’ya vali olarak tayin edilen Mus‘ab b. Zübeyr’in yanına gitti. Burada divanında da yer alan “Kasîde-i Tâiyye”siyle Muhtâr es-Sekafî’yi hicvetti. Bunu öğrenen Muhtâr onun Kûfe’deki evini yıktırdı. Ancak Muhtâr es-Sekafî öldürülünce Mus‘ab b. Zübeyr evini yeniden yaptırdı. Sürâka, Mus‘ab’ın ölümünün ardından Kûfe Valisi Bişr b. Mervân ile irtibat kurdu. Cömert ve sevilen bir vali olan Bişr etrafına topladığı şairleri ödüllendirir, onları birbirlerini hicvetmeye teşvik ederdi. Vali Sürâka’yı da şair Cerîr b. Atıyye’yi hicvetmesi için tahrik etti, ancak Sürâka, Cerîr karşısında yenilgiye uğradı. Bişr b. Mervân, Sürâka’yı Mühelleb b. Ebû Sufre ile Hâricîler’le savaşmaya gönderdi. Sürâka’nın, Hâricî lideri Katarî b. Fücâe tarafından öldürülen Mervânî kumandan Abdurrahman b. Mihnef el-Ezdî’ye mersiye yazdığı bilinmektedir. Hicvettiği Emevî Valisi Haccâc b. Yûsuf es-Sekafî tarafından Suriye’ye sürgüne gönderilen Sürâka burada vefat etti. Kûfe’ye döndüğü ve orada öldüğü de söylenmektedir (Safedî, XV, 133; Süyûtî, s. 677-678).

Kaynaklar Sürâka el-Bârikī’nin zarif, tatlı sözlü, etkili ve güzel konuşma yeteneğine sahip çok zeki bir kimse olduğunu nakleder. Şiirlerinde dinî ve ahlâkî hassasiyetin etkisi görülür. Sürâka’nın başta hiciv ve hikmet olmak üzere tasvir, medih, fahr, mersiye ve hamâse gibi konularda şiirleri vardır. Rakiplerine ve düşman kabilelere yazdığı hicivleri ağır ve incitici olmasına rağmen hakaret edici çirkinliklerden uzaktır. Şiirleri tabii ve sade olup sehl-i mümteni grubundandır. Kendilerine karşı rekabetin çok zor ve cesaret isteyen bir iş olduğu dönemde Cerîr b. Atıyye, Ferezdak ve Küseyyir’le, zamanla nakîzaya dönüşen hicivleşmeleri olmuş, özellikle Cerîr ile yaptığı atışmalar nekāiz türü hicvin başlamasını etkilemiştir. Bizzat Sürâka’nın anılan nekāiz şairlerini birbirine karşı kışkırttığı, bir defasında Ferezdak’ın Cerîr’e galip gelmesini sağladığı nakledilmektedir. Bu şairlerle rekabetinin sonraları husumet halini aldığı belirtilmektedir. Kabilesinin kahramanlıklarını anlattığı “Lâmiyye”si en güzel fahriyye kasidelerindendir. At tasvirine dair yirmi iki beyitlik “Bâiyye”si de çok beğenilmiş, Haccâc bu şiir için, “Atı görmek isteyenler Sürâka’nın kasidesine baksın” demiştir. Ancak Sürâka’nın bu şiirinde Es‘ar el-Cu‘fî’nin (Mersed b. Ebû Humrân) maksûresine dayandığı, onun vezniyle bazı lâfız ve tabirlerini intihal ettiği kaydedilir.

Sürâka’nın, Muhammed b. Habîb el-Bağdâdî’nin derleyip Sükkerî’nin ondan rivayet ettiği bazı şiirlerini ihtiva eden küçük bir divanı vardır. Onun şiirleri ayrıca Ebû Abdullah İbnü’l-A‘râbî tarafından derlenmiştir. Karıştığı çok sayıda olay ve irtibat kurduğu birçok önemli şahsiyet dikkate alındığında Sürâka’nın bugün mevcut olandan daha çok şiirinin bulunması gerektiği ortaya çıkar. Haccâc’ı hicvettiği, Dımaşk’a gittiğinde Abdülmelik b. Mervân’la görüştüğü halde eldeki divanda bu konularda şiirinin yer almaması, Bişr b. Mervân


hakkında sadece üç beyit, Cerîr hakkında iki kıta ile araları bozulduğunda Ferezdak hakkında yazdığı üç beyitlik hicivden başka şiirlerine rastlanmaması birçok şiirinin günümüze ulaşmadığını gösterir. Sükkerî’nin, ondan da Nemerî’nin rivayet ettiği divanı İbnü’l-A‘râbî rivayetiyle intikal eden üç uzun kasidenin ilâve edilmesiyle yayımlanmıştır (nşr. Hüseyin Nassâr, Kahire 1366/1947; 1421/2001). Seyyid Muhammed Hüseyin, Sürâka ve şiirleriyle ilgili bir makale yayımlamış (JRAS [1936], s. 475-490, 605-628); P. Hpahn da Sürâka ve şiirleri üzerine bir doktora çalışması yapmıştır (Surāqa b. Mirdās ein schiitischer Dichter aus der Zeit des zweiten Burgerkrieges, Göttingen 1938).

BİBLİYOGRAFYA:

Cumahî, Fuĥûlü’ş-şuǾarâǿ, s. 439-444; İbn Kuteybe, ǾUyûnü’l-aħbâr, I, 203; Dîneverî, el-Aħbârü’ŧ-ŧıvâl, s. 303; Taberî, Târîħ (Ebü’l-Fazl), VI, 51, 54, 55, 92, 122, 214; İbn A‘sem el-Kûfî, el-Fütûĥ, Beyrut, ts. (Dârü’n-nedveti’l-cedîde), VI, 152-155; İbn Abdürabbih, el-Ǿİķdü’l-ferîd, II, 170-171; Ebü’l-Ferec el-İsfahânî, el-Eġānî, VIII, 18; IX, 11-13; Hasan b. Bişr el-Âmidî, el-Müǿtelif (nşr. Abdüssettâr Ahmed Ferrâc), Kahire, ts. (Dâru nehdati Mısr), s. 197-198; İbnü’l-Cevzî, el-Muntažam (Atâ), VI, 57; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, IV, 237-239, 266, 390; Safedî, el-Vâfî, XV, 132-133; Süyûtî, Şerĥu şevâhidi’l-Muġnî (nşr. M. Mahmûd eş-Şinkītî), Dımaşk, ts. (Lecnetü’t-türâsi’l-Arabî), s. 677-678; Bedrân, Tehźîbü Târîħi Dımaşķ, VI, 71-73; Brockelmann, GAL (Ar.), I, 248; Ömer Ferruh, Târîħu’l-edeb, I, 469-473; Sezgin, GAS (Ar.), II/3, s. 22-23; S. M. Husain, “The Poems of Surâqah b. Mirdâs al-Bâriqî an Umayyad Poet”, JRAS (1936), s. 475-490, 605-628; Mukbil et-Tâm Âmir el-Ahmedî, “Sürâķa el-Bâriķī”, el-MevsûǾatü’l-ǾArabiyye, Dımaşk 2004, X, 794-795; Hamed b. Nâsır ed-Duhayyil, “Sürâķa”, Mv.AU, III, 63-68.

Zülfikar Tüccar