NEDVÎ, Seyyid Süleyman

(السيّد سليمان الندوي)

(1884-1953)

Hintli âlim, İslâm tarihçisi ve eğitimci.

22 Kasım 1884’te Hindistan’da Bihâr eyaletinin Patna şehri yakınlarındaki Disne köyünde doğdu. XVII. yüzyılda Hicaz’dan Sind’e gelip daha sonra Ecmîr’e yerleşen ailesi seyyid olarak tanınır. Babası Ebü’l-Hasan’ın tabiplik yaptığı, dinî ilimler ve tasavvufla da meşgul olduğu kaydedilir. Nedvî ilk öğrenimini köyünde tamamlayıp 1899’da Pûlvârî’ye gitti. Hângâh-ı Mücîbî’de bir yıl Mevlânâ Muhyiddin Mücîbî Pûlvârvî, Şah Süleyman Pûlvârvî ve başka hocalardan ders aldı. Bir yıl kadar da Derbanga’daki Medrese-i İmdâdiyye’de okuduktan sonra Leknev’deki Dârülulûm-i Nedvetü’l-ulemâ’ya kaydoldu (1901). Burada Şiblî Nu‘mânî, Muhammed Fârûk Çiryakôtî, Abdüllatîf Senbelî, Seyyid Ali Zeynebî Amrohavî, Abdülhay el-Hasenî ve Hâfızullah gibi âlimlerin öğrencisi oldu. Mezuniyet töreninde (1906) yaptığı, Hindistan’da İslâmiyet’in yayılışının sebeplerine dair Arapça konuşma büyük dikkat çekti. Öğrencilik yıllarında hadis, tarih ve biyografi kitaplarına özel ilgi duyan Nedvî şiir ve edebiyatla da ilgilendi. İlk yazısı Lahor’da çıkan Maħzen dergisinde yayımlandı (1903). Talebeliği sırasında Şiblî Nu‘mânî’nin isteğiyle önce Nedve dergisinde çalıştı, 1907-1912 yıllarında derginin editör yardımcılığını yürüttü.

1908’de Dârülulûm-i Nedvetü’l-ulemâ’ya kelâm ve Arap dili ve edebiyatı hocası olarak tayin edilen Nedvî medreselerde okutulmak üzere ders kitapları hazırladı. Bu dönemde Hindistan’da Osmanlı Devleti’ni desteklemek amacıyla yapılan faaliyetlere aktif şekilde katıldı. Şiblî Nu‘mânî’nin tavsiyesiyle Ebü’l-Kelâm Âzâd’ın el-Hilâl gazetesinde yöneticiliğe başladı (Mayıs 1913), burada dinî-siyasî yazılar yazdı. 1913’ün sonlarında Pôna’da Bombay Üniversitesi’ne bağlı Dekken Koleji’nde Farsça hocası oldu. Ancak Şiblî Nu‘mânî’nin hastalanması üzerine ertesi yıl bu görevden ayrılıp A‘zamgarh’a döndü. Şiblî vefatından önce Sîretü’n-nebî kitabı projesini tamamlama işini ona verdi. Hocasının vefatının hemen ardından arkadaşlarıyla birlikte onun A‘zamgarh’ta yıllardan beri hazırlığını yaptığı Dârülmusannifîn’in (Şiblî Akademi) açılışını gerçekleştirdi (21 Kasım 1914). Bu kurum Nedvî’nin yönetiminde Hindistan’ın önde gelen araştırma merkezlerinden biri haline geldi. Kurumun yayın organı MaǾârif dergisinin ilk sayısı Temmuz 1916’da yayımlandı.


Nedvî, Batı tarzında eğitim veren Aligarh Koleji’ne alternatif olarak 1920’de açılan Câmia Milliyye İslâmiyye’nin kurucuları arasında yer aldı. Aynı yıl Londra’ya giden Hindistan Hilâfet Heyeti’ne katılarak Türkler’e âdil muamele yapılması yolunda galip devletler nezdinde girişimlerde bulundu. Londra, Paris ve Kahire’de Osmanlı hilâfetinin dinî-siyasî haklarının korunması için gayret gösterdi. Hindistan Hicret Hareketi sırasında mevcut şartlarda Hindistan’ın dârülislâm sayılmayacağı yönünde fetva veren âlimler arasında yer aldı. 1923’te Dârülulûm-i Nedvetü’l-ulemâ’nın eğitim komitesi başkanı oldu. 1926 yılında Kral Abdülazîz b. Suûd’un çağrısı üzerine Mekke’de toplanan Dünya İslâm Konferansı’nda Hindistan müslümanlarını temsil eden heyetin başkanlığını yaptı.

1927’de Haydarâbâd-Dekken’de yayımlanmaya başlanan Islamic Culture dergisinin yayın kuruluna katılan Nedvî’nin bu dergide birçok makalesi çıktı. 1933 yılında Afganistan Kralı Nâdir Şah’ın, eğitim programlarına katkı sağlamaları için yaptığı davet sonunda Muhammed İkbal ve Seyyid Re’s Mahmûd ile birlikte bu ülkeye gitti. Batılılar’ın Hindistan İslâm tarihi Hakkındaki olumsuz propagandaları ve okullarda okutulan kitaplardaki yanlış bilgiler yüzünden harekete geçti; arkadaşlarının katılımıyla 1934’te Hindistan tarihiyle ilgili kapsamlı bir yayın programı başlattı. On beş cilt olması planlanan eserin bir kısmı kendisi hayatta iken neşredildi.

Kasım 1940’ta İslâmî ilimlere katkısından dolayı Nedvî, Aligarh İslâm Üniversitesi tarafından fahrî doktora pâyesi ile ödüllendirildi. Bopal Özerk Devleti’nin emîri Nevvâb Hamîdullah Han’ın isteğiyle Temmuz 1946’da Bopal başmüftülüğüne (kādılkudât) ve Câmia Meşrîkıyye (el-Câmiatü’l-Ahmediyye) başkanlığına tayin edildi. Hindistan Devleti’nin kurulup Bopal Özerk Devleti’nin Hindistan’a katılmasından sonra görevinden ayrılmak durumunda kaldı (Ekim 1949). Hindistan ve Pakistan adıyla iki ayrı devletin teşekkülü sürecinde müslümanların mâruz kaldığı sıkıntılardan büyük rahatsızlık duyan Nedvî, Hindistan hükümetinin ve arkadaşlarının ülkede kalması yönünde ısrarlı taleplerine rağmen 14 Haziran 1950’de Karaçi’ye gitti ve Pakistan’a yerleşmeye karar verdi. 1952’de İslâmî bir anayasa hazırlanması çalışmalarında hükümete yardımcı olmakla görevli İdâre-i Ta‘lîmât-ı İslâmî’nin başkanlığına getirildi. Ancak devlet erkânının tavırları sebebiyle burada umduğu çalışmayı yapamadı. Aynı heyette bulunan Muhammed Hamîdullah da benzer rahatsızlığı yaşadı. Pakistan’da Cem‘iyyetü’l-ulemâ-i İslâm’da başkan, Pencap ve Karaçi üniversitelerinin akademik birimlerinde üye, ilmî ve sosyal kurumlarında yönetici olarak çeşitli görevler üstlenen Nedvî 22 Kasım 1953’te Karaçi’de vefat etti.

Nedvî’nin en önemli başarısı Dârülmusannifîn’de gerçekleştirdiği çalışmalardır. Hint-İslâm kültür ve tarihi araştırmalarında öncülük yapan bu kurum çok sayıda eserin ortaya çıkmasına imkân hazırlamıştır. Şarkiyatçıların ve misyonerlerin İslâm aleyhindeki faaliyetleri hocası Şiblî gibi Nedvî’yi de üzmüştür ve eserlerinde bunun güçlü izlerini görmek mümkündür. Onun dikkate değer bir yönü de tasavvufla ilişkisidir. Hindistan ulemâsının önde gelenlerinden olan Çiştiyye tarikatı şeyhi Eşref Ali Tehânevî’ye Ağustos 1939’da intisap etmiş ve 22 Ekim 1942 tarihinde hilâfet almıştır. Aynı zamanda Hint alt kıtası eğitim tarihinde önemli bir yeri olan Nedvî, dinî eğitim veren her düzeydeki kurumun ıslahı ve programlarının geliştirilmesi için katkıda bulunmuştur. Dârülulûm-i Nedvetü’l-ulemâ, Câmia Milliyye İslâmiyye (Delhi), Aligarh İslâm Üniversitesi, Medrese-i Şemsü’l-hüdâ (Patna), Mahkeme-i Ta‘lîmât (Utar Pradeş), Bopal medreseleri ve Afganistan’daki eğitim kurumları onun ıslah çalışmaları yaptığı başlıca yerlerdir. Ayrıca Muslim Educational Conference, Cem‘iyyet-i Ulemâ-i Hind, Encümen-i Himâyet-i İslâm (Lahor) gibi kuruluşlarla iş birliği yapmış ve faaliyetlerine destek vermiştir. Çeşitli zamanlarda kendisiyle birlikte bulunan Muhammed İkbal 1933 tarihli bir mektubunda Nedvî’den övgü ile bahsetmekte, onun için “emîrü’l-ulemâ, reîsü’l-Musannifîn” sözlerini kullanmaktadır (Şems-i Tebrîz Hân, II, 481; Hâlid Bezmî, s. 856).

Nedvî’nin hayatı ve ilmî kişiliğiyle ilgili çok sayıda ilmî toplantı yapılmış, kitap ve makale yayımlanmıştır. Hakkında çıkan bazı kitaplar şunlardır: Gulâm Muhammed Haydarâbâdî, Teźkire-i Süleymân (Karaçi 1960); Şah Muînüddin Ahmed Nedvî, Ĥayât-ı Süleymân: YaǾnî ǾAllâme Seyyid Süleymân Nedvî ki Sevâniĥ-i Ĥayât aôr Ǿİlmî ve ǾAmelî Kârnâme (A‘zamgarh 1973); Seyyid Hâmid Hüseyin, ǾAllâme Seyyid Süleymân Nedvî key Taĥķīķāt-ı Elfâž-ı Urdû (Lahor 1977); Abdülkavî Disnevî, Yâdgâr-ı Süleymân (Patna 1984); Seyyid Fahrü’l-Hasan, ǾAllâme Seyyid Süleymân Nedvî key Siyâsî Ħidmet (baskı yeri yok, 1985 [Meclis-i Ulûm-i İslâmiyye]); Âfâk Sıddîkī, Evreng-i Süleymân (Karaçi 1985); Muhammed Naîm Sıddîkī Nedvî, ǾAllâme Seyyid Süleymân Nedvî (Leknev 1985); Seyyid Sabahaddin Abdurrahman, Mevlânâ Seyyid Süleymân Nedvî key Teśânîf (A‘zamgarh 1988) ve Seyyid Süleymân Nedvî key Ǿİlmî ve Siyâsî Ħidmet per Ek Nažar (A‘zamgarh 2002); Seyyid Muhammed Hâşim, Seyyid Süleymân Nedvî: Ĥayât aôr Edebî Kârnâme (Delhi 1995). Ayrıca birçok dergi Nedvî ile ilgili özel sayılar hazırlamıştır. Bunlardan MaǾârif’in ve Mecelle-i Riyâż’ın (Karaçi, Mart 1954) özel sayıları ilk akla gelenlerdir. Nedvî Hakkında 1-3 Aralık 1954 tarihinde Patna’da Bihâr Urdu Academy tarafından bir sempozyum gerçekleştirilmiş, 1984’te Aligarh İslâm Üniversitesi Urdu Department’da yapılan toplantının metinlerini Atîk Ahmed Sıddîkī kitap haline getirmiştir (Aligarh 1985). Dârülulûm-i Nedvetü’l-ulemâ’nın yöneticilerinden Muhammed İmrân Han’ın düzenlemesiyle 4-6 Eylül 1985 tarihinde Bopal’daki Dârülulûm Tâcü’l-mesâcid’de gerçekleştirilen toplantının bildirileri Mes‘ûdurrahman Han Nedvî ve Muhammed Hassân Han Nedvî tarafından MuŧâlaǾa-i Süleymânî adıyla yayımlanmıştır (Bopal 1986). 28 Kasım - 1 Aralık 1996 tarihinde Seyyid Selmân Nedvî’nin organizatörlüğünde A‘zamgarh’taki Câmiatü’r-Reşâd’da yapılan toplantının geniş bir özeti


A‘zamgarh’ta çıkan er-Reşâd adlı derginin Aralık 1996 sayısında yer almıştır.

Eserleri. 1. Sîretü’n-nebî (I-VI, A‘zamgarh 1918-1938; VII, Karaçi 1980; I-VII, Lahor 1987). İlk iki cildi Şiblî Nu‘mânî’ye, diğer ciltleri Nedvî’ye ait olan Urduca eser modern tarzda bir siyer kitabıdır. Bu çalışmada misyonerlerin ve Batılı yazarların itirazları dikkate alınmış ve bunlara cevap verilmiştir. Eserde bilhassa mûcize, vahiy, nübüvvet gibi konular derinliğine işlenmiş ve orijinal bilgiler sunulmuştur (geniş tanıtımı için bk. Enver Mahmûd Hâlid, s. 535-598; M. Miyân Sıddîkī, XXX/1-2 [1992], s. 291-306). Çalışmayı Ömer Rıza (Doğrul) Türkçe’ye çevirmiştir (İslâm Tarihi: Asr-ı Saâdet, I-V, İstanbul 1928).

Süleyman Nedvî’nin de aralarında bulunduğu bir heyetin yazdığı ve Ali Genceli’nin Urduca’dan Türkçe’ye çevirdiği, Asr-ı Saâdet adıyla meşhur on ciltlik eserin son beş cildi de Süleyman Nedvî’ye aittir (Büyük İslâm Tarihi, Asr-ı Saadet, Peygamberimizin Tebligat ve Talimatı, haz. Eşref Edib, Sebîlürreşâd Neşriyatı, İstanbul 1387/1967; bk. ASR-ı SAÂDET). 2. Sîret-i ǾÂǿişe. 1910’da kaleme alınan eser Hz. Âişe Hakkındaki sağlam bilgiler ihtiva eden ilk çalışmalardandır (A‘zamgarh 1924; Karaçi 1927). Arapça’ya Sîretü’s-seyyide ǾÂǿişe ümmi’l-müǿminîn (Dımaşk-Beyrut 2003), İngilizce’ye Hazrat Aisha Siddiqa: Life and Works of the Mother of the Believers (trc. Syed Athar Husain, Patna 2001), Türkçe’ye İslâm Tarihi: Asr-ı Saâdet V: Hz. Aişe (trc. Ömer Rıza Doğrul, İstanbul 1346/1928), ayrıca Hazreti Aişe (trc. Ahmet Karataş, İstanbul 2003) adıyla tercüme edilmiştir. 3. Ħuŧabât-ı Madras (A‘zamgarh 1926; Lahor 1932, 1984). Amerikalı bir misyonerin Hz. Îsâ’nın hayatına dair Madras Üniversitesi’nde verdiği Urduca konferansların büyük yankı uyandırması üzerine Madras’taki Cenûbî Hint İslâmî Ta‘lîmî Encümen, Nedvî’den Resûl-i Ekrem’le ilgili konferanslar vermesini talep etmiş, Nedvî de Ekim-Kasım 1925 tarihinde sekiz konferans vermiştir. Konferans metinlerini ihtiva eden eser er-Risâletü’l-Muĥammediyye ismiyle Arapça’ya (trc. M. Nâzım Nedvî, Cidde 1980), Muhammad: The Ideal Prophet (trc. Mohiuddin Ahmad, Leknev 1977; Lahor 1990) ve Muhammad the Last Messenger, the Last Message (trc. Syed Riazul Hassan, Dammam 1996) adıyla İngilizce’ye, Hz. Muhammed (sas) Hakkında Konferanslar adıyla Türkçe’ye (trc. Osman Keskioğlu, Ankara 1972) çevrilmiştir. 4. Arżu’l-Ķurǿân (I-II, A‘zamgarh 1915-1918). Kur’ân-ı Kerîm’de geçen coğrafî mekânlar ve kavimler Hakkında Urduca ilk çalışmalardandır. Nedvî bu eserini sîret projesinin bir parçası olarak göstermektedir (Şah Muînüddin Ahmed Nedvî, s. 192-193). Seyyid Muzafferüddin Nedvî’nin büyük ölçüde bu kitaptan faydalanarak A Geographical History of the Qurǿan adıyla kaleme aldığı eser (Lahore 1968; Delhi 1985), Nedvî’ye nisbet edilerek Kur’an-ı Kerim’de Kavimler ve Toplumlar: Ad Semud Medyen ismiyle Türkçe’ye tercüme edilmiştir (trc. Abdullah Davudoğlu, İstanbul 2003). 5. ǾArab u Hind key TaǾalluķāt (İlâhâbâd 1930, 1932; Karaçi 1976, 1987). 1929’da İlâhâbâd Hindustânî Akademi’nin talebi üzerine Nedvî’nin Arap ülkeleriyle Hindistan arasındaki dinî, ticarî ve ilmî ilişkilerin tarihi Hakkında verdiği konferans metinlerinden oluşmaktadır. Indo-Arab Relations: An English Rendering of Arab o Hind ke TaǾalluqat adıyla İngilizce’ye çevrilmiştir (trc. M. Salahuddin, Haydarâbâd 1962). 6. Ĥayât-ı İmâm Mâlik (A‘zamgarh 1940, 3. bs.; Lahor 1978). Biyografik bir çalışma olmakla birlikte hadis usulü ve tedviniyle birçok tâbiîn ve fukaha Hakkında bilgiler ihtiva eden Urduca bir eserdir. 7. ǾÖmer Ħayyâm aôr Us key Sevâniĥ u Teśânîf (A‘zamgarh 1933). Bu çalışma önce makale olarak yazılmış, bildiri şeklinde sunulmuş, daha sonra genişletilerek kitap haline getirilmiştir. 8. ǾArabôn ki Cehâzrânî (A‘zamgarh 1935). Bombay Islamic Research Association’un isteğiyle 1930 yılında Arap denizcilik tarihine dair verdiği dört konferansın metinlerini içeren eserde ilk Arap denizcileri ve onların icat ettiği denizcilik aletleri, ilk ulaştıkları coğrafyalar Hakkında bilgi bulunmaktadır. The Arab Navigation adıyla İngilizce’ye çevrilmiştir (trc. Syed Sabahuddin Abdur Rahman, Lahore 1966). 9. Ĥayât-ı Şiblî (A‘zamgarh 1943, 1970). Eser aynı zamanda XIX. yüzyıl Hindistan’ının ilim, kültür ve eğitim hayatı açısından da önemlidir. 10. Hinduûn ki Ǿİlmî ve TeǾâlîmî Teraķķī meyn Müselmân Ĥükümrânôn ki Kôşişeyn (Karaçi 1945). Hindular’ın ilim ve eğitim alanındaki gelişmelerinde müslüman hükümdarların gayretlerini anlatan eser The Education of Hindus under Muslim Rule ismiyle İngilizce’ye tercüme edilmiştir (trc. Shah Muinuddin Ahmad Nadvi, Karaçi 1963). 11. Ħilâfet aôr Hindûstân (A‘zamgarh 1920). Osmanlı hilâfetini destekleme faaliyetleri esnasında yazılan eserde hilâfetin Hint müslümanları ve Hindistan için ifade ettiği anlam üzerinde durulmaktadır. 12. Dünyâ-i İslâm aôr Mesǿele-i Ħilâfet (Bombay 1922). 13. Ehl-i Sünnet ve’l-cemâǾat (Karaçi 1975). 14. Ħavâtîn-i İslâm ki Bahâdrî (A‘zamgarh, ts.; Lahor 1967). 1909’da Nedve dergisinde yayımlanan makalenin genişletilmiş şekli olup Müslüman Kadınların Kahramanlıkları adıyla Türkçe’ye çevrilmiştir (trc. Ramazan Yıldız, İstanbul 1967). 15. Raĥmet-i ǾÂlem (A‘zamgarh 1940, 1945). Çocuklar için yazılmış bir siyer kitabıdır. 16. Dürûsü’l-edeb (A‘zamgarh 1910). Arap dili Hakkındaki eser Nedvî’nin ilk çalışmasıdır. 17. Luġāt-i Cedîde (A‘zamgarh 1937). Müellifin, Nedvetü’l-ulemâ’nın 1912 yılında Delhi’de yapılan, M. Reşîd Rızâ’nın da hazır bulunduğu yıllık toplantısına sunduğu eser Arapça’ya giren yeni kelimeleri içeren bir sözlüktür. 18. Yâd-ı Reftegân (A‘zamgarh 1954; Karaçi 1983). Nedvî’nin 1914-1953 yılları arasında vefat eden bazı şahsiyetler Hakkında kaleme aldığı yazılarını ihtiva eder. 19. Berîd-i Fireng (Karaçi 1952, 1997). 1920’de Hilâfet Heyeti üyesi olarak Avrupa ülkelerinde bulunduğu sırada Hindistan’daki tanınmış bazı kişilere yazdığı mektuplarından oluşur. 20. Sefernâme-i Afġānistân (A‘zamgarh, ts.). 1933’te Muhammed İkbal ile birlikte Afgan Kralı Nâdir Şah’ın davetlisi olarak gittiği Afganistan’ın ilmî ve edebî durumu Hakkında kaleme aldığı yazılardan derlenmiştir. 21. Nuķūş-i Süleymânî (A‘zamgarh 1939; Karaçi 1967). Nedvî’nin Urdu dili ve edebiyatıyla ilgili konuşmalarını, makalelerini ve bazı eserlere yazdığı sunuş yazılarını içermektedir. 22. Maķālât-ı Süleymân. Nedvî’nin MaǾârif, Nedve ve Hilâl gibi dergilerde yayımladığı önemli makaleleri Seyyid Sabahaddin Abdurrahman (I, A‘zamgarh 1966; I, Karaçi 1989) ve Şah Muînüddin Ahmed Nedvî (II-III, Karaçi 1989-1990) tarafından derlenmiştir. Eserin I. cildinde Hindistan’ın tarihi ve kültürü, II. cildinde hadis ve siyer, III. cildinde Kur’an ve tefsirle ilgili makaleler bulunmaktadır. 23. Maķālât-ı Urdû-yı MuǾallâ (nşr. Habîburrahman Han Şirvânî, Aligarh 1934). 24. Seyyid Süleymân Nedvî key Ħuŧûŧ ǾAbdülmâcid Deryâbâdî key Nâm (Karaçi 1986). Abdülmâcid Deryâbâdî’ye yazılmış 372 mektubu ihtiva etmektedir. 25. Mekâtîb-i Seyyid Süleymân Nedvî (haz. Mes‘ûd-ı Âlem Nedvî, Lahor 1953). 26. Meżâmîn-i Süleymân Nedvî (haz. Şefî‘ Ahmed, Patna, ts.).

BİBLİYOGRAFYA:

Abdülhay el-Hasenî, Nüzhetü’l-ħavâŧır, VIII, 180; Khursheed Kamal Aziz, “Khilafat Conference Presidential Address by Sayyid Sulaiman Nadvi, 8 May 1926”, The Indian Khilafat Movement, 1915-1933:


A Documentary Record, Karachi 1972, s. 311-312; Şems-i Tebrîz Hân, Târîħ-i Nedvetü’l-Ǿulemâǿ, Leknev 1984, II, 470, 475-477, 480-481, 484; Ebü’l-Hasan Ali Nedvî, Pürâney Çerâġ, Leknev 1986, I, 43-45, 50; a.mlf., Kârvân-ı Zindegî, Karaçi, ts. (Meclis-i Neşriyyât-ı İslâm), VI, 328-333; Enver Mahmûd Hâlid, Urdû Neŝr meyn Sîret-i Resûl, Lahor 1989, s. 535-598; Hâlid Bezmî, “ǾAllâme Seyyid Süleymân Nedvî”, Bîs Barey Müselmân (haz. Abdürreşîd Erşed), Lahor 1990, s. 833, 843-845, 849-857; M. Naeem Qureshi, Pan-Islam in British Indian Politics: A Study of the Khilafat Movement, 1918-1924, Leiden 2002, s. 144,145, 223, 280, 332, 352, 401, 471; Ziyâeddin Islâhî, “Âh! Fâżıl-ı Girâmî Daktır Muĥammed Ĥamîdullah Riĥlet Fermâ Geey”, Daktır Muĥammed Ĥamîdullah (haz. M. Râşid Şeyh), Faysalâbâd 2003, s. 265-266; Seyyid Sabahaddin Abdurrahman, “Sevâniĥ-i Ĥayât”, MaǾârif (Süleyman Number), LXXV/5, A‘zamgarh 1955, s. 1, 4, 6-7, 28-29, 39-40; a.mlf., “Süleymân Nedvî”, UDMİ, XI, 266-269; Ebû Zafer Nedvî, “Baçpan aôr Ŧâlib-i Ǿİlmî key kuç VâķıǾât”, MaǾârif (Süleyman Number), LXXV/5, s. 47-57; Şâh Muînüddin Ahmed Nedvî, “Ĥażretü’l-Üstâź Raĥmetullâhi Ǿaleyh ki Dînî ve Ǿİlmî Ħidmât: Un ki Teśânîf key Rôşnî meyn”, a.e., s. 192-193; Abdülmâcid Deryâbâdî, “Nuķūş-i Süleymânî Edeb ü İnşâ ki Kuç Çelekiyân”, a.e., s. 229-244; M. Miyân Sıddîkī, “Urdû Zübân meyn Çend Ehem Kütüb-i Sîret”, Fikr o Nažar (Sîret Number), XXX/1-2, İslâmâbâd 1992, s. 291-306; Muhammad Wasil Usmani, “Syed Suleman Nadvi in the Light of His Own Books”, Pakistan Library Bulletin, XVII/3-4, Karachi 1986, s. 1-10; Zafarul-Islām Khān, “Nadwī”, EI² (İng.), VII, 875-876.

Azmi Özcan