NEHDATÜ’l-ULEMÂ

(النهضة العلماء)

Endonezya’da muhafazakâr anlayışı temsil eden dinî, içtimaî hareket ve teşkilât.

1926 yılında Surabaya’da (Cava) Hâşim Eş‘arî ve Abdülvehhâb Hasbullah adlı âlimlerin öncülüğünde kuruldu; halen genel merkezi başşehir Cakarta’da bulunmaktadır. Ehl-i sünnet çizgisi doğrultusunda dört hak mezhebe bağlılığı vurgulayan Nehdatü’l-ulemâ geleneksel dinî anlayışı korumayı hedefleyen bir harekettir. Hareketin doğuşu ve teşkilâtının kuruluşu iki önemli gelişmeyle irtibatlıdır. Bunların ilki, Muhammediyye çatısı altında toplanan yenilikçi ilim adamlarının cemiyetteki etkisinin artmasına gösterilen tepki, diğeri de İslâm dünyasında yaşanan bazı olayların Endonezya’daki yansımalarıdır. Vehhâbîler’in Hicaz bölgesinde yönetimi ele geçirmesi ve Türkiye’de hilâfetin kaldırılması Cavalı muhafazakâr ulemâ arasında büyük yankı uyandırmıştı. Dışta gelişen bu olaylar, içte de reformist dinî görüşlerin Kur’an ve Sünnet’e dönüş sloganıyla toplumda yer edinip güçlenmesi, eskiye bağlı ulemâ tarafından Ehl-i sünnet geleneğinin devamı için bir tehdit olarak algılandı. Genellikle yenilikçi ilim adamları ve entelektüel müslüman liderlerin daha fazla etkili olduğu Endonezya’daki İslâm toplantılarından Bandung Kongresi’nde (8-10 Ocak 1926), mezhebe bağlılığı kuvvetle savunan muhafazakâr Endonezya ulemâsı adına Abdülvehhâb Hasbullah, Mekke’de düzenlenecek kongreye katılmayı ve Suud yönetiminden geleneksel dinî uygulamaların sürdürülmesini isteyen bir teklif sundu. Teklifin reddedilmesi üzerine Abdülvehhâb Hasbullah ve diğer bazı âlimler kongreden ayrılıp Hicaz Komitesi adıyla ayrı bir komite kurdular. Bu komite Nehdatü’l-ulemâ’nın temelini oluşturdu ve 31 Ocak 1926’da Surabaya’da yaptığı ilk toplantısında teşkilâtın kuruluşunu gerçekleştirdi. Başkanlığına Hâşim Eş‘arî’nin getirildiği teşkilât Hollanda sömürge hükümeti tarafından ancak 6 Ocak 1930 tarihinde resmen tanındı.

Nehdatü’l-ulemâ, Ehl-i sünnet çizgisinin ve mezhebe bağlılığın korunmasını sağlamak için dinî eğitimi yaygınlaştırmayı, geleneksel kültürü geliştirmeyi, fakir ve yetimleri koruyarak toplumda sosyal adaleti sağlamayı, kooperatifçilik ve ticaret vasıtasıyla ekonomik faaliyetlerin arttırılmasını hedeflemekteydi. Nitekim teşkilâtın kuruluş tüzüğünde dört Sünnî mezhepten birine (özellikle Şâfiî mezhebine) bağlılığı devam ettirmek, ulemâ arasındaki irtibatı kuvvetlendirmek, dinî yayınların Ehl-i sünnet anlayışına uygunluğunu belirlemek, İslâmiyet’i dört hak mezhebin esasları doğrultusunda yaymak, dinî kitap neşretmek, dinî okullar açmak, cami, mescid gibi kurumların tamir ve bakımını yürütmek, vakıf ve dinî kuruluşların işleriyle ilgilenmek, yetim ve fakirlere yardımcı olmak, tarım, ticaret ve sanayi alanlarında İslâm’a uygun faaliyetlerin yapılmasını sağlamak amacıyla gerekli örgütlenmeyi yapmak ve


eğitici faaliyetlerde bulunmak gibi hedefler yer almaktaydı.

1930’lu yıllar boyunca Nehdatü’l-ulemâ hızlı bir şekilde gelişti ve II. Dünya Savaşı öncesinde Endonezya’daki iki büyük dinî teşkilât ve hareketten biri oldu. Aynı yıllarda ekonomik konularla da ilgilenmeye başladı. Her şubede, teşkilâta bağışlanan arazilerin idaresi ve ürünlerinin satılmasıyla ilgilenen vakıf komiteleriyle Şirketü’l-muâvene adı altında çeşitli kooperatifler kuruldu. Teşkilâtın tabanı, esas itibariyle geleneksel dinî eğitim kurumları olan “pesantren”lere dayanmaktaydı. Teşkilât bu kurumlar vasıtasıyla kısa sürede yayılmaya başladı ve önce Cava’nın Gresik, Combang, Kediri, Pasuruan, Kudus, Semarang, Pekalongan gibi şehirlerinde, ardından Kalimantan’ın Bancarmasin bölgesindeki Martapura’da şubeler açtı. 1936’da Kalimantan’daki mahallî Hidâyetü’l-İslâmiyye adlı teşkilât da ona katıldı. 1942’de Cava ve Kalimantan’da toplam şube sayısı 120’ye ulaştı.

Muhafazakâr ulemâ ile yenilikçi müslüman çevreler arasındaki keskin ayrılıklar, 1930’lu yılların ikinci yarısında yerini daha hoşgörülü bir ortama bıraktı. Hâşim Eş‘arî, 1937’de bütün dinî teşkilâtların bir federasyonu şeklinde kurulan Endonezya Yüksek İslâm Konseyi içinde Nehdatü’l-ulemâ temsilcisi olarak yer aldı ve kuruluşun başkanlığına getirildi. Teşkilât, sömürge dönemi boyunca siyasetten uzak durmaya özen göstermesi ve faaliyetlerini esas itibariyle dinî ve sosyoekonomik alanlarda yoğunlaştırması yanında millî konulara karşı duyarlı oldu ve hükümetin dinle ilgili bazı düzenlemelerine karşı tepki gösterdi. Özel dinî eğitim faaliyetlerini kısıtladığı gerekçesiyle 1925 tarihli Guru Kanunu’na ve 1935 yılında, mirasla ilgili davaların dinî mahkemelerin yetkisinden alınarak sivil mahkemelere devredilmesine şiddetle karşı çıktı. 1942-1945 yılları arasındaki Japon işgali döneminde diğer dinî teşkilâtlarla birlikte hükümetle olan ilişkilerinde önemli değişiklikler yaşadı. Japon askerî yönetimi, dinî cemiyetleri ve muhafazakâr ulemâyı savaşta geniş halk kitlelerinin Batılı devletler aleyhine harekete geçirilmesinde aracı olarak gördüğünden, bütün İslâmcı teşkilâtları Endonezya Müslümanları Şûra Meclisi (MASYUMI) adlı bir federasyonun çatısı altında toplayarak başkanlığına da Hâşim Eş‘arî’yi tayin etti. Müttefiklere karşı cihad ilân edildi ve Japon subaylarının eğitiminden geçen Hizbullah adlı bir milis kuvveti oluşturuldu. Ayrıca Hollanda sömürge dönemindeki Yerli İşleri Bürosu, Din İşleri Dairesi’ne çevrilerek başına da yine Hâşim Eş‘arî getirildi.

Japon işgalinin sonuna doğru 1945’te Nehdatü’l-ulemâ temsilcileri, bağımsızlık mücadelesi veren diğer liderlerle birlikte anayasa hazırlık çalışmalarına katıldılar. Ancak yeni kurulan Endonezya Cumhuriyeti’nin İslâm’a dayandırılması yönünde çaba harcamalarına rağmen sonunda devlet başkanı Sukarno’nun ortaya koyduğu “Beş Prensib”i benimsemek zorunda kaldılar. Nehdatü’l-ulemâ Ekim 1945’te, savaşın ardından ülkeyi tekrar sömürge yönetimi altına almaya çalışan Hollandalılar’a karşı yürütülen askerî mücadeleye katılmanın farz-ı ayın olduğunu belirten bir fetva yayımladı ve bu fetva ile bir ay sonra Surabaya’yı işgal eden müttefiklere karşı verilen ilk büyük mücadelede önemli rol oynadı. Kasım 1945’te Endonezya Müslümanları Şûra Meclisi, bütün dinî teşkilât ve İslâmî grupların yer aldığı bir siyasî partiye dönüştüğü zaman Nehdatü’l-ulemâ da bunun bir parçası haline geldi. Ancak 1952 yılında bu partiden ayrıldı ve 1955 seçimlerine ayrı olarak girdi. 1973’te diğer İslâmcı partilerle birlikte hükümetin aldığı karar gereğince Birleşik Kalkınma Partisi’ne katıldı ve teşkilât üyeleri siyasî faaliyetlerini bu partiye bağlı olarak sürdürmeye başladı. 1984 yılında siyasî faaliyetlerden tamamen çekilme kararı alarak kuruluş yıllarındaki statüsüne dönen Nehdatü’l-ulemâ günümüzde siyasetten uzak, müslüman halkın ibadet, tebliğ, eğitim ve muamelâtıyla ilgili alanlarda faaliyet göstermeyi, geleneksel dinî hayatın muhafazasını ve toplumun menfaatlerini korumayı şiar edinmiş bir teşkilâttır. Ancak ülkedeki şehirleşme ve modernleşmeye paralel olarak zamanla birçok alanda önemli sosyal ve fikrî dönüşümler yaşamış ve yenilikçi çevrelerin eğitim ve tebliğ faaliyetlerinde ortaya koyduğu bazı görüş ve uygulamaları benimsemiştir. Bu arada yönetim kadroları da değişikliğe uğramış ve ilk zamanlar teşkilâtın yönetiminde geleneksel eğitimli ulemâ yer alırken sonraları aynı gelenekten gelen, fakat modern Batı eğitimi görmüş entelektüel kişiler etkili olmaya başlamıştır. Farklı kesimlere yönelik çok sayıda faaliyetin yürütülebilmesi için zamanla teşkilâta doğrudan bağlı veya özerk statüde birimler oluşturulmuştur. En eski ve önemli özerk birimler arasında erkek gençlik kolu Ansor, kadın kolu Muslimat ve kız gençlik kolu Fatayat yer almaktadır. Nehdatü’l-ulemâ’nın bugün ülke genelinde 279 şubesi bulunmakta ve 30 ile 40 milyon civarında taraftarının olduğu ileri sürülmektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

Partai NU Dengan Aqidah dan Perkembangannja (ed. Mank Fadhali), Semarang 1969; D. Noer, The Modernist Muslim Movement in Indonesia, 1900-1942, Singapore 1973, s. 222-225, 228-234, 300-302; B. J. Boland, The Struggle of Islam in Modern Indonesia, The Hague 1982, s. 49-54, 213-214; Choirul Anam, Pertumbuhan dan Perkembangan Nahdatul Ulama, Surakarta 1985; Abdurrahman Wahid, “The Nahdatul Ulama and Islam in Present Day Indonesia”, Islam and Society in Southeast Asia (ed. Taufik Abdullah - Sharon Siddique), Singapore 1986, s.175-185; Nahdatul Ulama: Traditional Islam and Modernity in Indonesia (ed. G. Barton - G. Fealy), Clayton 1996; A. Feillard, “Traditional Islam and the Road to Legitimacy and Renewal”, Islam in an Era of Nation-States: Politics and Religious Renewal in Muslim Southeast Asia (ed. R. W. Hefner - P. Horvatich), Honolulu 1999, s.129-158; A. A. Samson, “Islam in Indonesian Politics”, Asian Survey, VIII/12, Berkeley 1968, s.1001-1017; S. Jones, “The Contraction and Expansion of the Umat and the Role of the Nahdatul Ulama in Indonesia”, Indonesia, sy. 38, Ithaca 1984, s. 1-20; Arief Mudatsir, “From Situbondo Towards a New NU: A First Note”, Prisma, sy. 35, Jakarta 1985, s.161-177; Martin van Bruinessen, “The 28th Congress of the Nahdatul Ulama: Power Struggle and Social Concerns”, Archipel, sy. 41, Bandung 1991, s.185-199; Fr. Raillon, “The New Order and Islam or the Imbroglio of Faith and Politics”, Indonesia, sy. 57 (1994), s.197-217; M. Laffan, “The Fatwa Debated? Shura in one Indonesian Context”, Islamic Law and Society, XII/1, Leiden 2005, s. 93-121; J. Th. Petrus Blumberger, “Nahdatoel Oelama”, Encyclopaedie van Nederlandsch Indië, s-Gravenhage 1932, VI, 917; N. Mitsuo, “Nahdatul Ulama”, The Oxford Encyclopedia of the Modern Islamic World (ed. J. L. Esposito), Oxford 1995, III, 217-223; “Nahdatul Ulama”, Ensiklopedi Islam, Jakarta 1999, III, 345-356.

İsmail Hakkı Göksoy