NASÎHATÜ’l-MÜLÛK

(نصيحة الملوك)

Gazzâlî’nin (ö. 505/1111) ahlâk ve siyasete dair Farsça eseri.

Büyük Selçuklu Hükümdarı Muhammed Tapar’a ithaf edilen eser siyasetnâme türünün belli başlı örneklerindendir. Müellifin daha önce yazdığı İĥyâǿü Ǿulûmi’d-dîn ve diğer bazı kitaplarının ilgili kısımlarıyla benzerlik gösteren Naśîĥatü’l-mülûk’e tasavvufî bakış açısı hâkimdir. Gazzâlî eserine, sultandan Allah’ın nimetlerine şükretmesini ve Allah’ın dinini yaymak için çaba sarfetmesini isteyen sözlerle başlamaktadır. Girişte iman konularına geniş yer ayıran müellif imanı bir ağaca benzetir, imanın amel ve davranışlarla doğrudan ilişkili olduğunu vurgulayarak sultana öğütler verir. Dünya hayatının geçici, ölümden sonraki hayatın ebedî olduğunu hatırlatır. Allah’ın emirlerini yerine getirmesini, günahlardan kaçınmasını, âlimlerle istişare etmesini, âdil olmasını, bütün devlet görevlilerinin bu konuda hassasiyet göstermelerini sağlamasını, halkın meselelerini çözme konusunda gayret göstermesini, lüks ve israftan kaçınmasını, merhametli davranmasını ve halkın sevgisini kazanmaya önem vermesini tavsiye eder.

Yedi bölümden oluşan eserin birinci bölümünü devlet başkanlığı konusuna ayıran Gazzâlî devlet başkanının zulümden kaçınmasının ve adaleti gözetmesinin esas olduğunu belirterek halkın bu esaslara uyan hükümdara itaat etmesi gerektiğini söyler. Hükümdar ülkenin imarı için çalışmalı, halkın ihtiyaçlarını karşılamalı, aralarında fark gözetmemeli, kötülükleri engelleyip iyilikleri teşvik hususunda örnek olmalı, tarihten ibret almasını bilmeli, âlimlerin ve uzmanların görüşüne müracaat etmeli, suçlulara caydırıcı olacak şekilde hak ettikleri cezayı vermeli ve devlet görevlilerini denetlemelidir. Devlet başkanı ile toplum arasındaki etkileşime dikkat çeken Gazzâlî toplumun devlet başkanının davranışlarına göre şekillendiğini, devlet başkanının da toplumun bir ferdi olduğunun unutulmaması gerektiğini belirtir. Devletin bekāsı için adaletin temel şart olduğunu, zulümle ayakta durmanın mümkün olmadığını ifade eder. Müellif ikinci bölümde vezirlerin âdil, güvenilir, tecrübeli, cesur, ilim sahibi ve isabetli politikalar geliştirebilenler arasından seçilmesini öğütler. Üçüncü bölümde İslâm geleneğinde kalemin önemine işaret eden Gazzâlî devleti ayakta tutan iki şeyden birinin askerî gücün sembolü Kılıç, diğerinin de bürokrasiyi temsil eden kalem olduğuna dair görüşlere yer verdikten sonra kâtiplerin özelliklerinden bahseder. Kâtiplerin hat sanatını bilen, inşâ yeteneğine sahip, edebiyat, coğrafya, astronomi, matematik gibi alanlarda bilgili kişilerden seçilmesi gerektiğini söyler. Dördüncü bölümde devlet başkanlarının cömert, azimli ve gayretli olmalarını, bulundukları makamın şerefine uygun hareket etmeleri gerektiğini kaydeder. Beşinci bölümde hikmetin Allah vergisi olduğunu belirttikten sonra hikmetli sözlerden seçmeler yapar. Altıncı bölümde akıl konusunu ele alan Gazzâlî aklın insan için büyük bir nimet olduğunu ve insanın aklı ölçüsünde hayatta yer edindiğini ifade eder. Eserin son bölümünde aile hayatından bahsederek özellikle kadınlar Hakkında dönemin anlayışını yansıtan görüşlere yer verir.

Naśîĥatü’l-mülûk’ün Sultan Sencer’in Horasan meliki olduğu dönemde ona hitaben yazıldığına dair rivayetler de bulunmaktadır (s. 385-386; ayrıca bk. neşredenin girişi, s. 119-127). Eserin Gazzâlî’ye ait olmadığını ileri sürenler yanında sadece iman konularından bahseden giriş bölümünün ona ait olduğunu söyleyenler de vardır (Crone, X [1987], s. 167, 171, 173, 175).

Naśîĥatü’l-mülûk’ü Gazzâlî’nin öğrencilerinden Safiyyüddin Ali b. Mübârek b. Mevhûb el-İrbîlî, Musul Atabegi Alp Kutluğ adına et-Tibrü’l-mesbûk fî Naśîĥati’l-mülûk (et-Tibrü’l-mesbûk fî naķli Naśîĥati’l-mülûk, Ħarîdetü’s-sülûk fî Naśîĥati’l-mülûk, Naśîĥatü’l-mülûk ve’l-vüzerâǿ ve’l-ümerâǿ) adıyla Arapça’ya çevirmiş, bu çeviri Farsça aslından daha çok yaygınlık kazanmıştır.

Celâleddin Hümâî Naśîĥatü’l-mülûk’ü geniş bir mukaddime ve notlarla birlikte neşretmiş (Tahran 1315 hş., 1351 hş., 1361 hş., 1367 hş.), neşrin sonuna mütercimi bilinmeyen Arapça muhtasar bir çevirisini de eklemiştir (s. 381-434). F. R. C. Bagley, Hümâî’nin Farsça neşrini esas alarak kitabı İngilizce’ye tercüme etmiş (Gazālī’s Book of Counsel for Kings [Nasīhat al-mulūk], London 1964), Oxford Bodleian Library’de bulunan bir başka Arapça tercümesi H. D. Isaacs tarafından neşre hazırlanarak bu çevirinin sonuna eklenmiştir. Naśîĥatü’l-mülûk’ün Arapça tercümesi et-Tibrü’l-mesbûk Kahire’de basılmış (1277), daha sonra da çeşitli baskıları yapılmıştır (kenarında İbn Ebû Rendeka et-Turtûşî’nin Sirâcü’l-mülûk’ü olduğu halde Kahire 1306, 1317, 1319, 1968; nşr. Muhammed Ahmed Demec, Beyrut 1407/1987).

Eser Osmanlı döneminde birkaç defa Türkçe’ye çevrilmiştir: Âşık Çelebi (TSMK, Bağdat Köşkü, nr. 351); Kınalızâde Ali Efendi (İÜ Ktp., TY, nr. 6943); Vücûdî (Muhammed b. Abdülazîz) (İÜ Ktp., TY, nr. 3235). Son dönemde eseri Osman Şekerci Devlet Başkanlarına “Nasîhatü’l-mülûk” (İstanbul 1969), Hüseyin Okur Yöneticilere Altın Öğütler (İstanbul 2004) ve Osman Arpaçukuru Devlet Başkanına Öğütler (İstanbul 2004) adıyla Türkçe’ye çevirmişlerdir.

BİBLİYOGRAFYA:

Gazzâlî, Naśîĥatü’l-mülûk (nşr. Celâleddin Hümâî), Tahran 1367 hş., s. 385-386, neşredenin girişi, s. 119-127; a.mlf., et-Tibrü’l-mesbûk fî Naśîĥati’l-mülûk (nşr. M. Ahmed Demec), Beyrut 1407/1987, s. 172, 222, ayrıca bk. neşredenin girişi, s. 7-90; Keşfü’ž-žunûn, I, 337; II, 1958; Brockelmann, GAL, I, 423; Suppl., I, 750; Haroon Khan Sherwani, Studies in Muslim Political Thought and Administration, Lahore 1970, s. 135-167; Abdurrahman Bedevî, Müǿellefâtü’l-Ġazzâlî, Küveyt 1977, s. 184-187; A. K. S. Lambton, State and Government in Medieval Islam, Oxford 1981, s. 103-129; a.mlf., “The Theory of Kingship in the Nasīhat ul-Mulūk of Ghazālī”, IQ, I/1 (1954), s. 47-55; Hilmi Ziya Ülken, “Gazali’nin Bazı Eserlerinin Türkçe Tercümeleri”, AÜİFD, IX (1961), s. 62-63; P. Crone, “Did al-Ghazālī Write a Mirror for Princes? On the Authorship of Nasīhat al-Mulūk”, Jerusalem Studies in Arabic and Islam, X, Jerusalem 1987, s. 167-191.

Casim Avcı