PENÇGÂH

(پنچگاه)

Türk mûsikisinde bir birleşik makam.

Farsça “beşinci yer” anlamına gelen pençgâh rast perdesinde karar eden birleşik makamlar sınıfına dahil olup pençgâh-ı asıl ve pençgâh-ı zâid olarak iki çeşittir, her ikisi de az kullanılmıştır.

Pençgâh-ı asıl makamı. Rast perdesinde karar eden ve inici-çıkıcı seyreden bu makam basit ısfahan, bayatî, nevâ, rast veya acemli rast dizi ve makamlarının karışık olarak kullanılıp rast perdesinde rast dizisi yahut çeşnisiyle karar edilmesinden oluşur.


Makamın güçlü sesi nevâ perdesi olup bu perdede rast çeşnisiyle yarım karar yapılır. Nota yazımında, makamı meydana getiren dizilerin ortak sesi olan si için koma bemolü (segâh) ve rast dizisinin 7. derecesi olan fa için bakiye diyezi (eviç) donanımda yer alır, geçkiler yapıldıkça gerekli değişiklikler eser içinde gösterilir. Makamın yedeni rast dizisinin yedeni olan, portenin 1. aralığındaki bakiye diyezli fa (ırak) perdesidir.

Üç ayrı makamın karışık kullanılmasıyla meydana gelen pençgâh-ı asıl makamı bu sebeple asma kararlar bakımından da zengindir. Bunlar hüseynî perdesinde uşşaklı, nevâ perdesinde bûselikli, segâh perdesinde segâh veya ferahnâklı, dügâh perdesinde uşşaklı asma kararlardır. Makamın yapısında yer alan basit ısfahan makamının oluşması için bayatî makam dizisinin segâh ve acem perdeleri arasında sıkça dolaşılıp segâh perdesinde asma kararlar yapılması gerektiği unutulmamalıdır. Ancak pençgâh-ı asıl makamında nevâ makamı daha belirgin şekilde yer alır. Bu arada basit ısfahan seyri sırasında nâdir de olsa birleşik ısfahanda olduğu gibi dügâhta bir rast dörtlüsünün yer alabileceğini ifade etmek gerekir. Bu durumda bu dörtlü ile rast perdesine düşülürse T.T.K.S. aralıklarıyla bir pençgâh beşlisi oluşur. Pençgâh-ı zâid makamının yapısında yer alan bu beşli pençgâh-ı asıl makamında ya hiç kullanılmamalı veya çok az kullanılmalıdır. Aksi halde iki pençgâh makamı birbirine karıştırılabilir. Makamı meydana getiren dizilerin seslerinin Türk mûsikisindeki isimleri pestten tize doğru rast, dügâh, segâh, çârgâh, nevâ, eviç veya acem, gerdâniye ve muhayyerdir.

Pençgâh-ı asıl çok dizili bir makam olduğu için veya karakteri gereği fazla tizlerde gezinmez. Bu sebeple makam ayrıca tiz taraftan genişletilmemiştir. Ancak çok gerekirse bir iki ses için tiz taraftan o sırada kullanılan diziye göre bayatî, nevâ veya rast makamları gibi genişletme yapılabilir. Pençgâh-ı asıl makamının seyrine güçlü nevâ perdesi civarından ve makamın terkibinde yer alan üç diziden biriyle başlanır. Makamı meydana getiren dizilerde asma kararlar ve diğer özellikler de gösterilerek karışık gezinildikten sonra nevâ perdesinde rast çeşnisiyle yarım karar yapılır. Seyrin devamında yine karışık gezinilir ve nihayet rast perdesinde rast dizi veya çeşnisiyle tam karar yapılır.

Pençgâh-ı zâid makamı. Pençgâh-ı asıl makamı gibi rast perdesinde karar eden ve seyir çeşidi de yine onun gibi inici-çıkıcı olan bu makamın yapısı diğerinden biraz farklı olup karakteristik bir özelliğe sahiptir. Bu özellik, pençgâh-ı zâid makamında pençgâh beşlisi adı verilen ve kendi yeri rast perdesi olan, tize doğru T.T.K.S. aralıkları ile sıralanan bir beşlinin kullanılıyor olmasıdır. Bu beşlinin 31 komalık bir tam beşli olmasına karşılık dörtlüsünün 26 komalık bir artık dörtlü olması sebebiyle pençgâh beşlisi basit değil birleşik bir beşlidir. “Pençgâh-ı zâid” adındaki “zâid” (fazla) sıfatı da pençgâh-ı asıl makamından fazla ve farklı olarak bu makamda bu beşlinin yer almasından ileri gelmiştir.

Pençgâh-ı zâid makamı, yerinde birleşik ısfahan makamı dizisine yerinde pençgâh beşlisi ve yerinde rast veya acem rast dizilerinin katılıp bunların karışık olarak kullanılması ile meydana gelir. Tam karar, yerindeki rast dizisiyle, bazan da pençgâh beşlisiyle yapılır.

Birleşik ısfahan makamı dizisinin, yerindeki bayatî dizisine dügâh perdesindeki rast dörtlüsünün zaman zaman katılmasıyla oluştuğu bilinmektedir. Pençgâh-ı asıl makamının terkibindeki basit ısfahan makamına karşılık pençgâh-ı zâid makamında birleşik ısfahan yer alır. Nevâ makamı dizisi her ne kadar bu makamın yapısında yer almıyor görünse de bazan geçki olarak kullanılabilir. Esasen pençgâh-ı zâid makamı seyri sırasında zaman zaman ve özellikle peşrev, kâr, beste ve semâi gibi büyük formlarda pençgâh-ı asıl makamına geçkiler yapılmıştır. Bu sebeple eski tariflerde iki çeşit pençgâh makamı arasındaki farkın pençgâh-ı asıl makamında pençgâh beşlisinin çok az, diğerinde ise çok sık gösterilmesinden ibaret olduğu ifade edilmiştir. Makamın güçlüsü nevâ perdesi olup bu perdede rast çeşnisiyle yarım karar yapılır.

Pençgâh-ı zâid makamını meydana getiren dizilerin sesleri pestten tize doğru rast, dügâh, segâh veya bûselik, çârgâh veya nîm-hicaz, nevâ, hüseynî, acem veya eviç, gerdâniye ve muhayyerdir. Makamın yedeni portenin 1. aralığındaki bakiye diyezli fa (ırak) perdesidir. Çok çeşnili bir makam olan pençgâh-ı zâid daha ziyade bu çeşnilerin gösterilmesi tarzında kullanıldığı için genişlemeye ihtiyaç duyulmamıştır. Ancak çok gerekirse bir iki ses için tiz taraftan bayatî veya rast makamları gibi genişleyebilir. Bu genişleme seyir sırasında hangi dizi kullanılmaktaysa onun genişlemesi olacaktır. Pençgâh-ı zâid makamının seyrine güçlü nevâ perdesi civarından başlanır. Makamı meydana getiren dizi ve çeşnilerde karışık gezinildikten sonra nevâ perdesinde rast çeşnili yarım karar yapılır. Yine karışık gezinilip gerekli çeşniler ve asma kararlarla pençgâh beşlisi sık sık gösterildikten sonra rast dizisiyle veya rast dizisinin özellikleri de belirtilip bazan yerindeki (rastta) pençgâh beşlisiyle tam karar yapılır.


“Beste-i kadîm” veya “âyîn-i kadîm” olarak bilinen Pençgâh Mevlevî Âyîn-i Şerifi, Benli Hasan Ağa’nın devr-i kebîr, Behram Ağa’nın düyek usulündeki peşrevleriyle Gulâm Şâdî’nin kârı, Mustafa Itrî’nin ağır çenber usulünde, “Pây-i yâre düşmeğe ağyârdan nevbet mi var?” ve fer‘ usulünde, “Hem sohbet-i dildâr ile mesrûr idik evvel” mısraıyla başlayan besteleri; Abdülkādir-i Merâgī’nin, “Bîtü nefesi hoş nezedem hoş ne nişetem” mısraıyla başlayan ağır semâisi ve Acemler’in, “Müştâk-ı lebed şeker-fürûşân” mısraıyla başlayan yürük semâisi her iki tür pençgâh makamının örnekleri arasındadır.

BİBLİYOGRAFYA:

Seydî, el-Matla‘, TSMK, III. Ahmed, nr. 3459, vr. 13a; Abdülbâki Nâsır Dede, Tedkik u Tahkik (nşr. Yalçın Tura), İstanbul 2006, s. 44-45; Hâşim Bey, Mûsikî Mecmuası, İstanbul 1280, s. 25; Tanbûrî Cemil Bey, Rehber-i Mûsikî, İstanbul 1321, s. 96; Subhi Ezgi, Nazarî-Amelî Türk Mûsikisi, İstanbul 1933-40, I, 198-199; IV, 255-256; Hüseyin Sâdeddin Arel, Türk Mûsıkîsi Nazariyatı Dersleri (haz. Onur Akdoğu), Ankara 1991, s. 211; Özkan, TMNU, s. 445-451.

İsmail Hakkı Özkan