NİZÂMEDDİN EVLİYÂ

(نظام الدين أولياء)

Nizâmüddîn Mahbûb-i İlâhî Muhammed b. Seyyid Ahmed b. Alî Bedâûnî Buhârî Dihlî (ö. 725/1325)

Hindistan’da Çiştiyye tarikatının önde gelen şeyhlerinden.

Bedâûn şehrinde doğdu. Doğum yılı hakkında farklı tarihler (634/1236, 636/1238, 640/1242) verilmektedir. Moğol istilâsı esnasında Buhara’dan Hindistan’a göç eden bir seyyid ailesine mensuptur. Mahbûb-i İlâhî, Sultânü’l-meşâyih unvanlarıyla tanınır. Nizâmeddin, Bedâûn’da bir süre kadılık görevinde bulunan babası Seyyid Ahmed’i beş yaşında iken kaybetti. Annesi Bîbî Zelîha’nın teşvikiyle Şeyh Mukrî adlı hocasından Kur’an, Mevlânâ Alâeddin Usûlî’den fıkıh dersleri aldı. On altı yaşında iken ilim tahsili için annesi ve kardeşleriyle birlikte Delhi’ye gitti. Tahsili sırasında giriştiği tartışmalardaki üstün başarısından dolayı “bahhâs” ve “mahfil-şiken” diye meşhur oldu. Hocalarından Necîbüddin Mütevekkil, dönemin en büyük Çiştî şeyhi Ferîdüddin Mes‘ûd Genc-i Şeker’in kardeşi ve halifesiydi. Nizâmeddin Evliyâ, 655’te (1257) Delhi’den ayrılıp Ferîdüddin Mes‘ûd’a intisap etmek amacıyla Ecûdehen’e (Pakpattan) gitti. Bir yıl kadar şeyhin yanında kaldıktan sonra Delhi’ye dönüp ilim tahsilini sürdürdü. Ardından iki defa daha Ecûdehen’e gidip şeyhini ziyaret eden Nizâmeddin 664’te (1265-66) halife tayin edildi. Aynı yıl şeyhinin ölümünden sonra Delhi’nin Gıyâspûr mevkiinde açtığı dergâhta irşad faaliyetine başladı. Yetiştirdiği 700 halifeyle Çiştiyye’nin Hindistan’ın en yaygın tarikatı haline gelmesinde büyük rol oynayan Nizâmeddin Evliyâ 18 Rebîülâhir 725’te (3 Nisan 1325) Gıyâspûr’da vefat etti. Sultan Muhammed b. Tuğluk tarafından inşa edilen türbesi Hindistan’ın en önemli ziyaretgâhlarındandır.

Nizâmeddin Evliyâ’nın tarikat silsilesi Ferîdüddin Mes‘ûd, Kutbüddin Bahtiyâr Kâkî vasıtasıyla Çiştiyye tarikatının pîri Muînüddin Çiştî’ye ulaşır. Tarikatın Nizâmiyye kolunun pîri olarak kabul edilen Nizâmeddin Evliyâ’nın en tanınmış müridi Çırâğ-ı Dehlî’dir. Fars edebiyatının önemli şairlerinden Emîr Hüsrev-i Dihlevî, Târîħ-i Fîrûz Şâhî müellifi tarihçi Berenî, sohbetlerini derleyen Hasan Dihlevî, Burhâneddîn-i Garîb ve Kutbüddin Münevver onun diğer tanınmış müridleri arasında zikredilebilir.

Hayatı boyunca iktidar ve güç sahiplerinden uzak durmaya özen gösteren Nizâmeddin Evliyâ kendisiyle görüşme talebinde bulunan sultanlara iltifat etmemiştir. Onun ısrarla ziyaretine gelmek isteyen Delhi Sultanı Alâeddin Halacî’ye evinin iki kapısı olduğunu, geldiği takdirde o bir kapıdan girerken kendisinin diğer kapıdan çıkıp gideceğini bildirmiştir. Siyasî meselelerle ilgilenmediği gibi halife ve müridlerine de aynı yolu izlemelerini tavsiye etmiştir. Delhi müslümanlarının çoğunun tasavvufa ve ibadete yönelmesinde Nizâmeddin Evliyâ’nın büyük etkisi olduğu, onun zamanında Delhi’de şarap içme, kumar oynama ve tefeciliğin kalmadığı, halkın yalan söylemediği kaydedilmektedir.

Tasavvufun gayesinin kalplere ve gönüllere huzur ve mutluluk vermek olduğunu söyleyen Nizâmeddin Evliyâ insanlığa hizmetin bir ibadet sayıldığı hususuna yaptığı vurgu ile dikkat çekmiştir. Onun zamanında da Çiştî dergâhları kimsesizler, yoksullar ve yolcular için sığınak hizmeti görmüş, şeyhe gelen büyük hediyeler dergâhlarda ihtiyaç sahiplerine dağıtılmıştır. Nizâmeddin Evliyâ’ya göre bir derviş için gerekli olan üç şey aşk, akıl ve ilimdir. Aşk varlığın sebebi, akıl “hikmet” anlamında varlığın amacı, ilim ise bunların idrakidir. Nizâmeddin Evliyâ semâı vasıta olarak kabul eder ve zaman zaman müridleriyle birlikte mûsiki dinlerdi. Kaynaklarda pek çok kerameti anlatılmakla birlikte onun asıl kerametinin hayatını insanlığa vakfetmesi olduğu özellikle vurgulanır. Hakkındaki anekdotlar aynı zamanda pratik zekâsına işaret etmektedir. Bunlardan birine göre olağan üstü yeteneklere sahip bir Hindu yogi bu hale nefsinin isteklerine karşı durmakla ulaştığını söyleyince şeyh ona nefsinin İslâm’ı kabul edip etmediğini sormuş, yogi “hayır” deyince bu defa neden nefsinin bu arzusuna muhalefet etmediğini sormuş, bunun üzerine Hindu İslâm’ı kabul etmiştir.

Nizâmeddin Evliyâ dinî ilimlerdeki derinliğine rağmen yazılı bir eser bırakmamıştır. Kendisinden günümüze bir


hutbesinin intikal ettiği, bu hutbenin zaman zaman Hindistan camilerinde okunduğu belirtilmektedir. Şeyhin sohbetleri Fevâǿidü’l-fuǿâd başlığı ile Hasan Dihlevî tarafından bir araya getirilmiştir (Leknev 1302/ 1885). Eser Urduca’ya (trc. Muhammed Latîf Mâlik, Lahore 1966) ve İngilizce’ye (trc. B. B. Lawrence, Morals for the Heart, New York 1992) tercüme edilmiştir. Ziyâü’l-Hasan Fârûkī, Fevâǿidü’l-fuǿâd’dan bazı bölümleri İngilizce’ye tercüme edip 1980-1985 yılları arasında Islam and the Modern Age dergisinde yayımlamış, bu metinler daha sonra kitap haline getirilmiştir (Fawa’id al-fu’ad: Spiritual and Literary Discourses of Shaikh Nizamuddin Awliya, New Delhi 1996). Ali Candar’ın Nizâmeddin Evliyâ’nın sohbetlerinden derlediği Dürer-i Nižâmî adlı eserin yazma nüshası Haydarabad Sâlârceng Müzesi’ndedir.

BİBLİYOGRAFYA:

Emîrhord, Siyerü’l-evliyâǿ (trc. İ‘câzülhak Kuddûsî), Lahor 1992, s. 192-280; M. I. Borah, “Nizamuddin Aulia and His Relations with his Contemporary Sovereigns”, Proceedings of the Indian Historical Commission, Delhi 1939, s. 649-660; A. Schimmel, Mystical Dimensions of Islam, North Carolina 1975, s. 346-347; Abdülhüseyin Zerrînkûb, Dünbâle-i Cüstücû der Taśavvuf-i Îrân, Tahran 1369 hş., s. 218-222; K. A Nizami, The Life and Times of Shaikh Nizam al-Din Awliya, Delhi 1991; a.mlf., “Durar-i-Nizami: A Unique but Less-known Malfuz of Shaikh Nizamuddin Auliya”, Dr. Ishtiaq Husain Qureshi Memorial Volume II (ed. Hilal Ahmad Zubairi), Karachi 1994, s. 231-248; a.mlf., “Nižām al-Dīn Awliyāǿ”, EI² (İng.), VIII, 68; a.mlf, “Çiştiyye”, DİA, VIII, 344-345; M. Hafız, “Hadrat Nizamuddin Auliya”, Encyclopaedic Survey of Islamic Culture (ed. Mohamed Taher), New Delhi 1998, XIII, 182-190; a.mlf., “Hazrat Nizamuddin Aulia”, IC, XXXIV (1960), s. 264-269; R. N. Das, “Shaikh Nizam-ud-din Auliya”, a.e., XLVIII (1974), s. 93-104; Motasim Azad, “Fawa’id u’l-fu’ad (Hasan-i ‘Ala Sijzi)”, a.e., LIII (1979), s. 1-13; B. B. Lawrence, “Honoring Women through Sexual Abstinence: Lessons from the Spiritual Practice of a Pre-Modern South Asian Sufi Master, Shaykh Nizam ad-din Awliya”, JTS, XVIII (1994), s. 149-161.

Azmi Özcan