REFÎ-i KÂLÂYÎ

(رفيع كالايي)

(1760 [?]-1822)

Divan şairi.

İstanbul Topkapı’da doğdu. Asıl adı Mehmed Emin olup bir kumaşçının oğludur. Divanının baş tarafına oğlu Ahmed Münib Efendi tarafından yazılan mukaddimede altmış üç yaşında öldüğü belirtildiğine göre 1760’larda doğduğu söylenebilir. Devrin şairlerinden Seyyid Osman Sürûrî’nin ifadesine göre gençliğinde bir müddet babasının mesleğini yaptı. Bursalı Mehmed Tâhir’in onu gençliğinde kumaşçı olarak zikretmesi de Sürûrî’nin bu ifadesine dayanmış olmalıdır. Daha sonra Fâtih Medresesi’nde ilim tahsil ederek kadı olan Refî‘ yine Sürûrî’nin bildirdiğine göre cilt hastalığına müptelâ idi. Tütün, kahve, afyon gibi alışkanlıkları olduğunu şair kendisi söyler: “Kahve mâcun tütün enfiye ve kâfir afyon / İşte beş şeydir eden bizi azîzim mecnun”. Mezarı Topkapı dışında Takyeci Camii’ne giden yolun sağındaki kabristanda olup hanımı ve çocukları da yanında gömülüdür. Divanında yer alan tarih beyitlerinden şairin iki oğlundan ilkinin İsmâil Rızâ olduğu öğrenilmektedir. Sicill-i Osmânî’de ikinci oğlunun Kâlâyîzâde diye bilindiği kaydedilir. Sanat kudreti zayıf olan Refî asıl şöhretini dönemin Sürûrî, Sünbülzâde Vehbî, Ayıntablı Aynî gibi şairleriyle yaptığı muhaverelerle kazanmıştır. Bilhassa Sürûrî ile karşılıklı hicivleri meşhurdur.

Refî‘in bilinen iki eseri divanı ile Ermenice-Türkçe lugatıdır. Oğlu Münib Efendi tarafından 1284’te (1867) taşbaskısı olarak basılan divanın sonunda Münib Efendi’nin bir manzumesi yer alır. Divan şiiri nazım şekillerinin hemen hepsinde şiir yazan Refî‘in şiirleri sanat kıymeti taşımaktan uzaktır. Divanın baş tarafında münâcât, na‘t ve mersiye yer alır. Kaptan Hüseyin Paşa, Kazasker Veli Efendizâde, Rumeli Kazaskeri Şemseddin Efendi, Vidin Valisi Ali Paşa ve İrfanzâde Ârif Efendi’yi öven kasideler bulunur. Şemseddin Efendi için yazdığı “lâle” redifli kasidesinde pek çok lâle ismi zikreder. Esasen şairin kendisi de bir lâle meraklısıdır. Tâhirülmevlevî onun Kasr-ı Lâle adıyla bilinen bir köşk yaptırdığını kaydeder. Divanda yirmi bir kaside, elli yedi gazel, on musammat, 153 tarih, yirmi dört beyit, iki kıta, üç muamma mevcuttur. Bunların çoğunda Refî, bazısında Kâlâyî veya Refî-i Kâlâyî mahlaslarını kullanmıştır. Yer yer tasavvufî heyecanların basit tezahürlerinin görüldüğü gazelleri de vardır. Kasidelerinde olduğu gibi gazellerinde de duyguya, hayale, akıcılık ve âhenge yönelik bir değer bulunmaz. Şairin en çok rağbet ettiği nazım şekillerinden biri tarihtir ki divanında altmış sekiz sayfa tutar. Divanında ayrıca Ermenice bir manzume ile Çingene terimlerinin yer aldığı bir kaside mevcuttur. Ermenice-Türkçe lugatı Amerika’da basılmıştır (Cleveland 1996).

BİBLİYOGRAFYA:

Fatîn, Tezkire, s. 161, 162; Muallim Nâci, Esâmî, İstanbul 1308, s. 149; Sicill-i Osmânî, II, 413; Osmanlı Müellifleri, II, 394; Tâhirülmevlevî [Tahir Olgun], Şâir Refî’-i Kâlâyî, Süleymaniye Ktp., F. Sezai Türkmen, nr. 89; a.mlf., “Edebî Bahisler: Şair Refî-i Kâlâyî”, İslam Yolu, sy. 53-54-58 (6, 13 Ekim, 10 Kasım 1949); R. Dankoff v.dğr., The Versified Armenian-Turkish Glossary by Kalayi, Cleveland 1996; İsmail Ünver, “Refi’-i Kalâyî”, Büyük Türk Klâsikleri, İstanbul 1988, VIII, 196; İ. Hakkı Aksoyak, “Refî-i Kâlâyî ve ‘Geçme Çubuk’ Manzumesi”, Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi, sy. 4, İstanbul 2001, s. 159-172; Kāmûsü’l-a‘lâm, III, 2292.

Murat Ali Karavelioğlu