NEVRES, Abdürrezzâk

(عبد الرزّاق نورس)

(ö. 1175/1762)

Divan şairi.

Aslen Kerküklüdür. XIX. yüzyıl şairi Osman Nevres’ten ayırt edilebilmesi için Nevres-i Kadîm olarak anılır. Bağdatlı İsmâil Paşa babasını Abdullah diye kaydederse


de (Hediyyetü’l-Ǿârifîn, I, 567) şairin yakın dostu olan Müstakimzâde Süleyman Sâdeddin baba adını Mehmed olarak belirtmiştir (Mecelletü’n-niśâb, vr. 429b). Eserlerinden iyi bir medrese tahsili gördüğü, Arapça ve Farsça’yı çok iyi bildiği anlaşılan şairin ilk görevi Hekimoğlu Ali Paşa’nın Tebriz cephesi seraskerliğinde (Zilkade 1138 / Temmuz 1726) onun resmî mektupçuluğudur. Ali Paşa’nın maiyetinde pek çok yer gezdi. Paşa sadrazamlık göreviyle İstanbul’a döndüğünde beraberinde şairi de getirip kütüphanesine hâfız-ı kütüb tayin etti (Târihçe-i Nevres, vr. 397a). Nevres, gerek sadrazama yakınlığı gerekse ilmî ve edebî kudretiyle İstanbul’da kendisine iyi bir çevre edinince müderrisliğe başladı (1147/1734, Münşeât, vr. 67a-b), bu arada Kazasker Seyyid Abdullah Efendi’nin kızı ile evlendi. Müderrislikten kadılığa geçince Üsküdar’daki Suğrâ Mahkemesi nâibi oldu. Mevâlî-i devriyye sınıfına intisap ederek Bosna kadılığına gönderildiyse de (1154/1741) ertesi yıl azledildi. Bosna kazasının geliri Nâib Abdullah Efendi’ye verilince beş yıl boyunca geçim sıkıntısı içine düştüğü, dördüncü yılda Sadrazam Tiryâkî Mehmed Paşa’nın gazabına uğrayarak onun emriyle bir müddet evinde oturmak mecburiyetinde kaldığı bir mektubundan anlaşılmaktadır (a.g.e., vr. 19b - 21a). Daha sonra kısa bir süre Tokat kadılığı yaptı (1161/1748) ve bir müddet İstanbul’da bulundu. Süresi dolmadan Filibe kadılığından azledilince (1162/1749) I. Mahmud’un fermanıyla Edirne’de birkaç ay ikamete mecbur tutuldu (a.g.e., vr. 16b, 19b), ardından Girit’teki Resmo kasabasına sürüldü. Burada altı yıl kaldıktan sonra III. Osman devrinde sürgün yeri Bursa’ya çevrildi ve III. Mustafa zamanında affedilerek İstanbul’a gelebildi. Sadrazam Koca Râgıb Paşa tarafından Kütahya kadılığına tayin edildiyse de (Cemâziyelevvel 1171 / Ocak 1758) oradan mâzulen İstanbul’a dönünce yeniden Bursa’ya sürgüne gönderildi. Bursa’ya varışından birkaç gün sonra vefat etti. Bazı kaynaklarda sürgün yerinin Kütahya olarak gösterilmesi doğru değildir. Ölümüne, “Oldu Bursa’da revan Nevres Efendi bâkîye” mısraı tarih düşürülmüştür. Vaktiyle Üftâde Camii hazîresinde olan kabrinin yeri belli olmamakla birlikte üzerinde, “Hüvallāhü’l-bâkī mevâlî-i kiramdan merhum ve mağfûrun leh Nevres Abdürrezzâk Efendi ruhu için el-Fâtiha 1175” yazılı mezar taşı Bursa Müzesi’ndedir.

Nevres-i Kadîm keskin söyleyişi, dilini tutamayışı, küfürbaz oluşu dolayısıyla çevresindeki insanları sık sık gücendirmiş, bu yüzden ömrünün büyük kısmı sürgünde geçmiştir. Bununla beraber mevcut divanında Safevî Hükümdarı Nâdir Şah hakkında söylediği rubâî ile iki küfürlü kıtadan başka hiciv özelliği taşıyan manzumesi bulunmamaktadır. Lâle Devri’nin kapandığı bir dönemde yıldızı parlayan sanatkârların en önemlilerinden sayılır. Kaynaklarda kendine mahsus tavır ve eda sahibi bir şair olarak nitelendirilmiş, Tanzimat yazarları tarafından divan şiirinin üstatları arasında zikredilmiştir. Çalkantılı hayatının iniş ve çıkışları, mevki ve makam beklentileri, maddî sıkıntılar, hastalıklar, sürgün ve gurbet acıları yanında sosyal şikâyetler, gördüğü aksaklıklar, zamanındaki hatalı anlayışlar da şiirlerinde sık sık yer alır. Tarih kıtalarından ise devrinin tarihî vak‘aları, mimari yapıları, sanayi faaliyetleri, terfi ve aziller takip edilebilir.

Eserleri. 1. Türkçe Divan. Yirmi üç nüshası bilinen divanda yirmi yedi kaside, yetmiş yedi tarih, bir terciibend, bir terkibibend, bir tahmis, 148 gazel, on altı muamma, bir lugaz, sekiz rubâî, on bir kıta, on nazım, on altı müfred olmak üzere 3388 beyit tutarında 317 şiir bulunmaktadır. Hüseyin Akkaya tarafından önce doktora çalışması olarak tenkitli metni ortaya konulmuş, ardından da yayımlanmıştır (bk. bibl.). 2. Farsça Dîvân. Toplam 1132 beyitlik bu divanın on kadar yazmasından bir kısmı Türkçe divanla bir aradadır (Millet Ktp., Ali Emîrî, Manzum, nr. 407; Râgıb Paşa Ktp., Yahyâ Recâî, nr. 309). Bu divanda beş kaside, üç tarih, iki tahmîs, bir sâkînâme, altmış beş gazel, otuz beş muamma ve lugaz, sekiz rubâî ve kıta, on iki müfred yer almaktadır. Adem Karadere divanı üzerinde yüksek lisans tezi hazırlamıştır (2000, Kırklareli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü). 3. Gazve-i Bedir. Dinî-destanî mahiyette 371 beyitlik bir mesnevidir. Tesbit edilebilen yegâne nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde kayıtlı Türkçe Divan’ın başında yer almaktadır (TY, nr. 66, vr. 1b-15b). İlk defa Ömer Faruk Akün tarafından ilim âlemine tanıtılan eserin tenkitli metnini küçük bir inceleme ile birlikte Hüseyin Akkaya yayımlamıştır (bk. bibl.). 4. Târihçe-i Nevres. Bazı kaynaklarda, Hekimoğlu Ali Paşa tarafından Tebriz’in 1143 (1731) yılında İranlılar’dan geri alınışını anlatan bir risâle şeklinde tanıtılarak (TCYK, fas. II, s. 210) kütüphane kataloglarında Vekāyi-i Tebrîz, Tebrîziyye-i Hekimoğlu Ali Paşa gibi adlarla anılmışsa da bu doğru değildir. Eser, Şah II. Tahmasb’ın büyük bir orduyla 1731’de Revan Kalesi’ne saldırmasının ardından Diyarbekir Valisi Hekimoğlu Ali Paşa’nın serasker olarak Revan’a gidip kaleyi müdafaa edişi ve Safevî ordusunu bozguna uğratışı üzerine


sadrazamlıkla mükâfatlandırılarak geldiği İstanbul’da karşılanmasını ve yapılan törenleri anlatmaktadır. Târihçe-i Nevres de Hüseyin Akkaya tarafından yayımlanmıştır (İstanbul 2004). 5. Münşeât. Nevres’in aynı zamanda bir münşî olarak şöhret kazanmasına yol açan eserde seksen üç parça yer alır. İlk elli altı parça mektup, diğerleri arzıhal, duânâme, niyaznâme, muhabbetnâme şeklinde kaleme alınan eserde şairin hayatı hakkında çeşitli bilgiler mevcuttur. Babinger, Münşeât’ın Eser-i Nâdir adıyla basıldığını söylerse de (GOW, s. 295) Eser-i Nâdir Osman Nevres’e aittir. 6. Mebâligu’l-hikem. İranlı mutasavvıf Abdullah-ı Ensârî’nin tasavvufî konuları özlü bir anlatımla dile getiren Ey Dervîş isimli küçük eserinin genişletilmiş Türkçe çevirisidir (İstanbul 1302). Bir mukaddime ile Farsça metin ve Türkçe tercümelerinin münâvebeli bir şekilde sıralanmasından oluşur. Serbest bir üslûpla tercüme ve şerhedilen eser 1172 (1759) yılında tamamlanarak Koca Râgıb Paşa’ya sunulmuştur. 7. Tercüme-i Târîh-i Cihangir Şah. Bâbürlü Hükümdarı Cihangir Şah’ın Farsça olarak kaleme aldığı Tüzük-i Cihângîrî adlı hâtıratının tercümesidir. Bir nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde bulunan (TY, nr. 2544) bu hacimli eser III. Mustafa’nın emriyle Türkçe’ye çevrilmiştir. Yer yer sade bir dilin kullanıldığı eser Nevres’in süslü nesirdeki başarısını göstermesi bakımından önemlidir. 1786 yılından itibaren kısmen veya tamamen İngilizce’ye ve başka dillere tercüme edilmiştir (Storey, I, 558).

BİBLİYOGRAFYA:

Nevres, Târihçe-i Nevres, İÜ Ktp., İbnülemin, nr. 3442/2, vr. 397a; a.mlf., Münşeât, İÜ Ktp., TY, nr. 1695, vr. 16b, 19b-21a, 67a-b, 397a; Hâkim Mehmed, Târih, TSMK, Bağdat Köşkü, nr. 231, vr. 135b, 278a; Şem‘dânîzâde, Müri’t-tevârîh (Aktepe), II, 47; Müstakimzâde, Mecelletü’n-niśâb, Süleymaniye Ktp., Hâlet Efendi, nr. 628, vr. 429b; a.mlf., Tuhfe, s. 676; Vâsıf, Târih, I, 211; Sahaflar Şeyhizâde Esad Efendi, Şâhidü’l-müverrihîn, Millet Ktp., Ali Emîrî, Tarih, nr. 362, vr. 24b; Şeyhülislâm Ârif Hikmet Bey, Mecmûatü’t-terâcim, Millet Ktp., Ali Emîrî, Tarih, nr. 788, vr. 39a; Fatîn, Tezkire, s. 419; Mehmed Tevfik, Mecmûa-i Terâcim, İÜ Ktp., TY, nr. 192, vr. 113a; Muallim Nâci, Esâmî, İstanbul 1308, s. 328-329; Nâmık Kemal, Tâkib, İstanbul 1312, s. 27-29; Sicill-i Osmânî, IV, 587; Osmanlı Müellifleri, II, 459; Hammer, GOR, IX, 643-644; a.mlf., GOD, IV, 321-327; Flügel, Handschriften, III, 486; Storey, Persian Literature, I, 558; Babinger, GOW, s. 295; a.mlf. (Üçok), s. 322; a.mlf., “Newres”, EI² (İng.), VIII, 9; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, I, 567; W. Björkman, “Die Klassisch-Osmanische Literatur”, Ph.TF, II, 449; Gibb, HOP, IV, 133-139; TYDK, III, 785-789; Atâ Terzibaşı, Kerkük Şairleri, Bağdad 1382/1963, I, 22; a.mlf., “Nevres, Abdürrezzak”, TA, XXV, 215-216; Nihad Sâmi Banarlı, Resimli Türk Edebiyâtı Târihi, İstanbul 1976, II, 752; M. Götz, Türkische Handschriften, Wiesbaden 1968, II, 229-230; Şerife Yağcı, Nevres-i Kadim Divanı ve İndeks (yüksek lisans tezi, 1993), Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; Hüseyin Akkaya, Nevres-i Ķadīm and his Turkish Dīvān: Nevres-i Ķadīm ve Türkçe Dīvānı, Harvard 1996, I-II; a.mlf., “Nevres-i Kadîm’in Gazve-i Bedr Adlı Mesnevîsi”, Cumhuriyet Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, II, Sivas 1998, s. 145-178; Kāmûsü’l-a‘lâm, VI, 4607; Ömer Faruk Akün, “Nevres, Abdürrezzâk”, İA, IX, 228-231; M. Münir Aktepe, “Hekimoğlu Ali Paşa”, DİA, XVII, 167.

Hüseyin Akkaya