SENÛSÎ, Muhammed b. Osman

(محمّد بن عثمان السنوسي)

Ebû Abdillâh Muhammed b. Osmân b. Muhammed el-Mehdî es-Senûsî (1851-1900)

Tunuslu şair, tarihçi ve yazar.

18 Eylül 1851’de âlim ve kadılarıyla meşhur bir ailenin çocuğu olarak Tunus şehrinde doğdu. Ailesinin köken itibariyle Hz. Peygamber’in soyuna dayandığı ileri sürülmektedir. Dedesi Muhammed b. Osman Bizerte, Bardo ve başşehir Tunus kadılıklarında bulunmuş, babası Osman Sîdî, Bû Saîd’de aynı görevi yürütmüştür. İlk öğreniminin ardından tahsilini Zeytûne Medresesi’nde tamamladı. Hocalarının başında Mahmûd Kābâdû, Sâlim el-Hâcib, Hanefî müftüsü Ahmed b. Hûce, Sâlih b. Ferhat, Ahmed eş-Şerîf, Ali b. Ebû Kāsım el-Afîf, Muhammed Bayram el-Hâmis, Muhammed eş-Şehîd, Muhammed Tâhir en-Neyfer ve Sâlim İbnü’l-Hâcib gelmektedir. Sâlim İbnü’l-Hâcib’in aracılığıyla, öncülüğünü Tunuslu Hayreddin Paşa’nın yaptığı ıslah hareketiyle ilişki kuran Senûsî bu arada Abdülkādir el-Bârûdî vasıtasıyla Kādiriyye tarikatına intisap etti.

Tahsilini tamamladıktan sonra önce Tunus şehrinin Sîdî el-Hayyât mahallesindeki bir zâviyede, ardından Hammûde Paşa Camii’nde ders vermeye başladı. Kısa sürede ilmî dirayetiyle meşhur oldu ve Mehmed Bey’in oğlu veliaht Muhammed Nâsır’a özel öğretmen tayin edildi. Genç prense geleneksel eğitimle birlikte modern eğitim usullerini öğretti. Bu esnada Nâsır Bey’in annesinin mensup olduğu Bayram ailesiyle yakın münasebet kurdu. Tunuslu Hayreddin Paşa tarafından Cem‘iyyetü’l-evkāf başkanlığına getirilen hocası Muhammed Bayram el-Hâmis ile kalıcı bir dostluğu oluştu. Muhammed el-Hâmis tarafından 1870’li yıllarda Cem‘iyyetü’l-evkāf birinci kâtipliğiyle birlikte er-Râǿid adlı resmî gazetenin redaktörlüğüne getirildi ve ona önemli yardımları oldu. Gazetenin pek çok başmakalesini kaleme aldığı gibi dergiye ait resmî matbaada çok sayıda eserin yayımına nezaret etti.

Muhammed b. Osman es-Senûsî bu görevleri sırasında ülke meseleleriyle ilgilendi, siyasî fikirlerini ortaya koymaktan çekinmedi. Hayreddin Paşa’nın uygulamaları karşısında diğer ıslahat taraftarları gibi hayal kırıklığı yaşadığını açıkça ifade ediyordu. er-Râǿid için kaleme aldığı bazı yazılarının, eleştiri içerdiğinden Hayreddin Paşa’nın müdahalesiyle yayından çıkarıldığı bildirilmektedir. Bununla beraber resmî görevlerini bırakmadı, Hayreddin Paşa’nın reîs-i müdîranlıktan istifasının ardından bu göreve getirilen Mustafa b. İsmâil’in (Genç Mustafa Paşa) maiyetinde çalıştı. Islahat çalışmalarında Mustafa Paşa’nın desteğinden ümidini kesmesi ve özellikle Tunus’ta Fransız sömürge döneminin başlaması üzerine (Mayıs 1881) ülkeden ayrılmaya karar verdi ve dinlenmek amacıyla görevini bırakmak istediğini söyledi. Talebi reddedilince 1882’de hacca gitmek maksadıyla izin istedi. Henüz yirmi yaşında iken Hz. Peygamber’in kabrini ziyaret için şiirler yazmış olan Senûsî kendisine izin verilince 25 Mayıs 1882’de önce İtalya’ya geçti, orada birçok şehri gezdi ve Mısırlı gazeteci İbrâhim el-Müveylihî gibi önemli şahsiyetlerle tanışma imkânı buldu. 18 Temmuz 1882’de İtalya’dan ayrıldı ve 22 Temmuz’da İstanbul’a gitti. O sırada İstanbul’da olan Muhammed Bayram el-Hâmis’in misafiri


oldu ve burada Tunuslu Hayreddin Paşa ile karşılaştı. Eski Osmanlı topraklarındaki faaliyetleri yakından takip eden II. Abdülhamid’in etrafındaki şahsiyetlerle tanışma fırsatı elde etti. İstanbul’da kalıp Osmanlı yanlısı Arapça bir gazete çıkarması yolundaki teklifi kabul etmedi.

24 Eylül 1882’de İstanbul’dan ayrılarak Hicaz’a gitti. Hac dönüşünde Suriye’ye geldi. Şam’da Cezayir bağımsızlık hareketinin lideri Abdülkādir el-Cezâirî başta olmak üzere pek çok ünlü şahsiyetle görüştü. Burada bulunduğu sırada Tunus’ta Mehmed Sâdık Bey’in vefat ettiğini ve yerine Ali Bey’in geçtiğini öğrenince ülkesine dönmeye karar verdi. 5 Şubat 1883 tarihinde Tunus’a ulaştı ve tekrar Cem‘iyyetü’l-evkāf Meclisi birinci kâtipliğine getirildi. Bu görevi kabul etmekle birlikte Fransız himayesine karşı olan aydınlarla beraber hareket etmekten ve Paris’te Cemâleddîn-i Efgānî ile Muhammed Abduh tarafından çıkarılan el-ǾUrvetü’l-vüŝķā gibi İslâm birliğini savunan yayınları takipten çekinmedi. Tunus’ta bu dergi ile aynı adı taşıyan gizli derneğin kurucuları arasında yer aldı. Muhammed Abduh’un 1884 yılı sonunda Tunus’a gelmesinde ve görkemli bir şekilde karşılanmasında önemli katkısı oldu; onu evinde misafir etti. Ancak bu tutumu yüzünden Mayıs 1885’te Fransız sömürge valisi tarafından görevinden alınarak Kabis şehrine sürgüne gönderildi. Tunus beyi tarafından affedilince üç ay sonra Tunus şehrine döndü. Kendisine verilen bu ceza, Senûsî’nin ıslahat çalışmaları ve sömürge yönetimine karşı tutumunda bir dönüm noktası oldu; yönetime karşı muhalif tavrını bıraktı. Önce Fransız yönetiminin kurduğu vergi bürosunda kâtiplik, ardından mahkemede hâkimlik görevine getirildi. 1888-1889 yıllarında er-Râǿid yanında el-Ĥâđıra adlı gazetede makaleler yazdı. 1889’da uluslararası bir sergiyi ziyaret için Fransa’ya giden Muhammed es-Senûsî bu ülkede gördüklerinden çok etkilendi. Batı medeniyetine ve özellikle Fransız idaresine karşı yakın ilgi duydu. Bundan böyle sömürge idaresinin en gayretli memurlarından biri oldu. el-Ĥâđıra’daki bir makalesinde Fransa’nın koyduğu hac yasağını bulaşıcı hastalıklar dolayısıyla haklı bulduğunu belirtti. Tunus’taki yeni toprak kanunuyla ilgili yorumları ülkenin önde gelen din âlimleri tarafından tepkiyle karşılandı. Senûsî uzun süren bir hastalığın ardından 17 Kasım 1900 tarihinde vefat etti.

Eserleri. 1. Müsâmerâtü’ž-žarîf bi-ĥüsni’t-taǾrîf (I, Tunus 1880-1881; nşr. Muhammed eş-Şâzelî en-Neyfer, I-II, Tunus 1983; Beyrut 1994). Hüseynîler dönemi Tunus âlimlerinin biyografilerine yer verilen eserde özellikle Zeytûne Camii imamları, Tunus’un Hanefî ve Mâlikî müftüleriyle kadıları tanıtılmaktadır. 2. MecmaǾu’d-devâvîni’t-Tûnisiyye. Hüseynîler devrinde yaşayan seksen şairin biyografisi ve şiirlerinden örneklerin bir araya getirildiği on cüzden meydana gelen eserin Mahmûd Kābâdû’ya ayrılan iki cildi müellif hayattayken yayımlanmıştır (Tunus 1294-1295/1877-1878). 3. el-Mevridü’l-muǾayyen fî źikri’l-erbaǾîn. Ebü’l-Hasan eş-Şâzelî ve talebeleri hakkındadır. 4. el-Ecinnetü’d-dâniyyetü’l-iķtiŧâf bi-mefâħiri silsileti’s-sâdeti’l-eşrâf (Tunus 1295/1878). Hz. Peygamber, Ehl-i beyt ve diğer önem verdiği kimseler hakkında bir şiir kitabıdır. 5. Tuĥfetü’l-aħyâr bi-mevlidi’l-muħtâr (Tunus 1307/1890). 6. Sîretü Muśŧafâ b. İsmâǾîl evi’n-nebźetü’t-târîħiyye fî menşeǿi’l-vezîr Muśŧafâ b. İsmâǾîl (nşr. Reşâd el-İmâm, Tunus 1881). 7. er-Riĥletü’l-Ĥicâziyye (I-III, nşr. Ali eş-Şenûfî, Tunus 1396-1398/1976-1978). Müellif bu eserinde İtalya ve İstanbul üzerinden gerçekleştirdiği hac seyahatini ve Suriye üzerinden Tunus’a dönüşünü anlatmaktadır. Eserin I. cildinde İtalya, II. cildinde Türkiye ve Hicaz hâtıralarına yer vermiş, III. cildi tanıştığı âlimlere ayırmıştır. 8. el-İstiŧlâǾâtü’l-Bârîsiyye (Tunus 1309/1892). 1889’da Paris’e yaptığı seyahatle ilgili notlarından oluşmaktadır. 9. Tefettüķu’l-ekmâm. İslâm’da kadın hakkında bir risâledir. Aslı kaybolan risâlenin müellifin oğlu Muhammed Muhyiddin ve yeğeni Abdülkādir el-Kabâyilî tarafından Fransızca’ya yapılan çevirisi yayımlanmıştır (Epanouissement de la fleur an émancipation de la femme en Islam, Tunus 1314/1897). 10. er-Ravżü’z-zâhir fî isnâdi’l-ĥabs li’l-İslâmi’z-zâhir (nşr. Muhsin Zekeriyyâ, Tunus 1348/1930). Tunus vakıfları, vakıfların halkın ihtiyaçlarının giderilmesi ve ilmin yaygınlaşması açılarından önemi hakkındadır. 11. Şerĥu’l-berâhîn fî Ǿilmi’l-kelâm (nşr. Mustafa Seyyid el-Gımârî, Cezayir 1989). 12. MaŧlaǾu’d-dirârî bi-teveccühi’n-nažari’ş-şerǾî Ǿale’l-kânûni’l-Ǿaķārî (Tunus 1885). 13. Ħulâśatü’n-nâzileti’t-Tûnisiyye (nşr. Muhammed es-Sâdık Bissîs, Tunus 1976). 14. Ġurerü’l-ferâǿid bi-meĥâsini’r-râǿid (Tunus 1296/1871). er-Râǿid gazetesinde yazdığı başmakalelerden oluşan eserde vatan sevgisi, çalışma, gazetecilik, tıp, sanayi gibi konular yanında Sâdıkī Hastahanesi ve Sâdıkıyye Medresesi gibi kurumlardan bahsedilmektedir. 15. Dürretü’l-Ǿarûż (Tunus 1880). Aruz ve kafiye ilmi konusunda ders kitabı olarak yazılmıştır. 16. Risâle fi’l-mecbâ. “Mecbâ” adı verilen özel bir vergiyle ilgilidir. Abdülaziz Bekkûş tarafından Fransızca’ya çevrilip el-Mecelletü’t-Tûnisiyye’de (1896) yayımlanan eserin Arapça aslı kayıptır. 17. Neşrü’l-bisâŧ fî nâzileti’l-fusfâŧ (eserleri için ayrıca bk. Nâsırüddin Saîdûnî, s. 575-587).

BİBLİYOGRAFYA:

Mahlûf, Şeceretü’n-nûr, s. 416-417; Ahmed Abdesselem, Les historiens tunisiens, Tunus 1973, s. 407-443; Mahfûz, Terâcimü’l-müǿellifîn, III, 73-80; el-İshâmü’t-Tûnisî fî taĥķīķi’t-türâŝi’l-maħŧûŧ (haz. Abdülvehhâb ed-Dahlî), Kartâc 1990, s. 49-50; Muhammed en-Neyfer, ǾUnvânü’l-erîb Ǿammâ neşeǿe bi’l-bilâdi’t-Tûnisiyye min Ǿâlimin edîb, Beyrut 1996, II, 952-964; Nâsırüddin Saîdûnî, Mine’t-türâŝi’t-târîħî ve’l-coġrâfî li’l-ġarbi’l-İslâmî, Beyrut 1999, s. 573-587; Ali eş-Şenûfî, “Muĥammed es-Senûsî”, Dâǿiretü’l-maǾârifi’t-Tûnisiyye, Kartâc 1992, III, 22-29.

Ahmet Kavas