ŞEYBE (Benî Şeybe)

(بنو شيبة)

Kureyş kabilesinin hicâbe görevini yürüten bir kolu.

Kabileye adını veren Şeybe’nin nesebi Şeybe b. Osman b. Ebû Talha b. Abdüluz-zâ vasıtasıyla Adnân’a ulaşır. Benî Şeybe mensupları Şeybî ve Kusay b. Kilâb’ın oğlu Abdüddâr’a nisbetle Abderî nisbeleriyle anılır. Kabilenin İslâm tarihindeki önemi, Kâbe hizmetlerinden hicâbeyi Şeybe b. Osman’dan itibaren günümüze kadar sürdürmüş olmasıdır. Mekke’nin fethinden sonra Hz. Peygamber, Kâbe’nin anahtarlarını daha önce de hicâbe görevini yürütmekte olan Osman b. Talha’ya ve amcasının oğlu Şeybe b. Osman’a verdi. Osman b. Talha’nın vefatından sonra hicâbe görevi Şeybe b. Osman’a geçti ve onun nesli tarafından yürütüldü. Bu sebeple Benî Şeybe mensupları Hacebî nisbesiyle de anılır (bk. HİCÂBE).


Nâsır-ı Hüsrev kendi döneminde Kâbe’nin kapısı önünde bir perdenin bulunduğunu, “zaîm” denilen hicâbe sorumlusunun buradan geçmesi için yine Benî Şeybe’den olan başka bir kişinin perdeyi kaldırdığını, zaîmin geçmesinden sonra kapattığını, zaîm ile iki yardımcısının Kâbe’nin içinde iki rek‘at namaz kıldığını, ardından halka kapıyı açarak Kâbe ziyaretini başlattığını anlatır (Sefernâme, s. 75-76). İbn Cübeyr de Cemâziyelevvel 579 (Ağustos-Eylül 1183) tarihinde gerçekleştirdiği Kâbe ziyareti esnasında Beytullah’la ilgili bilgileri, Benî Şeybe’nin reisi ve hicâbe görevlisi olan Muhammed b. İsmâil b. Abdurrahman’dan aldığını zikreder (er-Riĥle, s. 59). İbn Cübeyr ayrıca, Selâhaddîn-i Eyyûbî’nin kardeşi Seyfülislâm Tuğtegin’in Kâbe’ye giriş merasimine tanık olduğunu, burada Benî Şeybe’ye mensup görevlinin sultanın kardeşine refakat ettiğini bildirir (a.g.e., s. 125). Onun verdiği bazı örnekler, gerek halifenin gerekse Mekke idarecilerinin zaman zaman görevlerine yakışmayan davranışlarda bulunan hicâbe sorumlularını değiştirmekle birlikte bu görevi Benî Şeybe’nin hakkı olarak kabul ettiklerini gösterir (a.g.e., s. 142, 157).

Hicâbe görevi, Benî Şeybe kabilesine hem devlet adamları hem müslüman halk nazarında büyük itibar kazandırmış ve Benî Şeybe tarih boyunca bu saygın mevkiini korumuştur. Hatta mevkileri sebebiyle müslümanlar arasındaki bazı problemlerin çözümüne de katkı sağlamışlardır. Hz. Ali ile Muâviye b. Ebû Süfyân arasındaki iktidar mücadelesinin bir sonucu olarak Mekke’de hac emirliği görevini kimin üstleneceği meselesi problem teşkil edince tarafların muvafakatiyle dönemin hicâbe sorumlusu Şeybe b. Osman bu görevi üstlenmiştir (Taberî, V, 136; İbn Hacer, II, 161). Öte yandan Benî Şeybe’nin hicâbe sebebiyle birtakım maddî imkânlara sahip olduğu anlaşılmaktadır. Nâsır-ı Hüsrev Mısır sultanlarının kabile mensuplarına maaş ve elbise gönderdiklerini aktarır (Sefernâme, s. 75). Ayrıca Kâbe’yi ziyaret edenlerden muayyen bir ücret aldıkları gibi ziyaretçiler bahşiş de veriyordu. Nitekim Benî Şeybe soyundan gelen Ebü’l-Mehâsin eş-Şeybî hicâbenin görevlilere maddî kazanç sağladığını söyler.

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Hişâm, es-Sîre², I, 130-133; II, 412; III, 290-291; IV, 54-55; İbn Sa‘d, eŧ-Ŧabaķāt, I, 68-69; II, 136-137; Mus‘ab b. Abdullah ez-Zübeyrî, Nesebü Ķureyş (nşr. E. Lévi-Provençal), Kahire 1999, s. 251; Ezrakī, Aħbâru Mekke (Melhas), I, 111, 114, 169, 245, 265-267, 272; Zübeyr b. Bekkâr, Cemheretü nesebi Ķureyş ve aħbâruhâ (nşr. Mahmûd M. Şâkir), Riyad 1999, II, 510-513; Belâzürî, Ensâb, I, 326, 361, 380; Taberî, Târîħ (Ebü’l-Fazl), V, 136; İbn Hazm, Cemhere, s. 127; İbn Abdülber, el-İstîǾâb, II, 712-713; III, 1034; Nâsır-ı Hüsrev, Sefernâme (nşr. Schefer), Paris 1881, s. 75-76; Sem‘ânî, el-Ensâb, VII, 440-441; İbn Cübeyr, er-Riĥle, Beyrut 1384/1964, s. 59, 125, 142-145, 157; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ġābe (nşr. Ali M. Muavvaz - Âdil Ahmed Abdülmevcûd), Beyrut 1994, II, 465, 645-646; III, 572-573; Takıyyüddin el-Fâsî, el-Ǿİķdü’ŝ-ŝemîn (nşr. M. Abdülkādir Ahmed Atâ), Beyrut 1998, IV, 266-267; V, 165; Ebü’l-Mehâsin Muhammed b. Ali el-Abderî eş-Şeybî, Timŝâlü’l-emŝâl (nşr. Es‘ad Zübyân), Beyrut 1402/1982, I, 14-15; İbn Hacer, el-İśâbe, II, 161, 460; Muhammed b. Alevî Abbas, Fî Riĥâbi’l-Beyti’l-ĥarâm, Cidde 1979, s. 125; M. Gaudefroy-Demombynes, “Şeybe”, İA, XI, 458-460; a.mlf., “Ѕћayba, Banū”, EI² (İng.), IX, 389-391.

Adem Apak