MUHTELEFÜN FÎH

(مختلف فيه)

Güvenilirliği hakkında ihtilâf edilen râvi veya hadis anlamında terim.

Sözlükte “ihtilâf edilmiş” anlamına gelen muhtelefün fîh tabiri, terim olarak “rivayet ettiği hadis bazı âlimler tarafından kabul edilip bazılarınca edilmeyen râvi” mânasında kullanılmaktadır. Ayrıca sahih veya zayıf olduğu konusunda ihtilâf bulunan hadis ve hakkında görüş birliği bulunmayan dinî meseleleri de ifade etmektedir. Bu anlamı karşılamak üzere bazan fîhi halfün, fîhi hulfün, fîhi hilâfün ve uhtülife fîh tabirleri de geçer.

Mütekaddimîn dönemi hadis âlimleri muhtelefün fîhi terim mânasında pek kullanmamışlardır. Nitekim cerh ve ta‘dîl terimlerine dair ilk eserlerin müellifleri olan İbn Ebû Hâtim ve İbnü’s-Salâh eş-Şehrezûrî bu tabirden söz etmemiştir. Terime ilk defa Endülüslü Ebû Ali el-Gassânî yer vermiş, hadis râvilerini üçü makbul, üçü merdud, biri muhtelefün fîh olmak üzere yedi tabakaya ayırmış, son tabakadaki râvilerin âdil olup olmadığının bilinmediğini, onların bazı rivayetlerde tek kaldığını (teferrüd) belirtmiş, bunların rivayetlerini bir kısım muhaddisler kabul ederken bir kısmının reddettiğini söylemiştir (Tecrid Tercemesi, I, 209).

Zehebî ve Zeynüddin el-Irâkī beşli tasniflerinde bunları cerhin beşinci mertebesinde, Süyûtî ve Şemseddin es-Sehâvî altılı tasniflerinde cerhin altıncı mertebesinde saymışlardır. Buna göre muhtelefün fîh cerhin en hafif mertebesindeki lafızlarından biridir. Bu mertebedeki râviler bir kısım âlimlerce güvenilir bulunduğundan bazan sika râvilerin en alt mertebesinde kabul edilmiştir. Bu mertebede yer alan râvilerin hadisleri delil olarak kullanılmayıp sadece i‘tibar (güvenilir başka senedleri bulunup bulunmadığını araştırma) için yazılır.

Genelde cerh ve ta‘dîl açısından râvinin durumunu tesbit için kullanılan muhtelefün fîh tabiri sahih olup olmadığı konusunda ihtilâf edilen hadisleri de ifade eder. Nitekim İbnü’s-Salâh sahih hadisi müttefekun aleyh ve muhtelefün fîh olmak üzere ikiye ayırmış, “muhtelefün fîh sahih” tabiriyle, müttefekun aleyh olan sahih hadisteki bazı özellikleri taşımadığı için sahih olup olmadığı hususunda âlimlerin ihtilâf ettiği hadis çeşitlerini kastetmiştir. Diğer bir ifadeyle muhtelefün fîh olan sahih hadisler mürsel olan, güvenilir müdellis râviler tarafından kimden duyulduğu açıkça belirtilmeden rivayet edilen, birçok güvenilir râvi tarafından müsned olarak nakledildiği halde bir sika tarafından mürsel olarak rivayet edilen, hadis konusunda uzman sayılmayan güvenilir kimseler veya sözüne güvenilir bid‘at ehli tarafından nakledilen hadislerdir (a.g.e., s. 208). Bu tür hadisler sahih olmakla birlikte değer itibariyle müttefekun aleyh olan sahih hadislerden bir mertebe sonra gelir.

BİBLİYOGRAFYA:

İbnü’s-Salâh, ǾUlûmü’l-ĥadîŝ, s. 13-14; Zehebî, Mîzânü’l-iǾtidâl, I, 4; Irâkī, Fetĥu’l-muġīŝ, s. 177-178; Şemseddin es-Sehâvî, Fetĥu’l-muġīŝ, Beyrut 1403/1983, I, 372; Süyûtî, Tedrîbü’r-râvî (nşr. Abdülvehhâb Abdüllatîf), Beyrut 1409/1989, I, 346; Emîr es-San‘ânî, Tavżîĥu’l-efkâr (nşr. Salâh b. Muhammed b. Uveyza), Beyrut 1417/1997, II, 168; Leknevî, er-RefǾ ve’t-tekmîl, s. 144, 154; Tecrid Tercemesi, Mukaddime, I, 208, 209, 396.

Mehmet Efendioğlu