RÂMÎ

(رامي)

Şerefüddîn Hasen b. Muhammed-i Râmî-i Tebrîzî (ö. 795/1393 [?])

İranlı şair ve edip.

Hayatına dair yeterli bilgi yoktur. Yaşadığı dönem hakkında eserlerini takdim ettiği, şiirlerinde övdüğü veya andığı şahsiyetler sayesinde fikir edinilmektedir. Enîsü’l-Ǿuşşâķ ve Ĥaķāǿiķu’l-ĥadâǿiķ’i Celâyirliler’den Sultan I. Üveys Bahâdır (1356-1374) adına kaleme almıştır. Onunla ilgili en eski kaynak olan Devletşah’ın Teźkiretü’ş-şuǾarâǿında Muzafferîler’den Şah Mansûr zamanında (1387-1393) Irak ve Azerbaycan melikü’ş-şuarâsı olduğu belirtilmektedir. Enîsü’l-Ǿuşşâķ’ta hocası olarak Hasan b. Mahmûd-i Kâşî’nin (ö. 710/ 1310) adını vermesinden hareketle bu zatın vefatı sırasında ona öğrenci olabilecek yaşta bulunduğu ve dolayısıyla altmış-altmış beş yaşlarında iken Sultan Üveys’in çevresinde, daha ileri yaşlarda da Şah Şücâ‘ın (1375-1384) sarayında yer edindiği düşünülebilir. Son dönem kaynaklarında Râmî’nin vefat tarihi olarak kaydedilen 795 (1393) yılı Devletşah’ın tezkiresinde Şah Mansûr için verilmiştir ve şairin vefat tarihiyle doğrudan bir ilgisi yoktur. Şairin bu tarihe kadar hayatta bulunup bulunmadığı da bilinmemektedir. Râmî’nin eserlerinde örnek olarak aktardığı beyitlerden, aynı yıllarda yaşayan ve özellikle Sultan Üveys’in çevresinde yer alan Selmân-ı Sâvecî (ö. 778/1376) gibi birçok şairle bir arada bulunduğu anlaşılmaktadır. Kâtib Çelebi’nin Enîsü’l-Ǿuşşâķ’ın 826’da (1423) ve Reşîdüddin Vatvât’ın eserinden bahsederken Şeķāǿiķu’l-ĥadâǿiķ adıyla kaydettiği Ĥadâǿiķu’l-ĥaķāǿiķ’in 878’de (1473) yazıldığını belirtmesi yukarıdaki tarihlerle hiçbir şekilde uyuşmamaktadır. Şemseddin Sâmi’nin Enîsü’l-Ǿuşşâķ için telif tarihi olarak verdiği 831 (1428) yılı da yanlış bir nakilden ibarettir. Şiirlerinde “Şeref” ve “Râmî” mahlaslarını kullanan Şerefeddin Hasan edebî sanatlar ve mazmunlarla ilgili eserleriyle ün kazanmıştır. Râmî, dönemindeki diğer şairler gibi edebî sanatların belirli şekillerde uygulandığı masnû‘ ve güçlü kasideler yazmaya özen göstermiştir.

Eserleri. 1. Enîsü’l-Ǿuşşâķ. Farsça’da kendi alanında ilk çalışma olup bir mukaddime, on dokuz bab ve bir tetimmeden oluşan eserde her bölüm “mûy”, “cebîn”, “ebrû”, “çeşm” ve “müjgân” gibi sevgilinin bir organı için kullanılan kelimeleri,


mazmunları, teşbih ve istiareleri içermektedir. Tetimmede şiirde tenâsüple lafız ve mâna özellikleri üzerinde durulmaktadır. Bazıları müellife ait olmak üzere birçok şairden nakledilen Farsça beyitlerle işlenen bölümler, Farsça ve Türkçe klasik şiirin anlaşılması ve güzellik kavramının değerlendirilmesi açısından önemli bilgiler ihtiva etmektedir. Çok ilgi gören Enîsü’l-Ǿuşşâķ benzer eserlerin yazılmasına öncülük etmiş, Osmanlı âlimi Muslihuddin Mustafa Sürûrî, Baĥrü’l-maǾârif adlı eserinin üçüncü makalesine “Teşbîhât ve Mesâil-i Enîsü’l-uşşâk Beyânındadır” başlığını koymuştur. Bölüm sayısını yirmi sekize çıkaran Sürûrî, Enîsü’l-Ǿuşşâķ’taki beyitlerin hemen tamamını eserine almıştır. XVI. yüzyıl şairlerinden Muîdî de Miftâhu’t-teşbîh adlı risâlesinde Enîsü’l-Ǿuşşâķ’ı örnek kabul etmiş ve aynı sistemde bir eser yazmıştır. Çok sayıda nüshası bulunan Enîsü’l-Ǿuşşâķ, Abbas İkbâl-i Âştiyânî tarafından neşredilmiş (Tahran 1325), Clement Huart tarafından Fransızca’ya tercüme edilmiştir (Anīs el-Ǿochchāq. Traité des termes figurés relatifs à la description de la beauté, Paris 1875). Eser aynı adla ve özensiz bir şekilde Türkçe’ye de çevrilmiştir (trc. Turgut Karabey v.dğr., Ankara 1994). 2. Ĥaķāǿiķu’l-ĥadâǿiķ. Sultan Üveys’in isteğiyle kaleme alınan edebî bilgiler ve sanatlarla ilgili eser iki bölümdür. Elli babdan oluşan birinci bölüm Reşîdüddin Vatvât’ın Ĥadâǿiķu’s-sihr adlı Farsça kitabının bir şerhi niteliğindedir. Râmî, Vatvât’ın eserinde bulunan Farsça ve Arapça beyitleri dönemindeki yaygın Farsça beyitlerle ve kendi şiirleriyle değiştirmiştir. On babdan meydana gelen ikinci bölüm sonraki şair ve ediplerin kullandıkları terimleri içermektedir. Devletşah’ın eserinde ve bazı yazmalarda Ĥadâǿiķu’l-ĥaķāǿiķ adıyla anılan eseri Kâtib Çelebi sıralamada Ĥaķāǿiķu’l-ĥadâǿiķ olarak tanıtırken başka yerlerde aynı eseri kastetmesine rağmen Ĥaķāǿiķu’l-ĥaķāǿiķ ve Şeķāǿiķu’l-ĥaķāǿiķ adlarını yazmaktadır. Eser Seyyid Kâzım Muhammed İmâm tarafından açıklamalarla birlikte yayımlanmıştır (Tahran 1341 hş.). 3. Dîvân. Devletşah’ın Irak ve Azerbaycan’da meşhur olduğunu söylediği eser günümüze ulaşmamıştır. Şairin kaside, kıta ve rubâî gibi bazı şiirleri tezkirelerde yer almaktadır.

Râmî’nin bunların dışında BedâyiǾu’ś-śanâyiǾ (Münzevî, III, 2127-2128) veya Tuĥfetü’l-faķīr diye anılan bir risâlesiyle Muĥtaśar-ı ŚanâyiǾ-i ŞiǾrî (a.g.e., III, 2149) adlı bir özeti bulunan ŚanǾat-i ŞiǾr ve ŞuǾarâǿ (a.g.e., III, 2142) isimli bir eserinin ve Meŝnevî vezninde Sultan Üveys Celâyirî adına yazılmış Deh Faśl (a.g.e., IV, 2817-2818) adlı bir manzumesinin yazmaları mevcuttur. Ayrıca Baba Kûhî ve Duħter-i Melik isimli yetmiş üç beyitlik bir mesnevisinden söz edilmektedir (Âgā Büzürg-i Tahrânî, IX, 511). Kâtib Çelebi muhtevasını belirtmediği Ĥilyetü’l-meddâĥ adlı bir eseri ona nisbet etmektedir (Keşfü’ž-žunûn, I, 691).

BİBLİYOGRAFYA:

Râmî, Enîsü’l-Ǿuşşâķ (nşr. Abbas İkbâl), Tahran 1325 hş.; a.mlf., Ĥaķāǿiķu’l-ĥadâǿiķ (nşr. Muhammed Kâzım İmâm), Tahran 1341 hş., neşredenin girişi, s. 9-46; Devletşah, Teźkire, s. 308-309; Keşfü’ž-žunûn, I, 198, 634, 672, 691; M. Ali Terbiyet, Dânişmendân-ı Âźerbaycân, Tahran 1314 hş., s. 189-191; Safâ, Edebiyyât, III/1, s. 297; III/ 2, s. 1313-1315; Münzevî, Fihrist, III, 2127-2128, 2133-2134, 2142, 2149; IV, 2817-2818; V, 3527-3530; Âgā Büzürg-i Tahrânî, eź-ŹerîǾa ilâ teśânîfi’ş-ŞîǾa, Beyrut 1403/1983, VI, 284; VII, 83; IX, 511; Muhammed Deyhîm, Teźkire-i ŞuǾarâ-yi Âźerbaycân, Tebriz 1367 hş., II, 307-314; M. Rızâ Şefîî Kedkenî, Suver-i Ħayâl der ŞiǾr-i Fârsî, Tahran 1366 hş., s. 161-164; Abdülhüseyin Zerrînkûb, Naķd-i Edebî, Tahran 1369 hş., I, 249-251; Yakup Şafak, Sürûrî’nin Bahrü’l-ma’ârif’i ve Enîsü’l-uşşâk ile Mukayesesi (doktora tezi, 1991), Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; a.mlf., “Enîsü’l-uşşâk Tercümesine Dair”, Yedi İklim, sy. 60, İstanbul 1995, s. 70-73; İsmail E. Erünsal, “Mu’îdî’nin Mîftâhu’t-teşbih’i”, Osm.Ar., sy. 7-8 (1988), s. 215-254; Kāmûsü’l-a‘lâm, III, 2256-2257; IV, 2849; E. Berthels, “Râmî”, İA, IX, 622-623; a.mlf. - [J. T. P. de Bruijn], “Rāmī Tabrīzī”, EI² (İng.), VIII, 422-423; Dihhudâ, Luġatnâme (Muîn), VII, 10363.

Adnan Karaismailoğlu