ÖMER b. HAFSÛN

(عمر بن حفصون)

Ömer b. Hafsûn (Hafs) b. Ömer b. Ca‘fer el-İslâmî (ö. 305/918)

Endülüs Emevî Devleti’ni uzun yıllar uğraştıran isyancı lider.

246 (860) yılında Mâleka (Malaga) civarındaki Hısnıavt’ta (Iznate) doğdu; sonradan İslâmiyet’i kabul eden (müvelledûn) tanınmış bir İspanyol ailesine mensuptur. Gençliğinde kavgacı ve geçimsiz kişiliği sebebiyle tartıştığı bir komşusunu öldürüp Kuzey Afrika’ya, Rüstemîler’in başşehri Tâhert’e kaçtı. İbnü’l-Kūtıyye’nin ifadesine göre kendisini tanıyan birinin ona buralarda kalmasının vatanı için büyük bir kayıp olduğunu, eğer isterse Araplar’a karşı verilecek mücadeleye liderlik edebileceğini söylemesi üzerine geri döndü. Etrafına bir grup toplayarak Runde dağlarında (Serrania de Ronda) harap bir kale olan Bübeşter’e (Bobastro) yerleşip ilk isyan hareketini başlattı (267/880). Tamir ve kısmen yeniden inşa ettirdiği Bübeşter Kalesi son derece sarp kayalar üzerine kurulmuş müstahkem bir yerdi (İA, II, 829; IX, 467). Endülüs Emevî Emîri I. Muhammed’in isyanı bastırmak için Reyye (Reyyo) Valisi Âmir b. Âmir kumandasında gönderdiği kuvvetlerin başarı elde edemeden geri dönmesi Ömer b. Hafsûn’un şöhretini arttırdı ve pek çok kişinin yanında yer almasını sağladı. Yeryüzünde kötülük ve fesat çıkarmak isteyen ayak takımı onun etrafında toplandı (İbnü’l-Esîr, VII, 361). İbn Hafsûn’un üç yıl içerisinde Runde (Ronda) şehrinden Gırnata (Granada) ve Mâleka’ya kadar uzanan dağlık bölgede sözünü geçirir hale geldiğini gören Emîr Muhammed 270 (883) yılında büyük bir sefer için hazırlıklara başladı. Sevkettiği kuvvetlerle onu Bübeşter’de mağlûp ederek itaat altına aldı. Ömer b. Hafsûn 271 (884) yılında Asturias Kralı III. Alfonso’ya karşı yapılan sefere katıldı ve önemli yararlıklar gösterdi. Ancak bir süre sonra tekrar ayaklanarak Bübeşter Kalesi’ne çekildi. Emîr Muhammed, oğlu Münzir’i üzerine gönderdiyse de (273/886) emîrin âniden ölmesi üzerine ordu geri döndü.

Ömer b. Hafsûn, Münzir b. Muhammed döneminde de (886-888) isyanını sürdürdü ve taraftarlarının sayısını çoğalttı. Bizzat emîrin başında bulunduğu ordu 274 (887) ve 275 yıllarında Bübeşter’i kuşattıysa da alamadı. İbn Hafsûn, Emîr Münzir’e kendisinin kumandan yapılması ve ailesiyle birlikte Kurtuba’ya yerleşmesine müsaade edilmesi şartıyla teslim olacağını bildirdi. İbn İzârî’nin kaydettiğine göre onun devletten böyle bir istekte bulunmasının ardında o sıralarda destekçilerini ve yardımcılarını kaybetmesi yatmaktaydı (el-Beyânü’l-muġrib, II, 117). Emîr Münzir bu şartı kabul etti ve ona 100 katır yükü yiyecek, giyecek ve değerli eşya gönderdi. Ancak İbn Hafsûn kuşatmanın kaldırılmasının ardından Kurtuba’ya gitmeden tekrar isyan etti. Emîr Münzir kalenin yeniden kuşatılması ve ele geçirilmeden Kurtuba’ya dönülmemesi emrini verdiyse de onun da âni ölümü bunun yerine getirilmesini engelledi.

Münzir’den sonra tahta çıkan kardeşi Abdullah b. Muhammed b. Abdurrahman zamanında (888-912) defalarca barış isteyip tekrar ayaklanan Ömer b. Hafsûn bu uzun süre içerisinde İstice (Ecija), İstabbe (Estepa) ve Beyâne (Baena) gibi şehirleri zaptedip bunlardan Beyâne’nin halkını kılıçtan geçirdi; Ceyyân (Jaen) ve İlbîre’nin de (Elvira) vergilerine el koydu. Emîr Abdullah, kesin bir sonuca ulaşmak için hazırladığı 14.000 kişilik bir orduyla 30.000 kişilik Ömer b. Hafsûn ordusunu Bulây (Polei) civarında bozguna uğrattı (278/891); fakat yine kaçıp Bübeşter’e sığınan İbn Hafsûn’u kaleyi muhasara etmesine rağmen ele geçiremedi. Emîr Abdullah’ı ölümüne kadar uğraştıran ve gönderdiği orduların karşısında mağlûp olmasına rağmen her seferinde Bübeşter Kalesi’ne sığınmak suretiyle canını kurtaran İbn Hafsûn uzun mücadelesi sırasında çeşitli politik oyunlara da girişti. Bir yandan Abbâsîler’in desteğini sağlayabilmek için halife adına hutbe okuturken bir yandan da kuzeydeki Galiçya Krallığı’na yaklaşarak yardım almaya çalıştı. Hatta 286 (899) yılında ailesiyle birlikte İslâm’dan çıkıp Hıristiyanlığa girdiğini açıkladı ve ismini Samuel olarak değiştirdi. Ancak bu dinî tercihi kendisine inanan pek çok taraftarının yanından ayrılmasına sebebiyet verdiği gibi İslâm âlimleri de ona karşı cihad ilân etti. Ömer b. Hafsûn ilerleyen dönemlerde Fâtımîler’le ittifak kurmaya uğraştı, ayrıca İşbîliye (Sevilla) hâkimi İbrâhim b. Haccâc gibi diğer âsilerle de iş birliği yaptı.

Ömer b. Hafsûn, Endülüs tarihinin en güçlü hükümdarlarından III. Abdurrahman’ın (912-961) ilk yıllarında da isyanına devam etti. Fakat yaşlanmaya başlamıştı, karşısında da seleflerinden çok farklı iradesiyle ünlü bir hükümdar vardı. Yeni hükümdar tahta çıktıktan kısa bir süre sonra saldırıya geçerek onu mağlûp etti ve aralarında İlbîre’nin de bulunduğu otuzun üzerindeki kaleyi teslim aldı; ertesi yıl da Cezîretülhadrâ’ya kadar olan bölgeyi zaptetti. İbn Hafsûn 303 (916) yılında son bir defa daha bağışlanmasını diledi ve dileğinin kabul edilmesi üzerine III. Abdurrahman’la, içinde Bübeşter’in de bulunduğu 162 kalenin teslimini öngören bir barış antlaşması imzaladı; kaynakların belirttiğine göre ölünceye kadar da bu antlaşmaya sadık kaldı. Hatta oğlu Süleyman, İbiza (Yâbise) adasını ele geçirdiğinde ona kızmış ve III. Abdurrahman’a adayı geri alması için yardımcı olmuştu.

Dört hükümdarı uzun yıllar uğraştıran Ömer b. Hafsûn 16 Şâban 305 (1 Şubat 918) tarihinde öldü. İbn İzârî bu olayı, “Kâfirlerin ve münafıkların başı, fitne ateşini yakan, kötülük saçan Ömer b. Hafsûn öldü” şeklinde kaydetmiştir (el-Beyânü’l-muġrib,


II, 171). İbn Hafsûn’un Emevî yönetimine karşı isyanının sebepleri hususunda bazı araştırmacılar Endülüs’teki toprak mülkiyeti, vergiler, etnik ayırım ve politik istekler üzerinde dururlar. Bunların doğruluğu şüphesiz olmakla birlikte onun kişiliği ve halk üzerindeki etkisi de göz önünde tutulmalıdır. Çünkü devlete karşı her ayaklanmasında halktan, özellikle müvelledûn ve Berberîler’den çok sayıda taraftar toplamakta ve onlardan aldığı güçle isyanlarına devam etmekteydi. İbn Hafsûn’un ölümünden sonra onun başlattığı isyanı oğulları Ca‘fer, Süleyman, Abdurrahman ve Hafs on yıl daha sürdürmüşler ve zaman zaman bazıları kendi aralarında çarpışmak suretiyle yine kan dökülmesine sebep olmuşlardır. Neticede III. Abdurrahman’ın kuşattığı Bübeşter Kalesi 23 Zilkade 315 (19 Ocak 928) tarihinde son âsi lider Hafs’ın eman dilemesiyle ele geçirilmiş ve tamamen yıktırılmıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Abdürabbih, el-Ǿİķdü’l-ferîd, IV, 509-510; İbnü’l-Kūtıyye, Târîħu iftitâĥi’l-Endelüs (nşr. İbrâhim el-Ebyârî), Beyrut 1402/1982, s. 116; Aħbâr mecmûǾa, s. 133, 135; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, VII, 361; İbn İzârî, el-Beyânü’l-muġrib, II, 117-118, 131-133,171; İbn Haldûn, el-Ǿİber, IV, 132-140; J. Foster, History of the Dominion of the Arabs in Spain, London 1912, I, 302-303; Dozy, Spanish Islam, s. 316-323, 382 vd.; E. Lévi-Provençal, Histoire de l’Espagne musulmane, Paris 1950, I, 302, 329-396; a.mlf., “Ömer b. Hafsûn”, İA, IX, 467-468; L. Suárez Fernández, Historia de Espana edad media, Madrid 1978, s. 69; Hâlid es-Sûfî, Târîħu’l-ǾArab fi’l-Endelüs: ǾAśrü’l-imâre, Bingazi 1980, s. 262-265, 279-282, 289-301; Emîn Tevfîk et-Tîbî, Dirâsât ve buĥûŝ fî târîħi’l-Maġrib ve’l-Endelüs, Trablus 1984, s. 120-150; a.mlf., “ǾUmar b. Ĥafśūn”, EI² (İng.), X, 823-825; Bessâm el-Aselî, ǾAbdurraĥmân en-Nâśır, Beyrut 1988, s. 29-30, 36; S. M. İmâmüddin, Endülüs Siyasi Tarihi (trc. Yusuf Yazar), Ankara 1990, s. 140-142, 147, 154,163-165; Mehmet Özdemir, Endülüs Müslümanları: Siyasi Tarih, Ankara 1994, s. 95; Birsel Küçüksipahioğlu, III. Abdurrahman Dönemi Endülüs Tarihi (yüksek lisans tezi, 1996), İÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 23-29; R. Marin-Guzman, “Social and Ethnic Tensions in Al-Andalus: Cases of Ishbiliyah (Sevilla) 276/889-302/914 and Ilbirah (Elvira) 276/ 889-284/897: The Role of Umar ibn Hafsūn”, IS, XXXII/3 (1993), s. 279-318; a.mlf., “Rebellions and Political Fragmentation of Al-Andalus: A Study of the Revolt of Umar ibn Hafsūn in the Period of the Amir Abd Allah (888-912)”, a.e., XXXIII/4 (1994), s. 419-473; a.mlf., “The End of the Revolt of Umar ibn Hafsūn in Al-Andalus: The Period of Abd Al-Rahman III (912-928)”, a.e., XXXIV/2 (1995), s. 153-205; a.mlf., “The Causes of the Revolt of Umar ibn Hafsūn in Al-Andalus”, Arabica, XLII/22, Leiden 1995, s. 180-215; “Bübeşter”, İA, II, 829; Hakkı Dursun Yıldız, “Abdullah b. Muhammed b. Abdurrahman”, DİA, I, 120; a.mlf., “Abdurrahman III”, a.e., I, 152.

Birsel Küçüksipahioğlu