ROBSON, James

(1890-1981)

Hadis ve dil bilimi alanındaki çalışmalarıyla tanınan İskoç asıllı şarkiyatçı ve misyoner.

30 Kasım 1890’da Glasgow şehrinde doğdu. Lisans öğrenimini Glasgow Üniversitesi Doğu Dilleri Bölümü’nde tamamladı. İslâmî kaynaklarda Hz. Îsâ konulu yüksek lisans tezinin ardından Tracts on Listening to Music ve Ancient Arabian Musical Instruments adlı çalışmalarıyla edebiyat doktoru unvanını aldı (1941). Kendisine Saint Andrews Üniversitesi’nden bir doktora ve Manchester Üniversitesi’nden bir yüksek lisans unvanı daha verildi. 1915-1916 yıllarında Glasgow Üniversitesi’nde Arapça okutmanlığı yaptı. George Williams tarafından 1844’te oluşturulan Young Men’(s.) Christian Association (YMCA) adlı misyoner kuruluşu adına Irak ve Hindistan’da 1916-1918 yılları arasında faaliyette bulundu. Bu kuruluşta 1918-1919’da Lahor’da yönetici ve 1919-1926 yıllarında Yemen’in Aden şehrinde misyoner olarak görev yaptı. 1928-1948 yılları arasında Glasgow Üniversitesi’nde Arapça öğretim üyeliği, 1949’da dekanlık görevinde bulundu. Aynı yıl Manchester’da başladığı Arapça öğretim üyeliğine emekliye ayrıldığı 1958 yılına kadar devam etti. Daha sonraki hayatına dair bilgi yoktur.

Robson, gençlik yıllarında misyonerlik faaliyetlerine ağırlık vermesi sebebiyle ilmî mesaisini bu alanda sürdürmüş olmakla birlikte Glasgow Üniversitesi’ndeki öğretim üyeliğiyle başlayan ve ölümüne kadar devam eden süreçte özellikle hadise dair önemli çalışmalar yapmış, ayrıca Arap dili, Hıristiyanlık-İslâmiyet mukayesesi ve mûsiki gibi alanlarda yoğunlaşmıştır. Bu dönemde hadis usulü ve hadis metinlerinin çevirisi, Buhârî dışında kalan Kütüb-i Sitte’nin rivayet tariklerinin incelenmesi konularına ve The Encyclopaedia of Islam’ın ikinci neşrinde özellikle hadise dair maddelerin telifine ağırlık vermesi sebebiyle hadis alanında XX. yüzyılın ikinci yarısının önde gelen müsteşriki sayılmıştır. Robson, hadis ve sünnetin Batı dillerinde “tradition” şeklinde tercüme edilmesinin doğru olmadığı kanaatindeydi. Zira hadis “hikâye” veya “rapor” anlamında kullanılırken sünnet de “uygulama” yahut “âdet” mânasına gelir ve bu mânada Hz. Peygamber’in uygulamalarına işaret eder.

İbn Sîrîn’in rivayet tarihi açısından büyük önem taşıyan, “Müslümanlar hadis dinlerken isnad sormuyorlardı, ancak fitne ortaya çıkınca, ‘Bize râvilerin isimlerini söyleyin’ demeye başladılar” sözünde geçen (Müslim, “Muķaddime”, 7) “fitne”nin Emevî Halifesi II. Velîd’in öldürülmesiyle (126/744) ortaya çıktığını ileri süren Joseph Schacht’a karşı Robson, isnadların sonradan uydurulduğu ön kabulüne dayanan bu nazariyelerin benimsenmesi konusunda insanların tereddüt edeceğini söylemiştir (Hadīth, s. 20). Ona göre burada sözü edilen fitne, Abdullah b. Zübeyr’in Emevî iktidarına karşı isyan etmesi üzerine 64-73 (683-692) yılları arasında yaşanan kargaşadır. Zira isnadın sorulmaya başlandığı tarih olarak Hz. Ali ile Muâviye arasındaki çekişmeler çok erken, Velîd’in öldürülmesi sonrası çıkan kargaşa da çok geçtir. Ayrıca 33 (653-54) yılında doğan ve bu sözü söyleyen İbn Sîrîn (ö. 110/729) Abdullah b. Zübeyr devri olaylarından bahsedebilecek yaştadır (EI2 [İng.], III, 23). Aynı görüş başka delillerden hareketle daha sonra G. H. A. Juynboll tarafından da savunulmuştur. Robson’ın Schacht’ı eleştirdiği bir diğer husus, Mâlik-Nâfi‘-İbn Ömer tarikinde Schacht’ın Nâfi‘ ile Mâlik arasındaki yaş farkını gerekçe göstererek semâının mümkün olamayacağı şeklindeki iddiasınadır. Ayrıca genel anlamda aile isnadları konusunda da Robson Schacht’ı eleştirmiştir (Hadīth, s. 23).

Robson, hadislerin güvenilirliği tartışmalarında Schacht ekolünü savunan J. Wansbrough ve Michael Cook ile Schacht ekolünü eleştiren N. Abbott, Fuat Sezgin, Mustafa el-A‘zamî, G. Schoeler ve Johann Fueck ekolü arasında orta bir yol benimseyen H. Motzki, D. Santillana, G. H. A. Juynboll ve Fazlurrahman gibi kişilerin yanında sayılmıştır (Hallaq, LXXXIX [1999], s. 76). Her ne kadar Robson, Schacht’ın The Origins of Muhammadan Jurisprudence adlı eserinin yayımlanmasının (Oxford 1950) ardından Hz. Peygamber’e ait güvenilir herhangi bir sözün bulunmasının mümkün olmadığından söz etse de (Muslim Tradition: The Question of Authencity, XLIII [1951-52], s. 102) kısa bir süre sonra yazdığı bir başka makalede erken devirlere dayanan bazı sahih materyallerin bulunabileceğini kabul etmektedir (Hadīth, s. 25). Schacht’ın ulaştığı sonuçlara büyük ölçüde katılmakla birlikte Robson, Schacht’ın iddialarını fıkhî alanla sınırlandırmak ve tarihî mahiyetteki hadisleri sıhhat konusundaki şüpheci yaklaşımın dışında tutmak ister. Ancak bunu söylerken Hz. Muhammed’in kişiliğinin inananlar üzerindeki etkisinin zorunlu bir sonucu olarak hadisler içerisinde güvenilir bir özün bulunması gerektiğini ileri sürmesi dışında pek az delil sunar. Fakat yine de bu güvenilir özün nakledildiği isnadların mutlaka güvenilir olması gerekmediğini kabul eder (Berg, s. 39-40).

İsnadın hadis ilimlerinin ayırt edici bir vasfı olmadığını, başka ilim dallarında da görüldüğünü söyleyen Robson, diğer şarkiyatçıların görüşüne paralel biçimde İslâm tarihi eserlerindeki isnad uygulamasının


hadis ilmindekine göre daha sahih olduğu görüşündedir. Batılı bilginlerin İslâm âlimlerine ait isnadı öven ifadelerinin W. Muir, I. Goldziher, L. Caetani gibi şarkiyatçılar tarafından kabul edilmediğini belirtir. İsnadların sahih kısımlarının olabileceğini söylemekle birlikte bunların ayırt edilmesinin imkânsız olduğunu iddia eder. Robson sahih hadisler konusunda da tereddüt içindedir. Ona göre erken döneme ait sahih materyallere ulaşılması mümkünse de bunların tesbitini yapmak son derece güçtür. Robson, şarkiyatçıların özellikle genç sahâbîlerin hadis uydurmada önemli bir işlev gördükleri şeklindeki iddialarına karşı çıkmakta ve şu delili ileri sürmektedir: Şayet sonraki nesil hadis uyduracak olsaydı şüphe çekmemek için gençlerin ağzından değil yaşlı sahâbîlerin ağzından uydururdu. Sonuç olarak Robson isnadın dikkate alınması gerekli bir uygulama olduğunu, en azından İslâm’ın ilk dönemlerine dair bilgilerin nakli konusunda hangi yöntemlerin kullanıldığını göstermesi bakımından önem arzettiğini söylemekte (Hadīth, s. 172-173), ancak hadisçilerden çok İbn İshak gibi tarihçilerin kullanımlarına güvenmektedir.

Eserleri. Telifleri. 1. Ion Keith-Falconer of Arabia (London 1923). Bu çalışmada, Arap yarımadasında ve Aden’de misyonerlik faaliyetleri sırasında öldürülen Arap dilcisi ve Evangelik misyoneri Ion Grant Neville Keith-Falconer’in (ö. 1887) hayatı ve faaliyetleri ele alınmıştır. 2. Christ in Islam (London 1930). İslâm kaynaklarının Hz. Îsâ’ya bakışını incelediği ilk akademik eserlerinden biridir.

Tercüme ve Neşirleri. 1. Mishkât al-Masâbîh (I-IV, Lahore 1963-1966). Hatîb et-Tebrîzî’nin eserinin açıklama ve notlar ilâvesiyle yapılmış bir çevirisidir. Batı diline yapılmış mevcut dört Mişkât tercümesi içinde en güvenilir olanın bu çeviri olduğu söylenmektedir. 2. Ancient Arabian Musical Instruments (Glasgow 1938). Mufaddal b. Selâme’nin Kitâbü’l-Melâĥî’sinin İstanbul’da bulunan tek yazma nüshasının notlarla ve İngilizce tercümesiyle birlikte neşridir. Eser Henry George Farmer’in müzik aletleri hakkındaki notlarını da içermektedir. 3. Tracts on Listening to Music (London 1938). İbn Ebü’d-Dünyâ’nın Źemmü’l-melâhî’si ve Ahmed el-Gazzâlî’nin Bevâriķu’l-ilmâǿ fi’r-red Ǿalâ men yuĥarrimü’s-semâǾ adlı eserinin notlarla birlikte çevirisi olup ilk eserde semâın câiz olmadığı, ikincisinde ise câiz olduğu savunulmaktadır. 4. An Introduction to the Science of Tradition (London 1953). Hâkim en-Nîsâbûrî’nin el-Medħal ilâ (maǾrifeti) Kitâbi’l-İķlîl adlı eserinin notlarla birlikte tercümesi ve neşridir. Robson, Muhammed Râgıb et-Tabbâh’ın el-Medħal fî Ǿilmi’l-ĥadîŝ adıyla yayımladığı eserini (Halep 1352/1932) bir başka nüsha ile de karşılaştırarak neşretmiştir. 5. A Chess makâma in the John Rylands Library (Manchester 1953). İbn Ebû Hacele’nin Ünmûźecü’l-ķıtâl fî naķli’l-Ǿuvâl adlı eserinin son kısmında yer alan satranca dair bir makāmenin John Rylands Kütüphanesi nüshasına dayanılarak yapılan tercümesiyle birlikte neşridir (Bulletin of the John Rylands Library, XXXVI/1 [1953], s. 111-127).

James Robson’ın Batı’da hadis çalışmaları arasında önemli yeri olan çok sayıdaki makalesinden bir kısmı şunlardır: “Ibn Ishâk’s Use of the Isnâd” (Bulletin of the John Rylands Library, XXXVIII/2 [Manchester 1956], s. 449-465; Talat Koçyiğit tarafından Türkçe’ye çevrilmiştir, AÜİFD, X [1962], s. 117-126); “Tradition The Second Foundation of Islam” (MW, XLI/1 [1951], s. 22-33); “Tradition: Investigation and Classification” (MW, XLI/2 [1951], s. 98-112); “The Material of Tradition” (MW, XLI/3 [1951], s. 166-180; XLI/4, s. 257-270); “Muslim Tradition: The Question of Authenticity” (Memoirs and Proceedings of the Manchester Literary and Philosophical Society, session 1951-52, XCIII [Manchester 1952], s. 84-102); “Al-Ghazālī and the Sunnah” (MW, XLV/4 [1955], s. 324-333); “Standards Applied by Muslim Traditionists” (Bulletin of the John Rylands Library, XLIII/2 [1961], s. 459-479); “Tradition from Individuals” (JSS, IX [1964], s. 327-440); “The Form of Muslim Tradition” (Glasgow University Oriental Society Transactions, XVI [1955-56], s. 38-50); “The Isnad in Muslim Tradition” (Glasgow University Oriental Society Transactions, XV [1953-54], s. 15-26); “Shia Collection of Divine Traditions” (Glasgow University Oriental Society Transactions, XXII [1970], s. 1-13); “The Transmission of Muslim’s Sahih” (Journal of Royal Asiatic Studies, [1949], s. 49-60; Talat Koçyiğit tarafından Türkçe’ye çevrilmiştir, AÜİFD, IV/3-4 [1955], s. 8-20); “The Transmission of Abu Dawud’s ‘Sunan’” (BSOAS, XIV [1952], s. 579-588; Talat Koçyiğit tarafından Türkçe’ye çevrilmiştir, AÜİFD, V/1-4 [1956], s. 173-182); “The Transmission of Tirmidhi’s ‘Jami`’” (BSOAS, XVI [1954], s. 258-270); “The Transmission of Nasa’i’s ‘Sunan’” (JSS, I [1956], s. 38-59); “The Transmission of Ibn Maga’s ‘Sunan’” (JSS, III [1958], s. 129-141; Musa Erkaya tarafından Türkçe’ye çevrilmiştir, Dinî Araştırmalar, VIII/23 [2005], s. 287-298); “Varieties of Hasan Tradition” (JSS, VI/1 [1961], s. 47-62; Talat Koçyiğit tarafından Türkçe’ye çevrilmiştir, AÜİFD, XI [1963], s. 109-118). Robson ayrıca The Encyclopaedia of Islam’ın ikinci neşrinde hadise dair birçok madde yazmıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

J. Robson, “Muslim Tradition: The Question of Authenticity”, Memoirs and Proceedings of the Manchester Literary and Philosophical Society, Session 1951-52, Manchester 1952, XCIII, 84-102; a.mlf., “The Isnad in Muslim Tradition”, Hadīth: Origins and Developments (ed. H. Motzki), Aldershot 2004, s. 20, 23, 163-174; a.mlf., “Ĥadīth”, EI² (İng.), III, 23; Necîb el-Akīkī, el-Müsteşriķūn, Kahire 1980, II, 124-125; M. Mustafa el-A‘zamî, İlk Devir Hadis Edebiyatı (trc. Hulûsi Yavuz), İstanbul 1993, s. 218-222; Ali b. İbrâhim el-Hamed en-Nemle, el-Müsteşriķūn ve’t-tanśîr, Riyad 1998, s. 87; H. Berg, The Development of Exegesis in Early Islam, Richmond 2000, s. 38-41; W. Behn, Concise Biographical Companion to Index Islamicus. Bio-bibliographical Supplement to Index Islamicus, 1665-1980, Leiden 2004, III, 235; Fatma Kızıl, Oryantalistlerin Hadislerin Menşeini Tespite Yönelik Yöntemleri (yüksek lisans tezi, 2005), UÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 9-12; W. B. Hallaq, “The Authenticity of Prophetic Hadith: A Pseudo-problem”, St.I, LXXXIX (1999), s. 76.

İbrahim Hatiboğlu