MÜSEMMEN

(مثمّن)

Türk mûsikisi usullerinden.

Arapça’da “sekizli, sekiz parçadan meydana gelmiş” anlamındaki müsemmen kelimesi Türk mûsikisinde küçük usullerden birini ifade eder. Bestekâr hânende Hacı Ârif Bey tarafından bulunup yine ilk defa onun tarafından kullanıldığı kabul edilen usul ayrıca “katikofti” (katakofti) adıyla da anılır. Ancak Yunanca “katakopto”dan geldiği anlaşılan, daha çok eski besteci ve müelliflerin kullandığı bu kelimenin argoda “uydurma, yalan söyleme” mânasına geldiği göz önüne alındığında bunun ne münasebetle bir mûsiki terimi olarak kullanıldığı anlaşılamamaktadır.

Usul, sekiz zamanlı olup bir üç zamanla bir beş zamanın veya başka bir ifadeyle bir semâi ve bir Türk aksağının birbirine eklenmesiyle meydana gelmiştir. Bunun aksi, yani bir Türk aksağı ile bir semâinin birleşmesinden oluştuğu da söylenebilir. Diğer pek çok usulün çeşitli mertebelerinin kullanılmış olmasına rağmen müsemmen


usulünün sadece 8/8’lik mertebesi kullanılmıştır. Bu usulle daha çok şarkı türkü, oyun havası ve ilâhi gibi küçük formdaki eserler ölçülmüştür.

Hacı Ârif Bey’in ısfahan makamında, “Düşme âşık hayâle yağma yok” ve uzzâl makamında, “Kamer-çehre perî-rû tende cânım”; Lemi Atlı’nın hüzzam makamında, “Leyl olur ki hüzn içinde her nefes bir âh olur”; Giriftzen Âsım Bey’in rast makamında, “Hâbgâh-ı yâre girdim arz için ahvâlimi”; Emin Ongan’ın uşşak makamında, “Gönlümün bir hâli var ki gam değil kasvet değil” mısraıyla başlayan şarkıları bu usulle ölçülmüş eserlerden bazılarıdır.

BİBLİYOGRAFYA:

Tanbûrî Cemil Bey, Rehber-i Mûsikî, İstanbul 1321, s. 47, 139; Subhi Ezgi, Nazarî-Amelî Türk Musikisi, İstanbul 1935, II, 37; Özkan, TMNU, s. 593-595; H. Sâdeddin Arel, Türk Mûsikîsi Nazariyatı Dersleri, Ankara 1991, s. 95, 97; Sadettin Heper, “Türk Musikisinde Usuller”, MM, sy. 345 (1978), s. 11-12.

İsmail Hakkı Özkan