SADAK, Bekir

(1920-1993)

Son dönem âlimlerinden, Arapça hocası.

Üsküp’te doğdu. Asıl adı Bekir Mahmud Bâki’dir. Kendisinden önce Türkiye’ye göç eden ailesinin aldığı Sadak soyadını kullanmıştır. Babası Hâfız Mahmud Efendi, annesi Lutfiye Hanım’dır. İlk dinî bilgileri uzun süre Üsküp’te Hacı Gazi Camii’nde imamlık yapan babasından aldı. İlk öğrenimine 1926 yılında Üsküp’te Yahyâ Paşa Okulu’nda Türkçe ve Sırpça olarak başladı. 1927’de bölgedeki 400’ü aşkın Türk öğretmenin görevine son verilince tahsiline Sırpça olarak devam etti. Ardından Meddah Medresesi’ne girdi (1931). Bu dönemde hâfızlığa başladı ve kendi ifadesine göre hıfzını yedi ayda tamamladı (el-Hilâl, IV/22 [1990], s. 15). Medresede Atâullah Kurtiş’ten ve Fettah Efendi’den (Abdülfettah Raûf) faydalandı; 1944’te mezun oldu. Aynı yıl Arnavutça öğrenmek amacıyla İşkodra’ya gitti ve buradaki bir camide görev yapmaya başladı. Ancak iki ay sonra Üsküp’ün bombalanması üzerine Meddah Medresesi’nin hocaları ve öğrencileri Studeniçan köyüne intikal etti. Burada toplanan öğrencilere bir yılı aşkın süreyle Arapça ve akaid dersleri okuttu. 1945 yılının ortalarında döndüğü Üsküp’te ders vermeye devam etti. Yeni kurulan Yugoslavya Devleti, Makedonya’nın ilkokul öğretmeni açığını kapatmak amacıyla Türkçe, Makedonca ve Arnavutça pedagoji kursları açtı. Bekir Sadak Arnavutça kursunu tamamladı, ancak öğretmen olarak çalışmadı. Bu arada askerliğini yaptı.

1946 yılının başında Yugoslavya komünist iktidarı bölgeye tamamen hâkim olunca şer‘î mahkemeler ve çeşitli dinî müesseselerle birlikte Meddah Medresesi de kapatıldı. Bekir Sadak 1948’de komünist rejimin gittikçe artan zulmünden dolayı Zagreb’e, oradan İtalya’ya ve bu yoldan Kahire’ye gitmek istediyse de bunun imkânsız olduğunu anlayarak Zagreb Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne kaydoldu. Fakülteyi bitirdikten (1956) sonra üniversitenin Felsefe Bölümü’nde felsefe derslerine katıldı (1956-1957). Bu arada Boşnakça ilk Kur’an tercümesini yapan Mostar ulemâsından Ali Rıza Karabeg’in kızı Ayşe Hanım’la evlendi. 1957’de Zagreb’den İstanbul’a göç etti, 1955’te buraya gelip Burgaz adasına yerleşen ailesinin yanına gitti. 1958-1961 yıllarında Beyazıt ve Süleymaniye kütüphanelerinde İstanbul Kütüphaneleri Tasnif Komisyonu üyesi olarak çalıştı. İstanbul İmam-Hatip Okulu’nda din dersleri


ve Arapça öğretmenliği yaptı (1957-1959). Öte yandan 1957’de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde adlî tıp dersinden sınava girerek denklik belgesi aldı ve avukatlık yaptı. 1959’da İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’nde öğretim görevine başladı. 1970 yılında meslektaşı Ali Özek’le birlikte İslâmî İlimler Araştırma Vakfı’nın (İSAV) kuruluşunu gerçekleştirdi ve burada aktif hizmetlerde bulundu. 1982’de ciddi bir rahatsızlık geçirdi, bir yıl sonra yaş haddinden emekli oldu. Hayatının son yıllarında İslâm Tarih Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi’nde (IRCICA) “Balkanlar’da Türk-İslâm İzleri” projesi üzerinde uzman olarak çalışan Bekir Sadak 5 Temmuz 1993’te İstanbul’da vefat etti ve Silivrikapı Mezarlığı’nda babasının yanına defnedildi. Türkçe yanında Arapça, Arnavutça, Boşnakça, Makedonca ve Fransızca’ya da vâkıftı.

Bekir Sadak hocaları arasında özellikle Atâullah Kurtiş ile Fettah Efendi’den etkilenmiş, Meddah Medresesi’ndeki öğrencilik döneminde Kahire’den gelen dergilerden tanıdığı Muhammed Abduh, M. Reşîd Rızâ ve Seyyid Kutub gibi Mısır ulemâsının görüşlerine önem vermiştir. Bosna ulemâsından özellikle Mehmet Hanciç’in fikirlerine hayrandı. Bir Osmanlı aydını olmanın gururunu taşıyan Bekir Sadak, Balkanlar’daki Türk-İslâm izlerinin silinmesine ve vatanında gurbet hayatı yaşamasına rağmen hiçbir zaman mağlûbiyet duygusuna kapılmamış, memleketinde kaybolup giden Osmanlı medeniyetinin mirasına karşı duyduğu hasreti daima dile getirmiştir. Özellikle II. Dünya Savaşı sonrasında Yugoslavya’dan Türkiye’ye başlatılan göçü tasvip etmemiştir.

On yedi yaşından itibaren şiir yazmaya başlayan Bekir Sadak şiirlerinde daha çok dinî, vatanî ve içtimaî konuları işlemiştir. Hocası Fettah Efendi ve arkadaşı Kemal Aruçi ile birlikte Balkanlar’da Osmanlı Türkçesi ile yazan son nesil şairlerinden biri kabul edilen Bekir Sadak hem kendi şiirlerini hem de hocasının şiirlerini toplamaya çalışmışsa da bunu tamamlayamamıştır. Fettah Efendi şiirlerinde “Hâtif” mahlasını kullanmış, Bekir Sadak için de “Hümâyî” mahlasını uygun görmüştür. Bir kısım şiirleri bazı dergilerde neşredilmiştir.

Eserleri. Bekir Sadak’ın basılmış eserleri Arapça’dan yaptığı çevirilerden oluşur. 1. Cihan Sulhu ve İslâm (İstanbul, ts.). Seyyid Kutub’un es-Selâmü’l-Ǿâlemî ve’l-İslâm adlı eserinin tercümesidir. 2. Tâc Tercemesi Büyük Hadîs Kitabı (I-V, İstanbul 1968-1976). Şeyh Mansûr Ali Nâsıf’ın et-Tâc el-CâmiǾ li’l-uśûl fî eĥâdîŝi’r-Resûl adlı kitabının çevirisidir. 3. Filozofların Tutarsızlığı. Gazzâlî’nin Tehâfütü’l-felâsife adlı eserinin 1980 yılında yaptığı tercümesi olup aynı eserin Hacı Bekir Karlığa tarafından Türkçe’ye çevrilip yayımlanması üzerine (İstanbul 1981) kendi çevirisinin neşredilmesini istememiş, eser ancak vefatından sonra yayımlanmıştır (İstanbul 2002). 4. Kur’ân-ı Kerîm ve Türkçe Anlatımı (İstanbul 1989). Bekir Sadak önsözde, bazı yerlerde daha serbest ifade kullanabilmek için yaptığı çalışmaya “Kur’an tercümesi” veya “Kur’an meâli” yerine “Kur’ân-ı Kerîm ve Türkçe Anlatımı” adını vermeyi tercih ettiğini belirtir. Onun tercümesinin özelliği diğer meâllerin aksine çevirilerde parantezlere yer verilmemesidir. Bunların dışında İslâm Tarih Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi’nde Balkanlar’da Türk-İslâm izleri projesi çerçevesinde bir eser hazırladığını kendisi ifade etmişse de eser henüz yayımlanmamıştır. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi’nde (DİA) bazı maddeleri bulunan Bekir Sadak’ın dergilerde az sayıda makalesi, Saraybosna ve Üsküp’te ilmî sempozyumlara sunduğu tebliğleri mevcuttur. Ayrıca kelâm, fıkıh ve fıkıh usulüyle ilgili olarak Üsküp’te kendi el yazısıyla hazırladığı birkaç defter tutarındaki ders notları özel kitaplığında bulunmaktadır.

BİBLİYOGRAFYA:

“Bekir Sadak’ın Hal Tercemesi”, Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Bekir Sadak Dosyası; Bekir Sadak, Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Anlatımı, İstanbul 1989, Önsöz; a.mlf., “Rumeli’de Bir Şair: Fettah Efendi/1 (1911-1963)”, İslâmi Kültür, Sanat ve Edebiyat, sy. 4, İstanbul 1989, s. 27-29; Muhammed Aruçi, Kemal Efendi Aruçi-Şiirlerim, Üsküp 1999, s. 30, 37-38; a.mlf., “İki Dünya Savaşı Arasında Makedonya’da İslami Eğitim Müesseseleri”, Köprü, IV/14, Üsküp 2006, s. 37-41; IV/15, s. 36-39; a.mlf., “Fettah Efendi”, DİA, XII, 483-484; “Fettah Rauf ve Onun Grupuna Dahil Balistlerin Yargılanması”, Birlik, Üsküp 1 Ekim 1947, s. 4; “İslami Edebiyat Çevresinde”, İslâmi Kültür, Sanat ve Edebiyat, sy. 1, İstanbul 1988, s. 18-20; Ali Nar, “Bekir Sadak Hoca ile Kur’an Meali Üstüne”, a.e., II/1 (1989), s. 18-19; “Tarihin Getirdikleri: Biz Oralarda Kalmalıydık. Prof. Bekir Sadak ile Konuşma”, el-Hilâl (nşr. Starešinstvo na Islamska Zaednica vo SRM Skopje), IV/22, Üsküp 1990, s. 15; V/23 (1991), s. 15; V/24, s. 18; V/25, s. 18; V/26, s. 17; Ahmet Ersöz, “Av. Bekir Sadak ile... Biz Oralarda Kalmalıydık”, Zaman, sy. 9266, İstanbul 6 Mayıs 1990; Süleyman Baki, “Üsküp’ü İstanbul’a Bağlayan Köprü”, Köprü, III/7, Üsküp 2005, s. 15-17.

Muhammed Aruçi