NEVRES PAŞA

(1826-1872)

Osmanlı devlet adamı ve bestekâr.

10 Muharrem 1242 (14 Ağustos 1826) tarihinde İstanbul’da Beşiktaş’ta doğdu. Asıl adı Mehmed Nevres olup babası Basra gümrük müdürlerinden Mustafa Bey’dir. Pakalın onun Başmâbeyinci Derviş Paşazâde Mehmed Bey’in oğlu olduğunu kaydeder. İlk öğrenimini tamamladıktan sonra on bir yaşlarında iken Musâhib Said Efendi’nin tavsiyesiyle II. Mahmud’un huzuruna çıkarıldı ve Şehzade Abdülaziz’in hizmetine verildi. Sultan Abdülmecid’in tahta çıkmasının (1839) ardından Abdülaziz’in hizmetinden alındı ve Enderun’da öğrenimine devam etti. Arapça ve Farsça öğrendi, bu arada edebî sahada da kendisini yetiştirdi. 1 Haziran 1855’te tekrar Abdülaziz’in hizmetine verildi. Abdülaziz’in cülûsunda (25 Haziran 1861) ikinci mâbeyinciliğe getirildi, fakat hemen ardından mîr-i mîrân rütbesiyle Erbaa (günümüzde Çatalca) kaymakamlığına tayin edildi. 12 Ağustos 1861’de ıstabl-ı âmire müdürlüğüne getirildi. 23 Mart 1862 tarihinde üçüncü mâbeyincilik, 14 Nisan’da Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliyye üyeliği, 5 Mayıs’ta Bursa mutasarrıflığı görevlerinde bulundu. Rumeli beylerbeyi pâyesi verilen ve 10 Haziran’da başmâbeyinciliğe getirilen Nevres Paşa 3 Ağustos’ta vezirlik pâyesiyle Maliye nâzırı ve 11 Ocak 1863’te Maarif nâzırı oldu. Aynı yılın 24 Şubatında Bursa mutasarrıflığına, 12 Temmuz 1864’te Meclis-i Vâlâ âzalığına tayininin ardından 10 Eylül’de mâbeyine memur ve 27 Ekim’de Meclis-i Vâlâ’ya üye oldu. 1865 yılında Maarif nâzırlığı, Meclis-i Vâlâ üyeliği ve Kastamonu mutasarrıflığı görevlerinde bulundu. 20 Şubat 1866’da tekrar mâbeyne döndüyse de 30 Ekim’de kendisine ikinci defa baş-mâbeyincilik verildi. 8 Mayıs 1867’de Meclis-i Vâlâ üyeliğine tayin edildi, ancak 26 Mart 1868’de yine mâbeyne alındı. Bir yıl sonra Hidiv İsmâil Paşa’nın kızının düğününe hediye götürmek üzere Mısır’a gönderildi. 5 Kasım 1869’da mâbeyinden çıkarıldıktan sonra 26 Mayıs 1870’te tekrar başmâbeyinci oldu. Karaciğer rahatsızlığı sebebiyle 2 Ağustos 1871’de bu görevden istifa etti. 23 Kasım 1872’de tedavi için Viyana’ya gitti ve 12 Şevval 1289 (13 Aralık 1872) tarihinde orada vefat etti. Cenazesi, vasiyeti üzerine İstanbul’a getirilerek Kanlıca İskelesi yakınındaki mescidin hazîresine defnedildi. Mehmed Süreyyâ ve Mehmet Zeki Pakalın’ın onun Nis’te öldüğüne dair ifadeleri doğru değildir. Muallim Feyzi Efendi vefatına, “Feyziyâ bir daha doldur kadeh-i târihi / Nûş kıldı ecelin câmını Nevres Paşa, 1289” beytiyle tarih düşürmüştür.

Hayatı görev yoğunluğu içinde geçen Nevres Paşa birinci rütbede Mecîdî ile bir ve ikinci rütbede Osmânî nişanlarının yanı sıra yurt dışından da çeşitli nişanlar almış, Abdülaziz tarafından sadrazam yapılmışsa da göreve başlamadan tayin emri geri alındığından sadârete geçememiştir. Maliye nâzırlığı döneminde kāime denilen kâğıt paraları altınla değiştirmiş, tütüne vergi koymuş ve posta pulunu ihdas etmiştir. Nevres Paşa nüktedan kişiliğinin yanında şairliğiyle de tanınmış, güfteleri Nikogos Ağa, Tanbûrî Ali Efendi, Bimen Şen ve Sadi Hoşses gibi mûsikişinaslarca bestelenmiştir. Ancak onun en önemli özelliklerinden biri mûsikişinaslığıdır. İlk mûsiki bilgilerini ve keman çalmayı kayınpederi bestekâr Kemânî Rızâ Efendi’den aldıktan sonra kendini yetiştirmiş, fakat resmî işlerinin yoğunluğu sebebiyle mûsikiyle fazla uğraşamamıştır. Günümüze ulaşan, “Vardım ki yurdundan ayağ göçürmüş” mısraıyla başlayan şehnaz, “Hasretle bu şeb gâh uyudum gâhî uyandım” mısraıyla başlayan uşşak müstezad divanlarıyla, “Gözden cemâlin çün ırağ oldu” (bazı eserlerde Sermüezzin Rifat Bey adına kayıtlıdır) mısraıyla başlayan muhayyer şarkısı onun bestekârlıktaki başarısının göstergeleridir.

BİBLİYOGRAFYA:

Cevdet, Tezâkir, II, 153, 260; Lutfî, Târih, X, 29-30, 37, 43, 56, 76, 82, 86, 100, 122, 131, 132, 141, 186; Mehmed Süreyya, Sicill-i Osmânî (haz. Orhan Hülâgü v.dğr.), İstanbul 1998, IV/2, s. 183; İbnülemin, Son Asır Türk Şairleri, s. 1185-1188, 2254-2256; a.mlf., Son Sadrıazamlar, I, 52, 169, 215-218; Mehmet Zeki Pakalın,


Tanzimat Maliye Nazırları, İstanbul, ts. (Kanaat Kitabevi), I, 199-212; Gövsa, Türk Meşhurları, s. 284; Sadun Aksüt, Türk Musikisinin 100 Bestekârı, İstanbul 1993, s. 156; Abdurrahman Şeref, “Fuad Paşa Konağı Nasıl Maliye Dairesi Oldu”, TOEM, III (1326/1328), s. 131; Öztuna, BTMA, II, 113-114.

Nuri Özcan