SEHL b. HÂRÛN

(سهل بن هارون)

Ebû Amr (Ebû Muhammed) Sehl b. Hârûn b. Râhiyûn (Râhibûn, Râmnûy, Râheveyh) el-Ahvâzî ed-Destümeysânî el-Basrî (ö. 215/830)

İran asıllı şair, edip ve mütercim.

Basra yakınlarındaki bir köyde Nîşâbur kökenli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Küçük yaşta ailesiyle birlikte Basra’ya yerleşti, tahsilini orada tamamladıktan sonra Bağdat’a gitti. Saraya girip kısa sürede dikkati çekerek dönemin güçlü veziri Yahyâ b. Hâlid el-Bermekî’nin yanında başkâtipliğe kadar yükseldi. Hârûnürreşîd, Bermekîler’i bürokrasiden uzaklaştırdığı sırada (187/803) Sehl önce hapsedildiyse de bir süre sonra serbest bırakıldı, Vezir Yahyâ’nın en önemli görevi olan divanları yönetme işi ona verildi; bu sebeple kendisine “sâhibü’d-devâvîn” denilmekteydi. Ayrıca Sâsânî Hükümdarı Enûşirvân’ın meşhur veziri Büzürgmihr’e nisbetle “Büzürgmihr-i İslâm” lakabıyla anılmaya başlandı. Arap ırkçılığına karşı bir tepki olarak ortaya çıkan Şuûbiyye hareketinin önemli isimleri arasında yer alan Sehl b. Hârûn Emîn-Me’mûn mücadelesinde tarafsız kaldı; Me’mûn’un iktidarı ele geçirmesinden sonra Vezir Fazl b. Sehl tarafından halifeye takdim edildiğinde hitabet, edebiyat ve belâgatıyla onun dikkatini çekti; bir Pehlevî uzmanı sıfatıyla danışmanlığını yaptı ve Fars kültürünün Abbâsîler’i etkilemesi hususunda aktif rol oynadı. 204 (819) yılında Hizânetü’l-hikme (Dârülhikme) adıyla bilinen saray kütüphanesinde görevlendirildi; Beytülhikme’nin kuruluşunun ardından da buranın yöneticiliğine getirildi ve bu görevdeyken vefat etti. Sehl b. Hârûn ılımlı bir Şiî-Mu‘tezilî idi; eserlerinde sahâbîlerin aleyhine söz söylememiş, hatta onlar hakkında övücü ifadeler kullanmıştır.

Sehl b. Hârûn, Arap edebiyatına katkıda bulunmakla beraber ünlü İranlı mütercim İbnü’l-Mukaffa‘ın çizgisinde eski Fars edebiyatı geleneğini devam ettirerek Arap-Fars karışımı bir edebiyat türünün ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Döneminin en çok beğeni toplayan belâgat ve fesahat sahibi hatibi olup özellikle darbımeselleri, hikmetli sözleri ve hayvanları konuşturarak yaptığı fabl türü anlatılarıyla meşhurdu. Onun ismi binbir gece masallarında da zikredilmiş, ayrıca halk arasında vecizeleri çok beğenilen kimseler için “Sehl b. Hârûn gibi” benzetmesi yapılmıştır.

Eserleri. Sehl b. Hârûn’un yirmi kadar kitabından bahsedilmekteyse de onun hayranı ve takipçisi olan Câhiz’in birkaç eseriyle Ebû İshak el-Husrî’nin Zehrü’l-âdâb’ı, İbn Abdürabbih’in el-Ǿİķdü’l-ferîd’i ve İbn Hamdûn’un et-Teźkiretü’l-Ĥamdûniyye’si gibi bazı kaynaklarda ondan nakledilen nazım ve nesir örnekleri bugüne ulaşabilmiştir. 1. Risâle fî medĥi’l-buħl. Câhiz’in Kitâbü’l-Buħalâǿsında (DİA, VII, 23) yer alan yaklaşık on sayfalık risâle Sehl b. Hârûn’un meşhur olmasını sağlamıştır. Tarih boyunca cömertlik övülürken onun burada cimriliği övmesi bütün dikkatlerin üzerinde toplanmasına sebep olmuştur. Aslında Sehl’in bu risâleyi Şuûbî duygularla Araplar’a karşı yazdığı ileri sürülür. Kendisine bir nüshası hediye edilen Vezir Hasan b. Sehl’in kitabı beğendiği, ancak Sehl’e kendi tavsiyesine uyarak herhangi bir ihsanda bulunmadığı belirtilir. Risâle dikkatle incelendiğinde müellifin cimriliği övmediği, akıllıca kanaatkârlığı savunduğu görülür. Nitekim o savurganlığa varan cömertliği özellikle Hz. Peygamber’den örnekler vererek yermektedir. 2. Kitâbü’n-Nemir ve’ŝ-ŝaǾleb. Kelîle ve Dimne tarzında kaplan ve tilki etrafında gelişen bir masal kitabı olup bir kısmı günümüze ulaşmıştır. Abdülkādir el-Mehîrî eseri önce bir makalesinde (“Kitâbü’n-Nemir ve’ş-şaǾleb li-Sehl b. Hârûn”, Havliyyâtü’l-câmiǾati’t-Tûnisiyye, sy. 1 [Tunus 1964], s. 19-40), daha sonra Fransızca tercümesiyle birlikte kitap halinde (La panthère et le renard, Tunus 1973) yayımlamıştır. Eser ayrıca Müncî el-Kâ‘bî tarafından neşredilmiştir (Tunus 1980).


Sehl b. Hârûn’un kaynaklarda adı geçen diğer eserleri de şunlardır: Kitâbü ŜaǾle ve Ǿafrâǿ (afra), Kitâbü’l-Vâmıķ ve’l-ǾAźrâǿ, Kitâbü’l-Hüźeliyye ve’l-maħzûmî, Kitâbü Şecereti’l-Ǿaķl, Kitâbü’l-Vâś ve’l-Ǿane, Kitâbü Nedûd (Bedûd) ve vedûd ve ledûd (rudûd), Kitâbü’d-Đarbeyn (Đarrateyn), Kitâbü’l-Ġazâleyn, Kitâbü Esbâsyûs fi’ttihâdi(ittiħâźi)’l-iħvân, Kitâbü Edebi Esel b. Esel (Eşk b. Eşk), Kitâbü Tedbîri’l-mülk ve’s-siyâse, Kitâb ilâ ǾÎsâ b. Ebân fi’l-ķażâǿ, Kitâbü’l-Feres (Đars), Kitâbü Dîvâni’r-resâǿil, Sîretü’l-Meǿmûn (bk. İbnü’n-Nedîm, s. 134; Yâkūt, XI, 267; Safedî, XVI, 20).

BİBLİYOGRAFYA:

Câhiz, el-Beyân ve’t-tebyîn, I, 52, 89; a.mlf., el-Buħalâǿ (nşr. Tâhâ el-Hâcirî), Kahire 1981, s. 9-16; Müberred, el-Kâmil (nşr. M. Ahmed ed-Dâlî), Beyrut 1993, III, 1070; İbnü’n-Nedîm, el-Fihrist (Teceddüd), s. 133-134; Ebû İshak el-Husrî, Zehrü’l-âdâb (nşr. Ali Muhammed el-Bicâvî), Kahire 1389/1969, I, 576-578; Yâkūt, MuǾcemü’l-üdebâǿ, XI, 266; Kütübî, Fevâtü’l-Vefeyât, II, 84-85; Safedî, el-Vâfî, XVI, 18; Ömer Ferruh, Târîħu’l-edeb, II, 212-215; Sezgin, GAS (Ar.), I, 60; Brockelmann, GAL (Ar.), II, 36; Şevkī Dayf, Târîħu’l-edeb, III, 526-540; Ali Şelak, Merâĥilü teŧavvüri’n-neŝri’l-ǾArabî, Beyrut 1992, II, 191-209; M. Kürd Ali, Ümerâǿü’l-beyân, Kahire 1424/2003, I, 159-190; a.mlf., “Sehl b. Hârûn”, MMİADm., VII (1927), s. 5-27; J. H. Kramers, “Sehl b. Hârûn”, İA, X, 321-322; Mohsen Zakeri, “Sahl b. Hārūn b. Rāhawayh”, EI² (İng.), VIII, 838-840; Ramazan Şeşen, “Câhiz”, DİA, VII, 23.

Mehmet Azimli