RUMMÂNÎ

(الرمّاني)

Ebü’l-Hasen Alî b. Îsâ b. Alî er-Rummânî el-Bağdâdî (ö. 384/994)

Arap dili ve belâgatı âlimi, Mu‘tezile kelâmcısı.

Aslen Sâmerrâlı olup 296 (908) yılında Bağdat’ta doğdu. Nar veya nar satıcılığına ya da Vâsıt şehrindeki Rummân Kasrı’na izâfetle Rummânî, hocası İbnü’l-İhşîd’e izâfetle İhşîdî nisbeleriyle ve geçimini eser istinsahıyla sağladığı için Verrâk lakabıyla anılır. Zeccâc, İbnü’s-Serrâc ve İbn Düreyd gibi dil âlimlerinin derslerine devam etti. Nahiv ilminde Basra mektebine, kelâm ilminde İbnü’l-İhşîd’in önderliğini yaptığı İhşîdiyye Mu‘tezile ekolüne mensuptur. Ebû Ali el-Fârisî ve Ebû Saîd es-Sîrâfî gibi önde gelen dil, nahiv ve edebiyat âlimleri arasında sayılan, aynı zamanda önemli bir Mu‘tezile kelâmcısı olan Rummânî’nin talebeleri arasında Şeyh Müfîd, Ebû Hayyân et-Tevhîdî, Ebü’l-Kāsım Ali b. Ubeydullah ed-Dakīkī, Ali b. Muhassin et-Tenûhî, Hilâl b. Muhassin es-Sâbî ve Hasan b. Ali el-Cevherî zikredilir. Rummânî, terminolojisiyle birlikte mantık ilmini Arap nahvine ilk uygulayanlardan sayılır. Bu sebeple dönemindeki bazı nahiv âlimleri tarafından eleştirilmiş, Ebû Ali el-Fârisî, “Eğer nahiv Rummânî’nin söylediği şey ise bizim ondan bir payımız yoktur, eğer bizim söylediğimiz ise bu takdirde onun bundan hiçbir nasibi yoktur” demiştir. Bazı kaynaklarda Rummânî’nin Şiî hatta Râfizî olduğu zikredilirse de Bağdat Mu‘tezile âlimleri arasında Resûlullah’tan sonra en faziletli kişinin Hz. Ali olduğu görüşünün (Şîa-i mufaddıla) yaygınlığı göz önüne alındığında onun Şiîliğinin bu görüşle sınırlı kaldığı sonucuna varılabilir (Mâzin el-Mübârek, s. 54-55). Çağdaşı İbnü’n-Nedîm, Rummânî’nin Şîa taraftarı eserler kaleme almasını bu mezhebi kabul etmesine değil döneminde Şîa’nın yaygın olması sebebiyle takıyye yapmasına bağlamaktadır (İbn Hacer, IV, 248). 11 Cemâziyelevvel 384 (23 Haziran 994) tarihinde Bağdat’ta vefat eden Rummânî, Şûnîziyye Mezarlığı’nda Ebû Ali el-Fârisî’nin kabrinin yanına defnedildi.

Eserleri. Rummânî’nin kaynaklarda 100 kadar eseri zikredilmekle birlikte bunların pek azı günümüze ulaşmıştır. 1. el-Ĥudûd fi’n-naĥv. Müellifin bu muhtasar eserinde ispat yerine îcab, nefiy yerine selb, ayrıca mevzû ve mahmûl, sûret ve madde,


cins ve nevi gibi mantık terimlerini kullanması eleştirilmişse de onun bu davranışı, bazı şarkiyatçılar tarafından evrensel bir gramerin terimlerini belirleme girişimi olarak değerlendirilmiştir (Carter, s. 218-219). Eser birkaç defa yayımlanmıştır (nşr. Mustafa Cevâd - Yûsuf Ya‘kūb Meskûnî, Resâǿil fi’n-naĥv ve’l-luġa içinde, Bağdad 1969, s. 37-50; nşr. İbrâhim es-Sâmerrâî, Risâletân fi’l-luġa içinde, Amman 1984, s. 63-88). 2. MeǾâni’l-ĥurûf (Kitâbü’l-Ĥurûf). Arap dilindeki edatlara dair olan esere (nşr. Abdülfettâh İsmâil Şelebî, Kahire 1973; Cidde 1401/1981) Ali b. Faddâl el-Mücâşiî bir şerh yazmıştır. Kitabın bazı kısımları Menâzilü’l-ĥurûf adıyla daha önce neşredilmiş olup (nşr. Muhammed Hasan Âl Yâsîn, Bağdad 1955) aynı adla başka neşirleri de yapılmıştır (nşr. Mustafa Cevâd - Yûsuf Ya‘kūb Meskûnî, Resâǿil fi’n-naĥv ve’l-luġa içinde, Bağdad 1969, s. 51-78; nşr. Rânâ Muhammed Nasrullah - İhsân el-İlâhî, Lahor 1972; nşr. İbrâhim es-Sâmerrâî, Risâletân fi’l-luġa içinde, Amman 1984). 3. en-Nüket fî iǾcâzi’l-Ķurǿân (nşr. Abdülalîm, Delhi 1934; nşr. Muhammed Halefullah - Muhammed Zağlûl Sellâm, Ŝelâŝü resâǿil fî iǾcâzi’l-Ķurǿân içinde, Kahire 1955, s. 105-144; Kahire 1387/1968, s. 73-113). Eser Farsça’ya tercüme edilmiştir (Tahran 1382). Rummânî, Kur’an’ın i‘câzını benzerinin telif edilmesi hususunda meydan okunması (tehaddî), buna rağmen fiilen yazılamamış olması, ediplerin böyle bir eseri meydana getirme gücünün ellerinden alınması (sarfe), Kur’an’ın erişilmez belâgatı, alışılmışın dışında edebî bir tarza sahip olması, gelecekten haber vermesi, diğer peygamberlerin mûcizeleriyle mukayese edilebilir olması şeklinde yedi açıdan incelemiştir. Ancak onun eserinin büyük bir kısmını belâgata ayırması ve diğer i‘câz şekillerini risâlenin sonunda kısaca açıklaması Kur’an’ın i‘câzında temel unsur olarak belâgatı gördüğüne işaret eder. Rummânî “en güzel lâfızlarla mânanın kalbe ulaştırılması” diye tanımladığı belâgat için üst, orta ve alt olmak üzere üç seviye belirlemiş, Kur’an’ın belâgatını üst düzeye oturtmuş ve belâgatı i‘câz, teşbih, istiare, ses âhengi, âyet sonlarındaki ses uyumu, cinas / tecânüs, bir kelime kökünün değişik vezinlere dönüşmesi, îmâ, mübalağa, sözün terkip ve telifindeki güzellik olmak üzere on kısma ayırmıştır. 4. Şerĥu Kitâbi Sîbeveyhi. Eserin bazı kısımları günümüze kadar gelmiş (Sezgin, IX, 112) ve bazı bölümleri yayımlanmıştır (nşr. Mâzin el-Mübârek, “Mişâl min Şerĥi’r-Rummânî Ǿalâ Kitâbi Sîbeveyhi”, MMİADm., XXXVIII/4 [1383/1963], s. 639-650; nşr. ve trc. Edith Ambros, Kitāb Sībawaihi von ar-Rummānī in Edition und Übersetzung, Wien 1979; nşr. Mütevellî Ramazan Ahmed ed-Demîrî, Şerĥu Kitâbi Sîbeveyhi: Ķısmü’ś-śarf, el-cüzǿü’l-evvel, Kahire 1408/1988; Mansûre 1413/1993). Rummânî eserinde görüşlerini üzerine dayandırdığı kıyası hükümlerin tesbitinde ölçü kabul etmiş, Basra ekolüne mensup olduğu halde kıyas gereği beş meselede Kûfe görüşünü desteklemiş ve kıyasları için sağlıklı semâa ve kabul görmüş rivayetlere dayanmıştır. Mâzin el-Mübârek, er-Rummânî en-Naĥvî fî đavǿi şerĥihî li-Kitâbi Sîbeveyhi adıyla bir çalışma yapmıştır (Dımaşk 1383/1963, 1416/1995; Beyrut 1974). 5. el-CâmiǾ fî Ǿilmi’l-Ķurǿân (el-CâmiǾu’l-kebîr fî tefsîri’l-Ķurǿân). Kur’an’ın dil ve belâgat açısından tefsiri olup Abdülmelik b. Ali Müezzin el-Herevî (ö. 489/1096) tarafından ihtisar edildiği belirtilmektedir. Eserin bazı kısımları günümüze ulaşmıştır (Sezgin, VIII, 113). Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye’de (Teymûriyye, Tefsir, nr. 201) Tefsîrü’l-Ķurǿân adıyla Rummânî’ye nisbet edilen yazmanın (a.g.e., VIII, 270; EI² [İng.], VIII, 614) Zemahşerî ve Nesefî tefsirinden bazı parçalar olduğu tesbit edilmiştir (Zekeriyyâ Saîd Ali, XIV/2 [1413/1993], s. 213-215). 6. el-Elfâžü’l-müterâdifetü’l-müteķāribetü’l-maǾnâ. 142 fasıldan oluşan eserde eş anlamlı kelimeler ve terkipler örneklerle açıklanmaktadır (nşr. Muhammed Mahmûd er-Râfiî, Kahire 1321/1903; nşr. Fethullah Sâlih Ali el-Mısrî, Mansûre 1407/1987). Muhammed Hasan Avvâd, son döneme ait bazı kaynaklar (Brockelmann, I, 175; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, I, 683) dışında Rummânî’ye böyle bir eserin nisbet edilmemesi, üslûbunun farklı olması ve İbn Mâlik et-Tâî’nin el-Elfâžü’l-muħtelife fi’l-meǾâni’l-müǿtelife adlı eseriyle benzerlik göstermesi gibi sebeplerle kitabın sonraki dönemlerde yazılmış olabileceğini ileri sürmüştür. 7. Şerĥu’l-Uśûl li’bni’s-Serrâc. Bazı kısımları günümüze ulaşmıştır (Hacı Selim Ağa Ktp., nr. 1077/3, vr. 326-368).

Rummânî’nin kaynaklarda zikredilen Arap diliyle ilgili diğer eserlerinden bazıları şunlardır: el-Mesâǿilü’l-müfrede min Kitâbi Sîbeveyhi, Nüketü Sîbeveyhi, Aġrâżu Sîbeveyhi, el-Ħilâf beyne Sîbeveyhi ve’l-Müberred, Şerĥu’l-Muķteđab li’l-Müberred, Şerĥu Muħtaśari’l-Cermî, Şerĥu MeǾâni’z-Zeccâc, Şerĥu’l-Mûcez li’bni’s-Serrâc, Şerĥu’l-Cümel li’bni’s-Serrâc, el-Îcâz fî şerĥi’l-Îżâĥ (li-Ebî ǾAlî el-Fârisî), Şerĥu Mesâǿili’l-Aħfeş el-kebîr, Şerĥu Mesâǿili’l-Aħfeş eś-śaġīr, el-Ĥudûdü’l-aśġar, el-Ĥudûdü’l-ekber, et-Taśrîf, el-İştiķāķu’l-kebîr, el-İştiķāķu’ś-śaġīr, el-Ħilâf beyne’n-naĥviyyîn, el-Belâġa. Kelâma dair eserlerden bazıları da şunlardır: el-Esmâǿ ve’ś-śıfât li’llâhi Ǿazze ve celle, Şerĥu’l-esmâǿ ve’ś-śıfât li-Ebî ǾAlî, Mesâǿilü Aĥmed b. İbrâhîm el-Baśrî, el-Mecâlis fi’stiĥķāķı’ź-źem, er-Red Ǿale’l-Mesâǿili’l-Baġdâdiyyât li-Ebî Hâşim, er-Red Ǿale’d-Dehriyye, el-Aślaĥu’l-kebîr, el-Aślaĥu’ś-śaġīr, Nüketü’l-uśûl, Şerĥu’l-MaǾûne, er-Rüǿye fi’n-naķż Ǿale’l-EşǾarî, Naķżü’t-teŝlîŝ Ǿalâ Yaĥyâ b. ǾAdî, el-İmâme, Śıfâtü’n-nefs, el-İrâde, el-Esbâb, Edilletü’t-tevĥîd, Maķāletü’l-MuǾtezile, Tafżîlü ǾAlî. Rummânî ayrıca Kur’an ilimleri, fıkıh usulü, mantık ve tartışma âdâbı gibi konularda şu eserleri kaleme almıştır: el-Muħtaśar fî Ǿilmi’s-süveri’l-ķıśâr, el-Müteşâbih fî Ǿilmi’l-Ķurǿân, Ġarîbü’l-Ķurǿân, el-Elifât fi’l-Ķurǿân, Uśûlü’l-fıķh, el-Ķıyâs, el-Manŧıķ, Edebü’l-cedel, Uśûlü’l-cedel.

Saîd el-Efgānî, Rummânî’ye nisbetle Tevcîhü iǾrâbi ebyâtin mülġazeti’l-iǾrâb adlı bir eseri baş tarafına müellifle ilgili bir inceleme ilâve ederek yayıma hazırlamışsa da basılmış nüshaların henüz dağıtımı yapılmadan eserin Hasan b. Esed el-Fârikī’nin Şerĥu’l-ebyâti’l-müşkileti’l-iǾrâb’ı olduğu anlaşılmış ve kitabın iç kapak sayfasında buna işaret edilmiştir (Dımaşk 1377/1958).

BİBLİYOGRAFYA:

Rummânî, en-Nüket fî iǾcâzi’l-Ķurǿân (Ŝelâŝü resâǿil fî iǾcâzi’l-Ķurǿân içinde, nşr. M. Halefullah - M. Zağlûl Sellâm), Kahire, ts. (Dârü’l-maârif), s. 69-104; İbnü’n-Nedîm, el-Fihrist (Teceddüd), s. 69; Sem‘ânî, el-Ensâb, VI, 160; Kemâleddin el-Enbârî, Nüzhetü’l-elibbâǿ (nşr. M. Ebü’l-Fazl İbrâhim), Kahire 1386/1967, s. 276-277; İbnü’l-Cevzî, el-Muntažam (Atâ), XIV, 371; İbnü’l-Kıftî, İnbâhü’r-ruvât, II, 294-296; Yâkūt, MuǾcemü’l-üdebâǿ (nşr. D. S. Margoliouth), London 1911, V, 280-283; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XVI, 533-534; İbn Hacer, Lisânü’l-Mîzân, IV, 248; Süyûtî, Buġyetü’l-vuǾât, II, 180-181; Dâvûdî, Ŧabaķātü’l-müfessirîn, I, 419-421; Keşfü’ž-žunûn, I, 447-448, 571; Brockelmann, GAL Suppl., I, 175; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, I, 683; Sezgin, GAS, VIII, 112-114, 270; IX, 111-113, 314; Mâzin el-Mübârek, er-Rummânî en-Naĥvî fî đavǿi şerĥihî li-Kitâbi Sîbeveyhi, Beyrut 1974, tür.yer.; Mustafa Bilgin, Tefsirde Mutezile Ekolü (doktora tezi, 1991), UÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 133-138; M. M. Ebû Mûsâ, “el-İǾcâzü’l-belâġī fî rüǿyeti Ebi’l-Ĥasen ǾAlî b. ǾÎsâ er-Rummânî”, Mecelletü’l-baĥŝi’l-Ǿilmî ve’t-türâŝi’l-İslâmî, V, Mekke 1402/1982, s. 225-259; M. G. Carter, “Linguistic Science and Orthodoxy in Conflict. The Case of al-Rummani”, Zeitschrift für Geschichte der Arabisch-Islamischen Wissenschaften, I, Frankfurt 1984, s. 212-232; M. Hasan Avvâd, “el-Elfâžü’l-müterâdife li’r-Rummânî nisbetühû ve icrâǿü muvâzene


beynehû ve beyne’l-elfâži’l-muħtelife fi’l-meǾâni’l-müǿtelife li’bni Mâlik”, MMLAÜr., XLIV (1413/1993), s. 316-349; Zekeriyyâ Saîd Ali, “et-Tefsîrü’l-kebîr li’r-Rummânî”, ǾÂlemü’l-kütüb, XIV/2, Riyad 1413/1993, s. 213-215; Gāzî Tuleymât, “er-Rummânî en-Naĥvî fî đavǿi şerĥihî li-Kitâbi Sîbeyhi”, Âfâķu’ŝ-ŝeķāfe ve’t-türâŝ, XIX, Dübey 1997, s. 64-68; Lazlo Tüske, “Belâgatta er-Rummânî” (trc. İsmail Demir - Mustafa Kaya), EAÜİFD, XIX (2003), s. 279-298; J. Flanagan, “al-Rummānī”, EI² (İng.), VIII, 614-615.

Sedat Şensoy