MUHAMMED EBÛ ZEHRE

(محمّد أبو زهرة)

Muhammed b. Ahmed b. Mustafâ Ebû Zehre (1898-1974)

Mısırlı âlim.

29 Mart 1898’de Nil deltasının orta kesiminde yer alan Mahalletülkübrâ’da doğdu. Bu şehrin ileri gelen bir ailesine mensuptur. İlkokulda iken Kur’ân-ı Kerîm’i ezberledi. Medrese öğreniminden sonra Tanta’daki el-Câmiu’l-Ahmedî’ye girdi (1913). 1916’da Medresetü’l-kazâi’ş-şer‘î’ye kaydoldu. Burada Ali el-Hafîf, Abdülcelîl Îsâ, Muhammed Âtıf Berekât Paşa ve Ahmed İbrâhim Bey gibi hocalardan ders aldı. Medresetü’l-kazâi’ş-şer‘î’den mezun olunca bir yıl kadar stajyer avukatlık yaptı. Bu arada dışarıdan Kahire Üniversitesi Dârülulûm Fakültesi’ni bitirdi (1927). Aynı yıl Arap dili ve fıkıh okutmak üzere bu fakülteye ve Medresetü’l-kazâi’ş-şer‘î’ye müderris tayin edildi. Ardından Sûhâc ve Kahire I. Fuâd liselerinde çalıştı. 1933’te Ezher Üniversitesi’ne bağlı Külliyyetü usûli’d-dîn’in Vaaz ve İrşad Bölümü’ne müderris oldu; okuttuğu derslere dair yazdığı eserlerle telif hayatına başladı. 2 Kasım 1934’te I. Fuâd Üniversitesi (Kahire Üniversitesi) Hukuk Fakültesi’nde hitabet, bir yıl sonra da İslâm hukuku hocalığına getirildi ve İslâm hukuku bölüm başkanlığı yaptı. 1934-1942 yılları arasında Külliyyetü usûlü’d-dîn’deki


derslerini misafir öğretim üyesi sıfatıyla sürdürdü. 1958’de Hukuk Fakültesi’nden emekli olduktan sonra da burada ders vermeye devam etti. Ma‘hedü’d-dirâsâti’l-Arabiyyeti’l-âlî’de hocalık yaptı, Ma‘hedü’d-dirâsâti’l-İslâmiyye’nin kuruluşunda rol aldı ve bu enstitünün İslâm hukuku bölüm başkanlığı görevini yürüttü. 1960 yılında Evkaf Bakanlığı’nın Kur’ân-ı Kerîm’in bir tefsirinin hazırlanması ve diğer dillere tercümesi amacıyla oluşturduğu komisyonun raportörlüğünü yaptı ve burada hazırlanan el-Münteħab fî tefsîri’l-Ķurǿâni’l-Kerîm adlı eser (Kahire 1423/2002, 20. bs.) birçok dile çevrildi. Şubat 1962’de Mecmau’l-buhûsi’l-İslâmiyye’ye üye seçildi. Bunların yanı sıra Kriminoloji ve Sosyoloji Enstitüsü, Ezher Üniversitesi Meclisi ile Teknik Bilimler ve Edebiyat Yüksek Konseyi üyeliklerinde, Hanefî ve Şâfiî mezheplerine göre kanunlaştırma komisyonu raportörlüğü görevinde bulundu. 1963-1964’te Ezher Üniversitesi’ne bağlı Külliyyetü’l-muâmelât ve’l-idâre’de İslâm hukuku dersleri okuttu. 1969 yılında aile planlaması, çok evlilik ve talâkın sınırlandırılması gibi konuların yer aldığı ahvâl-i şahsiyye kanun tasarısına yönelik sert tenkitleri üzerine gazete ve dergilerde yazı yazması engellendi, konferans ve ders vermesi yasaklandı. Cemal Abdünnâsır’ın 1970’te ölümü üzerine bu kısıtlamalar kaldırıldı. Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat’a da bu konuyla ilgili görüşlerini açıklayan bir mektup yazdı. 11 Nisan 1974’te vefat etti.

Muhammed Ebû Zehre son dönemin çok yönlü âlimlerinden biridir. Çeşitli konferansları, kitle iletişim araçlarında yaptığı konuşmalar ve başta Livâǿü’l-İslâm olmak üzere dergilerde yazdığı makalelerle Mısır’ın fikir hayatında etkili olmuştur. İslâm hukuku, tefsir, hadis, kelâm, Arap dili gibi alanlarda Kahire, İskenderiye, Ezher üniversiteleriyle Mısır dışındaki bazı Arap üniversitelerinde yüksek lisans ve doktora tezleri yönetmiş, başta ahvâl-i şahsiyye kanunu olmak üzere birçok hukukî düzenleme ve tâdil komisyonunda görev almıştır.

Düşüncelerini çekinmeden ifade eden Ebû Zehre, İslâmî değerlere aykırı bulduğu uygulamalara karşı çıkan bir ilim adamıydı. Kur’an’ın asıl mûcizevî yönünün onda mevcut hukuk prensiplerinde olduğunu söylemiş (Ebû Bekir Abdürrâzık, Ebû Zehre: İmâmü Ǿaśrih, s. 148; M. Ahmed Serrâc, sy. 11 [1992], s. 82), bilhassa hukukla ilgili eserlerinde günümüz hukukuyla İslâm hukukunu mukayeseli bir şekilde ele almış, bu yolla hukuk öğrencilerinin muhâkemesinin gelişeceğini, görüşleri tartışma ve doğruyu arama melekesi kazanacağını belirtmiştir (el-Milkiyye ve nažariyyetü’l-Ǿaķd, s. 3-4). Eserlerinde klasik fıkıh sistematiği yerine modern tasnifi esas alan bir metot benimsemiş, bu yöndeki çalışmaları teşvik etmiştir (M. Ahmed Serrâc, sy. 11 [1992], s. 83-84). Mezhepleri birbirine yaklaştıracağını, ihtiyaç halinde hepsinden faydalanmaya kapı aralayacağını, hukukla meşgul olanların İslâm hukukunun kavram ve teorilerini anlamasını, teoriyle pratik hayat arasında bağlantı kurmasını kolaylaştıracağını düşündüğü bu metodu (a.g.e., sy. 11 [1992], s. 77) izlemesinde özellikle hocası Ahmed İbrâhim Bey’in, derslerini dört mezhebin yanı sıra İmâmiyye, Zeydiyye, Zâhiriyye ve İbâzıyye ile modern hukuk ve İslâm hukukunu mukayeseli bir şekilde işlemesinin etkili olduğunu bizzat kendisi söylemektedir (Livâǿü’l-İslâm, XVIII/4 [1964], s. 208-212). Ancak Zeyd b. Ali ve Ca‘fer es-Sâdık’ın hayatı ile Ca‘ferî fıkhına dair bazı araştırmalarından dolayı Sünnîler’in, Ca‘ferîler’e ait görüşleri eleştirmesi yüzünden bu mezhebe mensup araştırmacıların ağır tenkitlerine mâruz kalmıştır (a.g.e., a.y.). Bilhassa Küleynî’nin el-Kâfî’sini Kur’ân-ı Kerîm’le ilgili bazı rivayetleri sebebiyle mahkûm etmesi yüzünden (el-İmâm eś-Śâdıķ, s. 327 vd.) kendisine reddiyeler yazılmıştır (meselâ bk. Abdürresûl el-Gaffâr, tür.yer.).

Muhammed Ebû Zehre Livâǿü’l-İslâm’da yayımladığı yazılarında fıkıh, tefsir ve hadis alanındaki araştırmalarda izlediği metodu açıklamıştır. Ona göre fıkıh araştırmalarında tutarlı metot şu üç esasa uymakla gerçekleşir: Öncelikli kaynak olarak Kur’an’a ve Sünnet’e başvurmak, bu kaynaklarda açık hüküm bulunmadığında nasların ana ilkeleri ışığında ictihad etmek (bu da kıyas yapma ve maslahatı gözetme yoluyla olur), sahâbe, tâbiîn ve müctehid imamlardan oluşan Selef’in sözlerine başvurmak. Sahâbe kavli konusundaki yaklaşımı Ebû Hanîfe’nin usulünde olduğu gibi icmâ ettikleri konularda onlara uyma ve ihtilâf ettikleri hususlarda delili en güçlü olanı tercih etme şeklindedir. Bunun ölçüsü de ya müctehid imamların çoğunun tâbi olduğu görüşü benimsemek ya da Hz. Ömer gibi ileri gelen bir sahâbîye uymaktır. Tâbiîne gelince sarih naslara aykırı bulunmamak şartıyla müctehid imamlardan çoğunluğun tâbi olduğu görüşe uymak gerekir. Fıkıh ilmini etkisi, yönlendirme gücü ve alanının genişliği bakımından dengi bulunmayan bir servete benzeten Ebû Zehre bunu müslümanların bıraktığı en hayırlı ilmî miras kabul eder. İslâm medeniyetinin fıkıhla inşa edildiğini, müslümanlara nisbet edilen İslâmî ilimler içinde en saf disiplinin fıkıh olduğunu ve fıkhın bir başka kültürden etkilenmediğini ve onun diğer ilimleri etkilediğini söyler (XVIII/3 [1964], s. 147-151).

Ebû Zehre Kur’an tefsiri konusunda üç prensip benimsemiştir. 1. Araplar’ın anladığı kelime mânalarının ve üslûbun dışına çıkmamak; 2. Kur’an lafızlarını te’vil ederek modern bilgi nazariyeleri oluşturmaktan ya da modern bilimsel nazariyeleri naslardan hareketle ispat yoluna gitmekten sakınmak (çünkü bilimsel teoriler sürekli değişmektedir); 3. Kur’ân-ı Kerîm’i anlamak için ondaki belâgat sırlarını dikkatle araştırmak. Ebû Zehre, Kur’an’ın bir başka dile tercümesinin uygun ve hatta mümkün olmadığını ileri sürmektedir (gerekçeleri için bk. a.g.e., XVIII/7 [1964], s. 403-407; XVIII/8 [1964], s. 465-468).

Muhammed Ebû Zehre’ye göre IV. (X.) yüzyılda ictihad kapısının kapanmış olduğu anlayışı müslümanların hayrına bir gelişme sayılır, ancak ehil olanlar için ictihad kapısı her zaman açıktır (Ebû Bekir Abdürrâzık, Ebû Zehre: İmâmü Ǿaśrih, s. 137-138; Nâsır Mahmûd Vehdân, s. 191; Livâǿü’l-İslâm, XVIII/5 [1964], s. 274-277; M. Ahmed Serrâc, sy. 11 [1992], s. 88, 93); evli kimseye uygulanması öngörülen recm cezasının sübûtunda kesinlik yoktur (M. Ahmed Serrâc, sy. 11 [1992], s. 85, 96); sakal dinî bir hükümden ziyade bir âdet sayılır (İslâm Hukuku Metodolojisi, s. 101); özel sigortaların işlemleri câiz değildir (Karaman, İslâm’a Göre Banka ve Sigorta, s. 200-224); dört mezhebin hilâfına aynı anda üç boşama bir boşama kabul edilir (el-Aĥvâlü’ş-şaħśiyye, s. 303-309); Hz. Peygamber hayatta iken hadislerde nesih câiz olmakla birlikte (Livâǿü’l-İslâm, XVIII/11 [1964], s. 658-662) Kur’an hükümlerinde nesih meydana gelmemiştir (Zehretü’t-tefâsîr, I, 355-358; Livâǿü’l-İslâm, XVIII/10 [1964], s. 593-597).

Eserleri. A) Tefsir ve Kur’an İlimleri. 1. Zehretü’t-tefâsîr (I-X, Kahire, ts.). Livâǿü’l-İslâm dergisinde yayımlanan Kur’ân-ı Kerîm tefsirinin kitap haline getirilmiş şekli olup müellifin ölümü dolayısıyla Neml sûresinin 73. âyetine kadar gelebilmiştir. Ebû Zehre, daha çok dirâyet tefsiri özelliğini taşıyan eserinin önsözünde klasik tefsirlere bazı eleştiriler yönelterek kendi çalışmasının amaç ve metoduna


dair ipuçları vermektedir. 2. el-MuǾcizetü’l-kübrâ (el-Ķurǿân) (Kahire 1971, 1977). Tefsirin mukaddimesi olarak yazılmaya başlanan bu çalışma hacmi artınca müstakil kitap şeklinde yayımlanmıştır.

B) Fıkıh ve Fıkıh Usulü. 1. Uśûlü’l-fıķh (Kahire 1957, 1958). Bu alanda yazılan ilk modern eserlerden olup önsözünden, daha çok Mısır’daki hukuk fakülteleri öğrencilerine yardımcı kitap şeklinde hazırlandığı anlaşılmaktadır. Eseri Abdülkadir Şener çeşitli notlarla birlikte İslâm Hukuku Metodolojisi: Fıkıh Usûlü adıyla tercüme etmiştir (Ankara 1973). 2. Muĥâđarât fî uśûli’l-fıķhi’l-CaǾferî (Kahire 1956). 3. eş-ŞerîǾatü’l-İslâmiyye. 1956 yılında Halep’te verdiği konferansın metni olup ölümünden sonra öğrencileri tarafından kitap halinde yayımlanmıştır (Beyrut 1407/1987). 4. el-Cerîme ve’l-Ǿuķūbe fi’l-fıķhi’l-İslâmî (Kahire 1956). Modern terminolojiye göre İslâm hukukunun suç ve ceza teorisini ele alan eser bazı araştırmacılarca bu alandaki ilk çalışma kabul edilmekle birlikte Abdülkādir Ûdeh’in et-TeşrîǾu’l-cinâǿiyyü’l-İslâmî’si bundan öncedir. Kitap daha sonra iki ayrı cilt halinde el-Cerîme fi’l-fıķhi’l-İslâmî (Kahire 1394/1974) ve el-ǾUķūbe fi’l-fıķhi’l-İslâmî (Kahire 1394/1974) adıyla neşredilmiş, İbrahim Tüfekçi eseri İslam Hukukunda Suç ve Ceza ismiyle Türkçe’ye çevirmiştir (I-II, İstanbul 1994). 5. el-ǾAlâķātü’d-devliyye fî žılli’l-İslâm (Kahire 1964). 1964’te Mecmau’l-buhûsi’l-İslâmiyye’nin düzenlediği konferansa sunulan tebliğ olup Hüseyin Algül ve Osman Şekerci tarafından İslâm’da Beşerî Münasebetler ismiyle tercüme edilmiştir (İstanbul 1971). 6. Nažariyyetü’l-ĥarb fi’l-İslâm (Kahire 1380/1961). Bu küçük hacimli kitabı Almanca ve İngilizce’nin yanı sıra Cezâ Ahmed Kasem La conception de la guerre dans l’Islam adıyla Fransızca’ya çevirmiş, Cemal Karaağaçlı bu çeviriyi İslâm’da Savaş Kavramı ismiyle Türkçe’ye aktarmıştır (İstanbul 1976, 1985). Ebû Zehre’nin bu alandaki diğer eserleri de şunlardır: el-Milkiyye ve nažariyyetü’l-Ǿaķd (Kahire 1977), Muĥâđarât fi’l-vaķf (Kahire 1959), Müşkiletü’l-evķāf (Kahire 1935), Buĥûŝ fi’r-ribâ (Kahire, ts.), el-Aĥvâlü’ş-şaħśiyye (Kahire 1948, 1950, 1957), Muĥâđarât fî Ǿaķdi’z-zevâc ve âŝâruhû, muķārene beyne’l-meźâhibi’l-fıķhiyye ve’l-ķavânîni’l-ǾArabiyye (Kahire 1948, 1971), el-Velâye Ǿale’n-nefs (Beyrut 1970; Kahire 1994), Şerĥu Ķānûni’l-vaśıyye (Kahire 1950, 1978; Urduca’ya da tercüme edilmiştir), Aĥkâmü’t-terikât ve’l-mevârîŝ (Kahire 1949), el-Mîrâŝ Ǿinde’l-CaǾferiyye (Kahire 1955, 1970; Tahran 1984). Osman Şekerci, müellifin zekâtla ilgili bir çalışmasını Uygulamalı Zekat Hukuku: Temel Kaideler ismiyle tercüme etmiş (Konya 1978), Mustafa Ahmed ez-Zerkā’nın sigortayla ilgili görüşlerine karşı yazdığı mütalaayı ise “Büyük Üstat M. Ebû Zehre’nin Cevabî Yazısı” adıyla Hayreddin Karaman Türkçe’ye çevirerek İslâm’a Göre Banka ve Sigorta isimli eserinin sonuna eklemiştir (İstanbul 1981, s. 200-224).

C) Biyografi. 1. Ħâtemü’n-nebiyyîn (I-II, Kahire 1973; trc. Mehmet Keskin, Son Peygamber Hz. Muhammed, I-IV, İstanbul 1993). 2. el-İmâm Ebû Ĥanîfe: Ĥayâtühû ve Ǿaśruhûârâǿühû ve fıķhuh (Kahire 1947; trc. Osman Keskioğlu, Ebû Hanîfe, Ankara 1962; İstanbul 1966; Konya 1981). 3. el-İmâm Zeyd: Ĥayâtühû ve Ǿaśruhûârâǿühû ve fıķhuh (Kahire 1959; trc. Salih Parlak - Ahmet Karababa, İmâm Zeyd, İstanbul 1993). 4. el-İmâm eś-Śâdıķ: Ĥayâtühû ve Ǿaśruhûârâǿühû ve fıķhuh (Kahire, ts.; trc. İbrahim Tüfekçi, İmam Cafer, İstanbul 1992). 5. el-İmâm Mâlik: Ĥayâtühû ve Ǿaśruhûârâǿühû ve fıķhuh (Kahire 1365, 1952; trc. Osman Keskioğlu, İmam Malik: Hayatı-Görüşleri-Fıkhı, Ankara 1984). 6. el-İmâm eş-ŞâfiǾî: Ĥayâtühû ve Ǿaśruhûârâǿühû ve fıķhuh (Kahire 1364, 1948; trc. Osman Keskioğlu, İmam Şâfiî, Ankara 1969, 1987). 7. el-İmâm Aĥmed b. Ĥanbel: Ĥayâtühû ve Ǿaśruhûârâǿühû ve fıķhuh (Kahire 1947; trc. Osman Keskioğlu, Ahmed b. Hanbel: Hayatı, Görüşleri, Fıkıhta Yeri, Ankara 1984). 8. el-İmâm İbn Ĥazm el-Endelüsî: Ĥayâtühû ve Ǿaśruhûârâǿühû ve fıķhuh (Kahire 1954; trc. Osman Keskioğlu - Gündüz Ercan, İbn Hazm, İstanbul 1996). 9. el-İmâm İbn Teymiyye: Ĥayâtühû ve Ǿaśruhûârâǿühû ve fıķhuh (Kahire 1952; trc. Osman Keskioğlu, Şeyhulislâm Ahmed İbn Teymiyye: Hayatı-Görüşleri-Fıkıhtaki Yeri, Usulü, Ankara 1987; trc. Nusrettin Bolelli - Vecdi Akyüz - Adil Bebek, İmam İbn Teymiye: Hayatı-Fikirleri-Eserleri-Çağı ve Fıkhı, İstanbul 1988). Ebû Zehre bu eserlerinde mezhep imamlarının hayatı ve eserleri yanında ilmî metotları, görüşleri, mücadeleleri, haklarında söylenenler, mezheplerin yayılışı ve buna tesir eden etkenler ve mezhepler arası tartışma konularını objektif kriterlere uygun biçimde ele almıştır. Bunlardan dört mezhep imamıyla ilgili olanların Aisha Abdurrahman Bewley tarafından The Four Imams: Their Lives, Works and Their Schools of Thought adıyla İngilizce’ye tercüme edilmiştir (London 2000).

D) Diğer Eserleri. 1. Muĥâđarât fi’n-naśrâniyye (Kahire 1942, 1368, 1381/1966). Üniversitede verdiği on konferansı ihtiva etmektedir. Âkif Nuri’nin Hristiyanlık Üzerine Konferanslar adıyla tercüme ettiği eser (İstanbul 1978) İngilizce, Fransızca ve Urduca’ya da çevrilmiştir. 2. Muķārenâtü’l-edyân: ed-Diyânâtü’l-ķadîme. Ezher Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi öğrencileri için hazırlanan bir ders kitabıdır (Kahire 1938, 1965). 3. Târîħu’l-cedel (Kahire 1935, 1943, 1980). 4. el-Ħaŧâbe: Uśûlühâtârîħuhâ fî ezheri Ǿuśûrihâ Ǿinde’l-ǾArab (Kahire 1934). 5. Târîħu’l-meźâhibi’l-İslâmiyye: I- Fi’s-Siyâse ve’l-Ǿaķāǿid; II- Fî Târîħi’l-meźâhibi’l-fıķhiyye (Kahire 1975). Eserin I. cildini Ethem Ruhi Fığlalı - Osman Eskicioğlu (İstanbul 1970) ve Hasan Karakaya - Kerim Aytekin (İstanbul 1983) İslâm’da Siyasi ve İtikadi Mezhepler Tarihi adıyla Türkçe’ye çevirmiştir. II. cildi ise Abdülkadir Şener tarafından İslâm’da Fıkhi Mezhepler Tarihi ismiyle tercüme edilmiştir (I-IV, Ankara 1968-1969, 1983). Sıbgatullah Kaya, kitabın tamamını İslâm’da İtikadî, Siyâsî ve Fıkhî Mezhepler Tarihi adıyla Türkçe’ye çevirmiştir (İstanbul 1996, 2004). 6. Tanžîmü’l-üsre ve Tanžîmü’n-nesl (Kahire, ts.). 7. et-Tekâfülü’l-ictimâǾî fi’l-İslâm (Kahire 1384/1964). E. Ruhi Fığlalı ve Osman Eskicioğlu eseri İslâm’da Sosyal Dayanışma adıyla tercüme etmiştir (İstanbul 1969, 1976). 8. Tanžîmü’l-İslâm li’l-müctemaǾ (Kahire, ts.). 1965 Mayısında Mecmau’l-buhûsi’l-İslâmiyye’nin düzenlediği konferansa sunulan bir tebliğ olup M. Vesim Taylan - Nurettin Demir tarafından İslam’da Toplum Düzeni (İstanbul 1993; Aile ve Toplum, İstanbul 2004) adıyla Türkçe’ye çevrilmiştir. 9. el-MüctemeǾu’l-insânî fî žılli’l-İslâm. 1966’da Mecmau’l-buhûsi’l-İslâmiyye’nin düzenlediği konferansa sunulan bu tebliği (Kahire 1986), Osman Şekerci İslamın Gölgesinde İnsanlık adıyla tercüme etmiş (İstanbul 1970), eser ayrıca İngilizce ve Fransızca’ya da çevrilmiştir. 10. er-Red Ǿalâ meşrûǾi vizâreti’ş-şüǿûni’l-ictimâǾiyye fi’l-üsre (Kahire 1394/1974). 11. el-Vaĥdetü’l-İslâmiyye (Beyrut 1972; Kahire 1985). İbrahim Sarmış’ın İslam Birliği ismiyle Türkçe’ye tercüme ettiği eser (Konya 1996) İngilizce ve Fransızca’ya da çevrilmiştir. 12. el-Cezâǿirü’l-müslime (Kahire, ts.). 13. ed-DaǾve ile’l-İslâm.


1973’te Mecmau’l-buhûsi’l-İslâmiyye’de sunulan tebliğdir (Kahire, ts.). Maşuk Aydın’ın İslâm’a Davet adıyla tercüme ettiği eser (İstanbul, ts. [Birleşik Yayıncılık]) İngilizce ve Fransızca’ya da çevrilmiştir. Nâsır Mahmûd Vehdân, Muhammed Ebû Zehre’nin yönettiği yüksek lisans ve doktora tezlerini, katıldığı toplantıları, radyo konuşmalarını, çeşitli dergilerde yayımlanan yazılarının tam listesini, kitap, dergi ve gazetelerde hakkında çıkan yazıların yerlerini kaydetmiştir (Ebû Zehre Ǿâlimen İslâmiyyen, s. 272-404).

BİBLİYOGRAFYA:

Muhammed Ebû Zehre, Zehretü’t-tefâsîr, Kahire, ts. (Dârü’l-fikri’l-Arabî), I, 3-11, 355-358, ayrıca bk. Mukaddime, I, 13-15, İftitâhiyye, I, 17-19; a.mlf., el-İmâm eś-Śâdıķ, Kahire, ts. (Dârü’l-fikri’l-Arabî), s. 327 vd.; a.mlf., el-Aĥvâlü’ş-şaħśiyye, Kahire 1377/1957, s. 303-309; a.mlf., İslâm Hukuku Metodolojisi: Fıkıh Usûlü (trc. Abdülkadir Şener), Ankara 1973, s. 101; a.mlf., el-Milkiyye ve nažariyyetü’l-Ǿaķd fi’ş-şerîǾati’l-İslâmiyye, Kahire 1977, s. 3-4; Enver el-Cündî, AǾlâmü’l-ķarni’r-râbiǾ Ǿaşer el-hicrî: AǾlâmü’d-daǾve ve’l-fikr, Kahire 1981, I, 35-49; Hayreddin Karaman, İslâm’a Göre Banka ve Sigorta, İstanbul 1981, s. 200-224; a.mlf., İslâm Hukuk Tarihi, İstanbul 1989, s. 315, 349; Ziriklî, el-AǾlâm (Fethullah), VI, 25-26; Ebû Bekir Abdürrâzık, Ebû Zehre: İmâmü Ǿaśrih, ĥayâtühû ve eŝeruhü’l-Ǿilmî, Kahire 1985; a.mlf., Ebû Zehre fî reǿ-yi Ǿulemâǿi’l-Ǿaśr, Kahire 1986; Mahmûd eş-Şerkāvî - Muhammed Receb, el-Maĥalletü’l-kübrâ: Târîħ ve şaħśiyyât, Kahire 1987, s. 40-50; M. Receb el-Beyyûmî, en-Nehđatü’l-İslâmiyye fî siyeri aǾlâmihe’l-muǾâśırîn, Kahire 1987, III/5, s. 217-246; a.mlf., “eş-Şeyħ Muĥammed Ebû Zehre faķīhün mültezemün”, et-Teżâmünü’l-İslâmî, XXXVII/9, Mekke 1403/1983, s. 72-77; XXXVII/11 (1403/1983), s. 85-89; Ömer Rızâ Kehhâle, el-Müstedrek, Kahire 1408/1988, s. 585-586; Abdürresûl el-Gaffâr, Beyne’l-Küleynî ve ħuśûmih: Mevķıfü Muĥammed Ebî Zehre mine’l-Küleynî, Beyrut 1415/1995; Nâsır Mahmûd Vehdân, Ebû Zehre Ǿâlimen İslâmiyyen: Ĥayâtühû ve menhecühû fî buĥûŝihî ve kütübih, Kahire 1417/1996; Lem‘î el-Mutîî, “eş-Şeyħ Muĥammed Ebû Zehre”, MevsûǾatü hâźe’r-racül min Mıśr, Beyrut 1417/1997, s. 484-490; Îsâ Abduh, et-Teǿmîn beyne’l-ĥılli ve’t-taĥrîm, Kahire, ts. (Dârü’l-i‘tisâm), s. 136-147; Livâǿü’l-İslâm, XVIII/3, Kahire 1964, s. 147-151; XVIII/4 (1964), s. 208-212; XVIII/5 (1964), s. 274-277; XVIII/6 (1964), s. 339-342; XVIII/7 (1964), s. 403-407; XVIII/8 (1964), s. 465-468; XVIII/11 (1964), s. 658-662; M. Râşid en-Nedvî, “eş-Şeyħ Muĥammed Ebû Zehre”, Mecelletü’l-MecmaǾi’l-Ǿilmiyyi’l-Hindî, II/1-2, Aligarh 1977, s. 193-196; Abdülmuiz Abdülhamîd el-Cezzâr, “Muĥammed Ebû Zehre: Şeyħu’l-fuķahâǿi’l-muǾâśırîn”, ME, LVI/8 (1984), s. 1266-1273; M. Ahmed Serrâc, “Cühûdü’ş-Şeyħ ‘Ebî Zehre’ fî taŧvîri’d-dirâsâti’l-fıķhiyye”, Dirâsât ǾArabiyye ve İslâmiyye, sy. 11, Kahire 1992, s. 73-97; M. Vefâ Rîşî, “Ebû Zehre (Muĥammed)”, el-MevsûǾatü’l-ǾArabiyye, Dımaşk 1998, I, 126-127.

Saffet Köse