MUVÂFAKAT

(الموافقة)

Meşhur bir musannife nisbetle âlî olan isnad anlamında hadis terimi.

Sözlükte “uygun olmak, münasip düşmek” mânasındaki vefķ kökünden türeyen muvâfakat “birbirine uygun olmak, birbirine yakışmak, aynı fikirde olmak” gibi anlamlara gelir. Âlî isnadın beş türünden biri olan nisbî ulüvvün muvâfakat, müsâvat, musâfaha ve bedel adlı dört çeşidi vardır (DİA, V, 300). Muvâfakat, tanınmış hadis musanniflerinden birinin rivayet ettiği hadisi bir başka senedle o musannife uğramadan şeyhinde onunla birleşmek suretiyle yapılan rivayettir. Eğer bu isnadda musannifin şeyhine o musannifin senedinden daha az bir râvi ile varılırsa buna “âlî muvâfakat”, daha fazla râvi ile ulaşılırsa buna da “nâzil muvâfakat” denir. Meselâ Hz. Peygamber > Enes > Humeyd > Muhammed b. Abdullah el-Ensârî > Buhârî > râvi > râvi > râvi şeklindeki bir senedle Hz. Peygamber > Enes > Humeyd > Muhammed b. Abdullah el-Ensârî > râvi > râvi > râvi şeklindeki isnad incelendiğinde


ikinci senedle Buhârî’nin senedi arasında Muhammed b. Abdullah el-Ensârî’den rivayette bulunma yönüyle muvâfakat vardır. Ayrıca bu isnad râvi sayısı daha az olduğu için Buhârî’nin senedinden âlîdir. Gerek âlî gerekse nâzil türünde meşhur bir musannife hadisin rivayetinde muvâfakat edildiği için hadisin sahih olma ihtimali daha da güç kazanır. Her ne kadar bir musannife muvâfakat edilebilmesi için ikinci rivayetin mutlaka âlî isnadlı olması gerektiği söylenmişse de (İbnü’s-Salâh, s. 258) bazı muhaddisler senedin âlî olmadığı durumda da muvâfakat terimine yer vermiştir. Âlî isnada sahip olma düşüncesiyle daha çok müteahhirîn âlimlerinin önem verdiği muvâfakat çok nâdir olarak “bedel” anlamında da kullanılmıştır (Süyûtî, II, 166; Tecrîd Tercemesi, Mukaddime, I, 195).

Hadis usulünde İbnü’s-Salâh’tan sonra terim olarak kullanılmaya başlanan muvâfakat örneklerine dair Ebü’l-Kāsım İbn Balabân’ın el-ErbaǾûne’l-evvel mine’l-muśâfaĥât ve’l-muvâfaķāt ve’l-ebdâl (Süleymaniye Ktp., Damad İbrâhim Paşa, nr. 396, vr. 216-232), Zehebî’nin Cüzǿün fîhi muśâfaĥât ve’l-muvâfaķāt ve’l-Ǿavâlî (Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 546, vr. 96-101), İbn Hacer el-Askalânî’nin Ebdâlü ǾAbd b. Ĥumeyd ve muvâfaķātühû, el-Ebdâlü’l-Ǿavâlî ve’l-muvâfaķātü’l-ĥisân min Müsnedi’d-Dârimî ǾAbdillâh b. ǾAbdirraĥmân, Ömer b. Muhammed b. Mansûr İbnü’l-Hacib’in el-Muśâfaĥât ve’l-muvâfaķāt ve’l-ebdâl ve eĥâdîŝü Ǿavâlî, Münzirî’nin el-Muvâfaķāt, Abdülmü’min ed-Dimyâtî’nin Ehâdîŝü Ǿavâlî mine’l-muvâfaķāt ve’l-ebdâl, el-ErbaǾûne’l-muvâfaķāti’l-Ǿavâlî, el-Miǿetü’t-tüsâǾiyye fi’l-muvâfaķāt ve’l-ebdâli’l-Ǿâliye ve Takıyyüddin Süleyman b. Hamza el-Makdisî’nin el-Muśâfaĥât ve’l-muvâfaķātü’l-Ǿavâlî adlı eserleri bulunmaktadır (muvâfakata dair diğer eserler için bk. Kettânî, s. 356-362).

BİBLİYOGRAFYA:

Lisânü’l-ǾArab, “vfķ” md.; İbnü’s-Salâh, ǾUlûmü’l-ĥadîŝ, s. 258; Süyûtî, Tedrîbü’r-râvî (nşr. Abdülvehhâb Abdüllatîf), Beyrut 1399/1979, II, 165-166; Ali el-Kārî, Şerĥu Şerĥi Nuħbeti’l-fiker (nşr. Abdülfettâh Ebû Gudde), Beyrut 1415, s. 622-624; Cemâleddin el-Kāsımî, ĶavâǾidü’t-taĥdîŝ (nşr. M. Behcet el-Baytâr), Dımaşk 1353/1935, s. 108-109; Tecrid Tercemesi, Mukaddime, I, 194-195; Talât Koçyiğit, Hadis Istılahları, Ankara 1985, s. 35-36, 353; Abdullah Aydınlı, Hadis Istılahları Sözlüğü, İstanbul 1987, s. 122; Mücteba Uğur, Ansiklopedik Hadis Terimleri Sözlüğü, Ankara 1992, s. 299; Kettânî, er-Risâletü’l-müstetrafe (Özbek), s. 356-362; M. Yaşar Kandemir, “Bedel”, DİA, V, 300.

İbrahim Hatiboğlu