REBΑ b. SÜLEYMAN el-KATTÂN

(ربيع بن سليمان القطّان)

Ebû Süleymân el-Kattân Rebî‘ b. Süleymân b. Atâillâh el-Kureşî en-Nevfelî (ö. 334/945)

Muhaddis, Mâlikî fakihi.

288’de (901) doğdu. İlk eğitimini âlim bir zat olan babasından aldı. Kur’ân-ı Kerîm’i ezberledikten sonra garîbü’l-Kur’ân, kıraat ve tefsir gibi ilimlere yöneldi; garîbü’l-hadîs, ricâl ve ilel alanında öğrenim gördü; fıkıh ve şiirle de uğraştı. Hadis hâfızı Ahmed b. Nasr’dan fıkıh, Ebû Ziyâd’dan hüsn-i hat, Ebû Ali el-Mekfûf’tan lugat ve nahiv tahsil etti. Kayrevan’da İbnü’l-Lebbâd el-Kayrevânî ve Ebü’l-Arab’dan, Mısır’da Ebû Abdullah el-Humrî, Me’mûn, Ebû Muhammed b. Rüşeyd’den, Mekke’de Ebû Saîd İbnü’l-A‘râbî, İbn Şâzân el-Cellâb, Ebû Muhammed b. Yezîd el-Mukrî’den faydalandı. Ebû Abdullah Muhammed b. Galyûn ile fıkhî münazaralar yaptıkları ifade edilmektedir. el-Mescidü’l-câmi‘de (Câmiu’l-Kayrevân) ders veren Rebî‘in en meşhur talebelerinden biri Mâlikî fakihi İbn Ebû Zeyd’dir.

Rebî‘in iki defa hacca gittiği, ilkinde hadis öğrenmeye ağırlık verdiği, 324’te (936) yaptığı ikinci haccı sırasında daha çok tasavvuf ehliyle beraber olmaya çalışarak ibadet ve zühd hayatına yöneldiği, re’y ile karar verilebilecek konuları terkederek bâtınî ilimlere rağbet ettiği, bu sebeple hakkında bazı dedikoduların çıktığı ifade edilmektedir. Kerametlerinden de söz edilen ve ilk dönem sûfîlerinden Ebü’l-Hasan es-Sâiğ’in sohbet halkasına katıldığı bilinen Rebî‘in tasavvuf konusunda Ebû Ali el-Kâtib, Ebû Ali er-Rûzbârî ve daha başkalarından istifade ettiği belirtilmektedir. Zühd ve rekāik konusunda zamanında “İfrîkıyye’nin dili” olarak tanımlanmıştır.

Mehdiye muhasara edildiğinde Fâtımîler’in Hz. Ebû Bekir ve Ömer gibi sahâbîlere ta‘n etmelerinden dolayı diğer bazı Mâlikî âlimleri gibi Rebî‘ de Râfizîler’e karşı Hâricîler’in yanında yer aldı ve İbâzî lideri Ebû Yezîd en-Nükkârî’yi desteklemek için onunla bir anlaşma yaptı. Savaş hazırlıkları sürerken bir cuma namazının ardından Kayrevan halkından bir grupla birlikte silâhlanarak atına binen Rebî‘ boynuna bir mushaf astı, eline de iki adet kırmızı (veya sarı) alem aldı. Bunlardan birinde besmeleyle birlikte “lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah” ibaresi, diğerinde, “Yardım Allah’tan ve fetih Şeyh Ebû Yezîd’in eliyle yakındır. Allahım! Peygamberine ve onun ashabına sövene karşı velîne yardım et” cümleleri yer almaktaydı (Kādî İyâz, II, 320). Rebî‘, yolculuk boyunca cihad âyetlerini okuyarak ve hitabelerini sürdürerek yanındakileri cihada hazırladı. Kuşatmanın bir sonuç vermemesi üzerine Câmiu’l-Kayrevân’daki fıkıh dersi halkasını yeniden oluşturdu. Bu dönemdeki derslerini takip edenler arasında Ebü’l-Ezher b. Muattib, Muhammed b. Ahmed es-Süyûrî, Ömer b. Muhammed el-Gassâl ve Abdullah b. Ecdâbî gibi şahıslar bulunmaktaydı. Mehdiye muhasarası sırasındaki tutumu sebebiyle Rebî‘den intikam almak isteyen Fâtımîler, kendisini yakalayıp bir yere hapsettikten sonra 5 Safer 334’te (16 Eylül 945) Vâdilmâlih’te öldürdüler ve kesik başını halifeye götürdüler. Kardeşi Ahmed’in Rebî‘ için mersiyeler yazdığı belirtilmektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

Ebû Bekir el-Mâlikî, Riyâżü’n-nüfûs (nşr. Beşîr el-Bekkûş - M. Arûsî el-Matvî), Beyrut 1401/1981, II, 323-346; Muhammed b. Hâris el-Huşenî, Ŧabaķātü Ǿulemâǿi İfrîķıyye (nşr. Muhammed b. Şeneb), Beyrut, ts. (Dârü’l-kitâbi’l-Lübnânî), s. 179; Kādî İyâz, Tertîbü’l-medârik, II, 319, 320, 323-332, 346, 357, 388, 622; Abdurrahman b. Muhammed ed-Debbâğ - İbn Nâcî, MeǾâlimü’l-îmân (nşr. Muhammed Mâdûr), Tunus 1978, III, 30-36; Nüveyhiz, MuǾcemü’l-müfessirîn, I, 189-190.

Abdülkadir Şenel