NAKKAŞHÂNE

(نقّاشخانه)

Süsleme sanatçılarının toplu halde bulundukları atölyeler grubu, bir tür iş hanı.

Nakkaşhânelerde (kârhâne-i nakkāşân) ressamlar, kalem işi yapanlar, musavvir, müzehhip, mücellit gibi kitap bezemecileri, değerli taş yontucuları, işlemeciler, taşçı ustaları, camcılar çalışırdı. Gıyâseddin Baysungur’a (ö. 837/1434) sunulmak üzere hazırlanmış bir belgede, nakkaşlar için daha önce temeli atılmış olan kütüphanenin bitirildiği ve nakkaşlarla kâtiplerin artık orada oturduğu bilgisinden Timurlular’da bu iş yerlerine “kütüphane” denildiği öğrenilmektedir (Özergin, VI [1976], s. 496). Aynı ismin Safevîler’de ve Özbekler’de sultanın veya bir şehzadenin hâmiliğindeki atölyeler için de kullanıldığı görülür (Kādī Ahmed, s. 221). Ancak yine Safevî sarayında bu tür atölyelere nakkaşhâne denildiğine işaret eden bilgiler de vardır (a.g.e., s. 191).

Araştırmalar ve kaynak eserler, İstanbul’da çarşı esnafının çalıştığı nakkaşhânelerin yanı sıra (Evliya Çelebi, I, 610) Topkapı Sarayı’nın içinde ve yakınında sarayın sanat ve zanaat işlerini gören nakkaşhânelerin bulunduğunu göstermektedir. Son çalışmalara göre saray teşkilâtına bağlı ehl-i hiref-i hâssa, nakkaşlar bölüğünden bazılarının nakkaşhânesinin sarayın birinci avlusunda, bazılarının sarayın dışında ve Hipodrom’a bakan yönde Arslanhâne denilen binanın yanında olduğu anlaşılmıştır (Çağman, Ünsal Yücel Anısına Sempozyum Bildirileri, s. 44). Ayrıca saray için yapılacak özel işlerle ilgili olarak seçilen sanatçılara ayrı bir nakkaşhâne tahsis edildiği bilinmektedir. Osmanlı nakkaşhânelerinde yapılan işlerin cinsini, ustaların isimlerini ve aldıkları ücretleri gösteren kayıtların düzenli biçimde tutulması sonucunda saraya bağlı nakkaşhânelerin teşkilâtı ve çalışması Hakkında diğer İslâm ülkelerinde görülemeyecek zenginlikte bir bilgi ve belge birikimi oluşmuştur.

BİBLİYOGRAFYA:

Kādī Ahmed [Kummî], Calligraphers and Painters (trc. V. Minorsky), Washington 1959, s. 191, 221; Evliya Çelebi, Seyahatnâme, I, 610; Rıfkı Melûl Meriç, Türk Nakış Sanatı Tarihi Araştırmaları I: Vesîkalar, Ankara 1953, tür.yer.; Esin Atıl, The Age of Sultan Süleyman the Magnificent, Washington 1987, s. 29-36; Filiz Çağman, “Saray Nakkaşhanesinin Yeri Üzerine Düşünceler”, Ünsal Yücel Anısına Sempozyum Bildirileri: Sanat Tarihinde Doğudan Batıya, İstanbul 1989, s. 35-46;


a.mlf., “Behind the Ottoman Canon: The Works of the Imperial Palace”, Palace of Gold and Light: Treasures from the Topkapı, İstanbul 2000, s. 46-56; Gülru Necipoğlu, Architecture, Ceremonial and Power: The Topkapi Palace in the Fifteenth and Sixteenth Centuries, New York 1991, s. 47-48; Rauf Tuncay, “Türk Nakış Sanatı ve Nakkaş Molla Kasım”, BTTD, III/13 (1968), s. 71-77; Muammer Kemal Özergin, “Temürlü Sanatına Ait Eski Bir Belge: Tebrizli Ca‘fer’in Bir Arzı”, STY, VI (1976), s. 471-516; Carol G. Fisher, “Naķķāѕћ-қћāne”, EI² (İng.), VII, 931-932.

Zeren Tanındı