PERTEVNİYAL VÂLİDE SULTAN

(ö. 1884)

II. Mahmud’un “beşinci kadını” ve Sultan Abdülaziz’in annesi.

1810’da doğduğu tahmin edilir. Çerkez asıllıdır (The Eastern Express, s. 53-54). 7-8 Şubat 1830 gecesi Şehzade Abdülaziz Efendi’yi dünyaya getirdiğinde beşinci kadınefendiliğe yükseldi. Câriyelikten gelen diğer vâlide sultanlar gibi padişahın ikbali oluşuna kadar geçen hayatı hakkında bilgi yoktur. 25 Haziran 1861’de Sultan Abdülmecid’in vefatı ve Abdülaziz’in tahta geçmesiyle Vâlide Sultan unvanını aldı. Sultan Abdülaziz üzerindeki büyük nüfuzundan dolayı kendisine “ümmü’l-cihân” da denir.

Pertevniyal Vâlide Sultan, oğlu tahta geçer geçmez devlet işlerine müdahale etmeye başladı. Sultan Abdülaziz’in sadârete tayin etmek istediği Yûsuf Kâmil Paşa’nın görev almaktan kaçınması sebebiyle onu ikna etmek için kethüdâsı Hüseyin Bey’i birkaç defa paşaya gönderdi. 1871’de Âlî Paşa’nın ölümünün ardından sadârete getirilen Mahmud Nedim Paşa ile birlikte hareket etti. Mahmud Nedim, bir yandan padişahın ve Vâlide Sultan’ın isteklerini yerine getirirken öte yandan onların ihtiraslarını körüklüyordu. Tensîkat gerekçesiyle Âlî Paşa’nın ekibini ve diğer bürokratları görevden uzaklaştırdı. Bu karışıklık ortamında işlerin saray ve özellikle Vâlide Sultan aracılığıyla görülmeye başlanması, devlet adamlarının iltimas ve rüşvetle makam sahibi olma gibi yollara sapması sonucunu doğurdu. Cevdet Paşa’nın on sekiz gün süren Maraş valiliğinden sonra İstanbul’a dönmesi vesilesiyle Vâlide Sultan’a bir teşekkür mektubu göndermesi, ardından padişahın doğum gününü kutlamak için yine ona hitaben bir tebriknâme yazması ve hediyeleşmesi bu bağlamda anlamlıdır. Nitekim girişimleri sonuç verir ve Cevdet Paşa, Evkāf-ı Hümâyun Nezâreti’ne getirilir. Mustafa Fâzıl Paşa örneğinde olduğu gibi Vâlide Sultan’ın bu müdahaleleri bazan yurt dışına kadar uzanıyordu. Mısır Valisi İsmâil Paşa, Pertevniyal’e ve Sultan Abdülaziz’e değerli hediyeler vererek Mısır’da veraset sistemini değiştirip kendi çocuklarına intikal ettirmişti. Böylece veraset hakkı elinden alınan ve Paris’e giden Mustafa Fâzıl Paşa, buradan Sultan Abdülaziz’e bir mektup göndererek onu eleştirdi ve padişaha karşı muhalefete başladı. Bunun üzerine Vâlide Sultan, Mustafa Fâzıl Paşa’dan İstanbul’a dönmesini istedi. Vâlide Sultan’ın devlet işleri üzerindeki etkisi halk ve devlet memurlarınca da biliniyor olmalı ki dilekçelerini padişahın yanında kendisine de takdim ettikleri görülür (BA, İrade-Dahiliye, nr. 101585).

Vâlide Sultan’ın müsrif bir insan olduğu belirtilir. Mahmud Nedim Paşa ve takipçileri, maliyenin durumu son derece ağır bir vaziyette iken borçlanmalardan gelen paraları padişaha ve Pertevniyal’e aktararak iktidarlarını sürdürüyorlardı. Sarrafı Mısırlıoğlu Bogos vasıtasıyla yaptığı fahiş harcamaların faturası çok defa maliye hazinesine yükletiliyordu. Bogos, devletin ilgili birimlerinin haberi olmadan Pertevniyal Sultan’la yaptığı özel anlaşmalara dayanarak harcadığı paralar için yüksek oranda faiz işletiyordu. Nitekim böyle bir anlaşma neticesinde bir kalemde kendisine 6383 lira faiz ödenmişti (BA, İrade-Dahiliye, nr. 35002, 35035). Maliye memur maaşlarını ödeyemezken Vâlide Sultan bu şekilde borçlanarak (BA, A.MKT. MHM, nr. 411/19) harcamalarını sürdürüyordu. Savurganlığı özellikle hidiv ailesine mensup Mısırlı kadınlarla olan irtibatı bağlamında ortaya çıkmaktadır. 1865’te İstanbul’da Fer‘iye Sarayı’nda ağırlanan Mısır Valisi İsmâil Paşa ile ailesine padişahla Vâlide Sultan’ın verdiği hediyelerin tutarı 100.000 liraya ulaşmaktaydı.

Pertevniyal Vâlide Sultan, çok nefret ettiği Hüseyin Avni Paşa ile diğer muhalifler tarafından oğlunun tahttan indirilmesine ve kısa bir süre sonra da ölümüne şahit oldu; bu sıralarda çok kötü günler yaşadı. Oğlunun kanlar içinde yattığını görüp


feryat ederken bir zâbit küpesini ve yüzüğünü çekerek almıştı. Ardından Sultan Abdülmecid’in oğullarından Nûreddin Efendi’nin ağalarından Necib onu kolundan çekerek yalınayak, yaşmaksız ve feracesiz karakol meydanına götürdü. Bu hakaretlerden sonra Topkapı Sarayı’nda otuz sekiz gün kaldı. İhtilâlciler, Çerkez Hasan hadisesini Sultan Abdülaziz taraftarlarının düzenlediği bir karşı ihtilâl olarak düşündükleri ve onu bu tertibin başı olarak gördükleri için kendisini saraya nakledip dışarıyla irtibatını kestiler. Daha sonra V. Murad’ın emriyle Fer‘iye Sarayı’na götürüldü.

Dolmabahçe Sarayı’nda yeni padişahın yerleştirilmesi için yapılan temizlik esnasında Vâlide Sultan’ın dairesindeki dolaplardan birçok büyünün çıktığı, bunların içerisinde Murad ismi yazılmış ve üzerine iğneler batırılmış olan bir at kafasının bulunduğu saraydaki câriyelerden naklen iddia edilmişti. Bu olayların ardından iyice içine kapanan Pertevniyal’in sıkıntıları II. Abdülhamid’in tahta geçmesiyle birlikte azaldı. Yeni padişahtan saygı gördü; bu tarihten ölümüne kadar olan süreyi daha ziyade bazı çocukların yetişmesine yardım etmekle geçirdi. II. Abdülhamid’in dördüncü kadını Müşfika Kadınefendi onun yetiştirmelerindendir. Sultan Abdülaziz’in tahttan indirilmesi ve ardından şüpheli bir şekilde ölmesiyle alâkalı olarak II. Abdülhamid’in Haziran 1881’de Yıldız Sarayı’nda kurdurduğu mahkemenin Midhat Paşa ve arkadaşlarını mahkûm etmesi ve bunların Tâif’e sürülmesi üzerine padişaha bir teşekkür mektubu gönderdi. Vâlide Sultan 26 Ocak 1884’te vefat etti ve Aksaray’da inşa ettirdiği caminin yanındaki türbesine defnedildi (BA, İrade-Dahiliye, nr. 72027).

Pertevniyal Vâlide Sultan büyük bir hayır severdi ve nüfuzu sayesinde oğluna her istediğini yaptırma imkânına sahipti. Kurmayı düşündüğü vakıflarına gelir sağlamak için sur dışında bulunan ve “Fasıl tarlaları” denilen arazilerle sur içindeki bazı dükkânlar; Üsküdar Paşalimanı’nda erzak ambarlarının arkasındaki boş arsa; Tırhala, Yenişehir, Alasonya, Persepe ve Florina kazalarındaki bazı çiftlikler; Bursa’da bir ipek fabrikası; Bahçekapı’da şehremânetinin önündeki arsalar; Galata’da bazı araziler; Kadırga Limanı’ndaki katır ahırları arsası ve Galata Köprüsü’nün yakınındaki eski ambarların olduğu yerler vakıfları için tahsis edildi. Galata Köprüsü’nün önündeki arsa üzerinde bir bina inşa ettirdi; binanın alt katları dükkândı. Yine Paşalimanı’ndaki arsalar üzerinde buhar gücüyle çalışan beş katlı bir değirmen yaptırdı ve bu tesis tüccarlara kiralandı (Dolmabahçe Sarayı Arşivi, Defter nr. 1818).

Öte yandan zor durumda kalmış pek çok kimseye yardımcı olduğu bilinmektedir. Bu yardımlardan biri borç yüzünden hapsedilen insanların paralarını ödeyip onları hapisten kurtarmaktı (BA, A.MKT. MHM, nr. 388/49). 1875’te borcundan dolayı hapse düşen müslüman, hıristiyan ve yahudilerden seksen dokuz kişinin borçlarını ödeyip salıverilmelerini sağladı. Bu yardımları zaman zaman devlet maliyesi için de yapıyordu. Hükümet para sıkıntısı yüzünden 1866 yılı Ağustos maaşlarını ödeyemeyince Vâlide Sultan aylık tahsisatı olan 5000 lirayı hazineye bağışladı (BA, İrade-Dahiliye, nr. 38649). 5 Eylül 1865’te Hocapaşa’da çıkan ve 7-8000 evle on dört cami ve mescidi kül eden büyük yangında felâketzedelere nakdî yardımda bulundu. 1874’teki kuraklık ve kıtlık dolayısıyla Anadolu halkına yaptığı yardımların yanında Kırım’dan getirttiği çift öküzlerini çiftçilere dağıttırdı. Yardımlarından Hüseyin Avni Paşa bile yararlandı. Ayrıca Kudüs’teki Kubbetü’s-sahre için Paris’ten büyük bir avize sipariş etti ve Paris sefiri Âlî Paşa’nın elli sandığa yükletip İstanbul’a gönderdiği avize Kudüs’e götürüldü (BA, MD, nr. 169/124).

Pertevniyal Vâlide Sultan’ın en önemli eseri, Aksaray’da daha önce yanmış olan Kâtib Camii’nin yerine inşa ettirdiği kendi adıyla anılan cami, mektep, muvakkithâne, sebil ve türbeden oluşan külliyesidir (bk. PERTEVNİYAL VÂLİDE SULTAN KÜLLİYESİ). Caminin yanında bir kütüphane mevcuttu (bk. PERTEVNİYAL VÂLİDE SULTAN KÜTÜPHANESİ). Vâlide Sultan’ın türbesi, 1926-1929 yılları arasında tramvay yolu genişletme çalışmaları sırasında biraz geri çekilmiş, 1958’de ise yıktırılmıştır. Naaşı bir süre Topkapı Sarayı’nda muhafaza edildikten sonra II. Mahmud’un türbesine padişahın sandukasının altına gömüldüyse de ardından tekrar yapılan türbesine nakledilmiştir. Pertevniyal Lisesi 1930’da Pertevniyal Vâlide Sultan’ın vakıf gelirleriyle inşa edilen binada eğitime başlamıştır. Bunun dışında Vâlide Sultan’ın İstanbul’un pek çok yerinde çeşmeleri vardır. Bunların içinde Kâtib Camii’nin önündeki çeşme Ekim 1862’de hizmete açılmış, daha sonra yolu daralttığı gerekçesiyle meydandan kaldırılıp caminin giriş kapısının yanına taşınmıştır. Diğer çeşmeleri Eyüp’te Yâvedûd Camii sırasında (1856), Aksaray Vâlide Sultan Camii avlu kapısının solunda (1867), Vakıf Gureba Hastahanesi’ne inen yolun sağ başında (1862 tarihli olup bugün mevcut değildir) ve Karagümrük’tedir. Ayrıca Şebinkarahisar’da biri Suboyu (Bige) köyü, ikisi Karaköy yolu üzerinde olmak üzere üç çeşme yaptırmıştır. 1864’te masrafları kendi gelirlerinden karşılanmak üzere Tersane’de bir gemi inşa havuzu (taş tezgâh) yaptırmış ve ilk Osmanlı zırhlısı olan Feth-i İslâm bu tezgâhtan çıkmıştır. Kadıköy’de Hâlid Ağa Çeşmesi su yolunu ihya ettiği ve Edirnekapı dışında Bektaşî şeyhi Laz Emin Baba’ya bir zâviye yaptırdığı bilinmektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

Pertevniyal Vâlide Sultan, Sergüzeştnâme, İÜ Ktp., İbnülemin, nr. 3310, vr. 172a-178b; Cevdet, Ma‘rûzât, s. 202, 204, 215, 227-229; a.mlf., Tezâkir, II, 256-257; IV, tür.yer.; Mir’ât-ı Hakîkat, I, 35-36, 39, 93-94, 100; Lutfî, Târih, X, XII, XIV, XV, tür.yer.; The Eastern Express, 30.01.1884, s. 53-54; İbrahim Hilmi Tanışık, İstanbul Çeşmeleri, İstanbul 1943, I, 234, 270-271, 278-279, 344-346; Hasan Tahsin Okutan, Şebinkarahisar ve Civarı, Giresun 1949, s. 176; Halûk Y. Şehsuvaroğlu, Sultan Aziz: Husûsî, Siyâsî Hayatı, Devri ve Ölümü, İstanbul 1949, s. 25, 89, 98, 101, 144; Ayşe Osmanoğlu, Babam Abdülhamid, İstanbul 1960, s. 101-102; İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Midhat Paşa ve Yıldız Mahkemesi, Ankara 1967, s. 105, 107-108, 335-336; a.mlf., Midhat ve Rüştü Paşaların Tevkiflerine Dâir Vesikalar, Ankara 1987, s. 53-54; M. Çağatay Uluçay, Padişahların Kadınları ve Kızları, Ankara 1980, s. 124-126; Günay Kut - Nimet Bayraktar, Yazma Eserlerde Vakıf Mühürleri, Ankara 1984, s. 60; P. Hochut, “The Pious Foundation of Pertev Niyal-Remarks on the Steam Mill at Paşa Limanı (Üsküdar)”, Türkische Wirtschafts-und Sozialgeschichte: 1071-1920 (haz. H. G. Maier - R. Motika), Wiesbaden 1995, s. 129-135; Necdet Sakaoğlu, “Pertevniyal Valide Sultan”, DBİst.A, VI, 245; Tarkan Okçuoğlu, “Pertevniyal Valide Sultan Türbesi”, a.e., VI, 246.

Ali Akyıldız