PAŞA LİVÂSI

Osmanlı taşra teşkilâtında Rumeli beylerbeyiliğine tâbi bir sancak.

En büyük idarî birim olan eyaletlerde paşa livâsı, en üst seviyede askerî ve idarî âmir konumunda bulunan beylerbeyinin tasarrufu altındaki sancağı da ifade eder. Rumeli eyaleti dışındaki eyaletlerde idarî bir birim değil beylerbeyinin başında bulunduğu merkez sancaktır ve bu sancaklara ayrıca sancakbeyi gönderilmez. Rumeli eyaletinde ise paşa livâsı çeşitli kaza ve nahiyelerden oluşan bir idarî birimi belirtir. Bu ismi almasında Rumeli beylerbeyiliğinin daima paşa rütbesi taşıyan kimseler tarafından yönetilmesinin rolü olduğu sanılmaktadır (Stoyanovski, sy. 4-5 [1974], s. 218).

Osmanlılar’ın Rumeli’ye geçişi ve fütuhatın ilerlemesiyle bu bölgede idarî teşkilât kurulmaya başlandı. Rumeli’de ilk olarak Gelibolu paşa sancağı oldu. Vize, Çirmen ve Kırkkilise’nin fethinden sonra buralar da sancak olarak teşkilâtlandırıldı. Edirne’nin fethinin ardından I. Murad lalası Şâhin Paşa’yı Eski Zağra ve Filibe yönünde fetihlerde bulunmak üzere görevlendirdi. Kendisi Bursa’ya döndükten sonra Lala Şâhin’i Rumeli beylerbeyiliği görevine getirdi. Rumeli beylerbeyiliği, 1393 yılında Anadolu beylerbeyiliği kuruluncaya kadar Osmanlı idarî teşkilâtında tek beylerbeyilik olarak kaldı. İlk dönemlerde paşa sancağının merkezi Edirne idi. Çirmen sancağının bir ara paşa livâsı olduğu belirtilse de bu görüşü ihtiyatla karşılamak gerekir. XV. yüzyılda kısa bir süre Filibe’nin Rumeli beylerbeyiliğinin paşa sancağı olduğu bilinmektedir. Sofya’nın fethiyle Rumeli beylerbeyiliğinin paşa livâsı buraya nakledildi. Ancak bu dönemde de beylerbeyiler zaman zaman Edirne’de ikamet etmekteydi. 1443’te Sofya, Rumeli beylerbeyinin ikamet ettiği yer olarak görülmektedir (Gazavât-ı Sultân Murâd b. Mehemmed Hân, s. 14). Sofya, XVI. yüzyıl başlarına ait bir defterde paşa sancağından ayrı müstakil bir livâ iken (Gökbilgin, XX/78 [1956], s. 256) aynı döneme ait diğer bir sancak tevcih defterinde Rumeli eyaletine bağlı sancaklar arasında görülmez (Kunt, s. 125-127). 1530 yılından itibaren XVI. asır boyunca Sofya, Rumeli beylerbeyinin hassı ve paşa livâsına bağlı bir kaza merkezidir (370 Numaralı Muhâsebe-i Vilâyet-i Rûm-İli Defteri, I, 191 vd.). XVII ve XVIII. yüzyıllara ait sancak tevcih defterlerinde de Sofya müstakil bir sancak şeklinde kayıtlı değildir. Ancak Hezarfen Hüseyin Efendi, Sofya’yı müstakil bir livâ kabul eder ve paşa sancağı olduğunu belirtir (Telhîsü’l-beyân, s. 116). Ayn Ali Efendi risâlesinde ise paşa sancağı merkezi Sofya ve Manastır olarak gösterilir (Kavânîn-i Âl-i Osmân, M. Tayyib Gökbilgin’in girişi, s. 11).

Hemen hemen XIV. yüzyıldaki fetihlerin belirlediği paşa livasının idarî sınırları XVI. yüzyılın başlarından itibaren kesin şekilde tesbit edilebilmektedir. Rumeli şehirlerinin kaydedildiği, 932-934 (1526-1528) yıllarında hazırlandığı tahmin edilen bir deftere göre paşa livâsındaki şehirler başta Edirne olmak üzere Dimetoka, Ergene, Ferecik, İpsala, Eskihisar-ı Zağra, Kızılağaç,


Filibe, Tatarpazarcığı, Üsküp, Kalkandelen, Kırçova, Köprülü, Pirlepe, Manastır, Yenice-i Vardar, Vodina, Karaferye, Serfice, Hurpeşte, Bihlişte, Kesriye, Görice, Gümülcine, İnoz, Yenice-i Karasu, Drama, Siroz (Serez), Zihne, Nevrekop, Timurhisar (Demirhisar), Avrathisarı, Sidrekapsi ve Selânik idi. Şehir veya kasaba olarak kaydedilen bu otuz dört yerleşme yerinden Ergene, Vodina, Hurpeşte ve İnoz hariç diğerleri 936 (1530) yılına ait Rumeli Muhasebe Defteri’nde kaza diye kayıtlıdır. Yine bu defterde Sofya paşa livâsının bir kazası olarak geçer. Bu tarihte paşa livâsının sağ kol ve sol kol şeklinde teşkilâtlandırılmış olduğu görülür. Muhasebe defterinde Sofya’ya bağlı kazalarla birlikte paşa livâsına tâbi otuz sekiz kaza zikredilir. Yukarıda sayılanlardan başka Sofya, Şehirköy, Berkofça, Samakov, Samakov-ı Ivlayco, Keşan, İştip ve Florina kazaları vardır. Florina daha önce livâ iken 1530’da kaza haline getirildi. Bu eyalet uzun müddet Rumeli’de tek bir beylerbeyilik olarak kaldı; fetihlerin ilerlemesiyle birlikte yeni bir idarî yapılanmaya gidildi. 1534’te Cezâyir-i Bahr-i Sefîd, 1541’de Budin ve 1580’de Bosna beylerbeyiliği kurularak Rumeli’deki bazı sancaklar yeni eyaletlere bağlandı. Diğer taraftan paşa livâsına tâbi kazalardan Üsküp ve Selânik müstakil livâ haline getirildi (Kunt, s. 151). XVI. yüzyılın sonunda ve XVII. yüzyılda ilk defa tesbit edilen kazalar şunlardır: Pravişte, Kavala, Bereketlü, Menlik, Razlog, Ostrova, Karadağ, Vodina, Sarıgöl, Nasliç, Cumapazarı, Eğribucak ve Hurpeşte (Stoyanovski, sy. 4-5 [1974], s. 219-222). XVII. yüzyıl ortalarında hazırlanan bir mevkufat defterinde paşa livâsına bağlı kazalar olarak Filibe, Tatarpazarcığı, Razlıg, Şehirköy, İhtiman, Sofya, Zihne, Hurpeşte, Florina, Breznik, Sarıgöl, Nevrekop, Nasliç, Berkofça, Kolona, Timurhisar, Cumapazarı, Drama, Ostrova, Serfice, Karadağ, Siroz, Çağlayık, Manastır, Menlik, Edirne, Kesriye ve Eğribucak kayıtlıdır (BA, KK, Mevkufat, nr. 2642, s. 4-60). 1143 (1730-31) yılına ait bir avârız defterine göre bunların yanında Ahî Çelebi, Bereketlü, Bihlişte, Görice, Kavala, Opar, Pravişte, Prespa ve Yenice-i Karasu kadılıkları paşa livâsına bağlı olup bu tarihteki toplam kaza sayısı otuz beşti (BA, MAD, nr. 21732, s. 97-98). İnciciyan’a göre paşa livâsında Edirne’ye tâbi Ada, Çöke ve Üsküdar nahiyeleriyle birlikte elli üç idarî birim bulunmaktaydı. Yukarıda belirtilenlerden başka İnciciyan’ın ilk defa kaydettiği kazalar şunlardır: Çırpan, Hatuneli-Yenice-i Kızılağaç, İznepol, Priştine, Megri ve Dağardı (İnciciyan - Andreasyan, sy. 2-3 [1974], s. 17).

Paşa livâsının sınırları Edirne’den Makedonya’nın batısına kadar oldukça geniş bir alana yayılmaktaydı. Ancak bu sınırlar içerisinde sancağın coğrafî bütünlüğü bulunmamaktaydı. Çirmen livâsının Tekirdağ kazası hariç tamamı paşa livâsı ile çevrili durumdaydı. Bunun sebebi Çirmen’in Rumeli’de ilk teşkil edilen sancaklardan olması ve sancakta müsellem teşkilâtının bulunması olmalıdır. Ayrıca Selânik ve Üsküp’ün sancak haline getirilmesinden sonra bu iki livânın batısında yer alan Görice, Prespa, Kolona, Serfice gibi kadılıklar paşa livâsına tâbi görünmekteydi. Paşa livâsının sınırları Meriç nehrinin doğusundan Sofya’nın kuzeyini, güneyde ise Ege denizi sahillerinden Teselya’nın kuzeyini takip ederek Arnavutluk bölgesinin doğusuna kadar ulaşmaktaydı. Yeni sancaklar teşkil edilip paşa livâsından bazı kazaların bu sancaklara bağlanmasına rağmen paşa livâsının doğu ve batı sınırlarında değişme olmamıştır. 1530 yılında hazırlanan muhasebe defterlerine göre bütün sancakta dokuz kale, otuz beş şehir ve kasaba, 3859 köy, 242 mezraa, 125 çiftlik, doksan beş cemaat, on altı dalyan, yirmi ikisi mâmur otuz şaphâne, on bir tuzla, doksan üç cami ve imaret, 373 mescid, yirmi dört medrese, altmış muallimhâne, altmış yedi zâviye, on kilise ve manastır (Aynaroz’da ayrıca 200 manastır), dört bedestenle otuz beş hamam bulunuyordu. Vakıflar arasında 1378 dükkân, 194 değirmen, kırk kervansaray, iki başhâne, iki bezirhâne ve iki balıkhâne vardı (167 Numaralı Muhâsebe-i Vilâyet-i Rûm-İli Defteri, I, 3). Bu yıllarda sancağın toplam nüfusunun 1 milyonu aştığı tahmin edilmektedir (258.185 nefer, 9840 dul). Ayn Ali Efendi’nin kaydına göre XVI. yüzyıl sonlarında paşa livâsında 237 zeâmet ve 1788 timar mevcuttu (Kavânîn-i Âl-i Osmân, s. 40). Günümüzde Trakya diye isimlendirilen arazi parçası için Osmanlı idarî taksimatındaki paşa livâsına atfen Paşaeli adı bir ara kullanılmışsa da bu isim fazla tutunmamıştır.

Tanzimat’tan sonra taşra idaresinde yapılan düzenlemelerle birlikte eyalet ve beylerbeyilik sistemi kaldırılarak yerine vilâyet sistemi uygulandı. Yeni düzenlemeye göre 1285 (1868-69) yılında Sofya Tuna vilâyetine bağlı bir sancak oldu. Edirne de aynı adı taşıyan vilâyetin merkezi haline geldi. Daha önce müstakil sancak olan Çirmen ve Kırkkilise (Kırklareli) Edirne’ye tâbi birer kaza durumundaydı. Vilâyetin sancakları ise Filibe, İslimye, Tekirdağ ve Gelibolu idi. Yine paşa sancağının ihtiva ettiği bölgelerden Üsküp ve Selânik de ayrı birer vilâyet oldu. 1877 yılında ise Sofya’nın Tuna’dan ayrı bir vilâyet halinde olduğu görülmektedir. Tuna vilâyetine bağlı olan Niş sancağı da Sofya valiliğine bağlandı (1285 Yılı Devlet Salnâmesi, s. 170-171, 175-176; 1294 Yılı Devlet Salnâmesi, s. 426-429, 434-435). 1868’de müstakil vilâyet olan Üsküp Manastır’ın vilâyet haline getirilmesiyle bu vilâyetin sancağı oldu (1292 Yılı Manastır Vilâyeti Salnâmesi, s. 86-91). Burası daha sonra Edirne vilâyeti olarak anılmaya başlandı.

BİBLİYOGRAFYA:

Hicrî 835 Tarihli Sûret-i Defter-i Sancak-ı Arvanid (nşr. Halil İnalcık), Ankara 1987, neşredenin girişi, s. XIV; 370 Numaralı Muhâsebe-i Vilâyet-i Rûm-İli Defteri: 937/1530 (nşr. Ahmet Özkılınç v.dğr.), Ankara 2001-2002, I-II; 167 Numaralı Muhâsebe-i Vilâyet-i Rûm-İli Defteri: 937/ 1530 (nşr. Ali Coşkun v.dğr.), Ankara 2003, I; 1285 Yılı Devlet Salnâmesi, s. 170-171, 175-176; 1292 Yılı Manastır Vilâyeti Salnâmesi, s. 86-91; 1294 Yılı Devlet Salnâmesi, s. 426-429, 434-435; Ayn Ali, Kavânîn-i Âl-i Osmân, M. Tayyib Gökbilgin’in girişi, s. 11, 40; Hezârfen Hüseyin Efendi, Telhîsü’l-beyân fî Kavânîn-i Âl-i Osmân (haz. Sevim İlgürel), Ankara 1998, s. 116; Gazavât-ı Sultân Murâd b. Mehemmed Hân (nşr. Halil İnalcık-Mevlûd Oğuz), Ankara 1978, s. 14; Gökbilgin, Edirne ve Paşa Livâsı, s. 17; a.mlf., “Kanunî Sultan Süleyman Devri Başlarında Rumeli Eyaleti, Livaları, Şehir ve Kasabaları”, TTK Belleten, XX/78 (1956), s. 253-254, 256; Şerafettin Turan, “XVII. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğunun İdarî Taksimatı”, Atatürk Üniversitesi 1961 Yıllığı, Ankara 1963, s. 210; A. Birken, Die Provinzen des Osmanischen Reiches, Wiesbaden 1976, s. 50; İ. Metin Kunt, Sancaktan Eyâlete: 1550-1650, İstanbul 1978, s. 125-127, 151, 184; Tuncer Baykara, Anadolu’nun Tarihî Coğrafyasına Giriş I: Anadolu’nun İdarî Taksimatı, Ankara 1988, s. 86-87; Nevin Genç, XVI. Yüzyıl Sofya Mufassal Tahrir Defteri’nde Sofya Kazası, Eskişehir 1988, s. 119; Fehameddin Başar, Osmanlı Eyâlet Tevcihâtı (1717-1730), Ankara 1997, s. 36-48; Orhan Kılıç, 18. Yüzyılın İlk Yarısında Osmanlı Devleti’nin İdari Taksimatı-Eyalet ve Sancak Tevcihatı, Elazığ 1997, s. 45, 87-95; Neriman Ersoy, XIX. Yüzyılda Filibe Şehri: 1839-1876 (doktora tezi, 2003), İÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 20; Sıddık Çalık, Çirmen Sancağı Örneğinde Balkanlar’da Osmanlı Düzeni, Ankara 2005, s. 32; Hâmit Sadi [Selen], “Paşaeli: Şarkî Trakyanın Coğrafyasına ve İktisadî Tarihine Dair Notlar”, THİTM, I (1931), s. 71-104; A. Stoyanovski, “XVII. Yüzyılın Sonuna Kadar Makedonya’nın Osmanlı Hakimiyeti Devrinde İdarî Taksimatı” (trc. İsmail Eren), TED, sy. 4-5, İstanbul 1974, s. 214-215, 218-222; P. L. İnciciyan - H. D. Andreasyan, “Osmanlı Rumelisi Tarih ve Coğrafyası”, GDAAD, sy. 2-3, İstanbul 1974, s. 17; Nejat Göyünç, “Osmanlı Devleti’nde Taşra Teşkilâtı (Tanzimat’a Kadar)”, Yeni Türkiye, VI/ 31, Ankara 2000, s. 430; Halil İnalcık, “Rumeli”, İA, IX, 771; a.mlf., “Eyālet”, EI² (İng.), II, 722; a.mlf., “Gelibolu”, a.e., II, 983; Yusuf Halaçoğlu, “Çirmen”, DİA, VIII, 341; Feridun M. Emecen, “Gelibolu”, a.e., XIV, 1, 5.

İbrahim Sezgin