PANTHAY

XIX. yüzyılın ikinci yarısında Çin’in Yunnan bölgesinde yaşayan müslümanlara verilen isim.

Çin’de pek bilinmeyen panthay terimi Avrupalılar tarafından XIX. yüzyılın ikinci yarısında Burma (Myanmar), Tayland ve Vietnam ile sınır komşusu olan Çin’in güneybatısındaki Yunnan bölgesinde yaşayan Çinli (Huyi, Hui) müslümanlar için kullanılmıştır. Etimolojik yapısı hakkında çeşitli görüşler bulunan ismin Çince bendi (yerli) veya panzei (âsi) yahut Birmanca Pansee (Kuzey Arakan bölgesindeki Hint asıllı müslüman Burmalılar) kelimelerinden gelmiş olabileceği düşünülmektedir. Muhtemelen kelimeyi Hindistan’daki İngiliz sömürgecileri, 1855-1873 yılları arasında Mançu idarecilerine karşı ayaklanan Yunnanlı müslümanları adlandırmak üzere Panthay şekline çevirmişlerdir. Günümüzde bu terim, Burma’da yaşayan Yunnanlı müslümanlar için küçük düşürücü bir anlam ifade etmektedir.

İslâmiyet’in Yunnan’a girişiyle ilgili bilgiler doğruluk ve güvenilirlik bakımından farklılık arzeder. T’ang (618-906) ve Song (960-1279) dönemlerine ait kaynaklar, Yunnan’a gelen Orta Asyalı göçmenlerin faaliyetleri ve onların dinî hayatları hakkında herhangi bir açıklama yapmaz. Ancak T’ang dönemine ait bazı arkeolojik belgeler, onların bölgede hüküm süren Budist Dali (Tali) Krallığı’ndaki yerli Yunnanlılar tarafından esir edildiğini göstermektedir. Nitekim Tibet 801’de Dali’yi işgal ettiği zaman aldığı esirlerin çoğunluğunu Semerkant’tan gelen askerler oluşturmuştu. Dali tarihi hakkında kaleme alınmış bir Song dönemi eseri de bölgeye yerleşen ilk müslüman göçmenlerin İranlı tüccarlar ve vergi toplamaya gelen Güneydoğu Asyalılar olduğunu kaydetmektedir. Çince müslüman menkıbelerine göre ise bölgeye yerleşen ilk müslümanlar T’ang hânedanı döneminin ortalarında ticarete başlayan Arap tüccarlarıdır. 1279’da bütün Çin’in Moğollar tarafından işgal edilmesinden önce Yunnan’da İslâmiyet’in nasıl tutunup yayıldığı hakkında güvenilir bir kayıt bulunmamasına rağmen bu tarihten sonra hükümetin bölgeye geniş çaplı müslüman göçü düzenlediği bilinmektedir. Moğol Yüan hânedanı dönemi (1279-1368) boyunca Tongut, Tatar, Uygur, Acem gibi çeşitli ırklara mensup müslümanlar buraya geldiler ve kendilerine dağıtılan topraklara yerleştiler. Yine aynı dönemde Orta Asyalı müslüman askerler, Burmalılar’ı veya mahallî âsileri bastırmayı hedefleyen siyasî ve askerî stratejiler gereği sürekli biçimde buraya gönderildiler. Daha sonra bunlar, yerli veya Çinli kadınlarla evlenmeye ve gayri müslim yetimleri evlâtlık alarak yetiştirip kendi kızlarıyla evlendirmeye başladılar. Bu devirde sarayda ve mahallî idare merkezlerinde birçok müslüman üst düzey yönetici olarak görev yaptı; hatta aralarından valiliğe ve kumandanlığa getirilenler oldu. Bunlardan en önemlisi, Kubilay Han (1260-1294) tarafından Yunnan valiliğine tayin edilerek müslümanları Çinlileştirmekle görevlendirilen ve daha sonra Hsien Yan prensi unvanıyla onurlandırılan Buharalı General Seyyid Ecel Şemseddin Ömer’dir (Sai Tion-Ch’ih, ö. 1279). Yüan döneminin sonuna doğru müslümanlar Orta Asya geleneklerini terkederek Çin kültürünü benimsediler ve bu kültürün etkisi altında kalmış bir dinî hayat sürdürmeye başladılar.

Bölgeye müslüman göçü Ming hânedanı döneminde de (1368-1644) devam etti. Bu yabancı insanlar, hükümetin Konfüçyüsçülüğü yaymaya çalışmasına rağmen dinî, ekonomik ve sosyal hak ve hürriyetlerini korumayı başardılar; sayıları giderek arttı. Bu dönemde askerî faaliyetlerin azalmasıyla birlikte müslüman askerler özellikle madencilik, ticaret ve porselen yapımcılığı gibi mesleklerle uğraşmaya başladılar. Mançu-Qing döneminin (1644-1911) başlarında işlenmiş deri ve halı imalâtı da gelişti ve ekonomi giderek büyüdü. Müslümanlar bir süre barış ve refah içinde yaşadıktan sonra bir isyanı bastırmak için yardıma çağrıldıkları Pekin’den çıkmayarak iktidara ortak olan ve bütün ülkeyi kendi katı kurallarına göre yönetmeye çalışan Mançular’ın daha baskıcı bir Konfüçyüsçülük faaliyetine mâruz kaldılar. Hükümetin yürüttüğü müslümanlara yönelik baskı ve zulümler, ülkenin dağlık bölgesi ve devlet otoritesinin en zayıf hissedildiği eyaleti olan Yunnan’da ve Çin’in kuzeybatısında bulunan diğer müslüman yerleşim


merkezlerinde ciddi ayaklanmalara yol açtı ve bölge 1681’de ordu tarafından işgal edildi.

Müslümanların dil, din ve yeme içme, giyim kuşam, düğün, cenaze gelenekleri gibi farklı yönleri Han (Çin) toplumundan ayrılmalarına sebep olmuştu. XIX. yüzyılla birlikte baş gösteren ekonomik kriz, Yunnan bölgesindeki madencilik endüstrisinde yaşanan Han-müslüman rekabetini iyice körükledi. Bölgede sosyal düzeni korumakla görevli olan yönetici sınıf müslümanlara karşı baskıcı tutumunu giderek arttırdı, ayrıca mahallî idareciler, milis güçleri ve gizli örgütlerle iş birliği yaparak Hanlar’ın müslümanlara karşı nefretini kışkırtmaya başladı. Nihayet 1850’li yılların başlarında ülkenin ikinci kalabalık müslüman nüfusuna sahip olan Yunnan’ın birçok yerinde ayaklanmalar baş gösterdi, özellikle doğudaki Yunnan-Fü (bugünkü Kumming) ve batıdaki Tali (Dali) civarında yoğunlaşarak bütün bölgeye yayıldı. Doğudaki isyanın dinî liderliğini “büyük imam” kabul edilen Yûsuf Ma (Ma Dexing/ Ma Fuchu), askerî liderliğini de yardımcısı Ma Rulong yapıyordu. Bu liderler eyalet merkezi Yunnan-Fü’yü kuşattılarsa da alamadılar. Sonunda hükümet İmam Yûsuf Ma’yı Yunnan beyliğine (şeyhülislâm) tayin etti, onun etkisi altındaki Ma Rulong’u da ikna ederek ayaklanmayı bastırdı. Batıdaki ayaklanma ise Avrupalılar’ın Sultan Süleyman dedikleri Du Wenxiu (Tu Wenhsiu) adında bir müslümanın liderliğinde başlamıştı; onun Çin içerisinde bağımsız bir İslâm devleti kurmak için verdiği mücadele başından beri ters düştükleri doğudaki arkadaşlarının mücadelesinden daha samimi, azimli ve iddialı idi. 1855’te Du Wenxiu, Dali’yi zaptederek burayı kurduğu sultanlığın merkezi yaptı. Yeni medreseler açıp İslâmî eğitim ve öğretimi teşvik etti ve İslâm hukukunu uygulamaya koydu; müslüman olmayanlar içinse Ming kanunları geçerliliğini korudu. Ancak onun önemli yetkiler verdiği Han liderlerinden çoğunun Mançular tarafına geçmesi ve müslümanların yeterli modern silâh ve dış destek sağlayamaması sonucunda Dali Sultanlığı’nın gücü giderek zayıfladı. Bu arada sultanın evlâtlığı Prens Hasan’ın Londra’da Kraliçe Victoria’ya sunduğu siyasî tanınma ve dış destek talebi İngiliz hükümetinin Pekin’le mevcut ilişkilerini bozmak istememesi yüzünden kabul edilmedi. Neticede Dali Sultanlığı on sekiz yıl süren mücadelesinin ardından Mançu-Han kuvvetlerince yıkıldı. Çarpışmalarda bölgenin gördüğü tahribatın yanında 1 milyondan fazla müslümanın da öldüğü sanılmaktadır.

BİBLİYOGRAFYA:

T. L. Bullock, “The Great Mohammedan Rebellion in Yunnan”, China Review, XVI/2, Hong Kong 1887-88, s. 83-95; G. Cordier, “Nouvaux Documents sur la Revolte Musulmans au Yunnan”, Revue Indo-Chinoise, XII, Hanoi 1909, s. 656-675; a.mlf., “Les Musulmans du Yunnan, Leur Attitude”, RMM, XXIV (1913), s. 318-326; A. C. Hanna, “The Panthays of Yunnan”, MW, XI (1931), s. 69-74; Ho Hui-Qing, “Yunnan Du Wenxiu Jien-Guo Shi-Ba-Nien Shi-Mo”, I-Jing, XII (1936), s. 9-16; XIII, s. 34-36; XIV, s. 36-39; XV, s. 32-38; XVI, s. 29-33; Li Shouk’ung, “Xien-Feng Liu-Nien Yun-nan Shung-Zhong Mie-Hui Kao”, Da-Lu Za-Zhi, XX/6, Taiwan 1960, s. 10-13; a.mlf., “Wan-Qing Yun-nan Hui-Bien Shi-Mo”, Zhong-Guo Jin-Dai-Shi Lun-Wen-Ji, II, Taipei 1985, s. 427-533; T’ien Ju-K’ang, “You-Guan Du Wenxiu Dui-Wai Guan-Xi di Wen-Ti”, Li-Shi Yen-Jiu, IV (1963), s. 141-150; M. Yegar, “The Panthay (Chinese Muslims) of Burma and Yunnan”, Journal of Southeast Asian History, VII, Singapore 1966, s. 73-85; W. K. Chan, “Ma Ju-Lung: From Rebel to Turncoat in the Yunnan Rebellion”, Papers on China, XX, Cambridge 1966, s. 86-118; a.mlf., “The Panthay Embassy to Britain, 1872”, St. Antony’s Papers, XX (1967), s. 101-117; Li Ching, “Tan-Tan Guan-Yü Du Wenxiu di Ji-Jien Shi-Liao”, Hui-Zu-Shi Lun-Jii, Yinchwan 1983, s. 373-385; Hajji Yusuf Chang, “The Hui (Muslim) Minarity in China: An Historical Overview”, JIMMA, VIII/1 (1987), s. 62-78; J. Wang, “Islam in Yunnan”, a.e., XIII/2 (1992), s. 364-374; D. G. Atwill, “Islam in the World of Yunnan: Muslim Yunnanese Identity in Nineteenth Century Yunnan”, a.e., XVII/1 (1997), s. 9-30; Chang-Kuan Lin, “Panґћay”, EI² (İng.), VIII, 259-261.

N. Chang-Kuan Lın