REBÎBÜDDEVLE

(ربيب الدولة)

Ebû Mansûr Rebîbü’d-devle (İmâdüddevle, İmâdüddîn) Muhammed b. Ebî Şücâ‘ Zahîriddîn Muhammed b. el-Hüseyn el-Hemedânî er-Rûzrâverî (ö. 513/1119)

Abbâsî ve Selçuklu veziri.

Muhtemelen 468’de (1075-76) doğdu (Bündârî, s. 79). Babası Ebû Şücâ‘ er-Rûzrâverî, Abbâsî Halifesi Kāim-Biemrillâh ile Muktedî-Biemrillâh’ın vezirliğini yapmıştı. Rebîbüddevle iyi bir eğitim aldı ve saray terbiyesiyle yetişti. Henüz on iki yaşında iken Halife Muktedî-Biemrillâh tarafından kendisine “Rebîbüddevle” lakabı verilerek hil‘at giydirildi. 480 Muharreminde (Nisan-Mayıs 1087), Muktedî-Biemrillâh’ın Sultan Melikşah’ın kızı Mâh-Melek Hatun ile evlenmesi münasebetiyle İsfahan’dan yola çıkan çeyiz alayını karşılamakla görevlendirildi (a.g.e., s. 79). Babası 481’de (1089) hac farîzasını ifa etmek üzere Bağdat’tan ayrılınca Nakībü’n-nükabâ Tırâd ez-Zeynebî ile birlikte babasına vekâlet etti (İbnü’l-Esîr, X, 168). 507’de (1113) Halife Müstazhir-Billâh tarafından vezir tayin edildi (a.g.e., X, 498). Daha sonra Selçuklu Sultanı Muhammed Tapar, ölümünden yaklaşık bir buçuk ay önce devlet adamlarının halifelik sarayında terbiye görmüş birinin vezir tayin edilmesinin uygun olacağını söylemeleri üzerine (Bündârî, s. 113-114) Rebîbüddevle’yi Bağdat’tan İsfahan’a getirtip Hatîrülmülk’ün yerine vezir tayin etti (Zilkade 511 / Mart 1118). Muhammed Tapar’ın ardından Selçuklu tahtına çıkan oğlu Mahmud, kendisini ilk tebrik edenlerden biri olan Rebîbüddevle’yi vezirlik makamında bıraktı. Rebîbüddevle 28 Rebîülâhir 513’te (8 Ağustos 1119) Hemedan’da vefatına kadar bu görevini sürdürdü. Onun Rebîülevvel 513’te (Haziran-Temmuz 1119) öldüğü de rivayet edilir (İbnü’l-Esîr, X, 560). Oğlu Ebû Şücâ‘ Muhammed’i Halife Müsterşid-Billâh vezirliğe getirmiştir (a.g.e., X, 560). Rebîbüddevle, Dârülhilâfe’nin inşa kâtibi olan Sedîdüddevle İbnü’l-Enbârî tarafından yeteneksiz bir vezir olduğu gerekçesiyle hicvedilmiş (Ahbârü’d-devleti’s-Selcûkıyye, s. 58), buna karşılık bazı şairler tarafından övülmüştür (Abbas İkbâl, s. 172 vd.).

BİBLİYOGRAFYA:

Mücmelü’t-tevârîħ ve’l-ķıśaś, Tahran 1318 hş., s. 318, 411; İbnü’l-Cevzî, el-Muntažam, IX, 175, 198; Râvendî, Râhatü’s-sudûr (Ateş), I, 148, 196; Ahbârü’d-devleti’s-Selcûkıyye (Lugal), s. 58; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, X, 168, 498, 533, 551, 560; Bündârî, Zübdetü’n-Nusra (Burslan), s. 79, 113-114, 116, 121-122; Nâsırüddin Münşî-i Kirmânî, Nesâǿimü’l-esĥâr (nşr. Celâleddin Hüseynî Urmevî), Tahran 1337 hş., s. 27; Abbas İkbâl, Vezâret der ǾAhd-i Selâŧîn-i Büzürg-i Selcûķī (nşr. M. Takī Dânişpejûh), Tahran 1338 hş., s. 122, 123, 152, 172-175, 178, 180, 182; C. L. Klausner, The Seljuk Vezirate: A Study of Civil Administration (1055-1194), Cambridge 1973, s. 51, 61, 87, 92, 107; İbrahim Kafesoğlu, “Rebîb-üd-Devle”, İA, IX, 656-657; K. V. Zetterstéen, “Rabīb al-Dawla”, EI² (İng.), VIII, 356.

Abdülkerim Özaydın