PÎRÎ MEHMED PAŞA KÜLLİYESİ

İstanbul Silivri’de XVI. yüzyılın ilk çeyreğinde inşa edilen külliye.

Pîrî Mehmed Paşa tarafından yaptırılan külliye 2 Receb 927 (8 Haziran 1521) tarihli Arapça vakfiyesinden anlaşıldığına göre cami, medrese, misafirhane, imaret, yemekhane, sıbyan mektebi, mutfak, kiler, fırın, odunluk, imaret hanı (ahır), dükkânlar, çeşitli hizmetler için odalar, muvakkithâne ve hazîreden oluşmaktaydı. Bu tesisten günümüze cami, han, sıbyan mektebi ve muvakkithâne ulaşmıştır.

Düzgün kesme taş malzeme ile inşa edilen cami zâviyeli / tabhâneli planda yapılmıştır. Önde dört sütuna oturan mukarnas başlıklı, beş sivri kemerli açıklıklı son cemaat yerinin iki yanı pencereli bir duvarla kapatılmıştır. Üzeri pandantiflerle geçişleri sağlanan beş kubbe ile örtülü olup orta birim diğerlerine göre biraz yüksek tutulmuştur. Orta kemer üstünde yapının 1313’te (1895-96) tamir gördüğünü belirten bir kitâbe mevcuttur. Mihrap ekseninde yer alan ve hafifçe öne çıkıntı yapan cümle kapısı üzerinde kelime-i şehâdet ile 937 (1530-31) yılını gösteren kitâbe vardır. Geniş bir avlunun ortasında birkaç basamakla çıkılan yüksek bir set üstünde inşa edilen cami 1961-1971 yılları arasında vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onarılmıştır.

Harimde kare planlı orta mekân 11,90 m. çapında bir kubbe ile örtülmüş, kubbe dıştan kurşun kaplı olup köşelere birer payanda kemeriyle bağlanarak takviye edilmiştir. Alt sırada sivri kemerli alınlıklı ve dikdörtgen açıklıklı, üst sırada sivri kemerli açıklıklı pencerelerle harim aydınlanmaktadır. Mihrap bölümü öne doğru çıkıntılı olup üzeri yarım kubbe ile örtülmüştür. Bu bölüm orta mekâna büyük bir sivri kemerle bağlanmaktadır. Üstte bir dizi palmetle sonlanan mihrap mukarnaslı yaşmaklıdır ve çokgen bir niş olarak düzenlenmiştir. Orta mekânın iki yanında kare planlı ve kubbe ile örtülü küçük birer zâviye / tabhâne yer almakta, bunlara dıştan ve içten birer kapı ile geçiş sağlanmaktadır.


Her iki mekânın kuzeyde son cemaat yerine ve güneyde dışa açılan pencereleri vardır. Harimde ve son cemaat yerinde kubbe içlerinde, kemerlerde, duvarlarda ve özellikle pencere çevrelerinde son yıllarda yenilenmiş kalem işleri mevcuttur. Ana kubbenin merkezinde “Âyetü’l-kürsî” bulunmaktadır.

Kuzeybatı köşesindeki tek şerefeli ve cami içinden geçilen minarenin kaidesi ilk döneme aittir, üst tarafı ise XVIII. yüzyılda yeniden yapılmıştır. Bu işler, son cemaat yerinde kapının sağında ve solunda yer alan tamir kitâbelerinde belirtildiğine göre külliyenin mütevellisi Sâdeddin Bey tarafından 1179’da (1765-66) gerçekleştirilmiştir. Pîrî Mehmed Paşa Camii’nin mimarının kim olduğu kesin olarak bilinmemektedir. Cümle kapısında yer alan 937 (1530-31) tarihli inşa kitâbesi Acem (Esir) Ali’nin başmimarlık görevinde olduğu zamana rastlanmaktadır.

Sıbyan mektebi caminin doğusunda alçak duvarlarla çevrili bir bahçe içinde yer alan kareye yakın planlı iki katlı binadır; tamamen kesme taştan inşa edilen yapının üstü kiremitli bir çatı ile örtülüdür. Sıbyan mektebinin bahçesinde kuzeybatı köşesinde, caminin kuzeydoğu köşesi yakınında bugün müezzinler odası olarak kullanılan muvakkithâne yer almaktadır. Kare planlı olan yapı kesme taştan inşa edilmiştir. Vakfiyede imaret hanı olarak zikredilen bina, avlunun doğu cephesi boyunca çarşı kapısından kuzey-doğu köşesine kadar uzanmaktadır ve 13 × 47 m. ebadında dikdörtgen bir plana sahiptir. Moloz taştan inşa edilmiş ve kiremit bir çatı ile örtülmüştür. Pîrî Mehmed Paşa, Silivri kasabasındaki on dükkânı vakfetmiş olup belgelere göre bunlardan ikisi imaret hanı adıyla bilinen bu ahırın önünde yer almaktaydı. 1313’te (1895-96) tamir edildiği bilinen dükkânların yerinde şimdi yeni dükkânlar vardır.

Günümüze ulaşmayan imaret yapıları avlunun içinde ve batı tarafında bulunmaktaydı. Vakfiyeye göre misafirhane, yemekhane, mutfak, kiler, fırın ve odunluk bölümleri yanında bir de ahır mevcuttu. Avlunun kuzeyinde medrese yer almaktaydı. İmaretin yakınında yapılan bu medresede talebenin oturması için hücreler vardı. Medresenin bulunduğu kesimde yetim çocuklar için mektep inşa ettirilmişti. Bu mektepte bir muallim ve bir kalfa görev yapıyordu. Medreseye ise bir müderris tayin edilmiş ve talebe sayısının ondan fazla olmaması şart koşulmuştu. Mektebin arkasında avluya bitişik olan dükkânlarla imaret hanına bitişik dükkânlar bugün mevcut değildir.

Avlunun ortasındaki set üstünde caminin tam mihrap eksenindeki şadırvanın üzerini örten çinkodan piramidal külâh ve bunu taşıyan sekiz kare sütun orijinal olmayıp 1966-1971 yıllarındaki onarımlar sırasında yapılmış, böylece merkezdeki onaltıgen fıskıyeli havuz ve çeşmelerin dışarıya sekiz eşit aralıkla açılması sağlanmıştır. Şadırvanın orijinal halinin de bu şekilde olduğu tahmin edilebilir. Cami avlusunu çeviren müştemilât yapısının bazı gözleri yıktırılarak yerlerine yüksek binalar yapılmış, bu da külliyenin bütünlüğünü bozmuştur.

Vaktiyle avlunun içinde geniş bir alana yayılan hazîre, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün onarımları sırasında küçük bir alan içerisine alınarak derli toplu bir hale getirilmiştir. Etrafı bir duvarla sınırlandırılan 12 × 23 m. ebadındaki mezarlığın üstü açıktır. Caminin kıble tarafındaki bu mezarlıkta mezar taşları ve lahitler dikkat çekmektedir. Mezarlığın kuzeybatı köşesinde Pîrî Mehmed Paşa’nın ve onun yanında oğlu Muhyiddin Mehmed Râşid Efendi’nin sandukaları yer almaktadır.

BİBLİYOGRAFYA:

Defter, VGMA, nr. 1991/9; Rıfkı Melûl Meriç, Mimar Sinan, Hayatı, Eserleri I: Mimar Sinan’ın Hayatına, Eserlerine Dair Metinler, Ankara 1965, s. 25; Cumhuriyet’in 50. Yılında Vakıflar, Ankara 1973, s. 27; Tayfun Akkaya, Selymbria (=Silivri)’nin Tarih İçindeki Gelişimi ve Eski Eserleri (doktora tezi, 1984), İÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 223-265, 313; a.mlf., “Silivri’de Bir Osmanlı Abidesi Pirî Mehmed Paşa Camii ve Külliyesi”, STAD, sy. 5 (1989), s. 43-48; Oktay Aslanapa, Osmanlı Devri Mimarisi, İstanbul 1986, s. 175-178; Ahmet Sacit Açıkgözoğlu, Osmanlı Camisinde Mihrab Önü Mekanı (doktora tezi, 2002), MÜ Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, s. 32-35; Abdülkadir Erdoğan, “Silivri ve Konya”, Konya, sy. 12, Konya 1937, s. 740; İsmail Eren, “Rucer Yosip Boşkovic’in 1762 Tarihli İstanbul-Lehistan Seyahatine Ait Hatıra Defteri”, TD, XII/16 (1961), s. 92; Semavi Eyice, “İlk Osmanlı Devrinin Dinî-İçtimaî Bir Müessesi: Zâviyeler ve Zâviyeli Camiler”, İFM, XXIII/1-2 (1962-63), s. 47-48, plan, s. 78, nr. 55; Emine Naza, “Pirî Mehmed Paşa Külliyesi”, DBİst.A, VI, 251.

Tayfun Akkaya