NECMEDDİN el-GAZZÎ

(نجم الدين الغزّي)

Ebü’l-Mekârim (Ebü’s-Suûd, Ebü’l-Mehâsin) Necmüddîn Muhammed b. Muhammed el-Âmirî el-Gazzî ed-Dımaşkī (ö. 1061/1651)

Fıkıh, hadis ve biyografi âlimi.

13 Şâban 977’de (21 Ocak 1570) Dımaşk’ta doğdu. Gazze’den Dımaşk’a göç eden bir ulemâ ailesine mensuptur. İlk öğrenimine Dımaşk’ta babası Bedreddin el-Gazzî’nin yanında başladı. Yedi yaşında iken babası ölünce tahsiliyle annesi ilgilendi ve Zeynüddin Ömer b. Sultan, Şehâbeddin Ahmed b. Yûnus el-Îsâvî, Muhibbüddin b. Takıyyüddin diye bilinen Kadı Muhibbüddin Muhammed b. Ebû Bekir el-Ulvânî el-Hamevî, Osman el-Yemânî gibi âlimlerin derslerine devam etmesini sağladı. Necmeddin el-Gazzî 1001-1032 (1593-1623) yılları arasında Ba‘lebek, Halep ve İstanbul gibi şehirleri ziyaret edip ulemâ ile göRüştü. Hac maksadıyla birkaç defa Hicaz’a gitti. 1025’te (1616) hocası Şehâbeddin el-Îsâvî’den sonra el-Medresetü’ş-Şâmiyye el-Berrâniyye’ye müderris tayin edildi. Emeviyye Camii’nde imamlık, ayrıca vâizlik ve müftülük gibi görevleri de ölümüne kadar sürdürdü. Rakiplerinin hasedi yüzünden müderrislikten azledildiyse de daha sonra tekrar görevine döndü. Bunun yanında Emeviyye Camii’nde Kubbetü’n-nesr’de ders vermeye başladı. 18 Cemâziyelâhir 1061’de (8 Haziran 1651) Dımaşk’ta vefat etti ve Şeyh Rislân (Arslan) ed-Dımaşkī Kabristanı’nda defnedildi. Dımaşklı birçok şair onun ölümü üzerine kasideler yazmış, Muhammed b. Yûsuf ed-Dımaşkī kasidesinin bir beytinde ölümüne tarih düşürmüştür. “Şeyhülislâm, hâfızü’l-asr, hâfızü’ş-Şâm, hâtimetü huffâzi’ş-Şâm, muhaddisü’ş-Şâm, muhaddisü’d-dünyâ” lakaplarıyla anılan Necmeddin el-Gazzî hadis ve fıkıhta devrinin önde gelen âlimlerinden olup zamanının Şâfiî’si diye kabul edilir. Tasavvufa ilgi duyduğu ve Suriye’de üç abdâldan biri olduğu kaydedilir (Muhibbî, IV, 199-200). Dinî ilimler yanında şiir, nahiv, edebiyat, tarih ve tıp gibi sahalarda da geniş bilgi sahibiydi. Öğrencileri arasında Kûrânî, İsmâil en-Nablusî, Abdülganî en-Nablusî, İbrâhim b. Mansûr el-Fettâl, Ahmed b. Kemâleddin el-Bekrî, oğlu Suûdî b. Muhammed el-Gazzî, yeğeni Zeynelâbidîn b. Zekeriyyâ el-Gazzî, Abdurrahman b. Zeynelâbidîn el-Gazzî, Nakîbzâde Abdülkādir b. Yûsuf el-Halebî, torunu Abdülkerîm b. Suûdî, İbn Hamza Abdülkerîm b. Muhammed el-Hüseynî, Ebü’l-Mevâhib Muhammed b. Abdülbâkī ve İbn Hamza Muhammed b. Kemâleddin gibi âlimler bulunmaktadır.

Eserleri. Necmeddin el-Gazzî elliye yakın eser yazmışsa da bunların bir kısmı günümüze ulaşmamıştır. Başlıca eserleri şunlardır: 1. el-Kevâkibü’s-sâǿire bi-menâķıbi aǾyâni’l-miǿeti’l-Ǿâşire. Gazzî eserin önsözünde, “Ümmetimden her asırda ileri gelenler bulunur” hadisi gereğince, yaşadığı X. (XVI.) yüzyılda da önemli şahsiyetler yetiştiğini, fakat bunlar Hakkında derli toplu bir eser bulunmadığını belirttikten sonra bu yüzyılda yaşamış şahsiyetlerin hal tercümesini içeren bir kitap yazmak için teşvik edildiğini, bu konuda


daha önce kaleme alınmış eser olarak sadece Şemseddin İbn Tolun el-Hanefî’nin et-TemettuǾ bi’l-iķrân isimli kitabının bir parçasıyla yine onun Müfâkehetü’l-ħillân adlı eserinin ilk iki cüzünü gördüğünü ve onun sadece, vefatlarına yetiştiği kimselerin vefat tarihini vermekle yetindiğini kaydetmektedir. Müellif el-Kevâkibü’s-sâǿire’yi yazarken Suriye, Kahire ve Haremeyn bölgelerinde yetişen şahsiyetlerle ilgili bilgileri şifahî olarak derlemiş, Osmanlı devlet ricâlinin hal tercümelerini Taşköprizâde Ahmed Efendi’nin eş-Şeķāǿiķu’n-nuǾmâniyye’siyle babası Bedreddin el-Gazzî’nin el-MeŧâliǾu’l-Bedriyye adlı seyahatnâmesinden özetlemiş, ayrıca kendisine ulaşan bazı bilgilerden, şahsî araştırmalarından da istifade etmiştir. Gazzî, X. (XVI.) yüzyılda hüküm süren bazı hükümdarların biyografilerini de eserine ilâve etmiş, Kutbüddin el-Mekkî’nin el-Berķu’l-Yemânî fi’l-fetĥi’l-ǾOŝmânî’sinin Mekke ile ilgili kısımlarını değerlendirmiştir. Eserin kaynaklarından biri de Radıyyüddin İbnü’l-Hanbelî’nin Dürrü’l-ĥabeb fî târîħi aǾyâni Ĥaleb’idir. Ancak Gazzî bu eserin gereksiz bilgilerle, nakkaş, tâcir, mugannî, mutrip, âşık, mimar gibi çeşitli kesimlerden pek çok kişinin hal tercümesiyle doldurulmuş olduğunu söyler. Nuaymî’nin el-ǾUnvân fî żabŧi mevâlîd ve vefeyâti ehli’z-zamân ve Abdülvehhâb eş-Şa‘rânî’nin eŧ-Ŧabaķātü’l-kübrâ ile eŧ-Ŧabaķātü’l-vüsŧâ adlı kitapları, Bedreddin el-Alâî el-Hanefî’nin 917-934 (1511-1528) yılları arasında meydana gelen Kahire ile ilgili hadiselere dair eserinin bir parçasıyla Şehâbeddin Ahmed b. Muhammed el-Hımsî el-Hatîb eş-Şâfiî’nin önemli tarihî olayları ve vefat tarihlerini ihtiva eden muhtasar tarihinin bir bölümü de Gazzî’nin faydalandığı kaynaklar arasında zikredilebilir. 901-1000 (1495-1592) yılları arasında vefat edenlerin hal tercümesini içeren eser üç tabaka üzerine tertip edilmiş, her tabaka ricâli alfabetik olarak sıralanmış, bu arada Muhammed adını taşıyanlar öne alınmıştır. Gazzî hal tercümesini verdiği şahısların adını, lakabını ve künyesini zikretmiş, doğum ve ölüm tarihlerini tam olarak tesbite çalışmış, tesbit yapamadığı durumlarda tahminde bulunmuştur. Bu arada, diğer kaynaklarda verilen tarihlerin kendi kitabıyla uyuşmadığında kendisine itimat edilmesini, çünkü bu bilgileri güvenilir kişilerden elde ettiğini söylemektedir. Eser Cebrâil Süleyman Cebbûr tarafından tahkik edilerek yayımlanmış (I-III, Beyrut 1945, 1959, 1979), Cebbûr’un gözünden kaçan bazı hataları Muhammed Ahmed Dehmân tashih etmiştir (MMİADm., XXV [1950], s. 561). 2. İtķānü mâ yaĥsünü mine (min beyâni)’l-aħbâri’d-dâǿire (el-eĥâdîŝi’l-câriye) Ǿale’l-elsün. Müellif eserini Bedreddin ez-Zerkeşî’nin el-Leǿâli’l-menŝûre (et-Teźkire fi’l-eĥâdîŝi’l-müştehire), Süyûtî’nin ed-Dürerü’l-münteŝire fi’l-eĥâdîŝi’l-müştehire ve Şemseddin es-Sehâvî’nin el-Maķāśıdü’l-ĥasene adlı kitaplarından faydalanıp halk arasında meşhur olan diğer bazı hadisleri de ilâve etmek suretiyle ortaya koymuştur. İtķān başta Aclûnî olmak üzere birçok müellifin ilgisini çekmiş ve kaynak olarak kullanılmıştır. Halîl b. Muhammed el-Arabî tarafından neşredilen eseri (I-II, Kahire 1415/1995) müellifin torunlarından Ahmed b. Abdülkerîm el-Âmirî el-Gazzî el-Ceddü’l-ĥaŝîŝ fî beyâni mâ leyse bi-ĥadîŝ adıyla ihtisar etmiştir (Riyad 1991). İbrâhim b. Süleyman b. Muhammed el-Cînînî de Gazzî’nin Süyûtî, Zerkeşî ve Sehâvî’ye eklediği hadisleri tesbit ederek Ziyâdât Ǿale’l-Maķāśıdi’l-ĥasene ve’d-Düreri’l-münteŝire adlı eserinde toplamıştır (Zâhiriyye Ktp., nr. 8584). 3. Luŧfü (Latfü)’s-semer ve ķaŧfü’ŝ-ŝemer min terâcimi aǾyâni’ŧ-ŧabaķāti’l-ûlâ mine’l-ķarni’l-hâdî Ǿaşer. el-Kevâkibü’s-sâǿire’nin zeyli olup XI. (XVII.) yüzyılın önde gelen şahsiyetleri ve Suriye’nin meşhur simaları Hakkında bilgi içerir (nşr. Mahmûd eş-Şeyh, I-II, Dımaşk, ts.). 4. Şerĥu manžûmeti Ħaśâǿiśi’l-cumǾa (el-Leǿâli’l-müctemiǾa, el-Fevâǿidü’l-müctemiǾa). Radıyyüddin Muhammed el-Gazzî’ye ait eserin manzum şerhidir (Zâhiriyye Ktp., nr. 5244 [müellif hattı]; Berlin Königlichen Bibliothek, nr. 3812). 5. Taĥbîrü’l-Ǿibârât fî taĥrîri’l-imârât (Zâhiriyye Ktp., nr. 6636, 8579, 8997 [müellif hattı]). 6. Ĥüsnü’t-tenebbüh li-mâ verede fi’t-teşebbüh (et-Tenbîh fi’t-teşbîh, et-Tenebbüh fi’t-teşebbüh). Ahlâka dair yedi ciltlik bir çalışmadır (Zâhiriyye Ktp., nr. 8586, 9030; Edeb, nr. 107-111). 7. Mevâhibü’r-raĥmân Ǿalâ Miǿeti’l-meǾânî ve’l-beyân. Ebü’l-Velîd İbnü’ş-Şıhne’ye ait Elfiyye’nin belâgat bölümünün şerhidir (Hidiviyye Ktp., nr. 3540; Dârü’l-kütübi’l-Katariyye, nr. 993; Câmiatü Ümmi’l-kurâ, nr. 400). Necmeddin el-Gazzî’nin kaynaklarda adı geçen diğer eserleri de şunlardır: Bülġatü’l-vâcid fî tercemeti’ş-Şeyħi’l-İslâm el-Vâlid, el-Ǿİķdü’l-manžûm fî riĥleti’r-Rûm, Tuĥfetü’ŧ-ŧullâb, Mecâlis fî tefsîri sûreti’l-İsrâǿ, el-HemǾu’l-hettân fî şerĥi ebyâti’l-cemǾi li’ş-Şeyħ ǾAlvân, Minberü’t-tevĥîd ve mažharü’t-tefrîd fî şerĥi cemǾi’l-cevheri’l-ferîd fî edebi’ś-śûfî ve’l-mürîd ve ǾAķdü’n-nižâm li-Ǿiķdi’l-kemâl (Luŧfü’s-semer, neşredenin girişi, I, 104-121).

BİBLİYOGRAFYA:

Necmeddin el-Gazzî, Luŧfü’s-semer ve ķaŧfü’ŝ-ŝemer (nşr. Mahmûd eş-Şeyh), Dımaşk, ts. (Vezâretü’s-sekāfe ve’l-irşâd), neşredenin girişi, I, 11-211; a.mlf., İtķānü mâ yaĥsünü mine’l-aħbâri’d-dâǿire Ǿale’l-elsün (nşr. Halîl b. Muhammed el-Arabî), Kahire 1415/1995, neşredenin girişi, s. 3-18; a.mlf., el-Kevâkibü’s-sâǿire (nşr. Cebrâil Süleyman Cebbûr), Beyrut 1979, Mukaddime, I, 1-10; ayrıca bk. neşredenin girişi, I, s. e-r; Muhibbî, Ħulâśatü’l-eŝer, IV, 189-200; İbn Şâşû, Terâcimü baǾżı aǾyâni Dımaşķ min Ǿulemâǿihâ ve üdebâǿihâ, Beyrut 1886, s. 101-104; Brockelmann, GAL, II, 376; Suppl., II, 402; Îżâĥu’l-meknûn, II, 391-392; Salâhaddin el-Müneccid, MuǾcemü’l-müǿerriħîne’d-Dımaşķıyyîn, Beyrut 1398/1978, s. 319-320; MaǾa’l-mektebe, s. 104-105; Ömer Ferruh, MeǾâlimü’l-edebi’l-ǾArabî fi’l-Ǿaśri’l-ĥadîŝ, Beyrut 1406/1986, II, 579-588; Abdulkarim Rafeq, “Social Groups, Identity and Loyalty and Historical Writing in Ottoman and Post-Ottoman Syria”, Les Arabes et l’histoire créatrice (ed. D. Chevallier), Paris 1995, s. 83-84; Ramazan Şeşen, Müslümanlarda Tarih-Coğrafya Yazıcılığı, İstanbul 1998, s. 351.

Cevat İzgi